Munzam Zararın İcra Dosyaları İçin Bir İncelemesi

Mevcut durumda, enflasyonun artmasına rağmen mahkeme veya icra dairelerinde talep edilebilecek yasal faiz oranı %9 olarak sabitlenmiştir. Ancak bu oran, alacaklının zararını telafi etmekten uzaktır ve borçlu tarafından suiistimale açıktır. Alacaklı, ödenmeyen her gün için artan bir zarara maruz kalmaktadır.

Mevcut durumda, enflasyonun artmasına rağmen mahkeme veya icra dairelerinde talep edilebilecek yasal faiz oranı %9 olarak sabitlenmiştir. Ancak bu oran, alacaklının zararını telafi etmekten uzaktır ve borçlu tarafından suiistimale açıktır. Alacaklı, ödenmeyen her gün için artan bir zarara maruz kalmaktadır.

Örneğin, 100.000 TL'lik bir alacağınız var ve borcu tahsil etmek için dava veya icra sürecine başvuruyorsunuz. Diyelim ki bir yıl sonra bu davayı kazandınız. Ancak bu süreçte, asıl alacak tutarının alım gücü azalır ve siz sadece %9 faiz talep edebilirsiniz. Borçlu zamanında ödeme yapmış olsaydı ve siz bu parayı yatırıma yönlendirmiş olsaydınız, paranızın değeri artacaktı. Dolayısıyla, %9 faizden elde edilemeyen kısım olan artan zararı talep edebilmek için ek bir maddi zarar ayrıca talep edilmesi gerekmektedir.

Bu maddi zarara "Munzam (Aşkın) Zarar" denilmektedir. Yasal faizi aşan zarar, munzam zarar olarak adlandırılır. Borçlu, borcunu zamanında ödeseydi, alacaklı bu parayı yüksek faizle veya başka yatırım araçlarıyla değerlendirebilirdi. Ancak uzun bir yargı sürecinin sonunda dahi, asıl alacak %9 faizle ödense bile ciddi bir değer kaybı ve zarar meydana gelir. Bu zararın ve değer kaybının hukuki olarak talep edilebilmesi mümkündür.

Munzam zarar, asıl alacakla birlikte aynı dava kapsamında veya ek bir dava ile talep edilebilir. Munzam zararın talep edilebilmesi için öncelikle bir alacağın doğması gerekmektedir. Bu alacağa "asıl alacak" denir. Temerrüt tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden yasal faiz işletilebilir. Ancak enflasyon dönemlerinde dahi, asıl alacağın değer kaybı nedeniyle borcun ifası zararı karşılamaktan uzaktır. Munzam zarar, temerrüt faizi ile karşılanamayan ve onu aşan bölüme ilişkin zarar olarak tanımlanır.

Munzam zararın ispatı için genel bir hukuk ilkesi olarak, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ispat yükümlülüğü düşer. Ancak son dönemde verilen kararlara göre, munzam zararın ispatı için somut delillere ihtiyaç duyulmamaktadır. Uzman bilirkişilerden alınacak raporlar ve resmi kurumlardan getirilecek belgelerle gerçek/aşkın zararın belirlenmesi yeterli olabilir. Ancak mahkemeler arasında bu konuda farklı kararlar da bulunmaktadır.

Munzam zarar taleplerinde zamanaşımı süresi genellikle 10 yıldır. Ancak her durumda, hukuki süreçlerde hak kaybına uğramamak için bir avukattan hukuki yardım almak faydalı olacaktır.

Derecelendirme



5

Başlık : Munzam Zararın İcra Dosyaları İçin Bir İncelemesi

Açıklama: Mevcut durumda, enflasyonun artmasına rağmen mahkeme veya icra dairelerinde talep edilebilecek yasal faiz oranı %9 olarak sabitlenmiştir. Ancak bu oran, alacaklının zararını telafi etmekten uzaktır ve borçlu tarafından suiistimale açıktır. Alacaklı, ödenmeyen her gün için artan bir zarara maruz kalmaktadır.

Yazar: Ali Haydar GÜLEÇ

Yorum Yazın



Yorumlar(0)