
İnternetten İçerik Kaldırma ve Erişimin Engellenmesi
Dijital çağda internet üzerindeki içeriklerin kaldırılması ve erişimin engellenmesi önemli bir hukuki konu haline gelmiştir. 5651 sayılı İnternet Kanunu çerçevesinde düzenlenen bu süreç, hem bireysel hakların korunmasını hem de ifade özgürlüğünün sınırlarını belirler. Kişilik haklarından özel hayatın gizliliğine, suç teşkil eden içeriklerden kamu yararına kadar geniş bir yelpazede değerlendirilen bu konu, günümüzde hem hukukçular hem de internet kullanıcıları için kritik öneme sahiptir.
5651 Sayılı İnternet Kanunu ve Temel Kavramlar
İnternet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele konusunda Türkiye'nin temel yasal çerçevesi 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ile belirlenmiştir. Bu kanun, dijital çağın getirdiği yeni hukuki ihtiyaçlara cevap vermek amacıyla hazırlanmış ve internet ortamındaki hak ihlallerine karşı etkili koruma mekanizmaları oluşturmuştur.
Kanunun Kapsamı ve Amacı
04.05.2007 tarihinde kabul edilen ve 23.05.2007 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 5651 sayılı kanun, internet ortamında işlenen suçlarla mücadelenin daha etkin yapılabilmesi, özel hayatın ve kişilik haklarının hızlı ve etkili bir şekilde korunması ihtiyacı nedeniyle getirilmiştir. Kanun, 2008, 2014, 2015 ve 2016 yıllarında önemli değişikliklere uğrayarak günümüzdeki halini almıştır.
Kanunun temel amacı, internet ortamında yayımlanan içeriklerle kişilik haklarının veya özel hayatın gizliliğinin ihlali, suç işlenmesi ve kamu yararının bulunması gibi nedenlerle hukuka aykırı içeriğin bulunduğu URL'ye veya tüm internet sitesine erişimin engellenmesini düzenlemektir. Bu düzenleme, hem bireysel hakların korunmasını hem de internet ortamındaki suçlarla mücadeleyi amaçlamaktadır.
Madde 8 ve 9, içerik kaldırma ve erişimin engellenmesi şartlarının düzenlendiği temel hükümlerdir. Bu maddeler, hangi durumlarda ve hangi usullerle erişim engelleme kararı verilebileceğini detaylı olarak belirlemektedir. Kanun, içerik kaldırma ve erişimin engellenmesi sebeplerini dört ana başlık altında toplamıştır:
- Özel hayatın gizliliği ihlali
- Kişilik haklarının ihlali
- Gecikmesinde sakınca bulunan haller
- Suç nedeniyle erişim engelleme
Temel Tanımlar
5651 sayılı kanun kapsamında internet hukukunun anlaşılması için bazı temel kavramların bilinmesi gerekmektedir. Bu kavramlar, kanunun uygulanmasında kritik öneme sahiptir:
İçerik Sağlayıcı
İçerik sağlayıcı, internet ortamına bilgi veya içerik sağlayan herkesi ifade eder. Bu tanım oldukça geniş tutulmuş olup, blog yazarından sosyal medya kullanıcısına, haber sitesi editöründen forum moderatörüne kadar internet ortamına herhangi bir şekilde içerik yükleyen tüm kişi ve kuruluşları kapsamaktadır.
Yer Sağlayıcı
Yer sağlayıcı, web sitesinin mülkiyet hakkı sahibi, işletmecisi veya hosting hizmeti veren firmayı tanımlar. Bu kavram, internet sitesinin fiziksel olarak barındırıldığı sunucu hizmetini sağlayan kuruluşları ifade eder ve sorumluluk açısından önemli bir konumdadır.
Erişim Sağlayıcı
Erişim sağlayıcı, kullanıcılara internet erişimi sağlayan Turkcell, Türk Telekom, Vodafone gibi telekomünikasyon firmalarını kapsar. Bu firmalar, erişim engelleme kararlarının uygulanmasında kritik rol oynar.
İnternet Toplu Kullanım Sağlayıcı
Bu kavram, internet kafeler, kütüphaneler, üniversiteler gibi belirli yerlerde internet kullanım olanağı sağlayan kişi veya kuruluşları ifade eder.
E-tespit
E-tespit, Türkiye Noterler Birliği'nin 7 gün 24 saat esasına göre internet verilerini tespit etmesi sürecidir. Bu sistem, internet ortamındaki delillerin hukuki geçerliliğe sahip şekilde tespit edilmesini sağlar.
Yetkili Makamlar
5651 sayılı kanun kapsamında erişim engelleme kararı verebilecek makamlar, konunun ciddiyeti ve aciliyetine göre farklılaşmaktadır. Bu makamların yetki alanları ve karar verme süreçleri kanunda detaylı olarak düzenlenmiştir.
Sulh Ceza Hakimliği
Sulh Ceza Hakimliği, kişilik haklarının ihlali nedeniyle içerik çıkarma ve erişimi engelleme konusunda görevli temel yargı merciidir. Yetkili mahkeme, internet sitesinin Türkiye'de bilinen merkez adresi varsa o adresteki Sulh Ceza Hakimliği veya mağdurun yerleşim yeri Sulh Ceza Hakimliği'dir.
Sulh Ceza Hakimliği, başvuruyu en geç 24 saat içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Bu hızlı karar verme süreci, internet ortamındaki hak ihlallerinin acil niteliği göz önünde bulundurularak belirlenmiştir.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK)
BTK Başkanı, özel hayatın gizliliğinin ihlali nedeniyle erişimin engellenmesi konusunda doğrudan karar verme yetkisine sahiptir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde BTK Başkanı doğrudan karar verebilir, ancak bu karar 24 saat içinde Sulh Ceza Hakiminin onayına sunulmalıdır.
Cumhuriyet Savcılığı
Cumhuriyet Savcısı, soruşturma evresinde katalog suçlar kapsamında erişim engelleme kararı verebilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde savcı da karar verebilir, ancak bu karar 24 saat içinde hakimin onayına sunulması gerekmektedir.
Erişim Sağlayıcıları Birliği
Erişim engelleme kararlarının uygulanmasını sağlayan özel hukuk tüzel kişisidir. BTK tarafından erişim sağlayıcılara iletilen kararlar derhal, en geç 4 saat içinde yerine getirilir.
Bu yasal çerçeve, internet ortamındaki hak ihlallerine karşı hızlı ve etkili mü
Erişim Engelleme Sebepleri ve Katalog Suçlar
5651 sayılı İnternet Kanunu, internet ortamında yayınlanan içeriklerin hangi durumlarda kaldırılabileceği veya erişiminin engellenebileceği konusunda detaylı düzenlemeler içermektedir. Bu düzenlemeler, hem bireysel hakların korunmasını hem de toplumsal düzenin sağlanmasını amaçlamaktadır.
Kişilik Haklarının İhlali
Kişilik haklarının ihlali, internet ortamında en sık karşılaşılan erişim engelleme sebeplerinden biridir. 5651 sayılı Kanun'un 9. maddesi uyarınca, internet ortamında yapılan yayınlar nedeniyle kişilik haklarının ihlal edilmesi durumunda içeriğin kaldırılması veya erişimin engellenmesi mümkündür.
Kişilik haklarının ihlali kapsamında değerlendirilen durumlar şunlardır:
- Hakaret ve iftira içeren yayınlar
- İtibar zedeleyici beyanlar ve haberler
- Kişinin onuru ve saygınlığını zedeleyen içerikler
- Yanlış veya yanıltıcı bilgiler içeren yayınlar
- Ticari itibarı zedeleyen içerikler
Yargıtay kararlarında, kişilik haklarının ihlali değerlendirilirken ifade özgürlüğü ile kişilik hakları arasında adil bir denge kurulması gerektiği vurgulanmaktadır. Özellikle kamu görevlileri ve ünlü kişiler için bu denge daha hassas bir şekilde değerlendirilmekte, eleştiri sınırları içinde kalan ifadelerin korunması önem taşımaktadır.
Özel Hayatın Gizliliği
Özel hayatın gizliliğinin ihlali, 5651 sayılı Kanun'un 9/A maddesi ile düzenlenen özel bir erişim engelleme sebebidir. Bu kapsamda, kişilerin özel yaşamlarına ilişkin bilgi, belge, görüntü veya ses kayıtlarının izinsiz olarak internet ortamında yayınlanması durumunda erişim engelleme kararı verilebilir.
Özel hayatın gizliliği ihlali kapsamında değerlendirilen durumlar:
- Kişisel fotoğraf ve videoların izinsiz paylaşımı
- Özel konuşmaların kayıt altına alınıp yayınlanması
- Aile yaşamına ilişkin mahrem bilgilerin ifşası
- Kişisel verilerin izinsiz kullanımı
- İntim görüntülerin rızasız paylaşımı
Bu tür ihlaller için BTK'ya doğrudan başvuru yapılabilmekte ve 4 saat içinde erişim engelleme kararı alınabilmektedir. BTK Başkanı tarafından verilen karar, 24 saat içinde Sulh Ceza Hakimi'nin onayına sunulmakta ve hakim 48 saat içinde kararını açıklamaktadır.
Suç Teşkil Eden İçerikler
5651 sayılı Kanun'un 8. maddesi, belirli suç tiplerini "katalog suçlar" olarak tanımlamış ve bu suçları içeren yayınlar için erişim engelleme mekanizması öngörmüştür. Bu düzenleme, toplumsal düzenin korunması ve özellikle çocukların ve gençlerin zararlı içeriklerden korunması amacını taşımaktadır.
Katalog suçlar şunlardır:
- TCK madde 84 - İntihara yönlendirme: İnternet ortamında intihar yöntemlerini öğreten veya intihara teşvik eden içerikler
- TCK madde 103/1 - Çocukların cinsel istismarı: Çocuklara yönelik cinsel istismar içeren materyaller
- TCK madde 190 - Uyuşturucu kullanımını kolaylaştırma: Uyuşturucu madde kullanımını teşvik eden veya kolaylaştıran yayınlar
- TCK madde 194 - Sağlık için tehlikeli madde temini: Sağlığa zararlı maddelerin temini konusunda bilgi veren içerikler
- TCK madde 226 - Müstehcenlik: Müstehcen içerikli yayınlar
- TCK madde 227 - Fuhuş: Fuhuş faaliyetlerini teşvik eden veya kolaylaştıran içerikler
- TCK madde 228 - Kumar: Kumar oynanması için yer ve imkan sağlayan siteler
Ayrıca 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun kapsamındaki suçlar ve 7258 sayılı Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamındaki suçlar da katalog suçlar arasında yer almaktadır.
BTK verilerine göre 2020 yılı istatistikleri şu şekildedir:
- Müstehcenlik: %55,75
- Fuhuş: %26,28
- Kumar: %15,77
- Çocukların Cinsel İstismarı: %1,93
Bu suçlar için erişim engelleme kararı, soruşturma evresinde Sulh Ceza Hakimi, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından verilmektedir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı da karar verebilmekte, ancak bu karar 24 saat içinde hakimin onayına sunulmaktadır.
Katalog suçlar kapsamında verilen erişim engelleme kararları, yeterli şüphe standardına göre değerlendirilmekte ve toplumsal zararın önlenmesi amacıyla hızlı bir şekilde uygulanmaktadır. Bu süreçte, ifade özgürlüğü ile kamu düzeni arasındaki denge gözetilmekte ve sadece gerçekten zararlı içeriklerin engellenmesi hedeflenmektedir.
Yetkili Makamlar ve Başvuru Süreçleri
İnternetten içerik kaldırma ve erişimin engellenmesi konusunda farklı makamlar farklı yetkilere sahiptir. 5651 sayılı İnternet Kanunu çerçevesinde belirlenen bu yetkili makamlar, başvuru türüne ve içeriğin niteliğine göre değişkenlik göstermektedir. Her makamın kendine özgü başvuru süreci, karar verme süresi ve uygulama mekanizması bulunmaktadır.
Sulh Ceza Hakimliği Başvurusu
Sulh Ceza Hakimlikleri, kişilik haklarının ihlali nedeniyle yapılan erişim engelleme başvurularında birincil yetkili makamdır. 5651 sayılı Kanun'un 9. maddesi kapsamında, kişilik hakları ihlal edilen kişiler doğrudan Sulh Ceza Hakimliğine başvurabilmektedir.
Yetkili mahkeme belirlenmesinde iki seçenek bulunmaktadır:
- İnternet sitesinin Türkiye'de bilinen merkez adresinin bulunduğu yer Sulh Ceza Hakimliği
- Mağdurun yerleşim yeri Sulh Ceza Hakimliği
Sulh Ceza Hakimi, başvuruyu 24 saat içinde duruşma yapmaksızın karara bağlamak zorundadır. Bu süre, internetin hızlı yapısı ve hak ihlallerinin süratle giderilmesi ihtiyacı gözetilerek belirlenmiştir.
Başvuru sürecinde dikkat edilmesi gereken hususlar:
- Başvuru dilekçesinde kişilik hakkının hangi yönden ihlal edildiğinin açık şekilde belirtilmesi
- İhlal teşkil eden içeriğin URL adresinin tam olarak verilmesi
- Varsa delillerin dilekçeye eklenmesi
- İçerik sağlayıcıya önceden başvuru yapılıp yapılmadığının belirtilmesi
Hakim tarafından verilen erişim engelleme kararı, genellikle belirli URL'ye yönelik olmakta, zorunlu durumlar dışında tüm siteye erişim engeli tercih edilmemektedir. Bu yaklaşım, ifade özgürlüğü ile kişilik hakları arasında adil denge kurulması amacını taşımaktadır.
BTK Başvuru Süreci
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), özel hayatın gizliliğinin ihlali durumlarında doğrudan başvuru yapılabilecek yetkili makamdır. 5651 sayılı Kanun'un 9/A maddesi kapsamında, mağdurlar BTK'ya doğrudan başvurarak hızlı çözüm elde edebilmektedir.
BTK başvuru sürecinin özellikleri:
- Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde BTK Başkanı doğrudan karar verebilir
- Karar alındıktan sonra 4 saat içinde erişim sağlayıcılara iletilir ve uygulanır
- BTK Başkanı kararını 24 saat içinde Sulh Ceza Hakiminin onayına sunmak zorundadır
- Hakim 48 saat içinde kararını açıklamak zorundadır, aksi halde erişim engeli otomatik olarak kalkar
BTK'nın bu yetkisi, özellikle özel hayatın gizliliğine yönelik acil müdahale gerektiren durumlarda kritik önem taşımaktadır. Kişisel verilerin, mahrem görüntülerin veya özel bilgilerin izinsiz paylaşılması gibi durumlarda hızlı çözüm imkanı sağlamaktadır.
BTK başvurusu yapılırken dikkat edilecek hususlar:
- Özel hayatın gizliliği ihlalinin somut şekilde ortaya konulması
- İhlal teşkil eden içeriğin detaylı tanımlanması
- Aciliyet durumunun gerekçelendirilmesi
- Kişisel verilerin hangi şekilde ihlal edildiğinin açıklanması
Cumhuriyet Savcılığı Yetkileri
Cumhuriyet Savcılıkları, suç teşkil eden içerikler nedeniyle erişim engelleme kararı verebilecek yetkili makamlardandır. 5651 sayılı Kanun'un 8. maddesi kapsamında belirlenen katalog suçlar söz konusu olduğunda savcılık yetkili hale gelmektedir.
Cumhuriyet Savcısının yetki alanı:
- Soruşturma evresinde Sulh Ceza Hakimi yetkili olmakla birlikte
- Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısı da karar verebilir
- Savcı kararı 24 saat içinde Sulh Ceza Hakiminin onayına sunulmalıdır
- Kovuşturma evresinde mahkeme yetkili makamdır
Savcılık kararı gerektiren durumlar:
- Müstehcenlik suçu (TCK madde 226)
- Fuhuş suçu (TCK madde 227)
- Kumar oynanması için yer sağlama (TCK madde 228)
- Çocukların cinsel istismarı (TCK madde 103/1)
- İntihara yönlendirme (TCK madde 84)
- Uyuşturucu kullanımını kolaylaştırma (TCK madde 190)
İtiraz süreci açısından, verilen kararlara karşı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu madde 267 vd. hükümlerine göre itiraz edilebilmektedir. İtiraz süresi, kararın öğrenilmesinden itibaren 7 gün olarak belirlenmiştir.
İtiraz edebilecek kişiler:
- Cumhuriyet savcısı
- Erişime engellenen yayını yayınlayan kişi
- Katılan sıfatını almış olanlar
- Suçtan zarar görmüş bulunanlar
Bu üçlü yetki sistemi, hem hızlı müdahale imkanı sağlamakta hem de hukuki güvenceleri korumaktadır. Her makamın kendine özgü uzmanlık alanı ve süreçleri, internet ortamındaki hak ihlallerine karşı etkin mücadele edilmesini mümkün kılmaktadır.
Yargıtay Kararları ve İçtihat Hukuku
İnternetten içerik kaldırma ve erişimin engellenmesi konusunda Yargıtay kararları, hukuki uygulamanın şekillenmesinde kritik rol oynamaktadır. Yüksek mahkemenin verdiği kararlar, kişilik hakları ile ifade özgürlüğü arasındaki hassas dengeyi kurma konusunda alt derece mahkemelerine yol gösterici nitelik taşımaktadır.
Kişilik Hakları ve İfade Özgürlüğü Dengesi
Yargıtay'ın bu konudaki en önemli kararlarından biri Yargıtay 19. Ceza Dairesi'nin 2019/31517 E., 2019/14002 K. sayılı kararıdır. Bu kararda, bir estetik cerrah doktorun internet forumundaki hasta şikayetleri nedeniyle erişim engelleme talebinin reddedilmesi ele alınmıştır. Yargıtay, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına atıfla ifade özgürlüğünün önemini vurgulamış ve şu temel ilkeleri belirlemiştir:
- Kamu hizmeti yapan kişilerin daha az korunmaya muhtaç olduğu ilkesi
- Hasta şikayetlerinin eleştiri sınırları içinde kalması durumunda korunması
- Demokratik toplum gereklerine uygunluk değerlendirmesi
- İfade özgürlüğünün kamu yararı açısından önemi
Yargıtay bu kararında, doktorun mesleki faaliyetlerinin kamu hizmeti niteliği taşıdığını, dolayısıyla bu konudaki eleştirilerin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Karar, 02.11.2020 tarihinde oy birliğiyle verilmiş olup, kişilik hakları ile ifade özgürlüğü arasındaki dengenin nasıl kurulacağına dair önemli kriterler ortaya koymuştur.
Unutulma Hakkı Kriterleri
Yargıtay, internet yayınlarının unutulma hakkı kapsamında değerlendirilmesi için detaylı kriterler geliştirmiştir. Bu kriterler, mahkemelerin karar verme sürecinde objektif standartlar oluşturmaktadır:
- Yayının içeriği ve internet ortamında kaldığı süre
- Haberin güncelliğini yitirme durumu
- İçeriğin tarihsel veri olarak kabul edilip edilemeyeceği
- Yayının kamu yararına katkısının devam edip etmediği
- Habere konu kişinin siyasetçi veya ünlü olup olmadığı
- Haberin olgusal gerçekler içerip içermediği
- Halkın ilgili veriye yönelik meşru ilgisinin bulunup bulunmadığı
Yargıtay'ın somut bir olayda verdiği kararda, 15 yıl önceki "Ahtapot Çetesi" soruşturmasına ilişkin haberin erişim engelleme talebi reddedilmiştir. Yüksek mahkeme, haberin toplumsal güncelliğini koruduğunu, kamu yararına katkısının devam ettiğini ve başvuranın mahkum olduğu suçlar nedeniyle haberin hala önemli olduğunu belirtmiştir.
Basın Özgürlüğü Sınırları
Yargıtay 7. Ceza Dairesi'nin 2021/20743 E., 2021/16395 K. sayılı kararı, basın özgürlüğü ile kişilik hakları arasındaki dengeye ilişkin önemli ilkeler ortaya koymuştur:
Kamu görevlilerinin korunma düzeyi konusunda Yargıtay, bu kişilerin basın özgürlüğü kapsamında daha az korunmaya muhtaç olduğunu belirtmiştir. Bu ilke, demokratik toplumda kamu denetiminin gerekliliği ve şeffaflık ilkesi ile yakından ilgilidir.
Yargıtay, haberlerin somut olaylara dayanması ve basın özgürlüğü sınırları içinde kalması durumunda erişimin engellenemeyeceğini vurgulamıştır. Ancak bu özgürlüğün sınırsız olmadığını da belirterek, aşağıdaki koşulların aranması gerektiğini ifade etmiştir:
- Haberin kamu yararına olması
- Gerçek olaylara dayanması
- Ölçülülük ilkesine uygunluk
- Kişilik haklarını aşırı şekilde zedelememesi
Anayasa Mahkemesi'nin 04.10.2017 tarih, 2014/18260 sayılı kararında da benzer yaklaşım benimsenmiş, 5 yıl 3 ay önceki haberler için bile güncelliğin devam edebileceği, basın özgürlüğü ile manevi bütünlük arasında adil denge kurulması gerektiği belirtilmiştir.
Yargıtay kararları, 5651 sayılı Kanun'un 9. maddesinin uygulanması için iki temel şartın varlığını aramaktadır: internet ortamında yapılan bir yayının bulunması ve yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edilmesi. Bu şartların değerlendirilmesinde AİHM kriterlerinin dikkate alınması gerektiği vurgulanmaktadır.
İnternetten içerik kaldırma ve erişimin engellenmesi konusu, teknolojik gelişmelerle birlikte sürekli evrim geçiren bir hukuk alanıdır. 5651 sayılı İnternet Kanunu'nun sağladığı yasal çerçeve, Yargıtay kararlarıyla şekillenen içtihat hukuku ve uluslararası standartlar bir arada değerlendirildiğinde, hem bireysel hakların korunması hem de ifade özgürlüğünün güvence altına alınması mümkün olmaktadır. Bu dengenin kurulmasında mahkemelerin somut olay bazında değerlendirme yapması, kamu yararını gözetmesi ve demokratik toplum gereklerini dikkate alması kritik önem taşımaktadır. Gelecekte bu alandaki hukuki gelişmelerin, dijital haklar ile geleneksel hak ve özgürlükler arasındaki uyumu sağlama yönünde devam edeceği öngörülmektedir.