Mobil Oyunlarda Uygulama İçi Satın Alımların Hukukî Statüsü

Mobil Oyunlarda Uygulama İçi Satın Alımların Hukukî Statüsü

Mobil oyun endüstrisi son yıllarda muazzam bir büyüme göstererek milyarlarca dolarlık bir pazar haline gelmiştir. Ancak bu hızlı gelişim beraberinde önemli hukuki soruları da getirmiştir. Mobil oyunların fikri mülkiyet hukuku kapsamında nasıl korunacağı, hangi eser kategorisine dahil edileceği ve karşılaşılan hukuki problemlerin nasıl çözüleceği konuları sektör için kritik önem taşımaktadır. Bu kapsamlı analiz, mobil oyunların hukuki statüsünü detaylı şekilde incelemektedir.

Mobil Oyunların Hukuki Niteliği ve FSEK Kapsamında Değerlendirilmesi

Mobil oyun endüstrisi, 2022 yılında 152 milyar dolar gelir elde ederek küresel dijital eğlence sektörünün en büyük bölümünü oluşturmaktadır. Bu muazzam ekonomik büyüklüğe rağmen, mobil oyunların hukuki statüsü ve fikri mülkiyet hukuku kapsamındaki korunma biçimleri konusunda önemli belirsizlikler bulunmaktadır. Türk hukuk sistemi açısından bu belirsizliklerin giderilmesi, hem sektörün sağlıklı gelişimi hem de yaratıcıların haklarının korunması açısından kritik önem taşımaktadır.

Eser Olma Şartları

5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) madde 1/B uyarınca eser, "sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri" olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımdan hareketle, bir fikri ürünün FSEK kapsamında eser olarak korunabilmesi için üç temel şartın birlikte sağlanması gerekmektedir.

Şekli şart, fikri ürünün FSEK'te sayılan eser kategorilerinden birine dahil olmasını gerektirmektedir. Bu şart, mobil oyunlar açısından en sorunlu alanı oluşturmaktadır çünkü oyunlar, kanunda açıkça düzenlenmiş bir eser kategorisi değildir. Objektif şart, fikrin algılanabilir bir şekilde dış dünyaya yansıtılmış olmasını ifade etmektedir. Mobil oyunlar, görsel ve işitsel unsurlarıyla birlikte kullanıcılar tarafından algılanabilir nitelikte olduğundan bu şartı sağlamaktadır.

Subjektif şart ise eserin sahibinin hususiyetini taşıması, yani yaratıcısının kişilik özelliklerini yansıtacak düzeyde özgün olmasını gerektirmektedir. Mobil oyunlarda bu şart, oyunun tasarım felsefesi, karakter yaratımı, hikaye anlatımı ve etkileşim mekanikleri gibi unsurlar aracılığıyla sağlanabilmektedir.

Mobil Oyunların Unsurları

Mobil oyunlar, karmaşık yapıları gereği üç temel unsurdan oluşmaktadır. Görsel unsurlar, oyun ortamını oluşturan çevre tasarımları, karakter modelleri, nesneler ve arayüz elemanlarını kapsamaktadır. Bu unsurlar, güzel sanat eseri niteliğinde değerlendirilebilir ve FSEK'in ilgili hükümleri çerçevesinde korunabilir.

İşitsel unsurlar, oyunun atmosferini oluşturan müzikler, ses efektleri ve karakter seslendirmelerini içermektedir. Bu bileşenler, musiki eseri kategorisi altında ayrı ayrı koruma altına alınabilir. Yazılımsal unsurlar ise oyunun işleyişini sağlayan kaynak kodları, algoritmaları ve programlama yapılarını oluşturmaktadır.

FSEK madde 2 kapsamında bilgisayar programları ilim ve edebiyat eseri olarak değerlendirilmekte ve bu çerçevede yazılımsal unsurlar koruma altına alınabilmektedir. Ancak bu ayrı ayrı koruma yaklaşımı, mobil oyunların bütüncül niteliğini tam olarak yansıtmamaktadır.

Karma Nitelik Sorunu

Mobil oyunların hukuki niteliğinin belirlenmesinde en önemli gelişme, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 19.06.2018 tarih, 2017/642 Esas, 2018/295 Karar sayılı kararıyla gerçekleşmiştir. Bu kararda Yargıtay şu tespiti yapmıştır:

Yargıtay, bilgisayar oyunlarının sahip oldukları görsel ve işitsel unsurlarıyla bağlantılı olarak sinema eserine, yazılımsal programlar içermeleri sebebiyle de bilgisayar programına benzeyen özellikleri olması nedeniyle bilgisayar oyunlarını karma nitelikte olduğu şeklinde karara varmıştır.

Bu karar, mobil oyunların tek bir eser kategorisine sığmayacak kadar karmaşık yapıda olduğunu hukuki açıdan teyit etmektedir. Karma nitelik, oyunların hem sinema eseri hem de bilgisayar programı özelliklerini aynı anda taşıdığını ifade etmektedir.

Bu karma yapı, mobil oyunların korunmasında multimedya eser kavramının önemini artırmaktadır. Multimedya eserler, farklı eser türlerinin dijital ortamda bir araya getirilerek interaktif bir bütün oluşturduğu yapılardır. Mobil oyunlar, görsel, işitsel ve yazılımsal unsurlarının etkileşimi sonucu ortaya çıkan interaktif deneyim sunmaları nedeniyle bu kavrama en uygun örnekleri oluşturmaktadır.

Ancak mevcut FSEK düzenlemesinde multimedya eserler açıkça tanımlanmamıştır. Bu durum, mobil oyunların bütüncül korunması konusunda hukuki boşluk yaratmakta ve sektör açısından belirsizliklere neden olmaktadır. Oyunların farklı unsurları ayrı ayrı korunabilse de, eserler arası etkileşim ve bütüncül yaratıcılık tam olarak değerlendirilememektedir.

Bu hukuki belirsizlik, özellikle oyun klonlama, karakter kullanımı ve telif ihlali davalarında sorunlar yaratmaktadır. Mobil oyunların karma niteliğinin kabul edilmesi, bu alanda daha tutarlı ve kapsamlı bir koruma sisteminin geliştirilmesi için önemli bir adım olmakla birlikte, kanun koyucunun bu alanda daha detaylı düzenlemeler yapması ihtiyacını da ortaya koymaktadır.

Mobil Oyunların Eser Kategorileri Açısından Korunması

Mobil oyunların fikri mülkiyet hukuku kapsamında korunması konusunda en temel sorun, bu oyunların hangi eser kategorisi altında değerlendirileceğinin belirlenmesidir. FSEK'te açık bir düzenleme bulunmaması nedeniyle, mobil oyunların mevcut eser kategorileri çerçevesinde korunması gerekmektedir. Bu durum, oyunların karma niteliği göz önüne alındığında önemli hukuki belirsizlikler yaratmaktadır.

Bilgisayar Programı Olarak Koruma

Mobil oyunların FSEK madde 2 kapsamında ilim ve edebiyat eseri olarak değerlendirilmesi mümkündür. Bu yaklaşım, oyunların temelinde yer alan yazılımsal kodlara odaklanmaktadır. Bilgisayar programları, FSEK'te ilim ve edebiyat eserleri kategorisinde yer almakta ve özel koruma rejiminden yararlanmaktadır.

Bilgisayar programı olarak korumanın avantajları şunlardır:

  • Yazılımsal kodların doğrudan korunması
  • Tersine mühendislik faaliyetlerine karşı güçlü koruma
  • Uluslararası anlaşmalarla uyumlu koruma standardı

Ancak bu yaklaşımın önemli sınırlılıkları bulunmaktadır. Mobil oyunların yalnızca bilgisayar programı olarak korunması durumunda, oyunların görsel ve işitsel unsurları koruma kapsamı dışında kalacaktır. Bu durum, oyunların bütüncül korunması açısından yetersiz kalmaktadır.

FSEK madde 18/II uyarınca, iş ilişkisi kapsamında geliştirilen mobil oyunlarda çalışanların fikri hakları konusu da önem taşımaktadır. Madde, "aralarındaki özel sözleşmeden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça; memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki haklar bunları çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılır" hükmünü içermektedir.

Sinema Eseri Olarak Koruma

Mobil oyunların FSEK madde 5 kapsamında sinema eseri olarak değerlendirilmesi de tartışılan bir seçenektir. Sinema eserleri, "her türlü hareketli görüntüler dizisi" olarak tanımlanmaktadır. Mobil oyunlar, hareketli görüntülerin art arda gelmesiyle sanal gerçeklik ortamı yaratması açısından sinema eserlerine benzemektedir.

Sinema eseri korumasının olumlu yönleri:

  • Görsel unsurların kapsamlı korunması
  • Hareketli görüntü dizisinin bütüncül değerlendirilmesi
  • Yaratıcı içeriğin sanatsal değerinin tanınması

Bununla birlikte, mobil oyunların sinema eseri olarak korunmasının ciddi eksiklikleri vardır. Oyunların interaktif yapısı ve yazılımsal unsurları, geleneksel sinema eserlerinden farklı özellikler taşımaktadır. Kullanıcının oyun üzerindeki etkileşimi ve oyunun dinamik yapısı, statik hareketli görüntü dizisi kavramını aşmaktadır.

Multimedya Eser Kavramı

Mobil oyunların karma niteliği göz önüne alındığında, multimedya eser kavramı en uygun koruma biçimi olarak öne çıkmaktadır. Multimedya eserler, farklı eser türlerinin dijital ortamda bir araya getirildiği interaktif eser türleri olarak tanımlanabilir.

Multimedya eser korumasının temel özellikleri:

  • Görsel, işitsel ve yazılımsal unsurların bütüncül korunması
  • İnteraktif yapının hukuki tanınması
  • Karma niteliğin uygun şekilde değerlendirilmesi

Nintendo Co. Ltd and Others v. PC Box Srl and 9Net Srl kararında (23.01.2014) Avrupa Birliği Adalet Divanı, bilgisayar oyunlarının sadece bilgisayar programlarına indirgenemeyeceğini vurgulamıştır. Bu karar, oyunların çok boyutlu yapısının uluslararası düzeyde kabul gördüğünü göstermektedir.

Ancak FSEK'te multimedya eserlere ilişkin açık bir düzenleme bulunmaması önemli bir eksikliktir. Bu durum, mobil oyunların hukuki statüsünde belirsizlik yaratmakta ve sektörün gelişimini olumsuz etkilemektedir.

Mevcut durumda mobil oyunların farklı unsurları, farklı eser kategorileri altında korunabilmektedir:

  • Yazılımsal kodlar: Bilgisayar programı olarak
  • Görsel unsurlar: Güzel sanat eseri olarak
  • Müzikler: Musiki eseri olarak
  • Karakterler: Güzel sanat eseri olarak

Bu parçalı koruma yaklaşımı, oyunların bütüncül değerlendirilmesi açısından yetersiz kalmakta ve hukuki uyuşmazlıklarda sorunlar yaratabilmektedir. Kanun koyucunun multimedya eser kategorisini FSEK'e eklemesi, sektörün ihtiyaçlarına daha uygun bir çözüm sunacaktır.

Mobil Oyunların Korunmasında Karşılaşılan Hukuki Problemler

Mobil oyun endüstrisinin hızla büyümesi ve 700 milyon dolarlık Türkiye pazarı ile Peak Games'in 1,8 milyar dolara satılması gibi başarı hikayeleri, sektörün ekonomik potansiyelini gözler önüne sermektedir. Ancak bu büyüme beraberinde çeşitli hukuki problemleri de getirmektedir. Mobil oyunların fikri mülkiyet hukuku kapsamında korunması sürecinde karşılaşılan sorunlar, geliştirme aşamasından piyasaya sürülme sonrasına kadar geniş bir yelpazede kendini göstermektedir.

Piyasaya Sürülmeden Önceki Sorunlar

Mobil oyun geliştirme sürecinde fikir-ifade ayrımı ilkesi temel bir sorun teşkil etmektedir. FSEK kapsamında korunan unsur fikrin kendisi değil, fikrin ifade ediliş biçimidir. Bu durum, oyun geliştiricilerini özellikle geliştirme aşamasında savunmasız bırakmaktadır.

Oyun konseptinin paylaşılması gereken durumlarda, örneğin yatırımcı sunumları, iş ortaklığı görüşmeleri veya dış kaynak kullanımında, gizlilik sözleşmeleri (non-disclosure agreement) kritik önem taşımaktadır. Bu sözleşmeler olmaksızın paylaşılan oyun fikirleri ve konseptleri hukuki koruma altında bulunmamaktadır.

Ticari sır koruması da bu aşamada değerlendirilmesi gereken bir seçenektir. Ancak mobil oyunların doğası gereği piyasaya sürüldükten sonra tersine mühendislik çalışmalarına açık olması, ticari sır korumasının etkinliğini sınırlamaktadır. Bu nedenle geliştirme aşamasında kapsamlı gizlilik anlaşmaları yapılması, hukuki güvenlik açısından kaçınılmazdır.

Ayrıca, oyun geliştirme ekiplerinde çalışan personelin FSEK madde 18/II kapsamında değerlendirilmesi gereken durumları bulunmaktadır. İş sözleşmelerinde fikri haklara ilişkin düzenlemelerin net şekilde belirlenmesi, gelecekteki uyuşmazlıkların önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır.

Oyun Klonlama Sorunu

Mobil oyun pazarının dinamik yapısı ve başarılı oyunların hızla taklit edilmesi eğilimi, oyun klonlama sorununu sektörün en önemli problemlerinden biri haline getirmektedir. Popüler bir oyunun temel mekaniklerini, görsel tasarımını veya oynanış özelliklerini kopyalayan benzer oyunların piyasaya sürülmesi, orijinal geliştiricilerin haklarını ihlal edebilmektedir.

Klon oyunların belirlenmesinde "bulunması zorunlu olan sahneler" ilkesi rehberlik etmektedir. Bu ilke uyarınca, belirli bir oyun türünde bulunması zorunlu ve kişiye özgülenemeyecek unsurlar koruma kapsamına girmemektedir. Örneğin, bir yarış oyununda arabaların hareket etmesi, bir bulmaca oyununda parçaların eşleştirilmesi gibi temel mekanikler doğal unsurlar olarak kabul edilmektedir.

Mobil oyun mağazalarının filtreleme mekanizmaları bu sorunun çözümünde önemli rol oynamaktadır. App Store ve Google Play gibi platformların uygulayabileceği otomatik tespit sistemleri ve inceleme süreçleri, klon oyunların piyasaya sürülmesini engelleyebilecek en işlevsel çözümler arasında yer almaktadır.

Scènes à Faire İlkesi

Data East USA, Inc. v. Epyx, Inc. davası (862 F.2d 204, 30.11.1988) mobil oyunların korunması açısından emsal nitelikte bir karardır. Amerika Birleşik Devletleri 9. Daire Temyiz Mahkemesi bu davada önemli bir hukuki ilke ortaya koymuştur.

Data East USA, Inc. v. Epyx, Inc. davasında mahkeme, karate oyunu tekniklerinin kullanılmasıyla ilgili fikri hak ihlali iddiasını değerlendirmiş ve scènes à faire ilkesine vurgu yaparak, dövüş oyunlarında benzer motiflerin doğal olduğunu ve herkes tarafından kullanılabilecek bu tip motiflerin başkaları tarafından kullanılmasının fikri hak ihlali oluşturmayacağına hükmetmiştir.

Bu karar, mobil oyunlar için scènes à faire ilkesinin uygulanmasında önemli bir rehber oluşturmaktadır. İlke, belirli bir tür veya konuda kaçınılmaz olarak bulunması gereken unsurların telif hakkı korumasından yararlanamayacağını öngörmektedir.

Mobil oyunlar bakımından ihlal iddiasında bulunan tarafın oyunu ile davalının oyunu arasında detaylı karşılaştırma yapılması gerekmektedir. Bu karşılaştırmada aradaki benzerliğin klasik unsurların ötesinde bir benzerlik olup olmadığının tespiti kritik önem taşımaktadır.

Örneğin, bir platform oyununda karakterin zıplaması, bir strateji oyununda kaynakların toplanması veya bir bulmaca oyununda parçaların döndürülmesi gibi temel mekanikler scènes à faire kapsamında değerlendirilebilir. Ancak bu unsurların özgün bir şekilde birleştirilmesi, karakteristik görsel tasarım veya benzersiz oynanış deneyimi yaratılması durumunda koruma mümkün hale gelmektedir.

Bu hukuki problemlerin çözümünde proaktif yaklaşım benimseyen geliştiriciler, hem yasal haklarını koruyabilmekte hem de sektörün sağlıklı gelişimine katkıda bulunabilmektedir. Özellikle uluslararası pazarda faaliyet gösteren Türk mobil oyun şirketlerinin bu hukuki çerçeveyi iyi anlaması ve uygulaması, rekabet avantajı sağlayabilecek önemli faktörlerden biridir.

Mobil Oyun Karakterlerinin Korunması ve Hukuki Yollar

Mobil oyunların en değerli unsurlarından biri hiç şüphesiz karakterleridir. Bu karakterler, oyuncuların duygusal bağ kurduğu, marka değeri yaratan ve ticari başarının anahtarı olan unsurlardır. Ancak bu karakterlerin hukuki korunması, mobil oyun endüstrisinde karşılaşılan en karmaşık konulardan biridir.

Ayırt Edici Tasvir Testi

Kurgusal karakterlerin fikri mülkiyet hukuku kapsamında korunabilmesi için belirli kriterleri sağlaması gerekmektedir. Bu konuda Nichols v. Universal Pictures Corp. davası (45 F.2d 119, 2d Cir. 1930) emsal nitelikte bir karardır. Bu davada kurgusal karakterlerin korunabileceği tezi ilk defa ileri sürülmüş ve ayırt edici tasvir testi ortaya atılmıştır.

Ayırt edici tasvir testi, bir karakterin alelade bir tip olmasının ötesinde eser sahibinin hususiyetini yansıtan ve belli bir ayırt ediciliğe ulaşan bir karakter olması durumunda eserden bağımsız korunabileceğini öngörmektedir. Bu test iki aşamalı bir inceleme yapılmasını gerektirir:

  • İhlale uğrayan karakter fikri mülkiyet hukuku korumasından yararlanacak ölçüde bir ayırt ediciliğe sahip olmalıdır
  • İhlale yol açtığı iddia edilen karakter de orijinal karaktere ihlal oluşturacak seviyede benzer olmalıdır

Mobil oyunlardaki karakterler görsel karakter olarak nitelendirilir ve üç temel özelliği bulunmaktadır: ismi, fiziksel görünümü ve kişilik özellikleri. Bu özelliklerin bir araya gelerek özgün bir bütün oluşturması, karakterin korunabilirliği açısından kritik önem taşımaktadır.

Karakterlerin Eserden Bağımsız Korunması

Mobil oyun karakterlerinin eserden bağımsız korunabilmesi için belli bir hususiyet derecesine ulaşmış ve ayırt edici nitelik kazanmış olması gerekmektedir. Her mobil oyun karakterinin bu korumadan yararlanamayacağı açıktır. Karakter, sıradan bir tip olmaktan çıkıp, yaratıcısının hususiyetini taşıyan özgün bir varlık haline gelmelidir.

Bu bağlamda karakterin korunabilirliği değerlendirilirken şu unsurlar dikkate alınmalıdır:

  • Karakterin fiziksel özelliklerinin özgünlüğü ve ayırt ediciliği
  • Kişilik özelliklerinin derinliği ve karmaşıklığı
  • Karakterin hikaye içindeki rolü ve gelişimi
  • Görsel tasarımın yaratıcılık düzeyi

Karakterin bu kriterleri sağlaması durumunda, mobil oyundan bağımsız olarak da koruma altına alınabilir ve başka oyunlarda izinsiz kullanımına karşı hukuki yollara başvurulabilir.

İhlal Durumunda Başvuru Yolları

Mobil oyun karakterlerinin izinsiz kullanımı söz konusu olduğunda, eser sahibi FSEK madde 68-72 arasında düzenlenmiş olan hukuk ve ceza davalarına başvurabilecektir. Bu hukuki yollar şunlardır:

Hukuk Davaları:

  • Tespit davası: Hukuka aykırılığın tespiti için açılır
  • Saldırının durdurulması davası: Devam eden ihlallerin durdurulması ve telif tazminatı talep edilebilir
  • Önleme davası: Henüz doğmamış veya tekrar edilme tehlikesi bulunan saldırılara karşı açılır
  • Elde edilen kazancın iadesi davası: Saldıranın elde ettiği karın iadesi talep edilir
  • Maddi ve manevi tazminat davaları: Genel hükümler uyarınca zarar tazmini istenir

Ceza Davaları: Hak sahibinin yazılı izni olmaksızın karakteri kullanan, çoğaltan, dağıtan kişiler hakkında bir yıldan beş yıla kadar hapis veya adli para cezası öngörülmüştür. Bu suç şikayete bağlıdır.

Tazminat hesaplamasında ise Yargıtay'ın belirlediği kriterler uygulanmaktadır:

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2002/11-176 E., 2002/214 K., 20/03/2002 T. kararında bahsi geçen telif tazminatının hesabında "… varsayımsal sözleşme bedeli tayin edilirken eser sahibinin bilimsel/ sanatsal yeteneği, üretim kapasitesi gibi sübjektif nitelikleri, eserin beğeni ölçüsü, sayfa sayısı, estetik görünümü, nitelik ve niceliği, ihlal edilen mali hakkın türü, coğrafi kapsamı, ihlal süresi, ihlalin yapıldığı vasıta, bunun geniş halk kitlesine ulaşımı gibi objektif kriterler dikkate alınarak …" şeklinde birtakım kıstaslar ortaya koymuştur.

Bu karar, mobil oyun karakterlerinin ihlali durumunda tazminat hesaplamasında karakterin popülaritesi, yaratıcının sanatsal yeteneği, ihlalin süresi ve kapsamı gibi faktörlerin dikkate alınacağını göstermektedir.


Sonuç olarak, mobil oyun endüstrisinin hızla büyüyen yapısı karşısında, bu oyunların hukuki korunması kritik önem taşımaktadır. Mobil oyunların karma nitelikte olması, farklı unsurlarının ayrı ayrı koruma altına alınmasını gerektirmektedir. Görsel unsurlar güzel sanat eseri, işitsel unsurlar müzik eseri, yazılımsal unsurlar ise bilgisayar programı olarak korunabilmektedir. Ancak oyunların bütüncül korunması için multimedya eser kategorisinin FSEK'e eklenmesi en uygun çözüm olarak görülmektedir. Bu düzenleme gerçekleşene kadar, mobil oyunların farklı unsurları mevcut eser türlerinin korumasından yararlanmaya devam edecektir. Sektörün sürdürülebilir gelişimi için hukuki belirsizliklerin giderilmesi ve uluslararası standartlara uygun koruma mekanizmalarının oluşturulması büyük önem taşımaktadır.

Yazar Görseli
Müellif

Av. Ali Haydar GÜLEÇ

Güleç Hukuk Bürosu'nda 9 yıldır yöneticilik ve avukatlık yapmaktadır.