Dijital Varlıkların Mirasa Konu Olması

Dijital Varlıkların Mirasa Konu Olması

Dijitalleşen dünyada bireylerin sahip olduğu dijital varlıkların ölüm sonrası akıbeti önemli bir hukuki sorun haline gelmiştir. Kripto paralar, sosyal medya hesapları ve dijital cüzdanlar gibi varlıkların miras yoluyla intikali konusunda Türk hukukunda yasal boşluklar bulunmaktadır. Bu makale, dijital varlıkların miras hukuku ve vergi hukuku açısından durumunu detaylı olarak incelemektedir.

Dijital Varlıkların Tanımı ve Hukuki Statüsü

Dijital Varlık Kavramı

Dijitalleşmenin hızla yaygınlaştığı günümüzde, bireylerin sahip olduğu varlıkların niteliği de köklü bir değişim geçirmektedir. Dijital varlık kavramı, teknik anlamda ikili formda (0 ve 1) sayısal kodlama ile meydana getirilen her şeyi ifade ederken, hukuki anlamda bir kişinin üzerinde hakkı veya menfaati bulunduğu her türlü elektronik kaydı kapsamaktadır.

Bu kapsamda dijital varlıklar arasında şunlar sayılabilir:

  • E-posta hesapları ve içerikleri
  • Sosyal medya hesapları (Facebook, Instagram, Twitter vb.)
  • Kripto paralar ve dijital cüzdanlar
  • NFT'ler (Non-Fungible Token)
  • Alan adları (domain)
  • Çevrimiçi oyun hesapları ve sanal varlıklar
  • Bulut bilişim sistemlerinde depolanmış dijital veriler
  • Elektronik ticaret hesapları
  • Dijital müzik, film ve kitap koleksiyonları

Dijital varlıkların geleneksel varlıklardan temel farkı, fiziksel bir karşılığının bulunmaması ve tamamen elektronik ortamda var olmasıdır. Bu durum, söz konusu varlıkların hukuki statüsünün belirlenmesinde önemli zorluklar yaratmaktadır.

Hukuki Tanım ve Kapsam

Türk hukukunda dijital varlıkların kapsamlı bir tanımı henüz yapılmamış olmakla birlikte, TMK m. 599/2 hükmü bu konuda önemli bir dayanak oluşturmaktadır. Söz konusu madde, "mirasçıların miras bırakanın aynî haklarını, alacaklarını ve diğer malvarlığı haklarını kazanacağını" düzenlemektedir. Bu düzenlemedeki "diğer malvarlığı hakları" ifadesi, dijital varlıkların miras hukuku kapsamında değerlendirilmesi için önemli bir açık kapı bırakmaktadır.

TCMB'nin 16.04.2021 tarihli "Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik" ise kripto varlıkları "dağıtık defter teknolojisi veya benzer teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulan gayri maddi varlıklar" şeklinde tanımlamıştır. Bu yönetmelikte kripto varlıkların ödeme aracı, para veya menkul kıymet olmadığı açıkça belirtilmiştir.

Dijital varlıkların hukuki statüsünün belirlenmesinde TMK m. 762'de yer alan "doğal güçler" ifadesinin de önemli bir referans noktası olabileceği düşünülmektedir. Bu maddenin kripto varlıkları da kapsayacak şekilde yorumlanması, söz konusu varlıklar için yeni ve özgün nitelikte bir eşya kategorisi oluşturulması açısından değerlendirilmektedir.

Sınıflandırma Kriterleri

Dijital varlıklar, çeşitli kriterlere göre farklı şekillerde sınıflandırılabilmektedir. Bu sınıflandırma, söz konusu varlıkların miras hukuku açısından değerlendirilmesinde kritik önem taşımaktadır.

Ekonomik Değer Açısından Sınıflandırma:

Salt Ekonomik Amaçlı Dijital Varlıklar: Bu kategoride kripto paralar, ekonomik gelir elde etme amaçlı sosyal medya hesapları, YouTube kanalları ve e-ticaret hesapları yer almaktadır. Bu tür varlıkların doğrudan ekonomik değer taşıması nedeniyle mirasçılara intikali kabul edilmelidir.

Salt Kişisel Amaçlı Dijital Varlıklar: Ekonomik değer teşkil etmeyen, kişisel kullanım amaçlı dijital varlıklar bu kapsamda değerlendirilir. Bu varlıklar şahıs varlığına ilişkin olduğu için TMK m. 599 uyarınca miras yoluyla intikale elverişli değildir.

Karma Nitelikli Dijital Varlıklar: Ekonomik olmayan amaçla kullanılan ancak ekonomik değer teşkil eden dijital varlıklar bu kategoride yer alır. Influencer hesapları bu duruma örnek teşkil etmektedir. Bu durumda mirasçıların malvarlığı menfaatleri ile miras bırakanın şahıs varlığı menfaatleri çatışmaktadır.

Teknolojik Altyapı Açısından Sınıflandırma:

Dijital varlıklar, kriptografiye ve dağıtık defter teknolojisine dayanıp dayanmadığına göre kripto dijital varlıklar ve kripto olmayan dijital varlıklar şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Bu ayrım, varlıkların teknik özelliklerinin yanı sıra hukuki statülerinin belirlenmesinde de önemli rol oynamaktadır.

Erişim ve Kontrol Açısından Sınıflandırma:

Dijital varlıklar, erişim ve kontrol mekanizmalarına göre de sınıflandırılabilir:

  • Merkezi platformlarda tutulan varlıklar: Sosyal medya hesapları, e-posta hesapları gibi
  • Gözetimsiz dijital cüzdanlarda saklanan varlıklar: Özel anahtarla kontrol edilen kripto paralar
  • Hibrit yapıdaki varlıklar: Hem merkezi hem de merkezi olmayan özellikleri bulunan varlıklar

Bu sınıflandırma kriterleri, dijital varlıkların miras hukuku kapsamında değerlendirilmesi ve mirasçılara intikali sürecinde hangi hukuki kuralların uygulanacağının belirlenmesinde temel oluşturmaktadır.

Mahkeme Kararları ve Emsal İçtihatlar

Dijital varlıkların miras hukuku açısından değerlendirilmesi konusunda Türk hukukunda yasal düzenleme bulunmaması nedeniyle mahkeme kararları büyük önem taşımaktadır. Bu bölümde, dijital miras konusunda emsal teşkil eden yerli ve yabancı mahkeme kararları incelenerek, hukuki gelişimin seyri ortaya konulacaktır.

Antalya Bölge Adliye Mahkemesi Kararı

Türk hukukunda dijital miras konusunda en önemli emsal karar, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nin E.2020/1149, K.2020/905 sayılı ve 13.11.2020 tarihli kararıdır. Bu karar, dijital varlıkların miras yoluyla intikali konusunda Türk yargısının yaklaşımını belirleyen temel karar niteliğindedir.

Somut olayda, miras bırakanın ölümü üzerine eşi, miras bırakanın e-ticaret sitesi hesabı, kuponları ve fotoğraflarının yer aldığı iCloud hesabına erişmek istemiş ancak kullanıcı adı ve şifresini bilmediği için telefon firmasına başvurduğunda mahkeme kararına sahip olmadığı için reddedilmiştir. İlk derece mahkemesi ise davacının tereke tespit davasındaki talebini özel hayatın gizliliğini ileri sürerek kabul etmemiştir.

Antalya Bölge Adliye Mahkemesi kararında şu önemli tespitler yapılmıştır:

Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 13 Kasım 2020 tarihli kararında öncelikle dijital varlılarının miras yoluyla devri konusunda kanunda bir boşluk bulunduğunu belirtmiştir. Olayda miras bırakanın ölümü üzerine eşi miras bırakanın e-ticaret sitesi hesabı, kuponları ve fotoğraflarının yer aldığı iCloud hesabına erişmek istemiş ancak kullanıcı adı ve şifresini bilmediği için telefon firmasına başvurduğunda ise mahkeme kararına sahip olmadığı için reddedilmiştir. İlk derece mahkemesi ise davacının tereke tespit davasındaki talebini özel hayatın gizliliğini ileri sürerek kabul etmemiştir. Mahkeme hükmün devamında miras bırakana ait e-posta hesabının ve miras bırakanın bu hesaba bağlı olarak kullandığı sosyal medya ve dijital cüzdan hesaplarının ekonomik değer ifade eden dijital varlıklar olarak TMK m. 599/2'nin kapsamında yer aldıklarına karar vermiştir.

Mahkeme ayrıca günümüzde dijital malvarlığının yadsınamaz bir gerçeklik olduğunu vurgulayarak şu değerlendirmeleri yapmıştır:

Antalya Bölge Adliye Mahkemesi'nin 13.11.2020 tarih ve E.2020/1149 ve K.2020/905 sayılı kararında; dijital mal varlığı ve dijital miras ile ilgili olarak yasal bir düzenleme bulunmadığı, bu konuda yasal bir boşluk olduğu değerlendirilmiştir. Günümüzde dijital malvarlığının yadsınamaz ve göz ardı edilemez bir gerçeklik olduğu, kripto para adı verilen ve uluslararası ödemelerde dahi kullanılmaya başlanmış dijital sistemlerin var olduğu, yine astronomik reklam gelirleri sağlayan sosyal medya hesaplarının gün geçtikçe arttığı, aynı şekilde Youtube ve benzeri dijital platformlarda salt reklam geliri ve hatta ücretli üyelik sistemi ile hizmet veren kanallar oluşturulduğu bir ortamda dijital mal varlığı ve dijital miras ile ilgili olarak yasal bir düzenleme bulunmadığı, bu konuda yasal bir boşluk bulunduğu değerlendirilmiştir. Murisin e-posta hesabı ve buna bağlı olarak kullanılan sosyal medya hesapları, dijital cüzdan hesapları vb maddi değer ifade eden ve TMK'nın 599. maddesi kapsamında terekesine dahil olup mirasçılarına intikali gereken dijital mal varlığının da tespitinin gerekeceği kanaatine varılmıştır.

Bu karar, TMK madde 1 uyarınca yasal boşluk bulunduğu durumda hakimin hukuk yaratma yetkisini kullanarak dijital varlıkların TMK madde 599/2 kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koymuştur.

İstanbul İcra Hukuk Mahkemesi Kararı

Dijital varlıkların hukuki statüsü konusunda bir diğer önemli karar, İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesi'nin E.2021/586, K.2021/675 sayılı ve 19.04.2021 tarihli kararıdır. Bu karar, kripto paraların icra hukuku açısından değerlendirilmesi konusunda emsal teşkil etmektedir.

İcra İflas Kanunu açısından yaşanan bir uyuşmazlıkta İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesi bu tür paraların da emtia veya menkul kıymet kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bir çeşit dijital döviz veya sanal para olarak kabul edildiği dolayısıyla haczedilebileceği (19.04.2021 tarih ve E.2021/586 ve K.2021/675 sayılı karar) yönünde karar vermiştir.

Bu karar, kripto paraların emtia veya menkul kıymet niteliğinde değerlendirilmesi ve haczedilebilir olduğunu kabul etmesi açısından önemlidir. Kararın dijital varlıkların ekonomik değer taşıyan malvarlığı unsurları olarak kabul edilmesi yönündeki yaklaşımı, miras hukuku açısından da destekleyici niteliktedir.

Alman Federal Mahkemesi Kararı

Karşılaştırmalı hukuk açısından dijital miras konusunda en önemli emsal kararlardan biri, Alman Federal Mahkemesi'nin (BGH) III ZR 183/17 sayılı ve 12.07.2018 tarihli kararıdır. Bu karar, uluslararası alanda dijital miras hukukunun gelişimi açısından dönüm noktası niteliğindedir.

Somut olayda, 2012 yılında Berlin metrosunda meydana gelen bir kaza sonucu hayatını kaybeden 15 yaşındaki bir kızın annesi,

Veraset ve İntikal Vergisi Açısından Dijital Varlıklar

Dijital varlıkların miras yoluyla intikali sadece medeni hukuk açısından değil, aynı zamanda vergi hukuku açısından da önemli sonuçlar doğurmaktadır. Türk vergi sisteminde dijital varlıkların veraset ve intikal vergisi karşısındaki durumu, bu varlıkların hukuki niteliğinin belirsizliği nedeniyle karmaşık bir görünüm arz etmektedir.

Vergi Mükellefiyeti

Veraset İntikal Vergisi Kanunu madde 1 uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti uyruğundaki kişilere ait malların veraset yoluyla veya ivazsız şekilde intikali vergi kapsamına alınmıştır. Bu düzenleme dijital varlıklar için de geçerli olmakla birlikte, söz konusu varlıkların "mal" kavramı içerisinde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği tartışma konusudur.

Veraset İntikal Vergisi Kanunu madde 2/1-b bendinde "mal" kavramı, mülkiyete konu olabilen menkul ve gayrimenkul şeylerle mameleke girebilen bütün haklar ve alacaklar olarak tanımlanmıştır. Bu geniş tanım, dijital varlıkların da vergi kapsamına dahil edilebilmesine imkan tanımaktadır.

1 Seri No'lu Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu Genel Tebliği'nde mallar iki temel kategoriye ayrılmıştır:

  • Maddi mallar: Evler, apartmanlar, mobilya, kıymetli senetler gibi fiziksel varlıklar
  • Gayri maddi mallar: Telif eserleri, ihtira beratları gibi fikri mülkiyet hakları

Kripto varlıklar ve diğer dijital varlıkların bu sınıflandırmadaki yeri henüz net olarak belirlenmemiştir. Ancak ekonomik değer taşıyan dijital varlıkların gayri maddi mal kategorisinde değerlendirilmesi mümkün görünmektedir.

Beyan Yükümlülüğü

Dijital varlıkların veraset intikal vergisi açısından en kritik noktalarından biri beyan yükümlülüğüdür. Gelir İdaresi Başkanlığı'nın 23.09.2020 tarih ve 60938891-120.01.02.09 (GVK:3-1)-E.33826 sayılı özelgesi, bu konuda önemli bir açıklık getirmiştir.

Söz konusu özelgeye göre:

  • Murise ait Bitcoin varlığının mirasçılar tarafından veraset ve intikal vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir
  • Beyanname verilmemesi halinde kripto para platformu tarafından yüzde beş oranında tevkifat yapılacaktır
  • Bu düzenleme, dijital varlıkların vergi idaresi tarafından vergiye tabi mal olarak kabul edildiğini göstermektedir

Beyan yükümlülüğünün yerine getirilmesinde mirasçılar şu hususlara dikkat etmelidir:

  • Dijital varlıkların türü ve miktarının doğru tespit edilmesi
  • Varlıkların değerlemesinin uygun yöntemlerle yapılması
  • Beyanname süresinin kaçırılmaması
  • Gerekli belgelerin eksiksiz sunulması

Tevkifat Uygulaması

Dijital varlıkların veraset intikal vergisi açısından en karmaşık konularından biri tevkifat uygulamasıdır. Mükelleflerin durumu, varlıkların işlem gördükleri yerlere göre farklılık göstermektedir.

Merkezi platformlarda işlem yapılan kripto varlıklar için durum nispeten daha açıktır. Bu platformlar müşteri cari hesapları tutmakta ve işlemleri kayıt altına almaktadır. Dolayısıyla vergi idaresi açısından tespit ve takip imkanı bulunmaktadır.

Gözetimsiz dijital cüzdanlarda saklanan varlıklar ise farklı bir durum arz etmektedir:

  • Bu cüzdanlardaki varlıkların tespiti teknik olarak güçtür
  • Şu an için Gelir İdaresi tarafından doğrudan tespit mümkün görünmemektedir
  • Ancak teknolojik gelişmelerle bu durum değişebilecektir

OECD'nin Kripto Varlık Raporlama Çerçevesi ve Ortak Raporlama Standardı çalışmaları, vergi idareleri açısından şeffaflık sağlayacak yeni mekanizmalar geliştirmektedir. Bu gelişmeler, dijital varlıkların vergilendirilmesinde önemli değişikliklere yol açabilecektir.

Tevkifat uygulamasında dikkat edilmesi gereken hususlar:

  • Platform türüne göre farklı yaklaşımların benimsenmesi
  • Teknolojik gelişmelerin takip edilmesi
  • Uluslararası standartlara uyum sağlanması
  • Mükellef haklarının korunması

Dijital varlıkların veraset intikal vergisi karşısındaki durumu, teknolojik gelişmeler ve hukuki düzenlemelerle birlikte sürekli evrim geçirmektedir. Bu nedenle hem mirasçıların hem de vergi idaresinin bu gelişmeleri yakından takip etmesi gerekmektedir.

Dijital Varlıkların Sınıflandırılması ve Miras Hukuku Açısından Değerlendirme

Dijital varlıkların miras hukuku açısından değerlendirilmesi, bu varlıkların niteliği ve taşıdığı değer türüne göre farklılık göstermektedir. Türk hukukunda dijital varlıkların terekeye dahil edilmesi konusunda yaşanan belirsizliklerin giderilmesi için bu varlıkların sistematik bir sınıflandırmaya tabi tutulması gerekmektedir.

Ekonomik Amaçlı Dijital Varlıklar

Salt ekonomik amaçlı dijital varlıklar, doğrudan maddi kazanç elde etme amacıyla oluşturulan ve kullanılan dijital değerlerdir. Bu kategorinin başında kripto paralar gelmektedir. Bitcoin, Ethereum ve diğer kripto varlıklar, sahiplerinin yatırım amaçlı edindikleri ve ekonomik değer taşıyan dijital varlıklardır.

Bu kategoriye dahil olan diğer varlıklar şunlardır:

  • Ticari amaçlı sosyal medya hesapları ve influencer hesapları
  • Reklam geliri sağlayan YouTube kanalları
  • E-ticaret platformlarındaki satıcı hesapları
  • Dijital oyun içi değerli eşyalar ve NFT'ler
  • Domain adları ve web siteleri

Ekonomik amaçlı dijital varlıkların miras yoluyla intikali konusunda doktrinde ve uygulamada genel kabul bulmuş görüş, bu varlıkların TMK madde 599/2 kapsamında "diğer malvarlığı hakları" olarak değerlendirilmesi gerektiği yönündedir. Bu varlıkların maddi değer taşıması ve ekonomik fayda sağlaması nedeniyle terekeye dahil edilmeleri hukuki zorunluluktur.

Kişisel Amaçlı Dijital Varlıklar

Salt kişisel amaçlı dijital varlıklar, ekonomik değer teşkil etmeyen ve münhasıran kişisel kullanım amacıyla oluşturulan dijital değerlerdir. Bu kategoriye dahil olan varlıklar:

  • Kişisel e-posta hesapları ve içerikleri
  • Aile fotoğrafları ve videoları içeren bulut depolama hesapları
  • Kişisel sosyal medya hesapları (ticari amaç taşımayanlar)
  • Kişisel günlükler ve notlar
  • Arkadaşlarla yapılan özel mesajlaşmalar

Bu tür dijital varlıkların miras yoluyla intikali konusunda özel hayatın gizliliği ve kişilik hakları açısından ciddi tartışmalar bulunmaktadır. Kişisel nitelikli dijital varlıklar, şahıs varlığına ilişkin oldukları için TMK madde 599 uyarınca miras yoluyla intikale elverişli değildir.

Ancak bu varlıkların içerisinde duygusal değer taşıyan unsurlar bulunması (aile fotoğrafları, anılar vb.) nedeniyle mirasçıların bu varlıklara erişim hakkının tamamen reddedilmesi de adaletsiz sonuçlar doğurabilmektedir.

Karma Nitelikli Dijital Varlıklar

Karma nitelikli dijital varlıklar, hem kişisel hem de ekonomik değer taşıyan dijital varlıklardır. Bu kategori, dijital miras hukuku açısından en karmaşık durumu oluşturmaktadır. Örneğin:

  • Kişisel amaçla başlayıp sonradan ticari değer kazanan sosyal medya hesapları
  • Hobi amaçlı başlayıp gelir getiren YouTube kanalları
  • Kişisel blog ve web siteleri
  • Karma içerikli iCloud ve Google Drive hesapları

Bu tür varlıklarda mirasçıların malvarlığı menfaatleri ile miras bırakanın şahıs varlığı menfaatleri çatışmaktadır. Hukuki değerlendirmede bu varlıkların ağırlıklı olarak hangi amaca hizmet ettiği dikkate alınmalıdır.

Yahoo! v. Ellsworth davası (2005), Amerika'da dijital miras tartışmalarını başlatan emsal dava olarak bu konudaki hukuki gelişmelerin öncüsü olmuştur. Bu dava sonrasında Connecticut, Rhode Island ve Indiana eyaletlerinde dijital miras kanunlarının çıkarılması sağlanmıştır.

Sonuç ve Genel Değerlendirme

Dijital varlıkların miras hukuku açısından değerlendirilmesi, bu varlıkların niteliği ve taşıdığı değer türüne göre farklı yaklaşımlar gerektirmektedir. Ekonomik değer taşıyan dijital varlıkların terekeye dahil edilmesi konusunda genel bir mutabakat bulunurken, kişisel nitelikli dijital varlıkların durumu belirsizliğini korumaktadır.

Türk hukukunda dijital miras konusunda yaşanan yasal boşlukların giderilmesi için kapsamlı bir düzenleme yapılması gerekmektedir. Bu düzenleme, dijital varlıkların niteliğine göre sınıflandırılması, mirasçıların erişim haklarının belirlenmesi ve özel hayatın gizliliği ile miras haklarının dengelenmesi konularını içermelidir.

Gelecekte dijital varlıkların çeşitliliğinin artması ve ekonomik değerlerinin yükselmesi ile birlikte, bu konudaki hukuki düzenlemelerin aciliyeti daha da artacaktır. Teknolojik gelişmelere uyum sağlayan ve temel hukuki ilkeleri koruyan bir dijital miras hukuku sisteminin oluşturulması, hem bireysel hakların korunması hem de hukuki güvenliğin sağlanması açısından kaçınılmazdır.

Yazar Görseli
Müellif

Av. Ali Haydar GÜLEÇ

Güleç Hukuk Bürosu'nda 9 yıldır yöneticilik ve avukatlık yapmaktadır.