Resmi ve El Yazılı Vasiyetnamenin Geçerlilik Şartları

Resmi ve El Yazılı Vasiyetnamenin Geçerlilik Şartları

Vasiyetname düzenleme sürecinde hangi şartların arandığını, resmi ve el yazılı vasiyetnamelerin geçerlilik koşullarını ve bu belgelerin iptal edilebileceği durumları öğrenmek istiyorsanız doğru yerdesiniz. Türk Medeni Kanunu çerçevesinde vasiyetname hukuku ile ilgili bilmeniz gereken her şeyi bu rehberde bulacaksınız.

Vasiyetname Düzenleme Ehliyeti ve Temel Şartlar

Vasiyetname düzenleme, kişinin ölümünden sonraki dönemde malvarlığı ve diğer hususlardaki son iradesini belirttiği en önemli hukuki işlemlerden biridir. Bu nedenle Türk Medeni Kanunu, vasiyetname düzenleyebilecek kişilerin sahip olması gereken asgari şartları titizlikle belirlemiştir. TMK m.502 hükmü, vasiyetname düzenleme ehliyetinin temelini oluşturan bu şartları açık bir şekilde düzenlemektedir.

Türk hukuk sisteminde vasiyetname düzenleyebilmek için iki temel şartın birlikte bulunması zorunludur. Bu şartlar, on beş yaşını doldurmuş olmak ve ayırt etme gücüne sahip olmak olarak belirlenmiştir. Her iki şartın da aynı anda mevcut olması gerektiğinden, birinin eksikliği halinde düzenlenen vasiyetname hukuken geçersiz kabul edilecektir.

Yaş Sınırı ve Ayırt Etme Gücü Şartları

15 yaş sınırı, Türk Medeni Kanunu'nun vasiyetname düzenleme konusunda belirlediği kategorik bir şarttır. Bu yaş sınırı, kişinin henüz reşit olmasa bile belirli konularda karar verebilme kapasitesine sahip olduğu varsayımına dayanmaktadır. Ancak bu yaş sınırının tek başına yeterli olmadığını vurgulamak gerekir, zira kanun koyucu aynı zamanda ayırt etme gücü şartını da aramıştır.

Ayırt etme gücü kavramı, kişinin kendi eylemlerinin sonuçlarını anlayabilme ve makul düşünce yürütebilme kabiliyetini ifade eder. Bu güç, yaşla doğrudan ilişkili olmayıp, kişinin zihinsel ve ruhsal durumuna göre değişiklik gösterebilir. Örneğin, 15 yaşını doldurmuş ancak zihinsel engeli bulunan bir kişi vasiyetname düzenleyemezken, tam tersine 70 yaşında olup da demans gibi hastalıklar nedeniyle ayırt etme gücünü kaybetmiş bir kişi de vasiyetname düzenleyemez.

Ayırt etme gücünün belirlenmesinde süreklilik prensibi önemlidir. Geçici olarak bu gücünü kaybeden kişiler (örneğin alkol etkisi altında, yüksek ateş durumunda veya ilaç etkisinde olanlar) bu dönemde vasiyetname düzenleyemezler. Ancak bu durumun geçici olması halinde, normal duruma döndüklerinde vasiyetname düzenleme hakları geri gelir.

Vasiyetname düzenleme ehliyeti konusunda ispat yükü özel bir öneme sahiptir. Vasiyetnamenin geçerliliğine itiraz eden kişiler, vasiyetname düzenlendiği sırada mirasbırakanın gerekli ehliyete sahip olmadığını kanıtlamak zorundadırlar. Bu durum, özellikle yaşlılık, hastalık veya zihinsel sorunlar nedeniyle açılan iptal davalarında kritik hale gelir.

Türk Medeni Kanunu'nun TMK m.19/1 hükmü, kişinin yerleşim yeri kavramını tanımlayarak vasiyetname hukuku açısından da önem arz eder. Bu maddeye göre yerleşim yeri, kişinin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yer olarak belirlenmektedir. Bu tespit, vasiyetnamenin hangi mahkemede açılacağı ve hangi hukuk kurallarının uygulanacağı konularında belirleyici rol oynar.

Ehliyetin değerlendirilmesinde mahkemeler, vasiyetnamenin düzenlendiği tarihteki durumu dikkate alırlar. Bu nedenle, vasiyetname düzenlendiği sırada ehliyetli olan ancak daha sonra bu ehliyetini kaybeden kişinin vasiyetnamesi geçerliliğini korur. Tersine, vasiyetname düzenlendiği sırada ehliyetsiz olan ancak daha sonra ehliyetli hale gelen kişinin o dönemde düzenlediği vasiyetname geçersizdir.

Pratik uygulamada, özellikle 65 yaş üstü kişilerin vasiyetname düzenlemesi sürecinde sağlık raporu alınması önerilmektedir. Bu uygulama, sonradan çıkabilecek ehliyetsizlik iddialarına karşı önemli bir delil niteliği taşır ve vasiyetnamenin geçerliliğini güçlendirir.

Vasiyetname düzenleme ehliyeti, kişinin iradesini serbestçe ortaya koyabilmesini de gerektirir. Bu nedenle, korkutma, zorlama, aldatma veya hile gibi irade sakatlığına yol açan durumlar vasiyetnamenin iptaline sebep olabilir. Kanun, bu durumları ayrı iptal sebepleri olarak düzenlemiş olsa da, temelde ehliyetin tam olarak kullanılamaması durumlarıdır.

Resmi Vasiyetnamenin Geçerlilik Şartları

Resmi vasiyetname, Türk Medeni Kanunu'nun 532-537. maddelerinde düzenlenen, resmi merciler huzurunda ve belirli şekil şartlarına uygun olarak düzenlenen vasiyetname türüdür. Bu vasiyetname türü, el yazılı vasiyetname ve sözlü vasiyetnameye göre daha güvenilir ve ispat açısından daha kuvvetli kabul edilmektedir. Resmi vasiyetnamenin geçerli olabilmesi için kanunda belirtilen zorunlu şartların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekmektedir.

Resmi Memur ve Tanık Gerekliliği

Resmi vasiyetnamenin düzenlenmesinde en temel şart, yetkili resmi memur huzurunda yapılmasıdır. TMK m.532-537 hükümlerine göre resmi vasiyetname şu yetkili kişiler tarafından düzenlenebilir:

  • Sulh hakimi
  • Noter
  • Yetki verilmiş diğer resmi görevliler

Resmi vasiyetnamenin geçerli olabilmesi için mutlaka iki tanığın bulunması zorunludur. Bu tanıklar vasiyetnamenin düzenlenmesi sırasında hazır bulunmalı ve vasiyetnamenin miras bırakanın iradesini yansıttığına şahitlik etmelidir. Tanıkların seçiminde dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır:

  • Tanıklar ayırt etme gücüne sahip olmalıdır
  • On sekiz yaşını doldurmuş olmalıdır
  • Vasiyetname ile kendilerine kazandırmada bulunulan kişiler tanık olamazlar
  • Resmi memurun yakınları tanıklık yapamazlar

Resmi vasiyetnamenin düzenlenmesi sırasında resmi memur, vasiyetçinin iradesini yazılı hale getirme görevini üstlenir. Vasiyetçi isteklerini sözlü olarak beyan eder, resmi memur bu beyanları yazıya döker ve vasiyetçiye okuyarak onayını alır. Bu süreçte tanıklar da bulunarak tüm işleme şahitlik ederler.

Resmi vasiyetnamenin düzenlenmesi sırasında dikkat edilmesi gereken diğer hususlar:

  • Vasiyetçinin kimlik tespiti yapılmalıdır
  • Vasiyetçinin ayırt etme gücüne sahip olduğu kontrol edilmelidir
  • Vasiyetname metninin vasiyetçiye okunması ve onayının alınması gerekmektedir
  • Tüm katılımcıların vasiyetname üzerine imza atması zorunludur

Kazandırma Yasağı

TMK m.536/2 hükmü, resmi vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan belirli kişilere kazandırma yasağı getirmektedir. Bu düzenleme, vasiyetnamenin hazırlanması sırasında çıkar çatışmasını önlemek ve vasiyetçinin iradesinin bağımsız olarak oluşmasını sağlamak amacıyla getirilmiştir.

Kazandırma yasağına tabi olan kişiler şunlardır:

  • Resmi vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan resmi memur
  • Vasiyetnamenin düzenlenmesinde bulunan tanıklar
  • Bu kişilerin üstsoy ve altsoy kan hısımları
  • Bu kişilerin kardeşleri
  • Yukarıda sayılan kişilerin eşleri

Bu yasak kapsamına giren kişilere o vasiyetname ile kazandırmada bulunulamaz. Böyle bir kazandırma yapılması halinde, yalnızca bu kişilere yapılan kazandırma geçersiz olur, vasiyetnamenin tamamı geçersiz olmaz.

Kazandırma yasağının pratik sonuçları:

  • Yasaklı kişilere yapılan miras payı ataması geçersizdir
  • Bu kişilere yapılan belirli mal vasiyeti hükümsüzdür
  • Yasaklı kişilerin lehine yapılan diğer tasarruflar da geçerli değildir
  • Ancak vasiyetnamenin geri kalan bölümleri geçerliliğini korur

Resmi vasiyetnamenin avantajları bu şartlar çerçevesinde şunlardır:

  • İspat açısından çok güçlüdür
  • Sahtecilik riski minimumdur
  • Hukuki güvenlik sağlar
  • Vasiyetçinin iradesi net şekilde tespit edilir
  • Tanık beyanları ile desteklenir

Resmi vasiyetname düzenlerken, tüm bu şartların titizlikle yerine getirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde vasiyetnamenin iptali ile karşılaşılabilir. Özellikle kazandırma yasağına uyulmaması durumunda, ilgili hükümlerin geçersiz olacağı unutulmamalıdır.

El Yazılı Vasiyetnamenin Geçerlilik Şartları

El yazılı vasiyetname, Türk hukuk sisteminde resmi vasiyetnameye göre daha pratik ve masrafsız bir alternatif sunmasına rağmen, geçerliliği için katı şekil şartlarına uyum zorunludur. Bu vasiyetname türü, mirasbırakanın hiçbir resmi makama başvurmadan kendi iradesiyle düzenleyebileceği tek taraflı bir hukuki işlemdir.

TMK m.538 hükmü, el yazılı vasiyetnamenin geçerlilik şartlarını açık şekilde belirlemektedir. Bu maddeye göre vasiyetnamenin hukuken geçerli sayılabilmesi için üç temel şartın birlikte sağlanması zorunludur: tamamen el yazısı ile yazılması, tarih belirtilmesi ve imzalanması.

El Yazısı ve İmza Zorunluluğu

El yazılı vasiyetnamenin en kritik geçerlilik şartı, metnin başından sonuna kadar tamamen mirasbırakanın kendi el yazısı ile yazılmış olmasıdır. Bu şart, vasiyetnamenin otantikliğini sağlamak ve başkalarının müdahalesini önlemek amacıyla getirilmiştir.

Vasiyetnamenin herhangi bir bölümünün başka kişi tarafından yazılması, daktiloyla veya bilgisayarla hazırlanması durumunda geçersiz sayılacaktır. Mirasbırakanın fiziksel durumu nedeniyle yazı yazamaz hale gelmesi halinde, resmi vasiyetname veya sözlü vasiyetname seçenekleri değerlendirilmelidir.

İmza konusunda Yargıtay'ın yerleşik içtihadı bulunmaktadır. Sadece ad ve soyad yazılması yeterli imza sayılmamaktadır. İmza, mirasbırakanın vasiyetnameyi onayladığını gösteren şekilde atılmalı ve el yazısı ile yapılmalıdır. İmzanın mühür veya başka araçlarla atılması vasiyetnameyi geçersiz kılar.

Vasiyetnamenin birden fazla sayfada yer alması durumunda, sayfalar arasındaki bağlantı ve bütünlük açıkça görülmelidir. Her sayfanın mirasbırakan tarafından imzalanması veya paraflanması, sonradan yapılabilecek değişiklikleri önlemek açısından önem taşır.

Tarih Belirtme Şartı

TMK m.538 uyarınca el yazılı vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilerek tarihlendirilmesi zorunludur. Bu şart, vasiyetnamenin ne zaman düzenlendiğinin belirlenmesi ve birden fazla vasiyetname arasındaki öncelik ilişkisinin tespit edilmesi açısından kritik öneme sahiptir.

Tarih belirtme şartı, vasiyetnamenin hukuki geçerliliğinin başlangıç anını belirler. Ayrıca mirasbırakanın o tarihte vasiyetname düzenleme ehliyetine sahip olup olmadığının değerlendirilmesinde de temel kriter olarak kullanılır.

Eksik veya yanlış tarih belirtilmesi vasiyetnamenin iptaline yol açabilir. Ancak tarihte küçük hatalar bulunması ve vasiyetnamenin gerçek düzenlenme tarihinin başka delillerle ispatlanması mümkün ise, mahkemeler bu durumu her zaman iptal sebebi olarak değerlendirmemektedir.

Hangi hukuki düzenlemelerin uygulanacağının belirlenmesinde de tarih önem taşır. 4722 Sayılı Kanun m.17 gereğince mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir. Bu nedenle:

  • 2002 öncesi ölen miras bırakanlar için 743 Sayılı TMK m.485 uygulanır
  • 2002 sonrası ölen miras bırakanlar için 4721 Sayılı TMK m.538 uygulanır

El yazılı vasiyetnamenin bu şartları sağlaması halinde, noter veya sulh hakimine açık ya da kapalı zarf içinde teslim edilebilir. Vasiyetnamenin saklanması ve korunması sorumluluğu mirasbırakana aittir, ancak güvenlik açısından yetkili makamlara tevdi edilmesi önerilir.

Bu geçerlilik şartlarından herhangi birinin eksik kalması, vasiyetnamenin TMK m.557 kapsamında iptal edilmesine yol açar. Bu nedenle el yazılı vasiyetname düzenlerken bu üç temel şarta titizlikle uyulması, hukuki uyuşmazlıkların önlenmesi açısından hayati önem taşır.

Vasiyetnamenin İptali ve Yargısal Süreç

Vasiyetnamenin hukuken geçerli kabul edilebilmesi için belirli şartları sağlaması gerekir. Bu şartların eksik olması veya vasiyetnamenin hukuka aykırı şekilde düzenlenmesi halinde vasiyetnamenin iptali söz konusu olabilir. Türk Medeni Kanunu, vasiyetnamenin hangi durumlarda iptal edilebileceğini, bu konudaki dava süreçlerini ve yetkili mahkemeleri açık şekilde düzenlemiştir.

İptal Sebepleri

TMK m.544, 557-558 kapsamında vasiyetnamenin iptal edilebileceği durumlar sınırlı sayıda belirtilmiştir. Bu iptal sebepleri hem vasiyetnamenin düzenlenme süreci hem de içeriği ile ilgili eksiklikleri kapsamaktadır.

Ehliyet eksikliği, vasiyetnamenin iptal sebepleri arasında en önemli yeri tutmaktadır. Vasiyetçinin vasiyetname düzenlediği sırada ayırt etme gücüne sahip olmaması veya on beş yaşını doldurmamış olması durumunda vasiyetname iptal edilebilir. Bu konudaki değerlendirmelerde vasiyetçinin sağlık durumu, tedavi kayıtları ve gerektiğinde Adli Tıp Kurumu raporları dikkate alınır.

Yanılma, aldatma, hile, korkutma veya zorlama yoluyla düzenlenen vasiyetnameler de iptal edilebilir. Bu durumlar vasiyetçinin gerçek iradesini yansıtmayan tasarrufların ortaya çıkmasına neden olur. Mahkemeler bu konuda delilleri titizlikle değerlendirerek vasiyetçinin özgür iradesini kullanıp kullanmadığını araştırır.

Şekil eksikliği özellikle el yazılı vasiyetnamelerde sıkça karşılaşılan bir iptal sebebidir. El yazılı vasiyetnamenin tamamen mirasbırakanın el yazısı ile yazılmaması, tarihinin belirtilmemesi veya imzalanmaması durumunda şekil eksikliği nedeniyle iptal edilebilir.

Vasiyetnamenin içeriğinin hukuka ve ahlaka aykırı olması da iptal sebebi oluşturur. Yasal mirasçıların saklı paylarının ihlal edilmesi, kamu düzenine aykırı hükümler içermesi veya miras hukukunun emredici kurallarına uymaması durumlarında vasiyetname iptal edilebilir.

Dava Açma Süreleri

Vasiyetnamenin iptali davası açmak için belirli sürelere uyulması zorunludur. Bu süreler hak düşürücü süre niteliğinde olup, sürelerin geçmesi halinde dava hakkı ortadan kalkar.

1 yıl süre, davacının ölüme bağlı tasarrufu, iptal sebebini ve hak sahibi olduğunu öğrenmesinden itibaren işlemeye başlar. Bu sürenin hesaplanmasında vasiyetnamenin usulüne göre açılıp ilgililere okunması önemli bir başlangıç noktasıdır. Vasiyetname açılmadan önce iptal sebebinin öğrenilmesi halinde bile bir yıllık süre vasiyetnamenin açılmasından sonra başlar.

TMK m.596 gereğince vasiyetname geçerli olup olmadığına bakılmaksızın tesliminden başlayarak bir ay içinde miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi tarafından açılır ve ilgililere okunur. Bu süreç tamamlandıktan sonra iptal davası açılabilir.

Uzun vadeli süre sınırları ise davalının niyetine göre belirlenir. İyi niyetli davalılara karşı 10 yıl, kötü niyetli davalılara karşı 20 yıl süre ile sınırlandırılmıştır. Bu süreler miras bırakanın ölümünden itibaren hesaplanır ve mutlak süre niteliğindedir.

Önemli bir husus olarak, vasiyetnamenin iptal davası miras bırakan hayattayken açılamaz. Bu davaların ancak miras bırakanın vefatından sonra ve vasiyetnamenin açılmasından sonra açılabileceği unutulmamalıdır.

Yetkili Mahkeme

Vasiyetnamenin iptali davalarında yetkili mahkemenin belirlenmesi hem usul hukuku hem de maddi hukuk açısından önem taşır. Asliye Hukuk Mahkemeleri vasiyetnamenin iptali davalarında yetkili mahkemelerdir.

Yer yönünden yetki konusunda vasiyetçinin son yerleşim yeri mahkemesi esas alınır. TMK m.19/1 gereğince yerleşim yeri, kişinin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yer olarak tanımlanmıştır. Bu nevenle vasiyetçinin ölümünden önceki son dönemde sürekli olarak ikamet ettiği yer mahkemesi yetkili kabul edilir.

Vasiyetnamenin açılması işlemi ise sulh hakimi tarafından gerçekleştirilir. Bu işlem vasiyetnamenin geçerliliğini değerlendirmek için değil, sadece vasiyetnamenin içeriğini ilgililere duyurmak amacıyla yapılır. Sulh hakimi vasiyetnameyi açıp okuduktan sonra ilgililer vasiyetnamenin geçerliliğine itiraz edebilir ve gerekirse iptal davası açabilirler.

Yetki kurallarının doğru uygulanması davanın esastan görülmesi için gerekli bir şarttır. Yetkisiz mahkemede açılan davalar usul ekonomisi açısından zaman kaybına neden olur ve davanın reddine yol açar.

Önemli Yargıtay Kararları ve Uygulamalar

Vasiyetname hukuku alanında Yargıtay'ın vermiş olduğu kararlar, uygulamada karşılaşılan sorunların çözümünde rehber niteliği taşımaktadır. Bu kararlar, hem hukuk uygulayıcıları hem de vatandaşlar için vasiyetnamelerin geçerlilik şartlarının nasıl değerlendirileceği konusunda önemli kriterler belirlemektedir.

El Yazılı Vasiyetname Kararları

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E.2016/8717, K.2017/2051, T.27.2.2017 tarihli kararı, el yazılı vasiyetnamelerin geçerliliği açısından çok kritik bir içtihat oluşturmuştur. Bu kararda Yargıtay, TMK madde 538 gereğince el yazılı vasiyetnamenin başından sonuna kadar mirasbırakanın el yazısıyla yazılmış ve imzalanmış olması zorunluluğuna vurgu yapmıştır.

Kararda en dikkat çeken husus, mirasbırakanın sadece isim ve soyismini yazmasının yeterli imza sayılamayacağı ilkesinin belirlenmesidir. Mahkeme, vasiyetnamenin imzalanmamış olması nedeniyle iptal edilmesi gerektiğini hükme bağlamıştır. Bu karar, uygulamada birçok el yazılı vasiyetnamenin iptal edilmesine neden olan önemli bir içtihat haline gelmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E.2006/2-64, K.2006/93, T.22.3.2006 tarihli kararında ise, 4721 Sayılı TMK'nın 538. maddesinin tanzim yerini geçerlilik şartları arasından çıkardığı hususu vurgulanmıştır. Bu karara göre, yalnızca tanzim yeri eksikliği sebebiyle vasiyetnamenin iptal edilemeyeceği belirlenmiştir. Karar aynı zamanda vasiyetnamenin korkutma, zorlama sonucu yapılması ve şekil eksikliği bulunması durumlarının da incelenmesi gerektiğini ortaya koymuştur.

Bu kararlar, el yazılı vasiyetnamelerin değerlendirilmesinde mahkemelerin dikkat etmesi gereken temel kriterleri belirlemiştir:

  • Vasiyetnamenin tamamen el yazısıyla yazılmış olması
  • Uygun şekilde imzalanmış olması
  • Tarih belirtilmesi
  • İrade bozukluklarının araştırılması

Ehliyetsizlik ve Adli Tıp İncelemesi

Vasiyetname davalarında en sık karşılaşılan problemlerden biri, mirasbırakanın vasiyetnameyi düzenlediği sırada ehliyetli olup olmadığının belirlenmesidir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E.2015/18917, K.2016/412 sayılı kararında, ehliyetsizlik iddiasına dayalı vasiyetname iptali davalarında vasiyetçinin tedavi kayıtlarının incelenmesi ve Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınması gerekliliği vurgulanmıştır.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E.2012/11007, K.2012/16666, T.3.7.2012 tarihli kararında ise, vasiyetnamenin miras bırakanın el yazısı ile tanzim edildiğine dair görgüye dayalı tanık beyanı bulunmaması durumunda Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınması gerektiği belirtilmiştir. Bu karar, el yazılı vasiyetnamelerin authenticity (özgünlük) sorununun çözümünde Adli Tıp Kurumu'nun rolünü ortaya koymaktadır.

Adli Tıp incelemeleri özellikle şu durumlarda zorunlu hale gelmektedir:

  • Vasiyetnamenin el yazısının mirasbırakana ait olup olmadığının tartışmalı olması
  • Mirasbırakanın mental kapasitesinin sorgulanması
  • Vasiyetname düzenleme tarihinde ehliyetin mevcut olup olmadığının belirlenmesi
  • İmzanın orijinalliğinin tespiti

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E.2017/5760, K.2017/3297, T.17.4.2017 tarihli kararı, vasiyetnamenin açılması prosedürü açısından önem taşımaktadır. Kararda, 4721 Sayılı Kanun madde 596 gereği vasiyetnamenin geçerli olup olmadığına bakılmaksızın tesliminden başlayarak bir ay içinde miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi tarafından açılması gerektiği hükme bağlanmıştır.

Bu kararlar ışığında, vasiyetname hukukunun uygulanmasında Yargıtay'ın belirlediği temel ilkeler şunlardır: vasiyetnamenin şekli şartlarına sıkı sıkıya uyulması, ehliyetsizlik iddialarının ciddi delillerle desteklenmesi, Adli Tıp Kurumu'nun teknik incelemelerinin dikkate alınması ve usuli şartların eksiksiz yerine getirilmesi. Bu ilkeler, hem mirasbırakanların iradesinin korunması hem de hukuki güvenliğin sağlanması açısından kritik önem taşımaktadır.

Vasiyetname hukuku, Türk Medeni Kanunu'nun belirlediği çerçevede şekillenmiş olmakla birlikte, Yargıtay kararlarıyla da sürekli gelişmektedir. Bu rehberde ele aldığımız konular, vasiyetname düzenleme sürecinden iptal davalarına kadar geniş bir yelpazede pratik bilgiler sunmaktadır. Hem hukukçular hem de vatandaşlar için bu bilgilerin güncel tutulması ve uygulamada dikkat edilmesi, hukuki uyuşmazlıkların önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır.

Yazar Görseli
Müellif

Av. Ali Haydar GÜLEÇ

Güleç Hukuk Bürosu'nda 9 yıldır yöneticilik ve avukatlık yapmaktadır.