Drone Kazalarında Sorumluluk Sigortası

Drone Kazalarında Sorumluluk Sigortası

Drone teknolojisinin yaygınlaşmasıyla birlikte İnsansız Hava Araçları (İHA) artık sadece askeri amaçlarla değil, sigortacılık, gazetecilik, tarım, sağlık ve haritacılık gibi birçok alanda kullanılmaktadır. Bu yaygın kullanım beraberinde riskleri de artırmış ve drone sigortası zorunluluğunu doğurmuştur. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün düzenlemeleri çerçevesinde oluşturulan sigorta sistemi, hem drone sahiplerini hem de üçüncü şahısları koruma altına almaktadır.

Drone Sigortası Yasal Çerçevesi ve Zorunluluklar

Türkiye'de drone kullanımının hızla yaygınlaşmasıyla birlikte, İnsansız Hava Araçları (İHA) için kapsamlı bir yasal düzenleme sistemi oluşturulmuştur. Bu düzenlemeler, hem drone sahiplerinin hem de üçüncü şahısların güvenliğini sağlamak amacıyla sigorta zorunluluğu getirmiştir.

SHT-İHA Talimatı Kapsamında Düzenlemeler

22 Şubat 2016 tarihli İnsansız Hava Aracı Sistemleri Talimatı (SHT-İHA), Türkiye'de drone kullanımının temel hukuki çerçevesini oluşturan en önemli düzenlemedir. Bu talimatın 10. Maddesi, drone işletenleri ve sahiplerinin üçüncü şahıslara verecekleri zararlardan doğrudan sorumlu olduğunu açık bir şekilde belirtmektedir.

Talimat kapsamında drone sahipleri ve pilotları, sistemlerini kategorilerine göre belirlenen şartlarda muhafaza etmek zorundadır. Ayrıca, uçuş emniyetini tehlikeye düşüren durumları 48 saat içinde Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'ne rapor etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi durumunda ciddi yaptırımlarla karşılaşılabilir.

2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu'nun 93. Maddesi uyarınca, talimata aykırı davranışlar SHY-İPC kapsamında cezai yaptırımlara tabidir. SHGM onayı olmadan sistem değişikliği yapılması durumunda ise sertifikalar, izinler ve haklar sona ermektedir.

Drone sahipleri ve pilotları, özel hayatın gizliliği konusunda özel özen göstermek zorundadır. Bu konudaki ihlaller 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri kapsamında değerlendirilmekte ve ciddi yaptırımlar uygulanmaktadır.

Sigorta Zorunluluğu Getiren Durumlar

Drone sigortası zorunluluğu, 15/11/2005 tarihli ve 25994 sayılı Türk Hava Sahasında Uçuş Yapan Türk ve Yabancı Sivil Hava Araçlarının Yaptırması Gereken Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet Sigortası Yönetmeliği ile düzenlenmiştir. Bu yönetmelik, iki temel durumda sigorta zorunluluğu getirmektedir:

  • 25 kilogram üzeri ağırlığa sahip tüm İHA'lar
  • Ağırlığına bakılmaksızın ticari faaliyet gerçekleştiren tüm İHA'lar

Bu düzenleme, hobi amaçlı kullanılan ve 25 kilogram altındaki dronlar için sigorta zorunluluğu bulunmadığını göstermektedir. Ancak ticari amaçlı kullanım söz konusu olduğunda, drone ağırlığı ne olursa olsun sigorta yaptırılması gerekmektedir.

30136 Sayılı Sivil Hava Araçları Üçüncü Şahıs Mali Sorumluluk Sigortası Hakkında Yönetmelik'in 6. Maddesi, işletenlerin kapsamlı bir sigorta teminatı sağlaması gerektiğini belirtmektedir. Bu kapsamda işletenler, aşağıdaki riskleri de teminat altına alacak şekilde sigorta yaptırmak zorundadır:

  • Savaş riskleri
  • Terör eylemleri
  • Uçak kaçırma olayları
  • Sabotaj faaliyetleri
  • Kanun dışı müsadere
  • Halk hareketleri

Sigorta yükümlülüğünün yerine getirilmediği durumlarda, 30136 Sayılı Yönetmelik'in 9. Maddesi uyarınca şu yaptırımlar uygulanmaktadır:

  • Türk hava sahasını kullanmasına izin verilmemesi
  • Havaalanlarına inişine izin verilmemesi
  • Kalkışına izin verilmemesi

İzinsiz uçuş yapılması halinde ise 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu'nun 5. kısmındaki ceza hükümleri devreye girmektedir.

Ticari uçuş izni alınırken, SHGM sistemi üzerinden sigorta poliçesinin yüklenmesi zorunludur. Bu belge olmadan izin verilmemekte ve uçuş gerçekleştirilememektedir. Bu sistem, drone operasyonlarının güvenli ve yasal çerçevede yürütülmesini sağlamak amacıyla oluşturulmuştur.

Yasal düzenlemeler, drone teknolojisinin güvenli kullanımını teşvik ederken, aynı zamanda potansiyel zararların tazmin edilebilmesini garanti altına almaktadır. Bu kapsamlı yasal çerçeve, Türkiye'de drone sektörünün sağlıklı gelişimini desteklemekte ve tüm paydaşların haklarını koruma altına almaktadır.

Drone Sigortası Teminat Kapsamı ve Sınırları

Drone sigortasının etkin bir koruma sağlayabilmesi için teminat kapsamının ve sınırlarının net şekilde belirlenmesi büyük önem taşımaktadır. 30136 Sayılı Sivil Hava Araçları Üçüncü Şahıs Mali Sorumluluk Sigortası Hakkında Yönetmelik, drone sigortalarının teminat yapısını detaylı şekilde düzenlemektedir.

Sigorta Teminatları

Drone sigortası kapsamında sunulan teminatlar, hem drone sahibini hem de üçüncü şahısları koruma altına alan geniş bir yelpaze sunmaktadır. Üçüncü şahıs mali sorumluluk sigortası olarak nitelendirilen bu sigorta türü, drone operasyonları sırasında meydana gelebilecek çeşitli risk türlerini kapsamaktadır.

Temel teminat alanları şunları içermektedir:

  • Drone'un çalınması, kaybolması veya hasar görmesi durumunda gövde ve ek parçaların korunması
  • Yedek parçaların çalınması, kaybolması veya hasar görmesi
  • Üçüncü taraflara karşı hukuki sorumlulukların teminat altına alınması
  • Gizlilik ihlali kaynaklı sorumlulukların karşılanması
  • Gürültü kaynaklı sorumlulukların teminat kapsamına dahil edilmesi

30136 Sayılı Yönetmelik Madde 8 uyarınca, drone ağırlığına göre asgari teminat tutarları SDR (Özel Çekme Hakkı) bazında belirlenmektedir. Bu düzenleme, farklı ağırlık kategorilerindeki dronlar için farklı teminat seviyelerinin uygulanmasını sağlamaktadır.

SDR (Özel Çekme Hakkı) sistemi, IMF tarafından kullanılan kaydi para birimi olup, Türkiye'de T.C. Merkez Bankası tarafından belirlenen kurlarla TL'ye çevrilmektedir. Bu sistem sayesinde teminat tutarları uluslararası standartlarda belirlenmekte ve döviz kuru dalgalanmalarından etkilenme riski minimize edilmektedir.

Sigorta kapsamında savaş, terör, uçak kaçırma, sabotaj, kanun dışı müsadere ve halk hareketleri gibi özel risk durumları da teminat altına alınmaktadır. Bu geniş kapsamlı koruma, drone operatörlerinin beklenmedik durumlar karşısında güvence altında olmasını sağlamaktadır.

Ticari faaliyet gerçekleştiren dronlar için sigorta kapsamı daha kapsamlı tutulmakta, işletme risklerini de kapsayacak şekilde genişletilmektedir. Bu durum, ticari drone operatörlerinin faaliyetlerini güvenle sürdürebilmelerini mümkün kılmaktadır.

Kapsam Dışı Durumlar

Drone sigortası kapsamında belirli durumlar teminat dışında bırakılmaktadır. Bu sınırlamaların bilinmesi, sigortalıların beklentilerini doğru şekilde yönetmeleri açısından kritik öneme sahiptir.

Kasıtlı hasarlar sigorta kapsamı dışında tutulmaktadır. Drone sahibi veya operatörü tarafından bilerek ve isteyerek verilen zararlar için sigorta şirketi tazminat ödemesi yapmamaktadır. Bu durum, sigorta sisteminin kötüye kullanılmasını önlemeye yönelik temel bir koruma mekanizmasıdır.

Yetkisiz kullanım sonucu meydana gelen hasarlar da kapsam dışında değerlendirilmektedir. Drone'un sahibinin bilgisi ve izni olmadan kullanılması durumunda oluşan zararlar için sigorta koruması sağlanmamaktadır.

Periyodik bakım yapılmaması sonucu oluşan arızalar sigorta kapsamında değerlendirilmemektedir. Bu durum, drone sahiplerinin düzenli bakım yükümlülüklerini yerine getirmelerinin önemini vurgulamaktadır.

Dolaylı zararlar sigorta kapsamı dışında bırakılmaktadır. Drone kazası sonucu ortaya çıkan doğrudan zararlar teminat altına alınırken, bu kazanın neden olduğu ikincil ve dolaylı zararlar için tazminat ödenmemektedir.

25 kilogram ağırlık sınırı altındaki dronlar için hobi amaçlı kullanımlarda sigorta zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak bu durum, bu kategorideki drone sahiplerinin gönüllü olarak sigorta yaptırma haklarını ortadan kaldırmamaktadır.

Sigortalıya hizmet sözleşmesi ile bağlı kişiler ve aile üyeleri tarafından gerçekleştirilen zarar talepleri de kapsam dışında tutulmaktadır. Bu sınırlama, sigorta sisteminin aile içi anlaşmazlıklarda kullanılmasını engellemektedir.

Teminat sınırlarının doğru anlaşılması, drone sahiplerinin risk yönetimi stratejilerini geliştirmeleri ve gerektiğinde ek koruma önlemleri almaları açısından büyük önem taşımaktadır.

Drone Kazalarının Sebepleri ve Risk Faktörleri

İnsansız Hava Araçları (İHA) teknolojisinin yaygınlaşmasıyla birlikte drone kazalarının sayısında da artış gözlenmektedir. Bu kazaların arkasında yatan temel sebepler genellikle teknik sorunlar ve insan kaynaklı hatalar olmak üzere iki ana kategoride toplanmaktadır. Drone sahiplerinin bu risk faktörlerini anlaması, hem güvenli uçuş operasyonları gerçekleştirmek hem de yasal yükümlülüklerini yerine getirmek açısından kritik önem taşımaktadır.

Teknik Sorunlar

Drone kazalarının önemli bir bölümü teknik arızalardan kaynaklanmaktadır. Bu sorunlar genellikle öngörülemeyen durumlar olarak ortaya çıksa da, düzenli bakım ve kontroller ile büyük ölçüde önlenebilir niteliktedir.

Pil ve Güç Sistemi Sorunları drone kazalarının en yaygın teknik sebeplerinden biridir. Yetersiz şarj durumu, pil kapasitesinin ani düşmesi veya uçuş sırasında pilin tamamen tükenmesi drone'un kontrolsüz düşmesine neden olabilir. Özellikle soğuk hava koşullarında pil performansının düşmesi bu riski artırmaktadır.

Motor ve pervane arızaları da sıklıkla karşılaşılan teknik problemler arasındadır. Motor bloklajı, pervane kırılması veya dengesizlik durumları drone'un uçuş stabilitesini bozarak kazaya yol açabilir. Bu tür arızalar genellikle ani gelişir ve pilotun müdahale etmesi için çok kısa süre bırakır.

GPS ve sensör sorunları modern drone'ların navigasyon sistemlerini etkileyen kritik teknik problemlerdir. GPS sinyalinin kesilmesi, pusula kalibrasyonunun bozulması veya yükseklik sensörlerinin hatalı çalışması drone'un konumunu kaybetmesine ve kontrolsüz hareket etmesine neden olabilir.

Kontrol cihazı ile bağlantı kaybı durumunda drone genellikle otomatik olarak kalkış noktasına dönmeye programlanmıştır. Ancak bu sistemin çalışmaması veya dönüş rotasında engel bulunması durumunda kaza riski yüksektir.

İHA sahipleri, uçuş emniyetini tehlikeye düşüren durumları 48 saat içinde Genel Müdürlüğe rapor etmek zorundadır. Bu yasal yükümlülük, teknik sorunların sistematik olarak takip edilmesi ve benzer kazaların önlenmesi açısından önemlidir.

İnsan Kaynaklı Hatalar

Drone kazalarının diğer önemli kategorisi insan faktörü kaynaklı hatalardan oluşmaktadır. Bu hatalar genellikle önlenebilir nitelikte olup, eğitim ve deneyim ile minimize edilebilir.

Operatör tecrübesizliği drone kazalarının en yaygın insan kaynaklı sebeplerinden biridir. Yeni başlayan pilotlar genellikle drone'un tepki sürelerini, rüzgar koşullarına karşı davranışını veya acil durum prosedürlerini tam olarak kavrayamadıkları için kazaya neden olabilirler.

Dikkatsizlik ve konsantrasyon eksikliği özellikle rutin uçuşlarda sık karşılaşılan problemlerdir. Çevresel koşulları göz ardı etmek, batarya durumunu kontrol etmemek, hava durumu değişikliklerini fark etmemek gibi durumlar kazaya yol açabilir.

Yanlış kalibrasyon işlemleri drone'un sensörlerinin hatalı çalışmasına neden olarak kaza riskini artırır. Özellikle pusula kalibrasyonunun yanlış yapılması drone'un yön bulma kabiliyetini olumsuz etkiler.

Drone'u kapasitesinin üzerinde zorlamak da yaygın bir hata türüdür. Ağır yük taşımak, kötü hava koşullarında uçuş yapmak veya menzil sınırlarını aşmaya çalışmak drone'un performansını düşürerek kaza riskini artırır.

Özel hayatın gizliliği konusunda dikkatli davranmamak da önemli bir risk faktörüdür. İHA sahibi ve pilotu bu konuda özen göstermeli, aksi halde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri uygulanır. İzinsiz görüntü alma, özel mülklerin üzerinde uçuş yapma gibi davranışlar hem hukuki sorumluluk doğurur hem de güvenlik risklerini artırır.

Yetkisiz sistem değişiklikleri yapılması da ciddi risk faktörlerinden biridir. SHGM onayı olmadan sistem değişikliği yapılması durumunda sertifikalar, izinler ve haklar sona erer. Bu durum hem yasal sorunlara hem de teknik güvenlik risklerine yol açabilir.

Risk faktörlerinin minimize edilmesi için düzenli eğitim, periyodik bakım, hava koşullarının takibi ve yasal düzenlemelere uyum kritik önem taşımaktadır. Drone sahiplerinin bu konularda bilinçli davranması hem kendi güvenliklerini hem de üçüncü şahısların güvenliğini sağlamak açısından vazgeçilmezdir.

Drone Kazası Sonrası Hukuki Süreç ve Tazminat

Drone kazaları sonrasında zarar gören kişilerin hukuki hakları ve tazminat talep etme süreçleri, İnsansız Hava Araçları'nın yaygınlaşmasıyla birlikte önem kazanan konular arasında yer almaktadır. Kaza sonrası doğru adımların atılması, hem zarar görenin haklarını koruması hem de sürecin etkin yürütülmesi açısından kritik öneme sahiptir.

Tazminat Davası Süreci

Drone kazası yaşandığında zarar gören kişilerin izlemesi gereken hukuki süreç belirli aşamalardan oluşmaktadır. Olay yerinde tutanak tutturulması ve fotoğraf ile video çekimi yapılarak kanıtların toplanması sürecin ilk ve en önemli adımlarıdır. Bu belgeler, daha sonra açılacak tazminat davasında ispat aracı olarak kullanılacaktır.

Kaza sonrası zararın tespiti için gerekli belgeler hazırlanmalı ve tazminat talebi için dava açılabilir. Drone kazası davaları ortalama 6-12 ay sürmektedir. Bu süre zararın büyüklüğü, bilirkişi raporlarının hazırlanma süresi ve mahkemenin iş yüküne göre değişiklik gösterebilmektedir.

Dava sürecinde drone sahibinin ticari işletme veya kayıtlı kullanıcı olması durumunda, zorunlu drone sigortası veya özel havacılık poliçeleri üzerinden ödeme yapılabilir. Ancak sigorta şirketinin tazminat talebini reddetmesi halinde, zarar görenin dava açma hakkı saklı kalmaktadır.

30136 Sayılı Sivil Hava Araçları Üçüncü Şahıs Mali Sorumluluk Sigortası Hakkında Yönetmelik kapsamında belirlenen teminat limitleri dahilinde tazminat ödemeleri gerçekleştirilmektedir. Sigorta kapsamı dışında kalan durumlarda ise doğrudan drone sahibine karşı dava açılması mümkündür.

Maddi ve Manevi Tazminat Hakları

Drone kazaları sonucunda zarar gören kişiler hem maddi hem de manevi tazminat talep etme hakkına sahiptir. Maddi tazminat kapsamında, drone düşmesi nedeniyle eve, araca veya özel eşyalara gelen zararlar için onarım masrafları ve diğer ekonomik kayıplar talep edilebilir. Bu talepler için mutlaka belge sunulması gerekmektedir.

Özel hayatın gizliliği ihlali durumunda ise manevi tazminat davası açılabilir. İzinsiz drone ile video veya fotoğraf çekmek 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında "Özel Hayatın Gizliliğini İhlal" suçu sayılmaktadır. Bu durumda hem cezai hem de hukuki sorumluluk doğmakta ve zarar gören kişi manevi tazminat talep edebilmektedir.

Tazminat miktarının belirlenmesinde şu faktörler dikkate alınmaktadır:

  • Zararın büyüklüğü ve niteliği
  • Drone sahibinin kusur derecesi
  • Zarar görenin yaşadığı mağduriyet
  • Ekonomik kayıpların boyutu
  • Manevi zararın ağırlığı

Ticari amaçlı drone kullanımı durumunda sorumluluk daha ağır olmakta ve tazminat miktarları da buna göre belirlenmektedir. Hobi amaçlı kullanımlarda ise sigorta zorunluluğu bulunmaması nedeniyle tazminat ödemeleri doğrudan drone sahibinin sorumluluğunda kalmaktadır.

Drone kazalarında zarar gören kişilerin 48 saat içinde durumu ilgili makamlara bildirmesi, hem cezai sürecin başlatılması hem de tazminat davasının güçlendirilmesi açısından önemlidir. Ayrıca 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu'nun 5. kısmındaki ceza hükümleri, izinsiz uçuş yapan drone sahipleri için uygulanmaktadır.


Drone teknolojisinin hızla gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla birlikte, İnsansız Hava Araçları'nın güvenli kullanımı ve kaza durumlarında hukuki süreçlerin etkin işletilmesi büyük önem taşımaktadır. SHGM'nin hazırladığı düzenlemeler çerçevesinde oluşturulan sigorta sistemi, hem drone sahiplerini hem de üçüncü şahısları koruma altına alırken, kaza durumlarında tazminat süreçlerinin hızlı ve adil şekilde yürütülmesini sağlamaktadır. Drone kullanıcılarının yasal yükümlülüklerini yerine getirmesi ve zarar gören kişilerin haklarını bilmesi, bu teknolojinin toplumsal kabulü ve güvenli kullanımı açısından kritik öneme sahiptir.

Yazar Görseli
Müellif

Av. Ali Haydar GÜLEÇ

Güleç Hukuk Bürosu'nda 9 yıldır yöneticilik ve avukatlık yapmaktadır.