
Online Koçluk Sözleşmelerinde Sorumluluk Sınırı
Online koçluk sektörünün hızla büyümesiyle birlikte, koçluk sözleşmelerindeki sorumluluk sınırları kritik önem kazanmıştır. Bu kapsamlı rehber, elektronik ticaret mevzuatı, vergi düzenlemeleri ve uluslararası standartlar ışığında online koçluk hizmetlerinin hukuki çerçevesini detaylı şekilde incelemektedir. Koçlar ve müşteriler için yasal yükümlülükler, sorumluluk sınırları ve sözleşme düzenleme esasları hakkında güncel bilgiler sunmaktadır.
Elektronik Ticaret Mevzuatı ve Aracı Hizmet Sağlayıcı Sorumluluğu
Online koçluk platformlarının yaygınlaşmasıyla birlikte, bu platformları işleten aracı hizmet sağlayıcıların hukuki sorumluluğu kritik bir konu haline gelmiştir. Elektronik ticaret mevzuatı çerçevesinde düzenlenen bu sorumluluk rejimi, koçluk hizmetlerinin sunulduğu dijital platformlarda karmaşık hukuki ilişkiler doğurmaktadır.
Temel Kavramlar ve Tanımlar
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK) kapsamında mesafeli sözleşmeler, satıcı veya sağlayıcı ile tüketicinin eş zamanlı fiziksel varlığı olmaksızın uzaktan iletişim araçları kullanılarak kurulan sözleşmeler olarak tanımlanmaktadır. Online koçluk hizmetleri de bu kapsamda değerlendirilmekte olup, koç ile müşteri arasındaki ilişki mesafeli sözleşme niteliği taşımaktadır.
Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun (ETDHK) madde 2/d uyarınca aracı hizmet sağlayıcılar, başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına elektronik ticaret ortamını sağlayan gerçek ve tüzel kişiler olarak nitelendirilmektedir. Online koçluk platformları bu tanım kapsamında, koçlar ile müşteriler arasında aracılık eden dijital ortamlar olarak faaliyet göstermektedir.
Aracı hizmet sağlayıcıların temel özelliği, platformlarında yer alan koçluk hizmetlerini doğrudan sunmamaları, bunun yerine koçlar ile müşteriler arasında teknik altyapı sağlayarak aracılık etmeleridir. Bu durum, sorumluluk rejiminin belirlenmesinde temel kriter olarak kabul edilmektedir.
Uygulanacak Mevzuat
Online koçluk platformlarında öncelikle TKHK'nın genel hükümleri ve mesafeli sözleşmelere ilişkin özel düzenlemeleri uygulanmaktadır. Bu kanun, tüketicilerin korunması amacıyla koçluk hizmetlerinin sunulmasında uyulması gereken temel ilkeleri belirlemektedir.
ETDHK ve Elektronik Ticarette Hizmet Sağlayıcı ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik hükümleri de uygulama alanı bulmaktadır. Bu düzenlemeler, aracı hizmet sağlayıcıların yükümlülüklerini ve sorumluluk sınırlarını detaylı şekilde düzenlemektedir.
27 Kasım 2014 tarihli Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği (MSY) koçluk hizmetlerinin mesafeli sözleşme kapsamında sunulmasına ilişkin özel düzenlemeler içermektedir. Finansal koçluk hizmetleri için ise Finansal Hizmetlere İlişkin Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği (FHİMSY) uygulanmaktadır.
ETDHK madde 9 uyarınca aracı hizmet sağlayıcılar, platformlarında yer alan içerikleri kontrol etmek ve hukuka aykırılık araştırmakla yükümlü değildir. Bu düzenleme, online koçluk platformlarının sorumluluk sınırlarını belirleyen temel hüküm niteliğindedir.
Karma Sorumluluk Modeli
Online koçluk platformlarında uygulanan sorumluluk modeli, platformun faaliyet şekline göre değişkenlik göstermektedir. Temel olarak iki farklı model karşımıza çıkmaktadır:
Platform Sağlama Modeli: Bu modelde aracı hizmet sağlayıcılar, koçlar ile yer sağlama temelli sözleşme ilişkisi içinde olup, müşteri ile doğrudan sözleşmesel ilişki kurmazlar. TKHK madde 48/5 uyarınca aracılık edenler, satıcı veya sağlayıcı ile yaptıkları sözleşmeye aykırı fiillerinden dolayı sorumludur.
Karma Model: Platform işleteni aynı zamanda kendi koçluk hizmetlerini de sunuyorsa, hem "aracı hizmet sağlayıcı" hem de "koç/sağlayıcı" sıfatından kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmekle sorumludur. Bu durumda artık mesafeli koçluk sözleşmesinin tarafı haline gelir ve sözleşmesel yükümlülük altına girer.
Elektronik Ticarette Hizmet Sağlayıcı ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik madde 5 ve 6 kapsamında bilgi verme yükümlülükleri bulunmaktadır. Aracı hizmet sağlayıcılar, koçların kimlik bilgilerinin platformda gösterilmesi için teknik imkanları sağlamakla yükümlüdür.
Yönetmelik madde 7 uyarınca işlem rehberi başlığı altında teknik adımlar, sözleşme saklama bilgileri, hata düzeltme araçları, gizlilik kuralları ve alternatif uyuşmazlık çözüm mekanizmaları hakkında bilgi verme yükümlülüğü bulunmaktadır. Madde 8 ile ikinci el koçluk hizmetlerinin ayrı kategoride sunulması, toplam bedelin açık gösterilmesi, sipariş özeti ve hata düzeltme araçları sağlanması zorunludur.
Bu karma sorumluluk modeli, online koçluk sektöründe faaliyet gösteren platformların hukuki pozisyonlarını belirlemede temel çerçeveyi oluşturmaktadır. Platform işletenler, sundukları hizmetin niteliğine göre farklı sorumluluk rejimleri altında faaliyet göstermekte ve bu durum sözleşme düzenlemelerinde dikkate alınması gereken kritik bir husus olmaktadır.
Koçluk Faaliyetlerinin Vergilendirilmesi
Online koçluk hizmetlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte, bu faaliyetlerin vergi mevzuatı kapsamında nasıl değerlendirileceği konusu büyük önem kazanmıştır. Koçluk faaliyetlerinin vergilendirilmesi, hem Gelir Vergisi Kanunu hem de Vergi Usul Kanunu hükümleri çerçevesinde ele alınmaktadır.
Gelir Vergisi Kanunu Açısından Değerlendirme
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 37. maddesi uyarınca, ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazanç olarak nitelendirilmektedir. Ancak koçluk faaliyetleri, bu kapsamdan ziyade serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilmektedir.
GVK'nın 65. maddesi, serbest meslek faaliyetini şu şekilde tanımlamaktadır: "Sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması". Bu tanım, koçluk faaliyetlerinin temel karakteristiklerini tam olarak yansıtmaktadır.
Koçluk faaliyetlerinin serbest meslek olarak değerlendirilmesinin temel kriterleri şunlardır:
- Şahsi mesai ağırlığı: Koçluk hizmetlerinde emeğin sermayeye göre ön planda olması
- Mesleki bilgi gerekliliği: Koçluk için özel eğitim ve deneyim gerekliliği
- Ticari mahiyette olmama: Mal alım-satımı yerine hizmet sunumu
- Şahsi sorumluluk: Koçun kendi nam ve hesabına faaliyet göstermesi
T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 28.08.2014 tarih ve 67854564-1741-496 sayılı yazısı, bu konudaki resmi yaklaşımı netleştirmektedir:
"Ticari organizasyon kapsamında olmayan ve şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına, sermayeden ziyade şahsi mesaiye ve mesleki bilgiye dayalı olarak yürütülen yaşam koçluğu ve yoga öğretmenliği faaliyetlerinin serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilmesi gerektiği"
Bu görüş, koçluk faaliyetlerinin vergisel statüsünü açıkça belirlemiş ve sektör için önemli bir referans noktası oluşturmuştur.
Vergi Usul Kanunu Yükümlülükleri
Koçluk faaliyetlerinin serbest meslek olarak kabul edilmesiyle birlikte, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamında çeşitli yükümlülükler doğmaktadır.
VUK'un 172. maddesi uyarınca, serbest meslek erbabına defter tutma mecburiyeti getirilmiştir. Koçluk faaliyeti yürüten kişiler, gelir ve giderlerini düzenli olarak kayıt altına almak zorundadır. Bu kapsamda tutulması gereken temel defterler şunlardır:
- Serbest Meslek Kazanç Defteri: Gelir ve giderlerin kronolojik sırayla kaydedildiği ana defter
- Yardımcı Defterler: İhtiyaç halinde tutulabilecek detay kayıt defterleri
VUK'un 210. maddesi, serbest meslek kazanç defteri tutma yükümlülüğünü detaylandırmaktadır. Koçlar, aldıkları ücretleri ve yaptıkları giderleri bu defterde kayıt altına almalıdır.
VUK'un 236. maddesi ise kritik bir yükümlülük getirmektedir: serbest meslek makbuzu düzenleme mecburiyeti. Koçluk hizmeti veren kişiler, tahsilatları için mutlaka serbest meslek makbuzu düzenlemek zorundadır. Bu makbuzların özellikleri şunlardır:
- Maliye Bakanlığı'nın belirlediği standartlara uygun olmalı
- Seri ve sıra numarası bulunmalı
- Hizmetin türü, tutarı ve tarihi açıkça belirtilmeli
- Stopaj kesintisi varsa ayrıca gösterilmeli
Online koçluk hizmetlerinde bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi özel dikkat gerektirmektedir. Dijital platformlar üzerinden verilen hizmetlerde:
- Her oturum için ayrı makbuz düzenlenmeli
- Paket hizmetlerde toplam tutar üzerinden makbuz kesilmeli
- Yurtdışından alınan ödemeler de kayıt altına alınmalı
- Dövizli işlemlerde güncel kur üzerinden TL karşılığı hesaplanmalı
Stopaj uygulaması açısından, koçluk hizmetleri %20 oranında stopaja tabidir. Kurumsal müşterilerden hizmet alan koçlar, brüt ücretin %20'si kadar stopaj kesintisi yapılacağını dikkate almalıdır.
Beyanname verme yükümlülüğü kapsamında, yıllık kazancı beyan sınırını aşan koçlar, Gelir Vergisi Beyannamesi vermek zorundadır. Bu beyannamede:
- Yıllık brüt gelir
- İndirilebilir giderler
- Net kazanç
- Ödenen stopaj tutarları
detaylı şekilde gösterilmelidir.
Koçluk faaliyetlerinin vergilendirilmesinde dikkat edilmesi gereken bir diğer husus, gider indirimi konusudur. Serbest meslek erbabı olarak koçlar, mesleki faaliyetleriyle doğrudan ilgili giderlerini kazançlarından indirebilirler. Bu giderler arasında:
- Eğitim ve sertifikasyon masrafları
- Mesleki kitap ve materyal giderleri
- İnternet ve telefon abonelik ücretleri
- Ofis kirası (ev ofisi dahil)
- Bilgisayar ve teknolojik ekipman amortismanları
yer almaktadır.
Bu düzenlemeler çerçevesinde, koçluk faaliyeti yürüten kişilerin vergi mevzuatına uyum sağlaması hem yasal bir zorunluluk hem de profesyonel bir gereklilik olarak karşımıza çıkmaktadır.
ICF Standartları ve Koçluk Anlaşması Esasları
Online koçluk hizmetlerinin profesyonel standartlarda sunulabilmesi için Uluslararası Koçluk Federasyonu (ICF) tarafından belirlenen yetkinlikler ve koçluk anlaşması esaslarının bilinmesi kritik önem taşımaktadır. Bu standartlar, hem koçların mesleki gelişimi hem de müşteri memnuniyetinin sağlanması açısından temel referans noktalarını oluşturmaktadır.
ICF Temel Yetkinlikleri
ICF'nin güncellenmiş temel yetkinlikleri çerçevesinde koçlar, müşteri ve ilgili paydaşlarla koçluk ilişkisi, süreç, planlar ve hedefler hakkında net anlaşmalar oluşturmakla yükümlüdür. Bu yetkinlik iki temel unsuru içermektedir:
- Koçluk Anlaşması: İlişki odağı ve hedeflerin tanımlanması
- Oturum Anlaşması: Her oturumun odağı ve hedefinin belirlenmesi
Profesör David Clutterback ve Eve Turner'ın araştırmasına göre, İş ve Yönetici Koçlarının süpervizyonlarına getirdikleri sorunların yarısı orijinal müşteri sözleşmesiyle ilgilidir. Bu durum, sağlam bir koçluk anlaşmasının önemini açıkça ortaya koymaktadır.
Sağlam bir sözleşme yapısı:
- Yanlış anlamaları önler
- Karşılanmayan beklentileri minimize eder
- Yanlış varsayımları ortadan kaldırır
- Hayal kırıklığını engeller
- Güven ve bağlantı oluşturur
- Karşılıklı anlayışı artırır
- Koçluk planında şeffaflık sağlar
Koçluk Anlaşmasının İçeriği
Online koçluk hizmetlerinde düzenlenen anlaşmalar, Türk mevzuatı ile ICF standartlarının bir arada değerlendirilmesi gereken kapsamlı belgelerdir. Koçluk anlaşmasının içermesi gereken temel unsurlar şunlardır:
Koçluğun Tanımı ve Kapsamı: Birçok müşteri koçluk hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığından, koçlukla diğer hizmet meslekleri arasındaki farkın net şekilde açıklanması gerekmektedir.
Koçluk İlişkisi ve Roller: Koç ve müşterinin rol ve sorumluluklarının netleştirilmesi kritik önem taşır. Koç ICF Etik Kurallarına uymayı beyan ederken, müşteri kendi zihinsel, duygusal sağlığı ve fiziksel refahından sorumlu olduğunu kabul etmelidir.
Hizmet Detayları: Koçun sunacağı hizmetler, süre, oturum sayısı ve her oturumun süresi açık şekilde belirtilmelidir. Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği (MSY) madde 11 ve Finansal Hizmetlere İlişkin Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği (FHİMSY) madde 8-9 uyarınca tüketiciler 14 gün içinde gerekçe göstermeksizin cayma hakkına sahiptir.
Ücretlendirme ve Ödeme Koşulları: Ücretlendirme yapısı, ödeme yöntemleri ve son tarihler detaylı şekilde açıklanmalıdır. Online platformlarda yapılan ödemeler için güvenli ödeme sistemlerinin kullanılması zorunludur.
Gizlilik ve Veri Koruma: İlişkinin kendisi ve oturumlarda paylaşılan bilgilerin gizli tutulacağına dair beyan, KVKK kapsamındaki yükümlülüklerle birlikte değerlendirilmelidir.
Kayıt Tutma Yükümlülükleri: MSY madde 20 ve FHİMSY madde 15 uyarınca aracı hizmet sağlayıcılar, işlemlere ilişkin kayıtları 3 yıl boyunca saklamak ve talep halinde ilgili kurum, kuruluş ve tüketicilere vermekle yükümlüdür.
Şikayet ve Uyuşmazlık Çözümü: Elektronik ticaret işlemlerinin şikayete konu olması halinde ispat yükümlülüğü hizmet sağlayıcı ve/veya aracı hizmet sağlayıcıya aittir. Şikayet halinde talep edilen bilgi ve belgeler 15 gün içinde teslim edilmelidir.
Oturum Anlaşması Kriterleri
ICF'nin güncellenmiş PCC (Professional Certified Coach) işaretleyicileri oturum anlaşması için belirli kriterler getirmektedir:
Kriter 3.1: Koç, müşterinin bu oturumda neyi başarmak istediğini belirleme veya yeniden onaylama konusunda ortaklık kurar.
Kriter 3.2: Koç, müşterinin başarmak istediği şey için başarı ölçütlerini tanımlama veya yeniden onaylama konusunda ortaklık kurar.
Kriter 3.3: Koç, müşteri için neyin önemli veya anlamlı olduğunu araştırır.
Kriter 3.4: Koç, müşterinin hedefine ulaşmak için neyi ele alması gerektiğine dair ortaklık kurar.
Bu kriterler, her koçluk oturumunun yapılandırılmış ve sonuç odaklı şekilde yürütülmesini sağlamaktadır. Online koçluk platformlarında bu kriterlerin sistematik olarak uygulanması, hem koç hem de müşteri açısından oturum verimliliğini artırmaktadır.
Yasal Uyumluluk Açısından Değerlendirme: Online koçluk hizmetlerinde ICF standartlarının uygulanması, aynı zamanda Türk mevzuatındaki mesafeli sözleşme düzenlemeleriyle de uyumlu olmalıdır. Özellikle cayma hakkı süresi, bilgi verme yükümlülükleri ve kayıt tutma zorunlulukları ICF standartlarıyla birlikte değerlendirilerek kapsamlı bir anlaşma yapısı oluşturulmalıdır.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kapsamında Sorumluluklar
Online koçluk hizmetlerinde iş sağlığı ve güvenliği kapsamındaki sorumluluklar, özellikle kurumsal koçluk hizmetleri ve işyerlerinde sunulan koçluk programları açısından kritik önem taşımaktadır. Bu bölümde, iş kazası tanımı ve işverenin yükümlülükleri çerçevesinde online koçluk hizmetlerinin hukuki boyutu incelenecektir.
İş Kazası Tanımı ve Kapsamı
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun 3/1/g bendi uyarınca iş kazası, "iş yerinde veya işin yürütülmesi sırasında meydana gelen, ölüme veya ruhen ya da fiziken yaralanmaya sebep olan olaylar bütünü" olarak tanımlanmaktadır. Bu tanım, online koçluk hizmetlerinin sunulduğu ortamlarda da geçerlilik taşımaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 13. maddesi iş kazasının detaylı kapsamını belirlemektedir. Bu düzenleme çerçevesinde aşağıdaki durumlar iş kazası sayılmaktadır:
- Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada meydana gelen olaylar
- İşveren tarafından yürütülen iş nedeniyle ortaya çıkan kazalar
- Görevli olarak işyeri dışında başka yere gönderilme sırasındaki olaylar
- İşverence sağlanan taşıtla gidiş-geliş sırasında meydana gelen kazalar
Yargıtay kararları, iş kazası kavramının geniş yorumlanması gerektiğini ortaya koymaktadır. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 2004/4465 sayılı kararında belirtildiği üzere:
"506 sayılı Yasanın 11/A-a maddesinde tarif edildiği üzere sigorta olayına neden olan intihar eyleminin işçilerin ikametine ayrılan ve işyerinin eklentisi konumunda bulunan bu nedenle de işyerinden sayılan işçi yatakhanesinde diğer bir anlatımla sigortalının 'işyerinde bulunduğu sırada' meydana geldiğinde ve iş kazası olduğunda kuşku yoktur."
Bu karar, işyeri kavramının geniş yorumlanması gerektiğini göstermekte olup, online koçluk hizmetlerinin sunulduğu uzaktan çalışma ortamları için de önem taşımaktadır.
Hukuk Genel Kurulu'nun 2019/2016-816 sayılı kararında kalp krizi vakalarına ilişkin önemli bir değerlendirme yapılmıştır:
"sigortalının, kalp krizi geçirdiği tarihteki çalışmasının hizmet sözleşmesine dayalı olduğu, ölümle sonuçlanan olayın, kalp krizi sonrasında meydana geldiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır… sigortalının, işyerinde çalışmakta iken kalp krizi geçirerek ölümü, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 11 maddesinin (A) fıkrasının (a) bendinde gösterilen 'Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada meydana gelme' hâline uygun bir olay olduğu gibi, aynı maddenin (b) bendinde yer alan 'işveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla meydana gelme' hâline de uygun olup; iş kazası sayılması gerekir"
İşverenin Yükümlülükleri
Online koçluk hizmetlerinde işverenin yükümlülükleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 417/2 maddesi uyarınca düzenlenmektedir. Bu maddeye göre işveren, "işyerinde iş sağlığı ve güvenliğini sağlamak amacıyla her türlü önlemi almak ve gerekli araçları eksiksiz sağlamakla yükümlüdür."
4857 sayılı İş Kanunu'nun 14. maddesine 2016'da eklenen fıkra ile uzaktan çalışma durumunda bile işverenin sorumlulukları genişletilmiştir. Bu düzenleme, online koçluk hizmetlerinin sunulduğu uzaktan çalışma ortamları için özel önem taşımaktadır.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun 4. maddesi işverene ait yükümlülükleri detaylı şekilde düzenlemektedir:
- Çalışanların sağlık ve güvenliğini sağlama yükümlülüğü
- Riskleri belirleme ve gerekli önlemleri alma sorumluluğu
- İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini sürekli güncelleme yükümlülüğü
İlliyet bağının kesilmesi durumları da önem taşımaktadır. Hukuk Genel Kurulu'nun 2013/2012-21-1121 sayılı kararında belirtildiği üzere:
"işvereni, zararlandırıcı olay nedeniyle sorumluluktan kurtaracak olan durum, eylem ile meydana gelen zarar arasındaki uygun illiyet rabıtasının kesilmesidir. Kusursuz sorumlulukta olduğu gibi kusur sorumluluğunda da illiyet bağı; mücbir sebep, zarar görenin ve üçüncü kişinin ağır kusuru nedenleriyle kesilebilir."
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin 1996/3113 sayılı kararında üçüncü kişinin kusuru nedeniyle illiyet bağının kesilmesi durumu açıklanmıştır:
"İşverenin, işçilerin işyerine ulaşımı amacıyla taşıdığı araca; ters yönden gelen başka bir aracın %100 kusurlu bir şekilde çarpması sonucu, söz konusu kaza gerçekleşmiştir… Yargıtay; söz konusu kazanın, üçüncü kişinin kusuru neticesinde meydana geldiğini, bu sebeple illiyet bağının kesildiğini, işverenin kazadan sorumlu tutulmasının mümkün olmayacağı hükme bağlanmıştır."
Asıl işveren-alt işveren ilişkisinde sorumluluk da önemli bir konudur. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2018/404 sayılı kararında belirtildiği üzere:
"