
İnternet Alışverişinde Cayma Hakkı Nasıl Kullanılır?
İnternet alışverişi günümüzde yaygınlaşırken, tüketicilerin haklarını bilmesi büyük önem taşımaktadır. Mesafeli sözleşmeler kapsamında tanınan cayma hakkı, online alışverişin güvenli bir şekilde yapılabilmesini sağlayan temel haklardan biridir. Bu rehberde cayma hakkının nasıl kullanılacağı, hangi durumlarda geçerli olduğu ve yasal süreçler hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz.
Mesafeli Sözleşme Kavramı ve Yasal Düzenleme
İnternet alışverişinin yaygınlaşmasıyla birlikte, geleneksel alışveriş yöntemlerinden farklı olarak ortaya çıkan mesafeli sözleşmeler, tüketici hukuku açısından özel bir düzenleme alanı haline gelmiştir. Bu sözleşme türü, satıcı ve tüketicinin fiziksel olarak bir araya gelmeden gerçekleştirdikleri ticari işlemleri kapsamakta ve özel koruma mekanizmaları gerektirmektedir.
Mesafeli Sözleşme Tanımı
Mesafeli sözleşme, satıcı veya sağlayıcı ile tüketicinin eş zamanlı fiziksel varlığı olmaksızın, uzaktan iletişim araçları kullanılarak kurulan sözleşmeler olarak tanımlanmaktadır. Bu tanım, modern ticaretin temel karakteristiklerinden birini yansıtmakta ve internet, telefon, televizyon, katalog gibi araçlarla yapılan tüm satış işlemlerini kapsamaktadır.
Bir sözleşmenin mesafeli sözleşme sayılabilmesi için üç temel koşulun bir arada bulunması gerekmektedir:
- Satıcı ve tüketicinin eş zamanlı fiziksel varlığının bulunmaması
- Uzaktan pazarlamaya yönelik organize edilmiş bir sistem kullanılması
- Sözleşme kurulana kadar uzaktan iletişim araçlarının kullanılması
Bu koşullar çerçevesinde, sosyal medya platformları üzerinden yapılan satışlar, kısa mesaj yoluyla gerçekleştirilen alışverişler ve mobil uygulamalar aracılığıyla yapılan işlemler de mesafeli sözleşme kapsamında değerlendirilmektedir.
Yasal Çerçeve
Mesafeli sözleşmelerin hukuki düzenlemesi, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 48. maddesi ile temel çerçevesi çizilmiş ve bu düzenleme Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği ile detaylandırılmıştır. Bu yasal düzenleme, tüketicilerin internet alışverişlerinde karşılaştıkları dezavantajları gidermek ve eşit koşullarda ticaret yapabilmelerini sağlamak amacıyla oluşturulmuştur.
6502 sayılı Kanun'un 48. maddesi, mesafeli sözleşmelerde tüketicilere tanınan cayma hakkının yasal dayanağını oluşturmaktadır. Bu düzenleme, tüketicinin ürünü fiziksel olarak inceleme imkanının bulunmaması nedeniyle ortaya çıkan dezavantajı telafi etmeyi amaçlamaktadır.
Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği ise kanunun uygulanmasına ilişkin detaylı prosedürleri, süreleri ve yükümlülükleri düzenlemektedir. Yönetmelik, özellikle ön bilgilendirme yükümlülükleri, cayma hakkının kullanılması, bedel iadesi süreçleri ve istisna durumları konularında kapsamlı hükümler içermektedir.
Bu yasal çerçeve, AB Tüketici Hakları Direktifi ile uyumlu olarak hazırlanmış ve uluslararası standartlara uygun koruma mekanizmaları getirmiştir. Düzenleme, teknolojik gelişmelere paralel olarak güncellenmekte ve yeni ticaret yöntemlerini de kapsayacak şekilde genişletilmektedir.
Platform ve Aracı Hizmet Sağlayıcı
Modern e-ticaret ekosisteminde, doğrudan satıcı-tüketici ilişkisinin yanı sıra aracı hizmet sağlayıcılar ve platformlar da önemli roller üstlenmektedir. Bu aktörlerin hukuki statüsü ve sorumlulukları, mesafeli sözleşme hukuku açısından kritik öneme sahiptir.
Aracı hizmet sağlayıcı, oluşturduğu sistem ile satıcı adına mesafeli sözleşme kurulmasına aracılık eden kişi veya kuruluş olarak tanımlanmaktadır. Bu tanım, günümüzde yaygın olarak kullanılan e-ticaret sitelerini, pazaryeri platformlarını ve mobil uygulamaları kapsamaktadır.
Platform ise aracı hizmet sağlayıcının mesafeli sözleşme kurulmasına aracılık etmek üzere oluşturduğu sistemi ifade etmektedir. Bu sistem, teknik altyapı, kullanıcı arayüzü ve işlem süreçlerini içeren bütüncül bir yapıyı temsil etmektedir.
Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği'nin 5. maddesi uyarınca, aracı hizmet sağlayıcılar da ön bilgilendirme yükümlülüğünden müteselsilen sorumlu tutulmaktadır. Bu sorumluluk, tüketicilerin sözleşme kurulmadan önce gerekli bilgilere ulaşabilmesini garanti altına almakta ve platformların sadece teknik aracılık yapmakla yetinmeyip, tüketici haklarının korunmasında aktif rol almalarını gerektirmektedir.
Aracı hizmet sağlayıcıların sorumluluk alanları şunları kapsamaktadır:
- Tüketicilerin cayma hakkı bildirimlerini iletebileceği sistemin kurulması
- Bu sistemin kesintisiz ve erişilebilir şekilde açık tutulması
- Cayma bildirimlerinin satıcıya derhal iletilmesi
- Ön bilgilendirme eksikliklerinden müteselsil sorumluluk
Bu düzenleme, özellikle büyük e-ticaret platformlarının tüketici haklarının korunmasındaki rolünü güçlendirmekte ve sektörde daha güvenilir bir ticaret ortamının oluşmasına katkı sağlamaktadır.
Cayma Hakkının Kullanılması ve Süreçler
İnternet alışverişlerinde cayma hakkının etkin bir şekilde kullanılabilmesi için belirli süreçlerin doğru bir şekilde takip edilmesi gerekmektedir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği kapsamında düzenlenen bu süreçler, hem tüketicilerin haklarını korumakta hem de satıcıların yükümlülüklerini net bir şekilde belirlemektedir.
Cayma Süresi
Mesafeli sözleşmelerde tüketicilere tanınan en önemli haklardan biri olan cayma hakkı, 14 gün süreyle kullanılabilmektedir. Bu süre, malın teslim edildiği tarihten itibaren başlamakta ve tüketici bu süre içerisinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin sözleşmeden cayabilmektedir.
Cayma süresinin başlangıç noktası, mal alımlarında ürünün tüketiciye veya tüketici tarafından belirlenen üçüncü kişiye teslim edildiği andır. Hizmet sözleşmelerinde ise bu süre, sözleşmenin kurulduğu tarihten itibaren işlemeye başlar. 14 günlük süre, takvim günü olarak hesaplanmakta ve hafta sonları ile resmi tatiller de bu süreye dahil edilmektedir.
Önemli bir husus olarak, satıcının cayma hakkı konusunda gerekli bilgilendirmeyi yapmaması durumunda, 14 günlük süre bir yıl sonra sona ermektedir. Bu durum, tüketicilerin haklarının korunması açısından büyük önem taşımaktadır.
Bildirim Yükümlülüğü
Cayma hakkının kullanılabilmesi için tüketicinin bu kararını satıcıya yazılı olarak bildirmesi gerekmektedir. Bu bildirim, kalıcı veri saklayıcısı ile de yapılabilmektedir. E-posta, faks veya posta yoluyla gönderilen yazılı bildirimler bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği ekinde yer alan Örnek Cayma Formu kullanılabileceği gibi, tüketici cayma kararını bildiren herhangi bir açık beyanda da bulunabilir. Önemli olan, cayma iradesinin açık ve net bir şekilde ifade edilmesidir.
Bildirim sürecinde dikkat edilmesi gereken önemli noktalar:
- Cayma bildirimi telefon ile yapılamaz
- Bildirim, 14 günlük süre içerisinde satıcıya ulaşmalıdır
- Aracı hizmet sağlayıcılar, cayma bildirimlerini derhal satıcıya iletmekle yükümlüdür
- Bildirim tarihinin ispatı tüketiciye aittir
İade Süreci
Cayma bildiriminin yapılmasının ardından iade süreci başlamaktadır. Tüketici, cayma bildirimini yaptıktan sonra 10 gün içerisinde ürünü satıcıya iade etmekle yükümlüdür. Bu süre, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren hesaplanmaktadır.
İade sürecinde kargo masrafları konusu özel bir önem taşımaktadır. Satıcının ön bilgilendirmede belirttiği kargo şirketi kullanılması durumunda, iade kargo ücreti tüketiciden alınamaz. Ancak tüketici farklı bir kargo şirketi tercih ederse, bu durumda ortaya çıkan ek maliyetler tüketiciye ait olabilir.
Satıcının yükümlülükleri açısından bakıldığında, 30 gün teslimat süresi önemli bir düzenleme olarak karşımıza çıkmaktadır. Taahhüt edilen süre bulunmadığı durumlarda, mal en geç 30 gün içerisinde tüketiciye gönderilmelidir. Bu sürenin aşılması durumunda tüketici sözleşmeyi feshederek, 14 gün içinde yasal faiziyle birlikte ödemelerini geri alabilir.
Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği'nin 13/2. maddesi uyarınca, tüketicinin mutat kullanımı aşan bozulmalardan sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Bu kapsamda, ürünün normal kullanım sınırları içerisinde kalması gerekmekte, aşırı kullanım veya zarar verici davranışlar durumunda tüketici sorumlu tutulabilmektedir.
Bedel iadesi konusunda satıcı, cayma bildiriminden itibaren 14 gün içerisinde tüm ödemeleri tüketiciye iade etmekle yükümlüdür. Bu iade, tüketicinin satın alma sırasında kullandığı ödeme aracına uygun şekilde, masraf getirmeden tek seferde yapılmalıdır. Kredi kartı ile yapılan ödemelerde, iade işlemi aynı kredi kartına yapılması gerekmektedir.
İade sürecinin sağlıklı işleyebilmesi için tüketicilerin ürünü orijinal ambalajında ve mümkün olduğunca ilk teslim aldıkları durumda iade etmeleri önerilmektedir. Bu yaklaşım, hem iade sürecinin hızlanmasını sağlamakta hem de olası anlaşmazlıkların önüne geçmektedir.
Cayma Hakkının Kullanılamayacağı Durumlar
İnternet alışverişlerinde cayma hakkı tüketiciler için önemli bir güvence olmakla birlikte, bu hakkın kullanılamayacağı belirli durumlar bulunmaktadır. Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği'nin 15. maddesi, cayma hakkının istisna teşkil eden durumları detaylı bir şekilde düzenlemiştir. Bu istisnalar, hem ticari hayatın gereklilikleri hem de ürünlerin doğası gereği ortaya çıkan zorunluluklar nedeniyle belirlenmiştir.
İstisna Durumları
Cayma hakkının kullanılamayacağı temel durumlar, ürünün niteliği ve alışverişin özelliklerine göre şekillenmiştir. Bu istisnalar, tüketicinin korunması ile ticari hayatın dengeli işleyişi arasında adil bir denge kurulmasını amaçlamaktadır.
Fiyatı finansal piyasa dalgalanmalarına bağlı olan mallar cayma hakkı istisnalarının başında gelmektedir. Altın, gümüş, döviz ve benzeri değerli madenler ile finansal araçlar bu kapsamda değerlendirilir. Bu ürünlerin fiyatları sürekli değişkenlik gösterdiği için, cayma hakkının tanınması satıcılar açısından öngörülemeyen riskler yaratabilmektedir.
Tüketicinin istekleri veya kişisel ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanan mallar da cayma hakkı kapsamı dışında tutulmuştur. Özel ölçülerde hazırlanan giysiler, kişiye özel tasarım ürünler veya isim yazılı eşyalar bu kategoriye girmektedir. Bu tür ürünlerin başka müşterilere satılması mümkün olmadığından, cayma hakkının tanınması satıcı için ekonomik kayıp anlamına gelebilmektedir.
Çabuk bozulabilen veya son kullanma tarihi geçebilecek mallar da istisna kapsamındadır. Taze gıda ürünleri, çiçek, pasta gibi dayanıklılığı sınırlı olan ürünlerde cayma hakkının kullanılması pratik olarak mümkün değildir. Bu durumda hem ürünün kalitesi bozulacak hem de sağlık riskleri ortaya çıkabilecektir.
Teslim edildiği anda başka ürünlerle karışan mallar da cayma hakkı istisnası oluşturmaktadır. Özellikle sıvı yakıt, kimyasal maddeler veya benzeri ürünlerde bu durum söz konusu olmaktadır.
Özel Ürün Kategorileri
Belirli ürün kategorileri, doğaları gereği cayma hakkı istisnası oluşturmaktadır. Bu kategoriler, ürünün kullanım şekli ve tüketici güvenliği açısından özel düzenlemelere tabi tutulmuştur.
Hijyen ve sağlık açısından iadesi uygun olmayan mallar önemli bir istisna kategorisi oluşturmaktadır. Kişisel bakım ürünleri, iç giyim eşyaları, kozmetik ürünler ve benzeri malzemeler bu kapsamda değerlendirilir. Bu ürünlerin iadesi, hem hijyen hem de sağlık açısından risk teşkil edebilmektedir.
Ambalajı açılmış olan kitap, dijital içerik ve bilgisayar yazılımları da cayma hakkı kapsamı dışındadır. CD, DVD, oyun diskleri ve benzeri dijital içerikli ürünlerde ambalajın açılması, içeriğin kopyalanma riskini beraberinde getirmektedir. Bu nedenle, ambalajı açıldıktan sonra cayma hakkının kullanılması mümkün değildir.
Gazete ve dergi gibi süreli yayınlar da istisna kapsamında yer almaktadır. Bu yayınların güncel bilgi içermesi ve belirli tarihlerde yayımlanması nedeniyle, cayma hakkının tanınması pratik değildir.
Belirli bir tarihte veya dönemde yapılması gereken hizmetler de cayma hakkı istisnası oluşturmaktadır. Konaklama rezervasyonları, konser biletleri, uçak biletleri ve benzeri tarih bağlı hizmetlerde cayma hakkının kullanılması, hizmet sağlayıcı açısından telafisi güç zararlar yaratabilmektedir.
Elektronik ortamda anında ifa edilen hizmetler modern e-ticaretin önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Dijital müzik indirmeleri, online oyun kredileri, yazılım lisansları ve benzeri anında teslim edilen dijital ürünlerde cayma hakkı kullanılamaz.
Tüketicinin onayı ile ifasına başlanan hizmetler de istisna kapsamındadır. Özellikle tamir, bakım ve benzeri hizmetlerde, tüketicinin açık onayı ile işe başlandıktan sonra cayma hakkının kullanılması mümkün değildir.
Satıcılar, bu istisnaları ön bilgilendirme formlarında ve sözleşme metinlerinde açık bir şekilde belirtmek zorundadır. Tüketicilerin hangi durumlarda cayma hakkını kullanamayacaklarını önceden bilmeleri, hem hukuki güvenlik hem de ticari şeffaflık açısından büyük önem taşımaktadır. Bu bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi durumunda, satıcılar yasal yaptırımlarla karşılaşabilmektedir.
Yargıtay Kararları ve Mutat Kullanım Sınırları
İnternet alışverişlerinde cayma hakkının kullanılması konusunda en tartışmalı alanlardan biri, tüketicinin ürünü ne kadar süre ve hangi ölçüde kullanabileceğidir. Bu konuda Yargıtay'ın verdiği kararlar, hem tüketiciler hem de satıcılar açısından önemli rehber niteliği taşımaktadır.
Yargıtay İçtihadı
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2022/6784 E., 2022/8533 K. sayılı kararı, mesafeli satış sözleşmelerinde cayma hakkının kullanılması ve mutat kullanım sınırları konusunda emsal teşkil eden önemli bir karardır. Bu davada, tüketici internet sitesinden satın aldığı Poco X3 NFC Lite model telefonu 6 gün kullandıktan sonra cayma hakkını kullanarak iade etmek istemiştir.
Davanın özünde, telefonun paketinin açılması, kurulumunun yapılması ve 6 gün boyunca kullanılması sonrasında cayma hakkının kullanılıp kullanılamayacağı sorunu yer almaktadır. Satıcı, ürünün sıfır olma özelliğini kaybettiği ve paketi açılmış elektronik ürünlerde cayma hakkının kullanılamayacağı gerekçesiyle itiraz etmiştir.
Tüketici ise, ürün yazılımından kaynaklanan teknik arıza nedeniyle kanuni cayma hakkı süresi içinde ürünü iade ettiğini ve 6502 sayılı Kanun'un 48. maddesinin 4. fıkrası gereği herhangi bir gerekçe göstermeksizin cayma hakkını kullanabileceğini savunmuştur.
İlk derece mahkemesi, Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği'nin 15/e maddesinin cep telefonu için geçerli olmadığını belirterek tüketicinin lehine karar vermiştir. Ancak Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma talebi üzerine durum değişmiştir.
Yargıtay'ın değerlendirmesinde kritik nokta, 6502 sayılı Kanun'un 48/4. maddesinin son cümlesi ve Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği'nin 13/2. maddesi gereği mutat kullanımı aşan bozulmalarda tüketicinin sorumlu olacağının belirlenmesidir. Yüksek mahkeme, davalının 6 gün boyunca telefonu kullanmasının mutat kullanımı aşıp aşmadığının uzman bilirkişi raporu ile belirlenmesi gerektiğini vurgulamıştır.
Sonuç olarak Yargıtay, 6100 sayılı HMK'nın 363. maddesi uyarınca mahkemece uzman bilirkişi raporu alınmadan karar verilmesini usul ve yasaya aykırı bularak kararı kanun yararına bozmuştur.
Mutat Kullanım Kavramı
6502 sayılı Kanun'un 48. maddesinin 4. fıkrasının son cümlesi "Tüketici, cayma hakkı süresi içinde malın mutat kullanımı sebebiyle meydana gelen değişiklik ve bozulmalardan sorumlu değildir" hükmünü içermektedir. Bu düzenleme, tüketicinin cayma hakkını kullanırken ürünü makul ölçüde deneyebileceğini göstermektedir.
Mutat kullanım kavramı, ürünün niteliğini, özelliklerini ve işleyişini kontrol etmek için gerekli olan normal kullanım düzeyini ifade etmektedir. Bu kavramın sınırları her ürün kategorisi için farklılık gösterebilmektedir:
- Elektronik ürünlerde kurulum yapılması, temel işlevlerin test edilmesi
- Giyim eşyalarında deneme ve uygunluğun kontrol edilmesi
- Kitaplarda içeriğin incelenmesi ancak tamamen okunmaması
- Kozmetik ürünlerde test amaçlı minimal kullanım
Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği'nin 13/2. maddesi uyarınca, tüketici cayma hakkını kullanırken malın değerinde meydana gelen azalmadan, mutat kullanımı aşan kullanım nedeniyle sorumlu tutulmaktadır. Bu nedenle tüketicilerin, ürünü sadece özelliklerini ve işleyişini kontrol edecek ölçüde kullanmaları gerekmektedir.
Yargıtay kararında da vurgulandığı üzere, mutat kullanımın aşılıp aşılmadığının belirlenmesi her somut olayın özelliklerine göre uzman görüşü alınarak yapılmalıdır. Bu değerlendirmede ürünün türü, kullanım süresi, kullanım yoğunluğu ve üründe meydana gelen fiziksel değişiklikler dikkate alınmaktadır.
Tüketicilerin cayma hakkını kullanırken dikkat etmeleri gereken temel nokta, ürünü mağazada inceleyebilecekleri ölçüde kullanmalarıdır. Bu sınırı aşan kullanımlar durumunda, ürünün değerinde meydana gelen azalmadan sorumlu tutulabilecekleri unutulmamalıdır.
Bedel İadesi ve Satıcı Yükümlülükleri
İnternet alışverişlerinde cayma hakkının kullanılmasının ardından en kritik aşama, satıcının bedel iadesi ve diğer yükümlülüklerini yerine getirmesidir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği çerçevesinde satıcıların bu konudaki sorumlulukları detaylı bir şekilde düzenlenmiştir.
İade Süreçleri
Tüketicinin cayma hakkını kullanmasının ardından satıcının en temel yükümlülüğü, 14 gün içinde bedeli iade etmektir. Bu süre, cayma bildiriminin satıcıya ulaştığı tarihten itibaren başlar ve herhangi bir uzatma veya erteleme kabul edilmez. Satıcı bu süreyi aşması durumunda yasal yaptırımlarla karşılaşabilir.
İade süreci şu şekilde işlemektedir:
- Tüketici cayma hakkını kullandığını satıcıya bildirdikten sonra 10 gün içinde ürünü iade etmelidir
- Satıcı, cayma bildirimini aldıktan sonra 14 gün içinde ödenen bedeli tüketiciye iade etmelidir
- Ürünün satıcıya ulaşması beklenmeden bedel iadesi yapılmalıdır
- İade işlemi, tüketicinin satın alma sırasında kullandığı ödeme yöntemi ile aynı şekilde gerçekleştirilmelidir
Satıcının edimin imkansızlaştığı durumlarda ise 3 gün içinde durumu tüketiciye bildirmesi ve 14 gün içinde ödemeleri iade etmesi gerekmektedir. Bu durum, ürünün stokta bulunmaması, tedarikçi problemleri veya benzeri nedenlerle teslimatın yapılamayacağı hallerde geçerlidir.
Kargo Masrafları
Kargo masrafları konusunda satıcıların yükümlülükleri oldukça nettir. İade kargo ücreti satıcıya aittir ve bu masraf tüketiciden talep edilemez. Ancak bu kural için önemli bir istisna bulunmaktadır:
- Satıcı ön bilgilendirmede belirttiği kargo şirketi kullanılırsa, iade kargo ücreti tüketiciden alınamaz
- Tüketici farklı bir kargo şirketi tercih ederse, bu durumda ek maliyet tüketiciye ait olabilir
- Satıcı, ön bilgilendirme formunda kargo masrafları konusunda açık bilgi vermek zorundadır
Teslimat aşamasında ise satıcı, malın tüketiciye teslimine kadar oluşan tüm kayıp ve hasarlardan sorumludur. Tüketici farklı bir taşıyıcı talep etmişse, o taşıyıcıya teslimden sonraki kayıp ve hasarlardan satıcı sorumlu tutulmaz.
Kredi Kartı İadeleri
Kredi kartı ile yapılan ödemelerin iadesi konusunda özel düzenlemeler mevcuttur. Satıcı, cayma durumunda geri ödemeleri tüketicinin satın alırken kullandığı ödeme aracına uygun şekilde yapmalıdır. Bu süreçte dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır:
- İade işlemi masraf getirmeden ve tek seferde yapılmalıdır
- Kredi kartına iade işlemi, bankanın işlem süreçlerine bağlı olarak 1-7 iş günü içinde hesaba yansır
- Taksitli alımlarda iade, ödenen taksit tutarları kadar yapılır
- Satıcı, iade işlemini yapmakla yükümlü olup, bankanın işlem süresinden sorumlu değildir
Aracı hizmet sağlayıcılar da bu süreçte önemli sorumluluklar taşır. Platform işletmecileri, tüketicilerin cayma hakkı bildirimlerini iletebileceği ve takip edebileceği sistemi kurmak, kesintisiz açık tutmak ve bildirimleri satıcıya derhal iletmekle yükümlüdür.
İlave ödemeler konusunda ise sözleşme kurulmadan önce esas bedel dışındaki ödemeler için tüketicinin açık onayı gereklidir. Onay alınmadan kendiliğinden seçili sunulan seçeneklerden dolayı yapılan ödemeler derhal iade edilmelidir.
İnternet alışverişlerinde cayma hakkı, tüketicilerin güvenli bir şekilde online alışveriş yapabilmelerini sağlayan en temel haklardan biridir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenen bu hak, mesafeli sözleşmelerde 14 günlük süre içinde herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin kullanılabilir. Satıcıların ön bilgilendirme yükümlülükleri, cayma hakkının istisnaları, mutat kullanım sınırları ve bedel iadesi süreçleri gibi konularda yasal düzenlemeler oldukça detaylıdır. Tüketicilerin bu haklarını bilinçli bir şekilde kullanması ve satıcıların da yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmesi, e-ticaret sektörünün güvenilir bir şekilde gelişmesine katkı sağlamaktadır. Yargıtay kararları da bu konudaki uygulamaları netleştirerek, hem tüketici hem de satıcı hakları arasında adil bir denge kurulmasını sağlamaktadır.