
Boşanmada Kripto Para Paylaşımı
Dijital çağın getirdiği yeniliklerle birlikte kripto paralar, boşanma davalarında mal paylaşımının en karmaşık konularından biri haline geldi. Evlilik birliği içinde edinilen Bitcoin, Ethereum gibi kripto varlıkların hukuki statüsü, tespit yöntemleri ve değerleme süreçleri hakkında bilmeniz gereken her şey bu rehberde. Türk Medeni Kanunu çerçevesinde kripto paraların nasıl paylaştırıldığını, mahkemelerin hangi yöntemlerle bu varlıkları tespit ettiğini ve Yargıtay'ın konuya ilişkin güncel kararlarını detaylı olarak inceleyeceğiz.
Kripto Paraların Hukuki Statüsü ve Edinilmiş Mal Rejimi
Dijital teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte kripto paralar, geleneksel finansal araçların yanında önemli bir yatırım ve değer saklama aracı haline gelmiştir. Bu durum, aile hukuku alanında da yeni hukuki sorunları beraberinde getirmiş, özellikle boşanma davalarında kripto varlıkların nasıl değerlendirileceği konusu mahkemelerin karşılaştığı güncel meselelerden biri olmuştur.
Türk Medeni Kanunu Çerçevesinde Kripto Paralar
Türk hukuk sisteminde kripto paraların hukuki statüsü, mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde değerlendirilmektedir. 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi, evlilik birliği içinde edinilen tüm varlıkların eşler arasında paylaştırılmasını öngörmektedir. Bu genel ilke, teknolojik gelişmelerle ortaya çıkan yeni varlık türleri için de geçerliliğini korumaktadır.
Kripto paralar, Bitcoin, Ethereum, Litecoin gibi dijital varlıklar olarak tanımlanabilir ve blokzincir teknolojisi üzerinde işlem gören, merkezi bir otoriteye bağlı olmayan sanal para birimleridir. Bu varlıkların ekonomik değere sahip olması ve alım-satıma konu olabilmesi nedeniyle, Türk Medeni Kanunu kapsamında malvarlığı unsuru olarak kabul edilmektedir.
TMK m. 219 hükmü, edinilmiş malları tanımlarken "çalışma karşılığında edinilen eşyalar" ifadesini kullanmaktadır. Bu geniş tanım, kripto paraların da edinilmiş mal kapsamında değerlendirilmesine hukuki dayanak oluşturmaktadır. Mahkemeler, kripto varlıkların evlilik birliği içinde kazanılan gelirlerle satın alınması durumunda, bu varlıkları edinilmiş mal olarak kabul etmektedir.
Kripto paraların hukuki niteliği açısından önemli olan bir diğer husus, bu varlıkların taşınır mal kategorisinde değerlendirilmesidir. Fiziksel varlığa sahip olmamasına rağmen, ekonomik değeri ve devredilebilir olması nedeniyle taşınır mal hükümlerine tabi tutulmaktadır.
Edinilmiş Mal Kavramı ve Kripto Varlıklar
Edinilmiş mal rejimi, eşlerin evlilik birliği süresince elde ettikleri kazançların ortak değer olarak kabul edilmesi esasına dayanmaktadır. Bu sistem, eşitlik ilkesi ve dayanışma prensibi çerçevesinde, evlilik birliğinin ekonomik boyutunu düzenlemektedir.
Kripto varlıkların edinilmiş mal olarak kabul edilebilmesi için şu koşulların sağlanması gerekmektedir:
- Evlilik birliği süresince edinilmiş olması
- Çalışma karşılığında elde edilen gelirlerle satın alınması
- Kişisel mal kategorisinde bulunmaması
- Ekonomik değere sahip olması
TMK m. 229 hükmü, mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde, katılma alacağını azaltmak kastıyla yapılan devirlerin edinilmiş mallara değer olarak ekleneceğini düzenlemektedir. Bu hüküm, kripto para transferleri açısından özel önem taşımaktadır. Eşlerden birinin boşanma davası öncesinde kripto varlıklarını başka cüzdanlara transfer etmesi veya satması durumunda, bu işlemler mal kaçırma kapsamında değerlendirilebilmektedir.
Kripto paraların edinilmiş mal olarak değerlendirilmesinde karşılaşılan temel zorluklar şunlardır:
- Tespit zorluğu: Dijital cüzdanların anonim yapısı nedeniyle varlıkların tespiti güçleşmektedir
- Değer değişkenliği: Kripto paraların piyasa değerinin sürekli değişmesi, değerleme sürecini karmaşıklaştırmaktadır
- Teknik bilgi gerekliliği: Blokzincir teknolojisinin anlaşılması için uzman bilgisi gerekmektedir
- Uluslararası boyut: Kripto varlıkların sınır aşan niteliği, yargı yetkisi sorunları yaratabilmektedir
Mahkeme uygulamalarında, kripto paraların edinilmiş mal olarak kabul edilmesi için ispat yükü davacı tarafa aittir. Bu ispat, genellikle banka hesap hareketleri, kripto para borsası kayıtları ve e-posta yazışmaları gibi belgelerle sağlanmaktadır.
Edinilmiş mal rejiminin kripto varlıklara uygulanmasında, TMK m. 230/1 hükmünde düzenlenen denkleştirme kuralları da önem taşımaktadır. Eşlerden birinin kişisel mallarından kripto para satın alması durumunda, diğer eşin bu durumdan haberdar olması ve rızasının bulunması halinde, denkleştirme talep edilebilmektedir.
Bu hukuki çerçeve, kripto paraların boşanma davalarında nasıl ele alınacağına dair temel ilkeleri ortaya koymakta, ancak uygulamada karşılaşılan teknik zorluklar nedeniyle her somut olayın kendi özelliklerine göre değerlendirilmesi gerekmektedir.
Kripto Varlıkların Tespiti ve İspat Yöntemleri
Boşanma davalarında kripto paraların mal paylaşımına dahil edilebilmesi için öncelikle bu varlıkların varlığının tespit edilmesi ve mahkeme nezdinde ispatlanması gerekmektedir. Kripto paraların anonim ve merkezi olmayan yapısı nedeniyle bu süreç oldukça karmaşık olabilmekte, ancak mahkemeler çeşitli teknik ve hukuki yöntemlerle bu zorlukların üstesinden gelmektedir.
Banka Hareketleri İncelemesi
Kripto para varlıklarının tespitinde en etkili yöntemlerden biri banka hesap hareketlerinin detaylı incelenmesidir. Kripto para alımları genellikle banka havalesi veya kredi kartı ödemeleri yoluyla gerçekleştirildiğinden, bu işlemler banka kayıtlarında açık şekilde görülebilmektedir.
Mahkemeler, eşlerden birinin kripto para yatırımı yaptığından şüphelenildiğinde, öncelikle tüm banka hesaplarının son beş yıllık dökümlerini talep etmektedir. Bu dökümlerde kripto para borsalarına yapılan transferler, düzenli aralıklarla yapılan ödemeler ve büyük miktarlı para çekme işlemleri dikkat çekmektedir.
Özellikle EFT ve havale kayıtları incelenirken, alıcı hesap bilgilerinde kripto para borsalarının isimleri tespit edilebilmektedir. Kredi kartı ekstreleri de benzer şekilde kripto para alım işlemlerini ortaya çıkarabilmektedir. Bu aşamada mahkemeler, şüpheli görülen tüm finansal hareketlerin bilirkişi incelemesi ile detaylandırılmasını talep etmektedir.
Kripto Borsa Hesapları Analizi
Banka hareketlerinden tespit edilen kripto para borsalarına yönelik işlemler belirlendikten sonra, mahkemeler ilgili borsalardan hesap kayıtlarını ve işlem geçmişini talep etmektedir. Türkiye'de faaliyet gösteren Binance, Paribu, BTCTurk gibi başlıca kripto para borsaları, mahkeme kararları doğrultusunda bu bilgileri paylaşmakla yükümlüdür.
Kripto borsa hesapları analizi kapsamında şu bilgiler incelenmektedir:
- Hesap açılış tarihi ve kimlik doğrulama bilgileri
- Tüm alım-satım işlemlerinin detaylı kayıtları
- Mevcut kripto para bakiyeleri
- Dış cüzdanlara yapılan transfer işlemleri
- Fiat para yatırma ve çekme işlemleri
Bu analiz sürecinde TMK m. 230/1 kapsamında denkleştirme hakkı da göz önünde bulundurulmaktadır. Eğer kişisel mallardan kripto para yatırımı yapılmış veya ortak borçlar kişisel mallardan ödenmiş ise, bu durumlar paylaşım hesaplamalarında dikkate alınmaktadır.
Mahkemeler, borsa hesaplarından elde edilen verileri teknik bilirkişiler aracılığıyla analiz ettirmekte ve bu raporlar doğrultusunda kripto varlıkların toplam değerini belirlemektedir.
Blokzincir Kayıtları İncelemesi
Kripto paraların en önemli özelliklerinden biri, tüm işlemlerin blokzincir teknolojisi üzerinde şeffaf şekilde kaydedilmesidir. Bu kayıtlar değiştirilemez ve herkese açık olduğundan, teknik uzmanlar bu verileri analiz ederek kripto para cüzdanlarını ve transferleri tespit edebilmektedir.
Blokzincir analizi sürecinde uzman bilirkişiler şu yöntemleri kullanmaktadır:
- Borsa hesaplarından dış cüzdanlara yapılan transferlerin izlenmesi
- Cüzdan adreslerinin birbirleriyle olan bağlantılarının analizi
- İşlem geçmişinin kronolojik olarak incelenmesi
- Farklı kripto para türleri arasındaki dönüşüm işlemlerinin tespiti
Bu analiz özellikle eşin kripto varlıklarını gizleme amacıyla farklı cüzdanlara dağıttığı durumlarda kritik önem taşımaktadır. Blokzincir kayıtları sayesinde, görünürde basit olan işlemlerin arkasındaki karmaşık transfer ağları ortaya çıkarılabilmektedir.
Mahkemeler, blokzincir analizinin sonuçlarını değerlendirirken, teknik raporların anlaşılabilirliği konusunda özen göstermekte ve gerektiğinde ek açıklamalar talep etmektedir. Bu süreçte elde edilen bulgular, kripto varlıkların toplam değerinin belirlenmesi ve mal paylaşımı hesaplamalarının yapılması için temel oluşturmaktadır.
Kripto varlıkların tespiti ve ispatı süreci, geleneksel mal varlıklarına kıyasla daha karmaşık olsa da, teknolojik gelişmeler ve uzman bilirkişi raporları sayesinde mahkemeler bu konuda giderek daha etkin kararlar verebilmektedir.
Kripto Paraların Değerlemesi ve Hesaplama Yöntemleri
Kripto paraların boşanma davalarında mal paylaşımına dahil edilmesi sürecinde en karmaşık aşamalardan biri değerleme ve hesaplama işlemleridir. Bu dijital varlıkların sürekli değişen piyasa değeri, çoklu platform yapısı ve teknik özellikleri nedeniyle geleneksel mal varlıklarından farklı yaklaşımlar gerektirmektedir.
Değerleme Tarihi ve Kriterleri
Kripto paraların değerlemesinde TMK m. 236 hükmü temel alınmakta ve katılma alacağının hesaplanmasında bu maddenin öngördüğü ilkeler uygulanmaktadır. Mahkemeler edinilmiş mal rejiminde karara en yakın tarihteki değeri esas alma prensibini benimsemektedir.
Değerleme sürecinde karşılaşılan temel zorluklar şunlardır:
- Volatilite sorunu: Kripto paraların piyasa değeri günlük bazda %10-50 arasında değişebilmekte, bu durum adil bir değerleme yapılmasını zorlaştırmaktadır
- Çoklu borsa fiyatları: Aynı kripto para farklı borsalarda farklı fiyatlardan işlem görebilmekte, hangi borsanın fiyatının esas alınacağı belirlenmesi gerekmektedir
- Likidite değerlendirmesi: Bazı kripto paraların düşük işlem hacmi nedeniyle teorik değeri ile gerçek satış değeri arasında önemli farklar bulunabilmektedir
Mahkemeler değerleme tarihini belirlerken mal rejiminin sona erdiği tarih olan boşanma kararının kesinleşme tarihini esas almaktadır. Ancak kripto paraların tespit edildiği tarih ile karar tarihi arasında geçen sürede meydana gelen değer değişimleri de dikkate alınabilmektedir.
Değerleme kriterleri şu şekilde belirlenmektedir:
- Kripto paranın karar tarihindeki ortalama piyasa değeri
- Türkiye'de faaliyet gösteren lisanslı borsalardaki fiyat ortalaması
- Uluslararası büyük borsalardaki (Binance, Coinbase gibi) referans fiyatlar
- Kripto paranın işlem hacmi ve likidite durumu
Bilirkişi İncelemesi Süreci
Kripto paraların teknik yapısı ve karmaşık değerleme süreçleri nedeniyle mahkemeler sıklıkla bilirkişi incelemesi talep etmektedir. Bu süreç hem teknik analiz hem de mali değerlendirme açısından kritik önem taşımaktadır.
Bilirkişi atama süreci şu aşamalardan oluşmaktadır:
- Mahkemenin blokzincir teknolojisi konusunda uzman bilirkişi ataması
- Mali müşavir veya ekonomist bilirkişinin değerleme için görevlendirilmesi
- Gerektiğinde teknik ve mali bilirkişilerin ortak çalışması
Bilirkişi incelemesinde değerlendirilen hususlar:
- Blokzincir kayıtlarının analizi ve doğrulanması
- Kripto para cüzdanlarının tespit edilmesi
- İşlem geçmişinin detaylı incelenmesi
- Farklı borsalardaki hesap durumlarının belirlenmesi
- Değerleme tarihindeki piyasa koşullarının analizi
- Kripto paraların gerçek değerinin hesaplanması
Bilirkişi raporunda şu bilgilerin yer alması gerekmektedir:
- Tespit edilen kripto para türleri ve miktarları
- Her bir kripto paranın değerleme tarihindeki birim fiyatı
- Toplam değer hesaplaması
- Değerleme yönteminin gerekçeli açıklaması
- Piyasa koşulları ve volatilite analizi
Değerleme sürecinde karşılaşılan özel durumlar:
- Staking ödülleri: Kripto paraların stake edilmesi sonucu elde edilen ödüllerin ayrıca değerlendirilmesi
- DeFi protokolleri: Merkezi olmayan finans protokollerinde kilitli varlıkların tespiti
- NFT koleksiyonları: Non-fungible token'ların değerlemesinde özel yaklaşımlar
- Mining gelirleri: Madencilik faaliyetlerinden elde edilen kripto paraların hesaplanması
Mahkemeler değerleme sürecinde 10 yıllık zamanaşımı süresini de dikkate almakta, mal paylaşımı davasının boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren bu süre içinde açılması gerekmektedir. Bu süre sınırı kripto paraların değer kaybı veya artışı açısından da önem taşımaktadır.
Hesaplama yönteminde dikkat edilecek hususlar:
- Kripto paraların edinilme tarihi ve maliyeti
- Değerleme tarihindeki piyasa değeri
- İşlem ücretleri ve vergi yükümlülüklerinin düşülmesi
- Döviz kuru değişimlerinin etkisi (özellikle dolar bazlı kripto paralar için)
Bu karmaşık değerleme süreci, kripto paraların boşanma davalarında adil paylaşımının sağlanması için kritik önem taşımakta ve uzman hukuki danışmanlık gerektirmektedir.
Yargıtay Kararları ve İçtihat Gelişimi
Kripto paraların boşanma davalarındaki hukuki statüsü konusunda Türk yargı organları, özellikle Yargıtay, önemli içtihat kararları vermektedir. Bu kararlar, hem mal paylaşımı hem de kusur değerlendirmesi açısından kripto para yatırımlarının nasıl ele alınacağına dair temel ilkeleri belirlemektedir.
Kripto Para Yatırımının Kusur Açısından Değerlendirilmesi
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 12.12.2024 tarihli emsal kararı, kripto para yatırımlarının boşanma davalarındaki kusur değerlendirmesi açısından çığır açıcı nitelik taşımaktadır. Esas No: 2024/2844, Karar No: 2024/9880 ile kayıtlı bu kararda, eşin kendi kazancıyla kripto para yatırımı yapmasının tek başına kusur teşkil etmeyeceği açıkça belirtilmiştir.
EŞİN PARASINI KRİPTO PARAYA BAĞLAMA VAKIASI, GÜNÜN EKONOMİK KOŞULLARI BAĞLAMINDA BİR YATIRIM ARACI OLARAK YAPILMASINDAN DOLAYI BOŞANMA AÇISINDAN EŞE KUSUR OLARAK YÜKLENEMEZ.
T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ Esas No: 2024/2844, Karar No: 2024/9880
Mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen "hayata kast ile kadını terke zorladığı" vakıasının ispatlanmadığı; "parasını kripto paraya bağlama" vakıasının ise kripto para, yatırım amacıyla yapılmasının günün ekonomik koşulları bağlamında uygulanagelen bir yatırım aracı olduğu, yalnızca kripto para almak" eyleminin kusur teşkil etmeyeceği, ispatlanmayan ve kusur olarak değerlendirilemeyecek vakıaların tarafa kusur olarak yüklenilmesinin mümkün olmadığı belirtilmiştir.
Bu karar, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin 2024/349 E., 2024/313 K. sayılı kararının temyizi üzerine verilmiştir. Yargıtay, bölge adliye mahkemesi kararını kaldırarak, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesini düzelterek onamıştır.
Kararın temel gerekçeleri şu şekilde özetlenebilir:
- Kripto para yatırımının günümüz ekonomik koşullarında yaygın bir yatırım aracı haline geldiği
- Yalnızca kripto para satın alma eyleminin kusur teşkil etmeyeceği
- İspatlanmayan vakıaların kusur olarak yüklenemeyeceği
- Modern finansal araçların meşru yatırım seçenekleri olduğu
Yargıtay'ın bu yaklaşımı, HMK m. 370/4 hükmü gereğince karar gerekçesinin düzeltilerek onanması şeklinde sonuçlanmıştır. Bu durum, mahkemenin kripto para konusundaki yaklaşımının güncel ekonomik gerçeklere uygun olarak şekillendiğini göstermektedir.
İçtihat yorumunda ise önemli bir ayrım yapılmıştır. Karara eklenen içtihat yorumuna göre, eşin parasını kripto paraya bağlama vakıası ailenin ekonomik gücünü sarsar derecede ise kusur teşkil etmesi gerekir. Bu değerlendirmede TMK m. 199/1 (Tasarruf yetkisinin sınırlanması) ve TMK m. 406 (Savurganlık, kötü yönetim) hükümleri dikkate alınmalıdır.
Bu yaklaşım, kripto para yatırımlarının kusur değerlendirmesinde orantılılık ilkesinin uygulanması gerektiğini ortaya koymaktadır. Ailenin ekonomik durumunu ciddi şekilde tehlikeye atmayan, makul seviyedeki kripto para yatırımları kusur sayılmazken, ailenin geçimini zorlaştıracak veya ekonomik istikrarını bozacak büyüklükteki yatırımlar farklı değerlendirilebilecektir.
Kararın hukuki sonuçları açısından bakıldığında:
- Kripto para yatırımlarının modern finansal araçlar olarak kabul edildiği
- Boşanma davalarında kusur değerlendirmesinin gerçekçi temellere dayandırılması gerektiği
- Eşlerin finansal özgürlüklerinin korunması gerektiği
- Ancak ailenin ekonomik güvenliğinin de gözetilmesi gerektiği
Bu içtihat gelişimi, kripto paraların hukuk sistemimizde nasıl konumlandırıldığını gösteren önemli bir göstergedir. Yargıtay'ın bu yaklaşımı, teknolojik gelişmelere paralel olarak hukuk sisteminin de güncellenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
Gelecekte benzer davalar için bu karar emsal teşkil edecek olup, mahkemelerin kripto para yatırımlarını değerlendirirken somut olayın özelliklerini, yatırımın boyutunu ve ailenin ekonomik durumuna etkisini dikkate alması beklenmektedir.
Uygulama Süreci ve Hukuki Öneriler
Dava Süreci ve Usul Kuralları
Boşanma davalarında kripto paraların mal paylaşımına dahil edilmesi süreci, dikkatli bir planlama ve doğru hukuki strateji gerektirmektedir. Mal rejiminin tasfiyesi davası, boşanma davası ile aynı dosyada görülmez ve mahkeme dosyaları tefrik ederek ayrı esas numaraları verir. Bu nedenle kripto para varlıklarının tespiti ve paylaşımı için ayrı bir hukuki süreç başlatılması gerekmektedir.
Dava açma süresi konusunda dikkatli olmak kritik önem taşır. Mal paylaşımı davası, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Bu sürenin kaçırılması halinde kripto para varlıklarına ilişkin hakların kaybedilmesi söz konusu olabilir. Yetkili mahkeme aile mahkemesi olup, bulunmadığı yerlerde asliye hukuk mahkemesi görevlidir.
Kripto para varlıklarının tespiti için delil toplama süreci oldukça kapsamlıdır. Öncelikle eşin banka hesap hareketleri detaylı şekilde incelenmeli, kripto para borsalarına yapılan transferler tespit edilmelidir. Binance, Paribu, BTCTurk gibi yerli ve yabancı borsalardan hesap kayıtları talep edilmesi, mahkeme aracılığıyla gerçekleştirilmelidir.
Bilirkişi incelemesi kripto para davalarının en kritik aşamalarından biridir. Blokzincir teknolojisinin karmaşık yapısı nedeniyle, teknik uzman bilirkişiler atanması gerekebilir. Bu uzmanlar, dijital cüzdan adreslerini tespit ederek, işlem geçmişini analiz edebilir ve kripto varlıkların mevcut durumunu raporlayabilir.
Koruyucu Önlemler ve Stratejiler
Kripto para varlıklarının gizlenmesi veya kaçırılması riskine karşı erken dönemde alınacak önlemler büyük önem taşır. TMK m. 229 uyarınca, mal rejimi sona ermeden önceki 1 yıl içinde katılma alacağını azaltmak amacıyla yapılan devirler, edinilmiş mallara değer olarak eklenir. Bu nedenle şüpheli işlemlerin erken tespiti kritiktir.
İhtiyati tedbir talepleri, kripto para varlıklarının korunması için etkili bir araçtır. Mahkemeden, eşin kripto para hesaplarının dondurulması veya belirli miktarda varlığın bloke edilmesi talep edilebilir. Ancak kripto paraların merkezi olmayan yapısı nedeniyle, bu tedbirlerin uygulanması teknik zorluklar içerebilir.
Uzman hukuki danışmanlık almak, sürecin başarılı yürütülmesi için vazgeçilmezdir. Kripto para teknolojisini anlayan ve mal rejimi hukuku konusunda deneyimli avukatlarla çalışmak, hem zaman kaybını önler hem de hak kayıplarını minimize eder. Özellikle uluslararası kripto para borsalarında tutulan varlıklar için, milletlerarası hukuk bilgisi de gerekli olabilir.
Delil güvenliği konusunda da dikkatli olmak gerekir. E-posta kayıtları, SMS mesajları, kripto para alım-satım bildirimları gibi dijital delillerin yedeklenmesi ve noterce tespiti önemlidir. Bu deliller, mahkeme sürecinde kripto para varlıklarının varlığını ispat etmek için kullanılabilir.
Değerleme sürecinde piyasa volatilitesi dikkate alınmalıdır. Kripto paraların değeri sürekli değiştiği için, hangi tarihteki değerin esas alınacağı konusunda net bir strateji belirlemek gerekir. Genellikle mahkemeler karara en yakın tarihteki değeri esas almakta, ancak tarafların talepleri doğrultusunda farklı değerleme yöntemleri de uygulanabilmektedir.
Vergi boyutu da göz ardı edilmemelidir. Kripto para kazançları üzerinden alınan vergiler, mal paylaşımı hesaplamalarında dikkate alınmalıdır. Ayrıca, kripto para transferlerinin vergi mükellefiyeti doğurması durumunda, bu yükümlülüklerin de paylaşım hesaplamalarına dahil edilmesi gerekebilir.
Sonuç olarak, kripto paraların boşanma davalarındaki mal paylaşımı süreci, geleneksel varlık türlerinden çok daha karmaşık bir yapı arz etmektedir. Dijital varlıkların teknik özellikleri, değer volatilitesi ve tespit zorluğu nedeniyle, bu süreç özel uzmanlık ve dikkatli planlama gerektirmektedir. Yargıtay'ın 2024 tarihli kararıyla kripto para yatırımlarının kusur açısından değerlendirilmesinde yeni bir yaklaşım benimsenmiş olsa da, mal paylaşımı açısından bu varlıklar edinilmiş mal statüsünde kalmaya devam etmektedir. Eşlerin hakları korunması ve adil bir paylaşım sağlanması için, erken dönemde uzman hukuki destek alınması ve sistematik bir delil toplama süreci yürütülmesi büyük önem taşımaktadır.