Maaş Haczi Nasıl Uygulanır? Maaşın Ne Kadarı Kesilebilir?

Maaş Haczi Nasıl Uygulanır? Maaşın Ne Kadarı Kesilebilir?

Maaş haczi, borçlu durumundaki çalışanların en çok merak ettiği konulardan biridir. İcra takibi sonucunda maaşınızdan ne kadar kesinti yapılabileceği, hangi gelirlerinizin korunacağı ve işvereninizin yükümlülükleri hakkında bilmeniz gereken tüm detayları bu kapsamlı rehberde bulabilirsiniz. Yasal düzenlemeler, Yargıtay kararları ve uygulama örnekleriyle maaş haczi sürecini adım adım açıklıyoruz.

Maaş Haczinin Hukuki Dayanağı ve Tanımı

Maaş haczi, borçlunun işvereni nezdindeki maaş, ücret ve diğer gelirlerinin bir kısmına alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğü kanalıyla el konulması işlemidir. Bu hukuki müessese, alacaklının haklarını korurken borçlunun temel yaşam haklarını da güvence altına alan önemli bir icra aracıdır.

Yasal Düzenleme

Maaş haczine ilişkin temel düzenleme İcra ve İflas Kanunu'nun 83. maddesi ile yapılmıştır. Bu madde, maaş ve ücretlerin haczedilmesi konusunda hem alacaklının hem de borçlunun haklarını dengeleyen temel ilkeleri ortaya koymaktadır.

İİK madde 355-356 hükümleri ise maaş haczi işleminin nasıl başlatılacağı ve işverenin bu süreçteki yükümlülüklerini detaylı olarak düzenlemektedir. Bu maddeler, icra müdürlüğünün işverene göndereceği haciz müzekkeresi ve işverenin bu müzekkeye karşı yerine getirmesi gereken yükümlülükleri kapsamaktadır.

İş Kanunu'nun 35. maddesi de maaş kesinti oranlarının belirlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu madde, işçinin ücretinden yapılabilecek kesintilerin sınırlarını belirleyerek, maaş haczinin uygulanmasında dikkate alınması gereken oranları ortaya koymaktadır.

Maaş haczi işlemi, kesinleşmiş icra takibi bulunan borçlular için uygulanabilir. Alacaklının icra dairesine başvurması ve borçlunun çalıştığı işyerinin tespit edilmesi üzerine, icra müdürlüğü işverene haciz müzekkeresi gönderir. Bu süreç, borçlunun düzenli gelir elde ettiği durumlarda alacaklı için etkili bir tahsilat yöntemi sunar.

Haciz Kapsamındaki Gelirler

Maaş haczi kapsamına giren gelir kalemleri oldukça geniş bir yelpazede değerlendirilmektedir. Bu kapsamda yer alan başlıca gelir türleri şunlardır:

  • Aylık net ücret: Borçlunun işverenden aldığı temel maaş
  • Primler ve ikramiyeler: Performansa dayalı ödemeler ve yıllık ikramiyeler
  • Fazla mesai ücretleri: Normal çalışma saatleri dışında yapılan çalışmalara ilişkin ödemeler
  • Nakdi yol ve yemek ücretleri: İşveren tarafından nakdi olarak ödenen yan haklar
  • Kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı: İş ilişkisinin sona ermesi durumunda ödenen tazminatlar

Kıdem tazminatı konusunda özel bir durum bulunmaktadır. Bu tazminat türü, niteliği itibariyle bir ücret türü olmadığından, maaşın dörtte birinin haczedilebileceği kuralına tabi değildir ve tamamı haczedilebilir. Bu durum, Yargıtay kararlarıyla da desteklenmektedir.

Avans ödemeleri, banka promosyonları ve benzeri gelirler de haciz kapsamında değerlendirilmekte, ancak bunların haciz oranları dosyanın özel durumuna göre belirlenmektedir. Birden fazla gelir kalemi bulunan durumlarda, her biri ayrı ayrı değerlendirilerek haciz işlemi uygulanabilir.

Haczedilemez Gelirler

İİK madde 82/11 hükmü uyarınca, belirli gelir türleri hacizden muaf tutulmuştur. Bu düzenleme, borçlunun temel yaşam haklarını korumayı amaçlamaktadır. Haczedilemez gelirler şunlardır:

  • İş kazası tazminatları: İş kazası sonucu ödenen tüm tazminat türleri
  • Meslek hastalığı tazminatları: Meslek hastalığı nedeniyle ödenen tazminatlar
  • Geçici iş göremezlik ödeneği: Hastalık veya kaza nedeniyle geçici olarak çalışamama durumunda ödenen ödenekler
  • Kısa çalışma ödeneği: Ekonomik kriz dönemlerinde ödenen destekler
  • İşsizlik ödeneği: İşsizlik sigortasından ödenen ödenekler

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 88. maddesi uyarınca emekli aylıkları da kural olarak haczedilemez. Ancak bu kanunun aynı maddesinde belirtilen takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçlarının haczi mümkündür.

Bireysel emeklilik sisteminden elde edilen gelirler konusunda ise farklı bir uygulama söz konusudur. Emekli olduktan sonra bu sistemden elde edilen gelirler tamamen haczedilebilir niteliktedir.

Bu hukuki çerçeve, maaş haczinin hem alacaklının haklarını koruyan hem de borçlunun insani yaşam koşullarını güvence altına alan dengeli bir yapıda uygulanmasını sağlamaktadır. Yasal düzenlemeler, her iki tarafın da haklarının korunması ilkesi doğrultusunda şekillenmiştir.

Haciz Oranları ve Kesinti Sınırları

Maaş haczinde en kritik konulardan biri, borçlunun maaşından ne kadar kesinti yapılabileceği ve bu kesintilerin hangi sınırlar içinde kalması gerektiğidir. İcra ve İflas Kanunu, hem borçlunun temel yaşam haklarını korumak hem de alacaklının hakkını güvence altına almak amacıyla belirli oranlar ve sınırlar getirmiştir.

Genel Haciz Oranı

İcra ve İflas Kanunu'nun 83. maddesi uyarınca, maaş ve ücretlerin en az dörtte biri (1/4) mutlaka haczedilebilir. Bu oran, borçlunun eline geçen net maaş üzerinden hesaplanır ve hiçbir durumda bu oranın altına düşülemez. İcra memuru, borçlu ve ailesinin geçimi için gerekli miktarı takdir etme yetkisine sahip olsa da, maaşın dörtte birlik kısmını mutlaka haczetmek zorundadır.

Bu temel kural, borçlunun maaşının tamamının haczedilmesini engelleyerek, çalışanın ve ailesinin asgari yaşam standardını koruma altına alır. Örneğin, 20.000 TL net maaş alan bir borçlunun maaşından en az 5.000 TL kesinti yapılabilir. İcra memuru, borçlunun aile durumunu, yaşam koşullarını ve diğer yükümlülüklerini değerlendirerek bu oranı artırabilir, ancak azaltamaz.

Aile kavramı bu bağlamda geniş yorumlanmalıdır. Sadece eş ve çocuklar değil, borçlunun kanunen yardım etmekle yükümlü olduğu anne, baba ve diğer yakınları da bu kapsamda değerlendirilir. İcra memuru, borçlunun ailevi sorumluluklarını dikkate alarak kesinti oranını belirlerken, yine de 1/4 oranının altına inemez.

Nafaka Borçlarında Özel Durum

Nafaka alacakları, maaş haczi konusunda özel bir statüye sahiptir. İcra ve İflas Kanunu'nun düzenlemeleri uyarınca, nafaka borçları için maaş haciz oranı %50'ye kadar çıkabilir. Bu durum, nafaka alacaklarının toplumsal önemi ve aciliyeti nedeniyle getirilmiş bir düzenlemedir.

Nafaka borçları iki kategoride değerlendirilir:

  • İlama bağlı nafakalar: Mahkeme kararıyla belirlenen nafakalar hiçbir surette haczedilemez
  • İlama bağlı olmayan nafakalar: Bu nafakalar kısmen haczedilebilir
  • Birikmiş nafakalar: Tamamen haczedilebilir niteliktedir

Nafaka alacaklıları, diğer alacaklılara göre mutlak önceliğe sahiptir. Birden fazla haciz bulunması durumunda, nafaka alacakları öncelikle tahsil edilir. Bu durum, çocukların ve eşin temel ihtiyaçlarının karşılanmasının toplumsal bir öncelik olarak kabul edilmesinden kaynaklanır.

Asgari Geçim İndirimi

Maaş haczinde asgari geçim indirimi önemli bir koruma mekanizmasıdır. Asgari ücret alan borçlunun maaşının dörtte biri, asgari geçim tutarının altında kalıyorsa haciz kesintisi yapılmaz. Bu düzenleme, çalışanın insanca yaşam hakkını koruma altına alır.

İcra memuru, kesinti oranını belirlerken şu faktörleri dikkate alır:

  • Borçlunun net maaş tutarı
  • Aile büyüklüğü ve bağımlı kişi sayısı
  • Yaşam koşulları ve zorunlu giderler
  • Diğer gelir kaynakları
  • Sağlık durumu ve özel ihtiyaçlar

Birden fazla haciz bulunması durumunda, İİK madde 83/2 uyarınca sıralama kuralı uygulanır. Hacizler kronolojik sıraya konulur ve öncelikli hacizin kesintisi tamamlanmadan sonraki haciz için kesinti yapılamaz. Bu durum, borçlunun maaşından toplam kesinti tutarının kontrol altında tutulmasını sağlar.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 88. maddesi uyarınca, emekli aylıkları kural olarak haczedilemez. Ancak bu kanunun öngördüğü takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçlarının haczi mümkündür. Bu düzenleme, emeklilerin temel gelir güvencesini korurken, belirli durumlarda alacaklı haklarının da gözetilmesini sağlar.

Haciz oranlarının belirlenmesinde mahkeme denetimi de önemli bir rol oynar. Borçlu, haciz oranının yüksek olduğunu düşünüyorsa, haczedilemezlik şikayeti yoluna başvurabilir. Mahkeme, borçlunun somut durumunu inceleyerek haciz oranının uygunluğunu değerlendirir ve gerektiğinde düzeltme kararı verebilir.

Haciz Süreci ve İşverenin Yükümlülükleri

Maaş haczi sürecinde işverenler, icra müdürlüğü ile borçlu çalışan arasında kritik bir köprü görevi üstlenir. Bu süreçte işverenlerin yerine getirmesi gereken yasal yükümlülükler, hem alacaklının hakkını korumak hem de borçlu çalışanın mağdur olmasını önlemek açısından büyük önem taşır.

Haciz Müzekkeresi

İcra müdürlüğü, maaş haczi kararı aldıktan sonra işverene haciz müzekkeresi adı verilen resmi bir belge gönderir. Bu müzekkere, İcra ve İflas Kanunu'nun 355. maddesi uyarınca hazırlanır ve işverenin yasal yükümlülüklerini başlatan temel belgedir.

Haciz müzekkeresi şu temel bilgileri içerir:

  • Borçlu çalışanın kimlik bilgileri
  • Haciz edilecek maaş miktarı ve oranı
  • İcra dosya numarası ve alacaklı bilgileri
  • Kesinti yapılacak süre ve koşullar
  • İşverenin uyması gereken yasal yükümlülükler

İşveren, bu müzekkereyi aldığı andan itibaren 7 günlük süre içinde icra müdürlüğüne yazılı olarak cevap vermek zorundadır. Bu süre, İcra ve İflas Kanunu'nda açıkça belirtilen kesin bir süredir ve herhangi bir uzatma söz konusu değildir.

Yazılı cevapta işveren şu bilgileri vermek zorundadır:

  • Çalışanın mevcut durumu (işte olup olmadığı)
  • Aylık brüt ve net maaş miktarı
  • Varsa diğer ödemeler (prim, ikramiye, fazla mesai)
  • Daha önce konulmuş hacizler varsa bunların detayları

İşverenin Kesinti Yükümlülüğü

İşveren, haciz müzekkeresini aldıktan sonra derhal kesinti yapmaya başlamak zorundadır. Bu yükümlülük, müzekkerenin tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar ve borç tamamen ödenene kadar devam eder.

Kesinti yapılırken dikkat edilmesi gereken temel kurallar:

Kesinti Oranı: Net maaşın en az dörtte biri kesilmek zorundadır. İcra memuru, borçlu ve ailesinin geçimi için gerekli miktarı takdir etse bile, bu oran dörtte birden az olamaz.

Öncelik Sırası: Birden fazla haciz varsa, İİK madde 83/2 uyarınca sıralama kuralı uygulanır. İlk gelen hacizin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesinti yapılamaz.

Nafaka Alacakları: Nafaka borçları söz konusu olduğunda, maaşın dörtte birinden fazlası da kesilebilir. Bu durumda işveren, nafaka alacaklarına mutlak öncelik vermek zorundadır.

İşveren, kesilen tutarları doğrudan icra dosyasına yatırmak zorundadır. Bu tutarları başka amaçlarla kullanması veya gecikmeli ödemesi yasal sorumluluk doğurur.

Bildirim Yükümlülükleri

İşverenin haciz süreci boyunca yerine getirmesi gereken bildirim yükümlülükleri oldukça kapsamlıdır. Bu yükümlülükler, sürecin şeffaf ve adil yürütülmesi için kritik öneme sahiptir.

Düzenli Bildirimler:

  • Aylık kesinti tutarlarının icra dairesine bildirilmesi
  • Çalışanın maaş artışı veya azalışının derhal bildirilmesi
  • İş değişikliği veya işten ayrılma durumunun bildirilmesi

Değişiklik Bildirimleri: İşveren, çalışanın durumunda meydana gelen her türlü değişikliği derhal icra dairesine bildirmek zorundadır. Bu değişiklikler şunları içerir:

  • Maaş artışı veya promosyon
  • İşten çıkış veya istifa
  • İzin durumları (ücretsiz izin gibi)
  • Çalışma koşullarındaki değişiklikler

Doğru Bilgi Verme Yükümlülüğü: İİK madde 89 uyarınca, işveren yanlış bilgi verirse borcu kabul etmiş sayılır. Bu durum, işverenin çalışanın gerçek maaşından daha az bildirmesi veya haciz müzekkeresini saklama girişiminde bulunması halinde devreye girer.

Cezai Sorumluluk: İİK madde 338/I uyarınca, gerçeğe aykırı bildirimde bulunan işverenler bir aydan altı aya kadar hafif hapis cezası ile cezalandırılabilir. Bu durum, kasıtlı olarak yanlış bilgi verme veya belge sahteciliği yapma hallerinde uygulanır.

Tazminat Sorumluluğu: İİK madde 356 uyarınca, işveren haciz emrine uymadığı takdirde tazminat sorumluluğu altına girer. Bu sorumluluk, kesinti yapılması gereken tutar kadar doğrudan bir sorumluluktur.

İşverenin bu yükümlülükleri yerine getirmemesi durumunda:

  • Alacaklının işveren aleyhine doğrudan takip başlatma hakkı doğar
  • Kabahatler Kanunu madde 32 kapsamında idari para cezası uygulanır
  • Bilinçli direnme halinde ceza hukuku sorumluluğu ortaya çıkar

Bu kapsamlı yükümlülük sistemi, maaş haczi sürecinin etkin işlemesini sağlarken, tüm tarafların haklarını dengeli bir şekilde korumayı amaçlar.

Özel Durumlar ve İstisnalar

Maaş haczi uygulamasında genel kuralların yanı sıra, belirli durumlar için özel düzenlemeler ve istisnalar bulunmaktadır. Bu özel durumlar, hem borçlunun haklarını korumak hem de farklı alacak türlerinin özelliklerini dikkate almak amacıyla yasal düzenlemelerde yer almıştır.

Nafaka Alacakları

Nafaka alacakları, maaş haczi uygulamasında en öncelikli alacak türü olarak kabul edilmektedir. Bu alacakların özel statüsü, aile hukukundan kaynaklanan sosyal koruma amacına dayanmaktadır.

İlama Bağlı Nafaka Alacakları hiçbir şekilde haczedilemez ve bu durum mutlak bir koruma sağlar. Mahkeme kararıyla belirlenen nafaka ödemeleri, borçlunun temel yaşam hakkı kapsamında değerlendirilir.

İlama Bağlı Olmayan Nafakalar ise kısmen haczedilebilir niteliktedir. Bu durumda, genel maaş haczi kuralları uygulanır ancak nafaka alacaklısının öncelik hakkı korunur.

Birikmiş Nafaka Borçları tamamen haczedilebilir özellik taşır. Geçmişte ödenmeyen nafaka tutarları, diğer adi alacaklar gibi değerlendirilerek maaşın dörtte birlik kısmından tahsil edilebilir.

Nafaka borçları söz konusu olduğunda, maaş haciz oranı %50'ye kadar çıkabilir. Bu durum, nafaka alacaklısının korunması amacıyla getirilmiş özel bir düzenlemedir ve genel haciz oranı sınırlarını aşabilir.

Kıdem Tazminatı Haczi

Kıdem tazminatı, maaş haczi uygulamasında özel bir statüye sahiptir. Bu tazminatın hukuki niteliği, genel maaş haczi kurallarından farklı bir değerlendirme yapılmasını gerektirmektedir.

Kıdem tazminatı niteliği itibariyle bir ücret türü olmadığından, maaşın dörtte birinin haczedilebileceği kuralına tabi değildir. Bu nedenle kıdem tazminatının tamamı haczedilebilir niteliktedir.

Aynı durum ihbar tazminatı için de geçerlidir. İşten çıkış sürecinde ödenen bu tazminatlar, ücret niteliği taşımadığından tam haciz kapsamında değerlendirilir.

İşsizlik ödeneği, kısa çalışma ödeneği ve geçici iş göremezlik ödeneği gibi sosyal güvenlik ödemeleri ise İİK m.82/11 uyarınca haczedilemez niteliktedir. Bu ödemeler, çalışanın sosyal güvenlik hakkı kapsamında korunmaktadır.

Emekli Aylıkları

Emekli aylıkları konusunda 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu özel düzenlemeler içermektedir. Genel kural olarak emekli aylıkları haczedilemez niteliktedir.

Ancak Kanun'un 88. maddesi uyarınca, takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçlarının haczi mümkündür. Bu istisna, belirli alacak türleri için emekli aylıklarının da haciz kapsamına girebileceğini göstermektedir.

Bireysel emeklilik sisteminden elde edilen gelirler farklı değerlendirilir. Emekli olduktan sonra bu sistemden alınan ödemeler tamamen haczedilebilir niteliktedir, çünkü sosyal güvenlik aylığı kapsamında değerlendirilmezler.

Devlet memurlarının emekli aylıkları da aynı koruma kapsamındadır. Memur emekli aylıklarının tamamına el konulması hukuken mümkün değildir ve genel maaş haczi kuralları uygulanır.

İİK m.83/a uyarınca, borçlunun haciz öncesi verdiği muvafakat beyanı geçersizdir. Bu düzenleme, borçlunun önceden feragat etmesinin önlenmesi amacıyla getirilmiştir. Ancak muvafakatin geçersizliği tek başına haczin kaldırılması için yeterli neden oluşturmaz.

Kabahatler Kanunu m.32 kapsamında, işverenin haciz yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda idari para cezası uygulanabilir. Bu ceza, işverenin sorumluluklarını ciddiye almasını sağlamak amacıyla öngörülmüştür.

İİK m.357 ise haciz işlemlerinde uygulanacak ceza ve yaptırımları düzenlemektedir. Bu madde, haciz sürecinde yaşanabilecek usulsüzlüklere karşı caydırıcı önlemler içermektedir.

Bu özel durumlar ve istisnalar, maaş haczi uygulamasının adil ve dengeli bir şekilde yürütülmesini sağlamaktadır. Her bir durum, kendi özelliklerine göre değerlendirilmeli ve ilgili yasal düzenlemeler dikkate alınmalıdır.

Hukuki Başvuru Yolları ve Koruma Mekanizmaları

Maaş haczine maruz kalan borçlular, hukuk sisteminin sunduğu çeşitli başvuru yolları ve koruma mekanizmalarından yararlanabilirler. Bu mekanizmalar, hem borçlunun temel yaşam haklarını korumayı hem de hukuki süreçlerin adil bir şekilde işlemesini sağlamayı amaçlamaktadır.

İtiraz Hakları

Maaş haczine karşı en temel hukuki başvuru yolu itiraz hakkıdır. İcra ve İflas Kanunu'na göre, borçlular maaş ve ücret haczine karşı 7 günlük süre içinde şikayet yoluna başvurabilirler. Bu süre, haciz işleminin borçluya tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar ve kesin bir süre olarak kabul edilir.

İtiraz başvurusu yapılırken dikkat edilmesi gereken temel noktalar şunlardır:

  • Süre aşımı durumunda itiraz hakkı düşer ve haciz işlemi kesinleşir
  • İtiraz dilekçesinde somut gerekçeler belirtilmelidir
  • Haciz oranının yasal sınırları aştığı iddia ediliyorsa belgelerle desteklenmelidir
  • Borçlunun ve ailesinin geçim durumu hakkında detaylı bilgi verilmelidir

İtiraz süreci sırasında mahkeme, haciz işleminin yasal düzenlemelere uygunluğunu değerlendirir. Özellikle maaşın dörtte birlik oranının aşılıp aşılmadığı, borçlu ve ailesinin geçimi için yeterli miktarın bırakılıp bırakılmadığı gibi hususlar incelenir.

Haczedilemezlik Şikayeti

Haczedilemezlik şikayeti, maaş haczine karşı özel bir koruma mekanizmasıdır. Bu şikayet türü, kamu düzenine ilişkin olduğundan süreye tabi değildir ve her zaman başvurulabilir. Haczedilemezlik şikayetinin temel gerekçeleri şunlardır:

  • Haczedilen gelirin İİK madde 82/11 kapsamında haczedilemez nitelikte olması
  • Asgari geçim tutarının altında kalınması durumu
  • İş kazası veya meslek hastalığı tazminatları gibi özel koruma altındaki gelirlerin haczedilmesi
  • Geçici iş göremezlik ödeneği veya işsizlik ödeneği gibi sosyal güvenlik ödemelerinin hacze konu edilmesi

Haczedilemezlik şikayeti başvurusunda, borçlunun gelir durumu ve aile yapısı detaylı olarak incelenir. Mahkeme gerekli gördüğü durumlarda bilirkişi incelemesi yaptırabilir ve borçlunun gerçek geçim durumunu tespit edebilir.

Borç Yapılandırma Seçenekleri

Maaş haczinden kurtulmanın en etkili yollarından biri borç yapılandırma seçeneklerini değerlendirmektir. Bu kapsamda borçlular şu alternatifleri kullanabilirler:

Konkordato Başvurusu: Ticari faaliyette bulunan borçlular, konkordato başvurusu yaparak borçlarını yeniden yapılandırabilirler. Bu süreçte maaş haczi de dahil olmak üzere tüm icra takipleri durur.

Taksitlendirme Talebi: İcra dairesine başvurarak borcun taksitlendirilmesini talep etmek mümkündür. Bu durumda maaş haczi kaldırılabilir veya kesinti oranı azaltılabilir.

Alacaklı ile Uzlaşma: Doğrudan alacaklı ile görüşerek borç miktarının indirilmesi veya ödeme planının yeniden düzenlenmesi konusunda anlaşma yapılabilir.

İcra İflas Kanunu Madde 366 uyarınca, mahkeme kararlarının temyizi konusunda Yargıtay'ın değerlendirme yetkisi bulunmaktadır. Bu durum, özellikle karmaşık maaş haczi davalarında üst mahkeme denetiminin sağlanması açısından önemlidir.

Borç yapılandırma sürecinde dikkat edilmesi gereken hususlar:

  • Mevcut finansal durumun gerçekçi bir şekilde değerlendirilmesi
  • Yapılandırma teklifinin sürdürülebilir olması
  • Yasal danışmanlık alınması
  • Belge ve evrakların eksiksiz hazırlanması

Maaş haczi konusunda hukuki başvuru yolları ve koruma mekanizmaları, borçluların temel haklarını korurken aynı zamanda alacaklıların da haklarını güvence altına alan dengeli bir sistem oluşturmaktadır. Bu mekanizmaların etkin kullanılması, hem bireysel hem de toplumsal açıdan adaletin sağlanması için kritik öneme sahiptir. Borçlular, haklarını korumak ve en uygun çözümü bulmak için bu seçenekleri değerlendirmeli ve gerektiğinde profesyonel hukuki destek almalıdırlar.

Yazar Görseli
Müellif

Av. Ali Haydar GÜLEÇ

Güleç Hukuk Bürosu'nda 9 yıldır yöneticilik ve avukatlık yapmaktadır.