Elektrikli Araç Kazalarında Sigorta

Elektrikli Araç Kazalarında Sigorta

Elektrikli araçların popülaritesinin artmasıyla birlikte sigorta konusu da önem kazanmaktadır. Çevre dostu bu araçlar için de geleneksel araçlar gibi zorunlu trafik sigortası yaptırılması gerekmekte, ancak fiyatlandırma ve kapsam açısından özel durumlar bulunmaktadır. Elektrikli araç sahiplerinin bilmesi gereken sigorta yükümlülükleri ve kaza durumlarında karşılaşabilecekleri durumlar hakkında detaylı bilgiler.

Elektrikli Araçlarda Zorunlu Trafik Sigortası

Elektrikli araçların kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte, bu araçlar için de geleneksel motorlu taşıtlar gibi zorunlu trafik sigortası yaptırılması gerekmektedir. Çevre dostu teknolojiye sahip bu araçların sigorta yükümlülükleri, yasal düzenlemeler ve fiyatlandırma sistemleri açısından özel durumlar içermektedir.

Yasal Zorunluluk

Elektrikli araçlar, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu kapsamında motorlu taşıt olarak değerlendirilmekte ve bu nedenle zorunlu trafik sigortası yaptırma yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu yasal zorunluluk, elektrikli araç sahiplerinin trafiğe çıkmadan önce mutlaka yerine getirmesi gereken bir yükümlülüktür.

Elektrikli araçların trafik sigortası yaptırma zorunluluğu, yakıt türünden bağımsız olarak uygulanmaktadır. Tamamen elektrikli araçlar, hibrit araçlar ve plug-in hibrit araçlar dahil olmak üzere tüm elektrikli motorlu taşıtlar bu kapsama girmektedir. Sigorta yaptırmayan araç sahiplerinin trafiğe çıkması yasak olup, bu durumda hem idari hem de hukuki yaptırımlarla karşılaşabilirler.

Sigorta Kapsamı

Elektrikli araçlar için zorunlu trafik sigortası, geleneksel araçlardaki gibi üçüncü şahıslara verilen maddi ve bedeni zararları belirli limitler dahilinde karşılamaktadır. Bu sigorta türü, araç sahiplerini büyük mali sorumluluklardan koruma amacı taşımaktadır.

Elektrikli araç trafik sigortası kapsamında yer alan temel teminatlar şunlardır:

  • Bedeni zarar teminatı: Kaza sonucu üçüncü şahısların yaralanması veya ölümü durumunda tazminat ödemesi
  • Maddi zarar teminatı: Karşı tarafın aracında veya mal varlığında meydana gelen hasarların karşılanması
  • Tedavi masrafları: Kaza sonucu yaralanan kişilerin tedavi giderlerinin karşılanması

Elektrikli araçların fiyatlandırması, benzinli veya dizel araçlarla aynı mantıkla yapılmaktadır. Yakıt türüne bağlı herhangi bir avantaj veya dezavantaj bulunmamaktadır. Sigorta bedeli, aracın marka, model ve model yılına göre belirlenmekte olup, elektrikli olması fiyatlandırmada ayrı bir faktör oluşturmamaktadır.

2025 Tavan Fiyatları

Elektrikli araçlar için 2025 yılı trafik sigortası tavan fiyatları, basamak sistemine göre belirlenmiş olup şehirlere göre değişiklik göstermektedir. Bu sistem, araç türü ve araçların kayıtlı olduğu şehirlere göre değişen en yüksek sigorta prim ücretlerini ifade etmektedir.

İstanbul ili için belirlenen 2025 yılı tavan fiyatları şu şekildedir:

  • 8. Basamak: 6.575 TL
  • 7. Basamak: 7.890 TL
  • 6. Basamak: 10.520 TL
  • 5. Basamak: 12.493 TL
  • 4. Basamak: 13.150 TL
  • 3. Basamak: 19.068 TL
  • 2. Basamak: 24.986 TL
  • 1. Basamak: 30.903 TL
  • 0. Basamak: 39.451 TL

Diğer büyük şehirler için belirlenen fiyatlar da benzer oranlarda olmakla birlikte, Ankara, İzmir, Bursa ve Erzurum gibi illerde fiyatlar İstanbul'a göre daha düşük seviyelerde bulunmaktadır. Örneğin, 8. basamak için Ankara'da 6.389 TL, İzmir'de 6.203 TL olarak belirlenmiştir.

Basamak sistemi, araç sahibinin geçmiş yıllardaki hasar durumuna göre belirlenmektedir. Hasarsız geçen her yıl için basamak yükselmekte ve sigorta primi düşmektedir. Tersine, hasar yapılan durumlarda basamak düşmekte ve prim artmaktadır.

Elektrikli araç sahipleri, sigorta yaptırırken farklı şirketlerden teklif almaları, poliçe kapsamının detaylı öğrenilmesi ve hasarsızlık indirimi hakkında bilgi alınması önerilmektedir. Online platformlar üzerinden kolayca karşılaştırma yapılabilmekte ve en uygun fiyatlı poliçe seçilebilmektedir.

Elektrikli Araçlarda Kasko Sigortası ve Ek Teminatlar

Elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte kasko sigortası da bu yeni teknolojiye uyum sağlamaktadır. Geleneksel araçlardan farklı olarak elektrikli araçlar, kendine özgü teknik özellikleri nedeniyle özel teminat düzenlemeleri gerektirmektedir. Kasko sigortası, zorunlu trafik sigortasının aksine isteğe bağlı olmasına rağmen, elektrikli araç sahipleri için önemli bir koruma sağlamaktadır.

Temel Teminatlar

Elektrikli araçlarda kasko sigortasının temel teminatları, geleneksel araçlarla büyük ölçüde benzerlik göstermektedir. Bu teminatlar arasında çarpma ve çarpışma sonucu oluşan hasarların tazmini, çalınma, yangın, cam kırılması, doğal afetler ve hayvanların verdiği zararlar yer almaktadır.

Çarpma ve çarpışma teminatı, elektrikli araçlarda özellikle önem taşımaktadır çünkü bu araçların onarım maliyetleri geleneksel araçlara göre daha yüksek olabilmektedir. Elektrikli araçların karmaşık elektronik sistemleri ve özel parçaları, kaza sonrası onarım sürecini hem daha maliyetli hem de daha uzun hale getirebilmektedir.

Yangın teminatı, elektrikli araçlarda batarya teknolojisi nedeniyle kritik öneme sahiptir. Lityum iyon bataryaların yanıcı özellikte olması ve hasar durumunda kısa devreye neden olabilmesi, bu teminatı elektrikli araç sahipleri için vazgeçilmez kılmaktadır.

Çalınma teminatı kapsamında, elektrikli araçların sessiz çalışma özelliği ve yüksek teknoloji içermesi nedeniyle hırsızlık riskinin artabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle sigorta şirketleri, elektrikli araçlar için ek güvenlik önlemleri talep edebilmektedir.

Ek Teminatlar

Elektrikli araçlar için sunulan ek teminatlar, bu araçların özel ihtiyaçlarına yönelik tasarlanmıştır. AXA Kasko anahtar kaybı ek teminatı gibi özel teminatlar, elektrikli araçların akıllı anahtar sistemleri nedeniyle ortaya çıkan riskleri karşılamaktadır. Bu teminat, elektrikli araçlarda kullanılan pahalı akıllı anahtarların kaybolması durumunda ortaya çıkan maliyetleri karşılamaktadır.

Küçük onarım ek teminatı, elektrikli araçlarda sıkça karşılaşılan küçük çaplı hasarlar için özel olarak tasarlanmıştır. Bu teminat, araç sahiplerinin küçük hasarlar için yüksek muafiyet ödemek zorunda kalmalarını engellemektedir.

Elektrikli araçlarda hatalı akaryakıt dolumu teminatının bulunmaması, bu araçların yakıt sistemi olmadığı için doğal bir durumdur. Yüzde yüz elektrikli araçlarda bu teminat anlamsız olduğundan, sigorta poliçelerinde yer almamaktadır. Bu durum, elektrikli araç sahiplerinin poliçe incelemesi yaparken dikkat etmesi gereken önemli bir noktadır.

Batarya koruma teminatı, bazı sigorta şirketleri tarafından sunulan özel bir ek teminattır. Bu teminat, elektrikli araçların en pahalı bileşeni olan bataryanın hasar görmesi durumunda ortaya çıkan maliyetleri karşılamaktadır.

Asistans Hizmetleri

Elektrikli araçlarda asistans hizmetleri, geleneksel araçlardan farklı ihtiyaçları karşılamak üzere özel olarak düzenlenmiştir. İkame araç hizmeti, elektrikli araç hasar gördüğünde araç sahibinin ulaşım ihtiyacını karşılamak için sunulmaktadır. Bu hizmet, elektrikli araçların onarım sürelerinin uzun olabileceği göz önünde bulundurularak tasarlanmıştır.

Seyahat giderleri tazminatı, elektrikli araç sahiplerinin araçları hasar gördüğünde ortaya çıkan ek ulaşım masraflarını karşılamaktadır. Bu teminat, özellikle şehir dışında kaza geçiren elektrikli araç sahipleri için büyük önem taşımaktadır.

Mecburi konaklama giderleri tazminatı, elektrikli aracın onarımının uzun sürmesi durumunda araç sahibinin konaklama masraflarını karşılamaktadır. Bu hizmet, elektrikli araçların özel parçalarının temin edilmesinin zaman alabilmesi nedeniyle özellikle değerlidir.

Şarj istasyonu yönlendirme hizmeti, elektrikli araçlara özel olarak sunulan bir asistans hizmetidir. Bu hizmet, araç sahiplerinin bataryası biten elektrikli araçları için en yakın şarj istasyonuna yönlendirme sağlamaktadır.

Acil şarj hizmeti, bazı sigorta şirketleri tarafından sunulan özel bir asistans hizmetidir. Bu hizmet, bataryası biten elektrikli araçlar için mobil şarj ünitesi gönderilmesini sağlamaktadır.

Elektrikli araç sahiplerinin kasko sigortası seçerken, bu özel teminat ve hizmetleri dikkate almaları, hem araçlarının korunması hem de olası sorunlarda hızlı çözüm bulabilmeleri açısından kritik öneme sahiptir.

Elektrikli Araçlarda Güvenlik Riskleri ve Batarya Teknolojisi

Elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte bu teknolojinin güvenlik boyutu da önem kazanmaktadır. Geleneksel içten yanmalı motorlu araçlardan farklı olarak elektrikli araçlar, lityum iyon batarya teknolojisi nedeniyle kendine özgü güvenlik riskleri barındırmaktadır. Ancak sürekli gelişen güvenlik konseptleri ve batarya yönetim sistemleri sayesinde bu riskler minimize edilmektedir.

Batarya Güvenliği

Elektrikli araçlarda kullanılan lityum iyon bataryalar yanıcı özellikte olup, hasar durumunda kısa devreye neden olabilir. Bununla birlikte, yangın riski geleneksel araçlardaki benzine kıyasla çok daha düşük seviyededir. Üreticiler, satılacak her elektrikli araç için belirli tasarım düzenlemelerine uymak zorunda olup, güç kaynağının oluşturduğu tehlikelere karşı kapsamlı güvenlik özellikleri geliştirmektedir.

Bataryalar koruyucu soğutma malzemesi ile çevrelenmekte ve tek parça yerine seri şeklinde monte edilmektedir. Bu tasarım yaklaşımı, olası bir hasar durumunda yangının tüm batarya paketine yayılmasını engellemek amacıyla geliştirilmiştir. Üreticiler ayrıca bataryayı yangın duvarları ile küçük hücrelere bölerek yangının yayılmasını geciktirmeye çalışmaktadır.

Her hücre yanıcı elektrolit içerdiğinden, kısa devre durumunda elektrolit yanabilir ve basınç artabilir. Bu nedenle bazı mühendisler daha az riskli elektrolit türleri geliştirme çalışmaları yürütmektedir. Elektrolit içeriği çok sayıda yanıcı ve zararlı kimyasal barındırdığından, bu alandaki araştırma ve geliştirme faaliyetleri kritik önem taşımaktadır.

Sıcaklık Yönetimi

Elektrikli araçlarda sıcaklık yönetimi kritik öneme sahiptir. Modern araçlar eksi 30 ile artı 50 derece arasında çalışabilirken, lityum iyon bataryalar 15-45 derece arasında çok daha dar bir aralıkta güvenli şekilde çalışabilmektedir. Bu dar çalışma aralığının dışına çıkmamak için soğutma yönetimi ve izleme sistemi şiddetle tavsiye edilmektedir.

Batarya yönetim sistemleri, sıcaklık değerlerini sürekli olarak izleyerek optimal çalışma koşullarını sağlamaya çalışır. Sıcaklık kontrolü sadece performans açısından değil, güvenlik açısından da hayati önem taşımaktadır. Aşırı sıcaklık durumlarında batarya hücreleri zarar görebilir ve güvenlik riskleri artabilir.

Soğuk hava koşullarında ise batarya performansı düşebilir ve menzil azalabilir. Bu nedenle elektrikli araç üreticileri, farklı iklim koşullarında optimal performans sağlayacak termal yönetim sistemleri geliştirmektedir.

Yangın Riskleri

Elektrikli araçlarda en önemli güvenlik risklerinden biri ısıl sürüklenme olarak adlandırılan durumdur. Bu durum, büyük batarya paketlerinde önemli risk oluşturmaktadır. 60 derece üstünde durdurulamayan zincir reaksiyon başlayabilir ve bu durum ciddi güvenlik tehlikesi yaratabilir.

Isıl sürüklenme süreci şu şekilde gelişir:

  • Batarya hücrelerinde aşırı ısınma başlar
  • Elektrolit yanmaya başlar ve basınç artar
  • Komşu hücrelere ısı transferi gerçekleşir
  • Zincir reaksiyon şeklinde yayılım gösterir

Üreticiler bu etkileri engellemek için farklı yöntemler tasarlamaktadır. Bunlar arasında gelişmiş soğutma sistemleri, yangın bastırma sistemleri ve acil durum kesme mekanizmaları yer almaktadır.

Bununla birlikte, devam eden araştırma ve geliştirme faaliyetleri sayesinde henüz ciddi elektrikli araç kazası yaşanmamış olup, elektrikli araçlar her açıdan içten yanmalı motorlu araçlardan daha güvenli kabul edilmektedir. Güvenlik teknolojilerindeki sürekli gelişim, elektrikli araçların geleceğe yönelik güvenilirliğini artırmaktadır.

Modern elektrikli araçlarda kullanılan çoklu güvenlik katmanları, batarya yönetim sistemleri ve acil durum protokolleri, olası riskleri minimize etmek için tasarlanmıştır. Bu sistemler, araç kullanıcılarının güvenliğini sağlarken, teknolojinin sürdürülebilir gelişimini de desteklemektedir.

50cc Altı Motorlu Bisiklet ve Elektrikli Bisikletlerde Sigorta Düzenlemeleri

Elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte, özellikle şehir içi ulaşımda pratik çözümler sunan 50cc altı motorlu bisikletler ve elektrikli bisikletler için sigorta düzenlemeleri özel bir önem kazanmıştır. Bu araç türlerinin sigorta yükümlülükleri, geleneksel motorlu taşıtlardan farklı hukuki düzenlemelere tabidir.

Yasal Tanımlar

2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 3. maddesi, motorlu taşıtların sınıflandırılmasında temel kriterleri belirlemektedir. Bu düzenlemeye göre:

Motosiklet tanımı, tasarım hızı 45 km/saatten ve/veya silindir kapasitesi 50 santimetreküpten fazla olan motorlu taşıtları kapsamaktadır. Elektrikli motorlu taşıtlar için ise net motor gücü 15 kilovatı aşan araçlar motosiklet sınıfında değerlendirilmektedir.

Bisiklet kategorisinde ise insan adale gücüyle hareket eden motorsuz taşıtlar yer almaktadır. Önemli bir husus olarak, sürekli anma gücü 0,25 KW'ı geçmeyen ve hızı en fazla 25 km/saate ulaşan elektrikli bisikletler de bu sınıfa dahil edilmektedir.

Motorlu Bisiklet sınıflandırması ise hızı saatte 45 kilometreyi, içten yanmalı motorlu araçlarda silindir hacmi 50 santimetreküpü, elektrik motorlu araçlarda ise sürekli nominal güç çıkışı 4 kilovatı geçmeyen taşıtları kapsamaktadır.

Sigorta Zorunluluğu

50cc altı motorlu bisikletler ve elektrikli bisikletler için sigorta zorunluluğu konusu, 2918 Sayılı Kanun'un 103. maddesi çerçevesinde düzenlenmektedir. Bu maddeye göre, motorsuz taşıtlar ile motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğu genel hükümlere tabidir.

Bu düzenleme, söz konusu araç türlerinin zorunlu trafik sigortası kapsamı dışında kaldığını göstermektedir. Karayolları Trafik Kanunu'nun 91. maddesi motorlu araçların trafik sigortası yaptırmasını zorunlu kılmakta, ancak motorlu bisikletler bu kapsama dahil edilmemektedir.

Elektrikli bisikletlerde teknik kriterler kritik önem taşımaktadır. Sürekli anma gücü 0,25 KW'ı geçmeyen ve maksimum hızı 25 km/saat olan elektrikli bisikletler, bisiklet sınıfında değerlendirilmekte ve sigorta zorunluluğu bulunmamaktadır.

Yargıtay Kararları

Yargıtay'ın konuya ilişkin kararları, uygulamada karşılaşılan belirsizlikleri giderme açısından önemli rehberlik sağlamaktadır.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 08/12/2021 tarih, 2021/2357 Esas, 2021/9961 Karar sayılı kararında:

"davalının sorumlu olduğu iddia edilen aracın Karayolları Trafik Kanunu'nun tanımlarla ilgili 3. maddesinde belirtilen, elektrik motorlu bisiklet ve … sürekli nominal güç çıkışı 4 kilovatı geçmeyen iki veya tekerlekli taşıtlardan olduğu ve 2918 Sayılı Yasanın 103. maddesinde de motorsoz taşıtlar ile motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğunun genel hükümlere tabi bulunduğu gözetilerek davalı kuruma husumet yöneltilemeyecek olup yerel mahkemece husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği"

Bu karar, elektrik motorlu bisikletlerde sigorta şirketine husumet yöneltilemeyeceğini açıkça ortaya koymaktadır.

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 15.06.2016 tarih, 2015/15052 Esas, 2016/7351 Karar sayılı kararında ise bilirkişi incelemesinin önemi vurgulanmaktadır:

"Somut olayda, olay yeri basit krokisinde kazaya karışan araç 5001503 şasi nolu motorbisiklet olarak belirtilmiş olup dosya kapsamından trafik sigortası yaptırması zorunlu bir araç olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece, bu aracın tespiti ile araç üzerinde gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak sureti ile aracın trafik sigortası yaptırması zorunlu araçlardan olup olmadığı belirlenmeli"

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 19.10.2017 tarih, 2015/2783 Esas, 2017/9342 Karar sayılı kararında tescilsiz araçlarda keşif yapılmasının gerekliliği belirtilmektedir:

"trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkin davada, kaza tespit tutanağında ve ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda desteğin yolcu olduğu tescilsiz aracın motorlu bisiklet olduğu belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece, desteğin yolcu olduğu tescilsiz ve plakasız araç üzerinde keşif yapılarak 50 cc'nin altında olup olmadığı araştırılarak husumet belirlenmesi gerektiği"

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 27/11/2017 tarih, 2017/4671 Esas, 2017/10948 Karar sayılı kararında elektrikli bisikletler için uzman incelemesi gerekliliği vurgulanmaktadır:

"konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiden tescilsiz ve plakasız elektrikli bisiklet üzerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak husumetin belirlenmesi gerektiği"

Bu kararlar, kaza durumlarında aracın teknik özelliklerinin uzman bilirkişi raporu ile tespit edilmesinin kritik önem taşıdığını göstermektedir.

Güvence Hesabı konusunda ise Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 06.10.2020 gün ve 2018/5754 Esas 2020/5161 karar sayılı ilamında; “2918 sayılı KTK.nın 91. Maddesinde motorlu araçların trafik sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, Güvence Hesabı Yönetmeliği'nin 9. maddesinde trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu bedensel zararlar için Güvence Hesabına başvurulabileceği,” belirtilmiştir.

 

Sonuç olarak, elektrikli araçların otomotiv dünyasındaki yeri sağlamlaştıkça, bu araçlara özgü sigorta dinamiklerini anlamak her sürücü için bir zorunluluk haline gelmektedir. Geleneksel araçlarla aynı yasal çerçevede zorunlu trafik sigortasına tabi olsalar da, elektrikli araçların asıl sigorta ihtiyacı, batarya gibi yüksek maliyetli ve teknolojik bileşenlerini koruma altına alan kasko poliçelerinde ortaya çıkmaktadır. Araç sahiplerinin, standart teminatların yanı sıra batarya koruması, şarj ekipmanları ve özel asistans hizmetleri gibi ek güvenceleri dikkatle değerlendirmesi, kaza veya arıza anında yaşanabilecek ciddi maliyetlerin önüne geçecektir.

 

Öte yandan, 50cc altı motorlu bisikletler ve belirli limitler dahilindeki elektrikli bisikletlerin zorunlu sigorta kapsamı dışında tutulması, bu daha küçük ve pratik ulaşım araçları için hukuki sorumluluğun genel hükümlere tabi olduğunu göstermektedir. Bu durum, kaza anında sigorta şirketlerinin değil, doğrudan sürücülerin sorumlu olabileceğini ortaya koymakta ve bu araçların kullanıcıları için de bilinçli olmayı gerektirmektedir.


Netice itibarıyla, ister yüksek teknolojiye sahip bir otomobil, ister şehir içi kullanım amaçlı bir elektrikli bisiklet olsun, her elektrikli araç sahibinin kendi aracının teknik ve hukuki statüsüne uygun sigorta çözümlerini araştırması, poliçe kapsamlarını detaylıca incelemesi ve olası risklere karşı proaktif bir koruma sağlaması, güvenli ve sorunsuz bir sürüş deneyiminin en temel anahtarıdır.

 

 

Yazar Görseli
Müellif

Av. Ali Haydar GÜLEÇ

Güleç Hukuk Bürosu'nda 9 yıldır yöneticilik ve avukatlık yapmaktadır.