E-Alışverişte Tüketicinin Korunması

E-Alışverişte Tüketicinin Korunması

Dijital çağda e-ticaretin hızla büyümesiyle birlikte tüketici hakları da önem kazanmıştır. Online alışverişte karşılaşabileceğiniz sorunlara karşı hangi haklarınız bulunduğunu, cayma hakkınızı nasıl kullanacağınızı ve internet platformlarının sorumluluklarını öğrenmek için rehberimizi inceleyin. Yasal düzenlemeler ve Yargıtay kararları ışığında e-alışverişte tüketici korumasının tüm detaylarını sizler için derledik.

E-Alışverişte Yasal Çerçeve ve Mesafeli Sözleşmeler

Dijital ticaretin hızla gelişmesiyle birlikte, geleneksel alışveriş yöntemlerinden farklı olarak ortaya çıkan e-ticaret, kendine özgü hukuki düzenlemelere ihtiyaç duymuştur. Türk hukuk sisteminde, internet üzerinden yapılan alışverişler mesafeli sözleşmeler kapsamında değerlendirilmekte ve tüketicilerin korunması için özel hükümler getirilmektedir.

Mesafeli Sözleşme Tanımı

Mesafeli sözleşme, satıcı veya sağlayıcı ile tüketicinin eş zamanlı fiziksel varlığı olmaksızın, uzaktan pazarlama sistemi çerçevesinde uzaktan iletişim araçları kullanılarak kurulan sözleşmeler olarak tanımlanmaktadır. Bu tanım, e-ticaretin temel karakteristiğini yansıtmakta ve geleneksel mağaza alışverişinden ayrılan en önemli özelliği vurgulamaktadır.

Mesafeli sözleşme kapsamına giren işlemler sadece klasik e-ticaret siteleriyle sınırlı değildir. Sosyal medya platformları ve kısa mesaj ortamlarında yapılan alışverişler de belirli koşullar altında mesafeli sözleşme olarak kabul edilmektedir. Bu geniş kapsam, günümüzde yaygınlaşan farklı dijital ticaret modellerinin tüketici hakları açısından korunmasını sağlamaktadır.

Özellikle Instagram, Facebook gibi sosyal medya platformlarında yapılan satışlar, WhatsApp üzerinden gerçekleştirilen ticari işlemler ve mobil uygulamalar aracılığıyla yapılan alışverişler bu kapsamda değerlendirilmektedir. Bu durum, tüketicilerin hangi platformdan alışveriş yaparsa yapsın aynı hukuki korumadan yararlanmasını güvence altına almaktadır.

Yasal Dayanak

E-alışverişte tüketici haklarının korunmasının temel yasal dayanağını 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 48. maddesi oluşturmaktadır. Bu madde, mesafeli sözleşmelerin kurulması, ifa edilmesi ve sona ermesi süreçlerinde tüketicilerin sahip olduğu hakları kapsamlı şekilde düzenlemektedir.

Kanunun yanı sıra, Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği de e-ticaret işlemlerinin detaylarını belirlemekte ve uygulamada karşılaşılan sorunlara çözüm getirmektedir. Bu yönetmelik, özellikle satıcıların yükümlülükleri ve tüketicilerin hakları konusunda ayrıntılı düzenlemeler içermektedir.

Yasal çerçevenin oluşturulmasında, AB direktifleri ve uluslararası standartlar da dikkate alınmıştır. Bu sayede, Türkiye'deki e-ticaret düzenlemeleri, küresel standartlarla uyumlu hale getirilmiş ve uluslararası ticaret açısından da güvenilir bir ortam yaratılmıştır.

Ön Bilgilendirme Yükümlülüğü

Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği'nin 5. maddesi uyarınca, satıcılar sözleşme kurulmadan önce tüketicilere kapsamlı bir bilgilendirme yapmakla yükümlüdür. Bu ön bilgilendirme yükümlülüğü, tüketicinin bilinçli bir karar verebilmesi için kritik öneme sahiptir.

Ön bilgilendirme kapsamında verilmesi gereken bilgiler şunlardır:

  • Sözleşme konusu mal veya hizmetin temel nitelikleri ve teknik özellikleri
  • Satıcının kimlik bilgileri, ticari unvanı, adresi ve iletişim bilgileri
  • Fiyat bilgileri (vergiler ve ek masraflar dahil toplam tutar)
  • Ödeme, teslimat ve ifa koşulları ile süreleri
  • Cayma hakkının kullanımı ve koşulları
  • Hak arama yolları ve şikayet mercileri
  • Garanti koşulları ve satış sonrası hizmetler

Özellikle dikkat edilmesi gereken husus, aracı hizmet sağlayıcıların da ön bilgilendirmenin yapılması ve ispatından satıcı ile birlikte müteselsilen sorumlu olmasıdır. Bu düzenleme, büyük e-ticaret platformlarının sorumluluğunu artırmakta ve tüketicilerin korunmasını güçlendirmektedir.

Teslimat konusunda da önemli bir düzenleme bulunmaktadır. Taahhüt edilen teslimat süresi yoksa, mal en geç 30 gün içinde gönderilmelidir. Bu sürenin aşılması durumunda, tüketici sözleşmeyi feshederek 14 gün içinde yasal faiziyle birlikte tüm ödemelerini geri alma hakkına sahip olmaktadır.

Ön bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi veya eksik bilgilendirme yapılması durumunda, satıcılar hem idari para cezası ile karşılaşabilmekte hem de tüketicilerin uğradığı zararları tazmin etmekle yükümlü tutulmaktadır. Bu nedenle, e-ticaret sitelerinin ve satıcıların bu yükümlülükleri titizlikle yerine getirmeleri gerekmektedir.

Mesafeli sözleşmelerin yasal çerçevesi, e-ticaretin güvenli bir şekilde gelişmesini sağlarken, tüketicilerin haklarını koruma altına almaktadır. Bu düzenlemeler sayesinde, dijital ortamda yapılan alışverişler geleneksel ticaretten daha güvenli hale gelebilmekte ve tüketici güveni artmaktadır.

Cayma Hakkı ve İade Süreci

E-alışverişte tüketicilerin sahip olduğu en önemli haklardan biri cayma hakkıdır. Bu hak, tüketicilere online alışverişlerinde güven vererek dijital ticaretin sağlıklı gelişimine katkı sağlamaktadır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenen cayma hakkı, tüketicilere herhangi bir gerekçe göstermeksizin satın aldıkları ürünleri iade etme imkanı tanımaktadır.

14 Günlük Cayma Hakkı

Tüketiciler, mal satışında malın teslim alındığı tarihten itibaren 14 gün içerisinde herhangi bir gerekçe göstermeden ve cezai şart ödemeden sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. Hizmet satışlarında ise bu süre sözleşmenin kurulduğu andan itibaren başlamaktadır. Bu süre hesaplanırken, malın teslim alındığı gün dahil edilmemekte, ertesi günden itibaren sayım başlamaktadır.

Cayma hakkının kullanılması için tüketicinin yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı (e-posta, SMS gibi) aracılığıyla satıcıya bildirimde bulunması gerekmektedir. Telefon ile cayma hakkı kullanılamaz ve bu durum yasal olarak geçerli kabul edilmez. Cayma bildiriminde, tüketicinin kimlik bilgileri, sözleşme tarihi, ürün bilgileri ve cayma iradesini açıkça belirten ifadeler yer almalıdır.

Cayma hakkı kullanıldığında, satıcı cayma bildiriminin kendisine ulaştığı tarihten itibaren 14 gün içerisinde tüketiciye ödenen tutarın tamamını iade etmekle yükümlüdür. Bu iade işlemi, tüketicinin ödeme yaparken kullandığı yöntemle gerçekleştirilmelidir. Örneğin, kredi kartı ile ödeme yapılmışsa iade de kredi kartına yapılmalıdır.

Tüketici açısından ise cayma bildiriminden itibaren 10 gün içerisinde malı satıcıya iade etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu süre içerisinde mal iade edilmezse, cayma hakkının kullanıldığına dair beyan geçersiz hale gelebilir.

İade İstisnaları

Cayma hakkı her türlü mal ve hizmet için geçerli olmamaktadır. Kanun, belirli durumları bu haktan istisna tutmuştur. Fiyatı piyasa dalgalanmalarına bağlı olan mallar (altın, mücevherat, döviz gibi) cayma hakkı kapsamı dışındadır. Bunun yanı sıra özel istek üzerine hazırlanan veya kişiye özel üretilen mallar da bu haktan yararlanamaz.

Çabuk bozulabilen veya son kullanma tarihi geçebilecek mallar (çiçek, yaş pasta, taze gıda ürünleri) ile hijyen açısından uygun olmayan mallar (iç çamaşırı, küpe, kozmetik ürünler) cayma hakkı istisnalarındandır. Ambalajı tüketici tarafından açılmış olan dijital içerikli mallar (CD, DVD, yazılım) ve süreli yayınlar (gazete, dergi abonelikleri) de bu kapsamda değerlendirilmektedir.

Belirli bir tarihte veya dönemde yapılması gereken hizmetler (otel rezervasyonu, konser bileti, uçak bileti) ile anında ifa edilen elektronik hizmetler cayma hakkından istisnadır. Ayrıca tüketicinin onayı ile ifa edilmeye başlanan hizmetler de bu hak kapsamında değerlendirilmez.

Kargo Masrafları

Cayma hakkı kullanımında kargo masraflarının kim tarafından karşılanacağı önemli bir konudur. Satıcı ön bilgilendirme formunda anlaşmalı kargo şirketini belirtmişse, tüketici bu şirket aracılığıyla iade işlemini gerçekleştirdiğinde herhangi bir masraf ödemez. Bu durumda kargo masrafları satıcı tarafından karşılanır.

Eğer satıcı ön bilgilendirme formunda anlaşmalı kargo şirketini belirtmemişse, hiçbir iade masrafı tüketiciden talep edilemez. Bu durum, satıcının bilgilendirme yükümlülüğünü tam olarak yerine getirmemesinin bir sonucudur ve tüketici lehine yorumlanmaktadır.

İade edilen malın kargo sırasında hasar görmesi durumunda sorumluluk, malın uygun şekilde paketlenip paketlenmediğine göre belirlenir. Tüketici malı aldığı şekilde ve uygun ambalajla iade etmekle yükümlüdür. Malın normal kullanımının ötesinde değer kaybına neden olan davranışlar durumunda, bu kayıp tüketiciden talep edilebilir.

Cayma hakkının etkin kullanımı, e-ticaretin güvenilirliğini artıran temel unsurlardan biridir. Tüketiciler bu haklarını bilinçli şekilde kullanarak hem kendi menfaatlerini koruyabilir hem de dijital ticaret ekosisteminin sağlıklı gelişimine katkıda bulunabilirler.

Abonelik Sözleşmeleri ve Fesih Hakları

Dijital çağda abonelik modeliyle sunulan hizmetler giderek yaygınlaşmaktadır. Netflix, Spotify gibi dijital platformlardan telekomünikasyon hizmetlerine, spor salonlarından dergi aboneliklerine kadar birçok alanda tüketiciler abonelik sözleşmeleri imzalamaktadır. Bu sözleşmelerin hukuki çerçevesi ve tüketicilerin sahip olduğu fesih hakları, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 11/A maddesi ile detaylı şekilde düzenlenmektedir.

Abonelik Sözleşmesi Düzenlemeleri

Abonelik sözleşmesi, tüketicinin belirli bir mal veya hizmeti sürekli veya düzenli aralıklarla edinmesini sağlayan sözleşmeler olarak tanımlanmaktadır. Bu tanım kapsamına internet abonelikleri, mobil hat abonelikleri, dijital platform üyelikleri, dergi abonelikleri ve benzeri hizmetler girmektedir.

Yazılı veya mesafeli olarak kurulan abonelik sözleşmelerinin bir nüshasının kağıt üzerinde veya kalıcı veri saklayıcısı ile tüketiciye verilmesi zorunludur. Bu düzenleme, tüketicinin sözleşme şartlarını her zaman inceleyebilmesini ve haklarını öğrenebilmesini sağlamaktadır.

Kanun, belirli süreli abonelik sözleşmelerine otomatik uzatma hükmü konulmasını yasaklamıştır. Bu düzenleme sayesinde tüketiciler, abonelik süresi dolduğunda otomatik olarak yeni bir döneme bağlanmamakta ve bilinçli tercih yapma imkanına sahip olmaktadır.

Özellikle önemli olan bir husus, belirsiz süreli veya bir yıldan uzun süreli abonelik sözleşmelerinde tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeksizin sözleşmeyi feshetme hakkına sahip olmasıdır. Bir yıldan kısa süreli sözleşmelerde ise, sözleşme koşullarında tüketici aleyhine değişiklik yapılması durumunda fesih hakkı doğmaktadır.

Fesih Süreleri

Abonelik sözleşmelerinin feshi konusunda hem 6502 sayılı TKHK'nın 11/A maddesi hem de 4077 sayılı TKHK'nın 11/A maddesi önemli düzenlemeler içermektedir. Bu iki kanun arasında fesih süreleri açısından farklılıklar bulunmaktadır.

4077 sayılı kanuna göre, genel abonelik sözleşmelerinde satıcı veya sağlayıcı, tüketicinin fesih talebini 7 gün içinde yerine getirmekle yükümlüdür. Ancak süreli yayın abonelikleri için özel süreler belirlenmiştir:

  • Günlük yayınlar için 15 gün
  • Haftalık yayınlar için 1 ay
  • Aylık yayınlar için 3 ay

6502 sayılı güncel kanunda ise fesih süreleri yönetmelikle belirlenmekte olup, satıcının fesih talebini makul sürede yerine getirmesi gerekmektedir. Kanun, satıcının fesih işlemleri için sözleşme kurulumundan daha ağır koşullar belirleyemeyeceğini açıkça düzenlemektedir.

Fesih bildirimi kağıt üzerinde veya kalıcı veri saklayıcısı ile yapılabilmektedir. Bu düzenleme, tüketicilerin e-posta, SMS veya benzeri elektronik yollarla da fesih talebinde bulunabilmesini sağlamaktadır.

Ücret İadesi

Abonelik sözleşmelerinin feshi durumunda ücret iadesi konusu, tüketici hakları açısından kritik önem taşımaktadır. Her iki kanun da ücret iadesinin 15 gün içinde kesintisiz olarak yapılması gerektiğini düzenlemektedir.

Satıcı veya sağlayıcı, fesih işlemleri için gerekli sistemi kurma ve bu sistemi kesintisiz açık tutma yükümlülüğüne sahiptir. Bu düzenleme, tüketicilerin fesih haklarını kullanmalarının önüne geçecek teknik engellerin oluşturulmasını engellemektedir.

Özellikle dijital platformlarda yaşanan sorunlara karşı kanun, tüketicinin kullanmadığı süre için ödediği bedelin iade edilmesi gerektiğini açıkça belirtmektedir. Örneğin, aylık abonelik ücreti ödenen bir hizmette ay ortasında fesih yapılması durumunda, kullanılmayan süreye ilişkin bedelin iade edilmesi gerekmektedir.

Abonelik sözleşmelerinde tüketicilerin sahip olduğu bu güçlü fesih hakları, özellikle dijital ekonominin geliştiği günümüzde büyük önem taşımaktadır. Tüketiciler, bu haklarını bilerek ve zamanında kullanarak, istenmeyen abonelik yükümlülüklerinden kurtulabilmekte ve ekonomik kayıplarını önleyebilmektedir.

İnternet Alışveriş Platformlarının Sorumluluğu

E-ticaretin yaygınlaşmasıyla birlikte internet alışveriş platformlarının hukuki sorumluluğu konusu, tüketici hakları açısından kritik bir önem kazanmıştır. Bu platformların sadece aracı hizmet sağlayıcı mı yoksa satıcılarla birlikte sorumlu mu olduğu konusunda Türk yargı organları arasında önemli görüş değişiklikleri yaşanmıştır.

Yargıtay İçtihat Değişikliği

İnternet alışveriş platformlarının sorumluluğu konusunda Yargıtay içtihadında yaşanan değişiklik, tüketici hakları açısından dönüm noktası niteliğindedir. İlk olarak Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 15.11.2021 tarih, 2021/4000 Esas, 2021/11403 Karar sayılı kararında, pasta kutusundan sigara izmariti çıkan bir olayda internet alışveriş platformunun sadece aracı hizmet sağlayıcı olduğu gerekçesiyle sorumlu olmadığına hükmedilmiştir.

Bu kararda Yargıtay, Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve ilgili Yönetmelik hükümlerini esas alarak, platformların yalnızca teknik altyapı sağladığı ve bu nedenle satılan ürünlerden sorumlu tutulamayacağı sonucuna varmıştır. Ancak bu karar, hukuk doktrini tarafından eleştirilmiş ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 48. maddesinin 5. fıkrasının dikkate alınmadığı belirtilmiştir.

Daha sonra Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 29.09.2022 tarih, 3467/6446 sayılı kararı ile içtihat değişikliği yaşanmıştır. Kırık ekranlı televizyon satışına ilişkin bu davada, internet alışveriş platformunun tüketici ile doğrudan muhatap olması ve özellikle tüketicinin yaptığı ödemeyi tahsil etmesi gerekçesiyle satıcıyla birlikte sorumlu olduğuna karar verilmiştir.

Aracı Hizmet Sağlayıcı Sorumluluğu

TKHK madde 48/5 hükmü, internet alışveriş platformlarının aracı hizmet sağlayıcı sıfatıyla sorumluluğunu düzenleyen temel yasal dayanaktır. Bu maddeye göre, aracı hizmet sağlayıcılar ön bilgilendirmenin yapılması ve ispatından satıcı ile birlikte müteselsilen sorumludur.

Günümüzde internet alışveriş platformları, sadece teknik altyapı sağlayan pasif aracılar değil, aktif ticaret katılımcılarıdır. Bu platformlar:

  • Satış bedelini doğrudan tahsil etmekte
  • Tüketici kararlarını yönlendiren reklam ve promosyon faaliyetleri yürütmekte
  • Satıcı seçimi ve değerlendirme sistemleri oluşturmakta
  • Ödeme güvenliği ve teslimat süreçlerinde aktif rol almakta

Bu nedenle Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin emsal kararı, platformların gerçek konumlarını daha doğru yansıtmaktadır. Karar, internet alışveriş platformlarının tüketicilerle kurdukları doğrudan ilişki ve ödeme tahsil etme fonksiyonları nedeniyle, satılan ürünlerin ayıplı olması durumunda satıcılarla birlikte sorumlu tutulması gerektiğini vurgulamıştır.

Bu içtihat değişikliği, tüketiciler açısından önemli avantajlar sağlamaktadır. Artık tüketiciler, ayıplı ürün satışı durumunda hem satıcıya hem de platforma başvurabilmekte, müteselsil sorumluluk ilkesi gereği her ikisinden de tam tazminat talep edebilmektedir. Bu durum, özellikle satıcının ulaşılamaz olduğu veya ödeme gücünün bulunmadığı durumlarda tüketiciler için güçlü bir koruma mekanizması oluşturmaktadır.

Sonuç olarak, Yargıtay'ın güncel içtihadı doğrultusunda internet alışveriş platformları, artık sadece aracı değil, tüketici haklarının korunmasında aktif sorumluluk taşıyan ticari aktörler olarak kabul edilmektedir. Bu gelişme, e-ticaret sektöründe tüketici güveninin artırılması ve platformların daha dikkatli hareket etmelerini sağlama açısından önemli bir adımdır.

Tüketici Başvuru Yolları ve Koruma Mekanizmaları

E-alışverişte yaşanan sorunlar karşısında tüketicilerin başvurabileceği çeşitli hukuki yollar ve koruma mekanizmaları bulunmaktadır. Bu mekanizmalar, tüketicilerin haklarını etkin bir şekilde kullanabilmeleri ve mağduriyetlerini giderebilmeleri için hayati önem taşımaktadır.

Şikayet Mercileri

Tüketici Hakem Heyetleri, e-alışverişte yaşanan sorunlarda tüketicilerin en yaygın başvuru yoludur. Bu heyetler, ürün veya hizmet bedelinin tutarına göre ilçe veya il düzeyinde faaliyet göstermektedir. Başvurular elden, posta yoluyla veya e-Devlet üzerinden TÜBİS sistemi kullanılarak yapılabilmektedir.

Hakem heyetlerine başvuru süreci oldukça pratiktir. Tüketiciler, öncelikle satıcı firmaya yazılı olarak başvuruda bulunmalı ve 30 gün içinde cevap alamazlarsa hakem heyetine başvurabilirler. Hakem heyetleri genellikle 3-6 ay içinde bağlayıcı karar vermekte ve bu kararlar hem tüketici hem de satıcı için zorunlu tutulmaktadır.

Tüketici mahkemeleri de önemli bir başvuru yoludur. Özellikle yüksek tutarlı alışverişlerde veya hakem heyeti kararından memnun kalınmadığı durumlarda mahkeme yoluna başvurulabilir. Mahkeme süreçleri daha uzun sürmekle birlikte, daha kapsamlı hukuki koruma sağlamaktadır.

Ticaret Bakanlığı Tüketici Bilgi Sistemi (TÜBİS) üzerinden de şikayetler iletilebilmektedir. Bu sistem, tüketicilerin şikayetlerini elektronik ortamda takip edebilmelerine olanak tanımakta ve sürecin şeffaflığını artırmaktadır.

Garanti Hakları

E-alışverişte satın alınan ürünlerde 2 yıl garanti süresi bulunmaktadır. Bu süre içinde ürünün ilan edilen özelliklere sahip olmaması veya kullanım amacını yerine getirmemesi durumunda tüketiciler çeşitli haklara sahiptir.

Kusurlu ürün durumunda tüketiciler şu seçenekler arasından birini tercih edebilir:

  • Ücretsiz onarım talep etme
  • Yenisiyle değiştirme
  • Bedel indirimi isteme
  • Satışın feshi ve para iadesi

Garanti belgesi bulunmasa bile, ürün faturasının varlığı garanti kapsamına alınması için yeterlidir. Garanti süresi içinde meydana gelen arızalar, tüketiciye herhangi bir ek maliyet yüklenmeden giderilmek zorundadır.

Satıcılar, garanti kapsamındaki arızaları 20 iş günü içinde gidermekle yükümlüdür. Bu süre aşılırsa tüketici, ürünün yenisiyle değiştirilmesini veya parasının iadesini talep edebilir.

Kişisel Verilerin Korunması

KVKK (Kişisel Verilerin Korunması Kanunu) kapsamında tüketicilerin kişisel bilgileri özel koruma altındadır. E-ticaret sitelerinin tüketici verilerini işlemesi için açık rıza alması zorunludur.

Tüketiciler, kişisel verilerinin korunması konusunda şu haklara sahiptir:

  • Verilerinin hangi amaçla işlendiğini öğrenme
  • Verilerinin üçüncü kişilerle paylaşılıp paylaşılmadığını sorgulama
  • Hatalı verilerin düzeltilmesini isteme
  • Verilerinin silinmesini talep etme

Kişisel verilerin korunması konusunda yaşanan ihlallerde Kişisel Verileri Koruma Kurulu'na başvuru yapılabilmektedir. Kurul, ihlal tespit ettiği durumlarda ağır idari para cezaları uygulayabilmektedir.

E-ticaret sitelerinin aydınlatma metni yayınlaması ve tüketicileri kişisel verilerinin nasıl işleneceği konusunda bilgilendirmesi yasal zorunluluktur. Tüketiciler, bu metinleri dikkatlice okuyarak hangi verilerinin ne amaçla kullanılacağını öğrenebilirler.

Sonuç olarak, e-alışverişte tüketici hakları kapsamlı yasal düzenlemelerle korunmaktadır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği çerçevesinde tüketiciler güçlü koruma mekanizmalarına sahiptir. 14 günlük cayma hakkı, ön bilgilendirme alma zorunluluğu, garanti hakları ve kişisel verilerin korunması gibi temel haklar, dijital ticaretin güvenli bir şekilde gelişmesini sağlamaktadır. Yargıtay'ın son kararlarıyla internet alışveriş platformlarının da satıcılarla birlikte sorumlu tutulması, tüketici korumasını daha da güçlendirmiştir. Tüketicilerin bu haklarını bilmesi ve gerektiğinde etkin bir şekilde kullanması, e-ticaret ekosisteminin sağlıklı işleyişi için kritik önem taşımaktadır.

Yazar Görseli
Müellif

Av. Ali Haydar GÜLEÇ

Güleç Hukuk Bürosu'nda 9 yıldır yöneticilik ve avukatlık yapmaktadır.