Uzaktan Çalışanların İş Kazası Sigortası

Uzaktan Çalışanların İş Kazası Sigortası

Dijital dönüşümle birlikte yaygınlaşan uzaktan çalışma modeli, iş kazası sigortası açısından yeni hukuki sorunları beraberinde getirmektedir. Evden çalışan personelin iş kazası geçirmesi durumunda hangi kazaların sigorta kapsamında değerlendirileceği, işveren ve işçinin sorumlulukları ile SGK bildirimi süreçleri kritik önem taşımaktadır. Bu kapsamlı rehberde uzaktan çalışanların iş kazası sigortası hakları, yasal düzenlemeler ve uygulamadaki zorlukları detaylı olarak inceliyoruz.

Uzaktan Çalışmanın Yasal Çerçevesi ve Tanımı

Dijital dönüşümün hızlandırdığı çalışma hayatı değişimleri, özellikle COVID-19 pandemisi sonrasında uzaktan çalışma modelini yaygın bir istihdam biçimi haline getirmiştir. Bu yeni çalışma düzeninin hukuki altyapısının sağlam temellere oturtulması, hem işveren hem de işçi hakları açısından kritik önem taşımaktadır.

Uzaktan Çalışma Tanımı

4857 sayılı İş Kanunu'nun 14. maddesi uzaktan çalışmayı, "işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisi" şeklinde tanımlamaktadır. Bu tanım, uzaktan çalışmanın temel karakteristiklerini ortaya koymakta ve geleneksel işyeri kavramının sınırlarını genişletmektedir.

Uzaktan çalışma modelinde üç temel unsur ön plana çıkmaktadır:

  • İş görme ediminin farklı mekanlarda yerine getirilmesi: İşçi, işverenin belirlediği iş organizasyonu çerçevesinde evinde veya işyeri dışındaki başka bir yerde çalışabilir
  • Teknolojik iletişim araçlarının kullanımı: İş süreçlerinin yürütülmesinde dijital araçlar ve platformlar temel rol oynar
  • Yazılı sözleşme zorunluluğu: Uzaktan çalışma ilişkisinin mutlaka yazılı olarak kurulması gerekmektedir

Uzaktan Çalışma Yönetmeliği'nin 4. maddesi bu tanımı daha da detaylandırarak, uzaktan çalışmanın "işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisi" olduğunu vurgulamaktadır.

Yasal Düzenlemeler

Türkiye'de uzaktan çalışmanın hukuki çerçevesi, 10 Mart 2021 tarihli Uzaktan Çalışma Yönetmeliği ile kapsamlı bir şekilde düzenlenmiştir. Bu yönetmelik, İş Kanunu'nun 14. maddesinde yer alan genel çerçeveyi detaylandırarak uygulamaya yönelik somut kurallar getirmektedir.

İş Kanunu'nun 14/5 maddesi uyarınca uzaktan çalışma sözleşmesinde bulunması gereken temel unsurlar şunlardır:

  • İşin tanımı, yapılma şekli, süresi ve yeri
  • Ücret ve ödeme şartları
  • İşveren tarafından sağlanan ekipman ve korunması
  • İletişim kurma şekli ve çalışma şartları

Bu düzenleme, uzaktan çalışma ilişkisinin şeffaflık ve öngörülebilirlik ilkeleri çerçevesinde kurulmasını sağlamaktadır. Ayrıca, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 4/1-a maddesi gereğince hizmet akdi ile çalıştırılan uzaktan çalışanlar da sigortalı sayılmakta ve tüm sosyal güvenlik haklarından yararlanmaktadır.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 393. maddesi hizmet sözleşmesini, "işçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirsiz süreyle iş görmeyi ve işverenin ücret ödemeyi üstlendiği sözleşme" olarak tanımlamaktadır. Bu bağlamda uzaktan çalışmada da bağımlılık unsuru korunmakta, ancak bu bağımlılık fiziksel kontrolden ziyade organizasyonel bağımlılık şeklinde kendini göstermektedir.

Çalışma Kısıtlamaları

Uzaktan çalışma modeli her türlü iş için uygulanabilir değildir. Uzaktan Çalışma Yönetmeliği'nin 13. maddesi belirli iş türlerinde uzaktan çalışmayı yasaklamaktadır:

  • Tehlikeli kimyasal maddelerle çalışma: Bu maddelerin işlenmesi, kullanılması veya bu maddelerle temas gerektiren işler
  • Radyoaktif maddelerle çalışma: Radyoaktif maddelerin işlenmesi, taşınması veya bu maddelerle ilgili işlemler
  • Biyolojik etkenlere maruz kalma riski: İnsan sağlığına zararlı mikroorganizmalar, virüsler veya parazitlerle temas riski bulunan işler
  • Atık yönetimi: Yukarıda sayılan tehlikeli maddelerin atıklarıyla çalışma

Bu kısıtlamalar, iş sağlığı ve güvenliği açısından kritik önem taşımaktadır. Özellikle kontrollü ortam gerektiren işlerde uzaktan çalışmanın mümkün olmaması, hem işçi sağlığı hem de çevre güvenliği açısından zorunlu bir düzenlemedir.

Ayrıca, İş Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca işyeri kavramının genişletilmesi ile uzaktan çalışılan ev veya diğer mekanlar da işyerinin bölüm ve eklentisi olarak değerlendirilmektedir. Bu durum, iş kazası ve meslek hastalığı değerlendirmelerinde önemli hukuki sonuçlar doğurmaktadır.

Uzaktan çalışmanın yasal çerçevesi, geleneksel çalışma modellerinden farklı olarak esneklik ve güvenlik arasında denge kurma amacı taşımaktadır. Bu denge, hem işverenlerin operasyonel ihtiyaçlarını karşılamakta hem de işçilerin temel haklarını koruma altına almaktadır.

İş Kazası Tanımı ve Uzaktan Çalışmada Değerlendirme Kriterleri

Uzaktan çalışma modelinin yaygınlaşmasıyla birlikte, geleneksel işyeri kavramının dışında meydana gelen olayların iş kazası olarak değerlendirilmesi konusu hukuki açıdan kritik önem kazanmıştır. Bu bağlamda, mevcut yasal düzenlemelerin uzaktan çalışma ortamına nasıl uygulanacağının belirlenmesi hem işçiler hem de işverenler açısından büyük önem taşımaktadır.

İş Kazası Tanımı

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 13. maddesi, iş kazasını beş farklı durumda tanımlamıştır. Bu tanıma göre iş kazası, sigortalının aşağıdaki hallerde uğradığı ve onu bedenen ya da ruhen engelli hale getiren olaydır:

  • Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada meydana gelen kazalar
  • İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle uğranılan kazalar
  • Sigortalının görevli olarak işyeri dışına gönderilmesi sırasında yaşanan olaylar
  • Emziren kadın sigortalının süt verme zamanlarında meydana gelen kazalar
  • İşverence sağlanan taşıtla işin yapıldığı yere gidiş-geliş sırasında yaşanan kazalar

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun 3. maddesinde ise iş kazası, "işyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle getiren olay" şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanım, uzaktan çalışma ortamında meydana gelen kazaların değerlendirilmesinde temel referans noktası oluşturmaktadır.

Uzaktan çalışma bağlamında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 393. maddesi de önem taşımaktadır. Bu madde hizmet sözleşmesini, "işçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirsiz süreyle iş görmeyi ve işverenin ücret ödemeyi üstlendiği sözleşme" olarak tanımlamıştır. Bu bağımlılık ilişkisi, uzaktan çalışmada da devam etmekte ve iş kazası değerlendirmesinde kritik rol oynamaktadır.

İlliyet Bağı

Uzaktan çalışma modelinde iş kazası değerlendirmesinin en kritik unsuru, kaza ile işin yürütümü arasında uygun illiyet bağının mevcudiyetidir. Geleneksel işyeri ortamından farklı olarak, uzaktan çalışmada iş ve özel hayat arasındaki sınırların belirsizleşmesi, bu illiyet bağının tespitini zorlaştırmaktadır.

İlliyet bağının kurulabilmesi için aşağıdaki unsurların bir arada bulunması gerekmektedir:

  • Kazanın çalışma saatleri içerisinde meydana gelmesi
  • Kazanın işin yürütümü sırasında veya işle bağlantılı bir faaliyet esnasında gerçekleşmesi
  • Kaza ile işçinin yaptığı iş arasında doğrudan veya dolaylı bir bağlantının bulunması
  • Kazanın işçinin kişisel faaliyetlerinden kaynaklanmaması

Uzaktan çalışan işçinin sadece "kaza çalışma saatleri içinde oldu" beyanı yeterli olmayıp, "kaza, tam olarak şu işi yaptığım için oldu" şeklindeki iddiayı ispatlaması gerekmektedir. Bu durum, uzaktan çalışmada ispat külfetinin işçi aleyhine ağırlaştığını göstermektedir.

Değerlendirme Şartları

Uzaktan çalışmada bir olayın iş kazası olarak kabul edilebilmesi için belirli şartların bir arada bulunması gerekmektedir. Bu şartlar şunlardır:

Objektif Şartlar:

  • Sigortalının 5510 sayılı Kanun kapsamında olması
  • Kazaya uğraması ve bu olayın sigortalıyı bedenen veya ruhen engelli hale getirmesi
  • Olayın işyeri kavramı içerisinde değerlendirilebilecek bir mekânda gerçekleşmesi

Subjektif Şartlar:

  • Kaza ile sigortalının uğradığı zarar arasında nedensellik bağının bulunması
  • İşçinin işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında hareket etmesi
  • Kazanın işin doğal akışı içerisinde veya işle bağlantılı olarak meydana gelmesi

Uzaktan çalışma ortamında işyeri kavramının genişletilmiş yorumu yapılmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinde işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçların da işyerinden sayıldığı belirtilmiş olup, uzaktan çalışmada işlerin yürütüldüğü ev de işyerinin bölüm ve eklentisi olarak değerlendirilmektedir.

Değerlendirmede Dikkat Edilecek Hususlar:

  • İşçinin mesai saatleri dışında evde bulunması sırasında yaşadığı kazalar genellikle iş kazası kapsamında değerlendirilmez
  • İşçinin kişisel ihtiyaçlarını karşılarken (yemek yeme, dinlenme vb.) yaşadığı kazalar iş kazası sayılmaz
  • İşle ilgili ekipman kullanımı sırasında meydana gelen kazalar iş kazası olarak değerlendirilebilir
  • İş stresinden kaynaklanan sağlık sorunları da belirli şartlar altında iş kazası kapsamına girebilir

Uzaktan çalışmada iş kazası değerlendirmesi, her somut olayın kendi özelliklerine göre yapılması gereken karmaşık bir süreçtir. Bu süreçte, işçinin ispat yükü artmış, işverenin denetim imkânları ise sınırlanmıştır. Bu durum, uzaktan çalışma sözleşmelerinde iş sağlığı ve güvenliği protokollerinin detaylı olarak düzenlenmesini ve tarafların yükümlülüklerinin açık şekilde belirlenmesini gerekli kılmaktadır.

İşverenin Yükümlülükleri ve Sorumlulukları

Uzaktan çalışma modelinde işverenlerin iş sağlığı ve güvenliği konusundaki yükümlülükleri, klasik çalışma ortamından farklı dinamikler içermektedir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 14. maddesi ve Uzaktan Çalışma Yönetmeliği'nin 12. maddesi çerçevesinde işverenler, uzaktan çalışan personelin güvenliğini sağlamak için kapsamlı önlemler almakla yükümlüdür.

İş Sağlığı ve Güvenliği Yükümlülükleri

İşverenin uzaktan çalışma ortamındaki temel yükümlülükleri, risk değerlendirmesi yapma veya yaptırma, çalışanları proaktif olarak bilgilendirme, güvenli çalışma ortamının nasıl tesis edileceği konusunda rehberlik etme ve sağladığı ekipmanla ilgili gerekli güvenlik tedbirlerini alma şeklinde sıralanabilir.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun 15. maddesi kapsamında işverenin sağlık gözetimi yükümlülüğü uzaktan çalışma ilişkisinde de devam etmektedir. Bu yükümlülük çalışanların sağlığının korunması, tıbbi muayene ve tetkikler, risk bilgilendirmesi, hijyen şartları incelemesi ve sağlık kayıtlarının gizliliğini kapsamaktadır.

Uzaktan çalışmada işverenin alabileceği önlemler sınırlı olsa da, Ekranlı Araçlarla Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik'in 5. maddesi kapsamında ekranlı araçların kullanımından kaynaklanan görme, fiziksel sorunlar ve mental stres risklerini değerlendirerek gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.

İşverenin yükümlülüğü sadece fiziksel risklerle sınırlı değildir. Özellikle dönüşümlü tele çalışmada işçilerin yalnızlaşması ve psikolojik risklere maruz kalması nedeniyle psiko-sosyal risklere karşı önlem alma yükümlülüğü de bulunmaktadır.

Eğitim ve Bilgilendirme

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun 16. maddesi kapsamında işverenin bilgilendirme yükümlülüğü kritik önem taşımaktadır. Bu yükümlülüğe aykırı davranılması durumunda meydana gelen iş kazası veya meslek hastalığında işverenin kusuru belirlenmesinde dikkate alınmaktadır.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun 17. maddesi kapsamında düzenlenen eğitim verme yükümlülüğü, uzaktan çalışma ortamında da geçerliliğini korumaktadır. Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'in 12/7. maddesine göre bu eğitimler uzaktan da verilebilmektedir.

İşveren çalışanlara şu konularda eğitim ve bilgilendirme yapmakla yükümlüdür:

  • Uygun makine, ekipman, araç ve gereç sağlama
  • Gerekli sağlık raporu ve mesleki eğitim belgesi kontrolü yapma
  • İş kazası ve meslek hastalıklarını zamanında bildirme
  • Ergonomik çalışma koşullarının sağlanması
  • Teknolojik ekipmanların güvenli kullanımı

Yargıtay'ın konuya ilişkin yaklaşımı dikkat çekicidir:

Yargıtay tarafından verilen dikkat çekici bir kararda işveren tarafından yalnızca sağlık raporunun alınmamış olması ve çalışanların yıllık sağlık kontrollerinin yerine getirilmemiş olması halinin işverenin kusur oranının %60 olarak belirlenmesinde yeterli görülmemiştir. (Yargıtay. 21. HD. 23.12.2009, E: 2008/16956, K: 2009/21076.)

Bu karar, işverenin yükümlülüklerini yerine getirmemesinin tek başına yüksek kusur oranı belirlenmesi için yeterli olmadığını, somut olayın tüm koşullarının değerlendirilmesi gerektiğini göstermektedir.

Denetim ve Kontrol Sorunları

Uzaktan çalışmada işverenin en büyük zorluklarından biri denetim yetkisinin sınırlı olmasıdır. Konut dokunulmazlığı ve özel hayatın gizliliği hakları nedeniyle işverenin denetim imkanları kısıtlıdır. Denetim taleplerinin orantılılık ilkesine uygun olması ve gerekli yer ve süre ile sınırlı kalması gerekmektedir.

Teknolojik araçların denetiminde işçilerin önceden bilgilendirilmesi şarttır. İşveren şu konularda denetim zorluklarıyla karşılaşmaktadır:

  • Çalışma ortamının fiziksel koşullarının kontrolü
  • Ergonomik düzenlemelerin uygulanıp uygulanmadığının tespiti
  • Güvenlik önlemlerinin alınıp alınmadığının kontrolü
  • Çalışma saatlerinin ve molalarının takibi

Bu sınırlılıklar, iş kazası durumunda tazminat sorumluluğunu da etkilemektedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 52. maddesi gereği işçinin ortak kusuru işverenin sorumluluğunu azaltabilir veya ortadan kaldırabilir.

Kişisel Koruyucu Donanımların İşyerlerinde Kullanılması Hakkında Yönetmelik'in 8. maddesine göre çalışanlar da 6331 sayılı Kanuna uygun olarak aldıkları eğitim ve işveren talimatları doğrultusunda kişisel koruyucu donanımları doğru kullanmakla yükümlüdür.

Pandemi sürecinde yapılan araştırmalar, uzaktan çalışanların önemli sağlık risklerle karşılaştığını göstermektedir. Başkent Üniversitesi'nin 87 katılımcılı araştırmasında çalışanların %86,2'sinin çalışma masası kullandığı, %65,5'inin günlük 3-8 saat masa başında geçirdiği tespit edilmiştir

Yazar Görseli
Müellif

Av. Ali Haydar GÜLEÇ

Güleç Hukuk Bürosu'nda 9 yıldır yöneticilik ve avukatlık yapmaktadır.