
Kripto Paralar Edinilmiş Mal mıdır?
Dijital çağın getirdiği yeniliklerle birlikte kripto paralar, Türk hukuk sisteminde önemli bir yer edinmeye başlamıştır. Özellikle boşanma ve miras davalarında karşılaşılan bu dijital varlıkların hukuki statüsü, mal rejimi kapsamındaki yeri ve değerleme süreçleri hakkında bilmeniz gereken tüm detayları bu kapsamlı rehberde bulabilirsiniz.
Kripto Paraların Hukuki Statüsü ve Düzenleyici Çerçeve
Kripto varlıklar, Türk hukuk sisteminde henüz tam anlamıyla yerini bulamamış olmakla birlikte, düzenleyici otoriteler tarafından çeşitli düzenlemelere tabi tutulmuştur. Bu dijital varlıkların hukuki niteliği, kullanım alanları ve denetim mekanizmaları açısından mevcut yasal çerçevenin incelenmesi, özellikle boşanma ve miras davalarındaki uygulamalar için kritik önem taşımaktadır.
TCMB Düzenlemeleri
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, kripto varlıkların ödeme sistemlerindeki kullanımına yönelik kapsamlı düzenlemeler getirmiştir. 16 Nisan 2021 tarihli ve 31456 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik" bu alandaki en temel düzenleme olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu Yönetmelik, 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun yetkilerine dayanılarak hazırlanmıştır. Düzenleme ile kripto varlıklar şu şekilde tanımlanmıştır:
"Dağıtık defter teknolojisi veya benzer teknoloji kullanılarak oluşturulan, dijital ağlar üzerinden dağıtılan, itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olmayan gayrimaddi varlıklar"
Yönetmeliğin 3. maddesi, kripto varlıkların ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılamayacağını ve bu yönde hizmet sunulamayacağını açık bir şekilde hükme bağlamıştır. Bu yasak, mal ve hizmet alımlarında kripto varlıkların ödeme aracı olarak kabulünü, kripto varlık transfer hizmetlerinin sunulmasını ve ödeme hizmet sağlayıcılarının kripto varlık işlemlerine aracılık etmesini kapsamaktadır.
Hukuki Nitelendirme Sorunu
Kripto varlıkların Türk hukuk sistemindeki konumu, mevcut hukuki kategoriler açısından belirsizlikler içermektedir. Bu belirsizlik, özellikle mal rejimi ve miras hukuku uygulamalarında önemli sonuçlar doğurmaktadır.
Para olarak nitelendirme açısından değerlendirildiğinde, kripto varlıkların para sayılamayacağı açıktır. Para, yetkili makamlar tarafından basılan ve tedavülden kaldırılan varlık olarak tanımlanmakta olup, kripto varlıklar bu kriterleri karşılamamaktadır. Ayrıca 6493 sayılı Kanun'un 18. maddesi uyarınca elektronik paralar ancak Merkez Bankası tarafından yetkilendirilen kişilerce ihraç edilebileceğinden, kripto varlıklar elektronik para olarak da nitelendirilemez.
Eşya olarak değerlendirme konusunda ise, eşyanın cismani varlığa sahip olması gereken bir kavram olması nedeniyle kripto varlıkların bu kategoriye dahil edilmesi mümkün görünmemektedir. Benzer şekilde menkul kıymet olarak kabul edilmeleri de 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 3. maddesi çerçevesinde mümkün değildir.
Bu hukuki belirsizlik, mahkemelerin kripto varlıkları malvarlığı değeri olarak kabul etme eğiliminde olmalarına yol açmıştır. Özellikle boşanma davalarında edinilmiş mal kapsamında değerlendirilmeleri bu yaklaşımın pratik sonucudur.
MASAK Yükümlülükleri
1 Mayıs 2021 tarihinde yürürlüğe giren düzenlemeyle kripto varlık hizmet sağlayıcıları Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) yükümlüsü haline gelmiştir. Bu düzenleme, kripto varlık sektörünün denetim altına alınması açısından önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.
MASAK yükümlülükleri kapsamında kripto varlık borsaları ve hizmet sağlayıcıları şu yükümlülükler altına girmiştir:
- Kimlik tespiti ve müşteri tanıma prosedürlerinin uygulanması
- Şüpheli işlem bildirimi yapılması
- İşlem kayıtlarının saklanması ve gerektiğinde yetkili makamlara sunulması
- Risk değerlendirmesi yapılması ve uygun önlemlerin alınması
Bu yükümlülükler, kripto varlık işlemlerinin izlenebilirliğini artırmakta ve özellikle boşanma davalarında eşin kripto varlık sahipliğinin tespiti açısından önemli delil kaynakları oluşturmaktadır. Borsalardan talep edilen hesap dökümleri ve işlem kayıtları, mahkemelerin kripto varlıkları edinilmiş mal kapsamında değerlendirmesinde kritik rol oynamaktadır.
Düzenleyici çerçevenin bu şekilde oluşturulması, kripto varlıkların tamamen yasaklanmadığını, ancak kontrollü bir ortamda faaliyet göstermesinin hedeflendiğini göstermektedir. Bu durum, hukuki belirsizliklere rağmen kripto varlıkların Türk hukuk sisteminde fiili bir kabul gördüğünün işareti olarak değerlendirilebilir.
Boşanma Davalarında Kripto Paraların Edinilmiş Mal Statüsü
Dijital varlıkların yaygınlaşmasıyla birlikte kripto paralar, boşanma davalarında giderek daha fazla karşılaşılan bir konu haline gelmiştir. Türk hukuk sisteminde bu dijital varlıkların mal rejimi kapsamındaki yeri ve paylaşım esasları, geleneksel malvarlığı unsurlarından farklı yaklaşımlar gerektirmektedir.
Mal Rejimi Kapsamında Değerlendirme
TMK m.219 uyarınca edinilmiş mallara katılma rejiminde, evlilik birliği süresince her iki eşin de elde ettiği tüm varlıklar edinilmiş mal statüsünde kabul edilmektedir. Bu genel ilke kripto paralar için de geçerlidir ve mahkemeler bu dijital varlıkları malvarlığı unsuru olarak değerlendirmektedir.
Kripto paraların edinilmiş mal kapsamına girip girmeyeceğinin belirlenmesinde edinim zamanı kritik önem taşımaktadır. Evlilik öncesi satın alınan kripto varlıklar kişisel mal sayılırken, evlilik birliği içinde ortak gelirlerle edinilen kripto paralar paylaşım konusu olmaktadır. Ancak evlilik öncesi edinilen kripto paraların evlilik süresince değer artışı göstermesi durumunda, bu artışın hangi kısmının paylaşıma tabi olacağı ayrı bir değerlendirme konusudur.
İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 02.07.2020 tarihli 2019/915 E. ve 2020/278 K. sayılı kararında önemli bir tespit yapılmıştır:
Kripto para satın almak üzere davalı şirket hesabına para gönderilmesi işleminin TKHK 3/f. (k) ve (l) bentleri kapsamında "tüketici işlemi" olarak kabul edilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Bu karar, kripto para alım satımının hukuki niteliğinin belirlenmesinde önemli bir referans oluşturmakta ve bu işlemlerin TKHK 3/f. (k) ve (l) bentleri kapsamında değerlendirildiğini göstermektedir.
Tespit Yöntemleri
Kripto paraların boşanma davalarında paylaşılabilmesi için öncelikle varlığının ispatlanması gerekmektedir. Geleneksel malvarlığı unsurlarından farklı olarak, kripto varlıkların tespiti özel yöntemler gerektirmektedir.
Banka hesap hareketleri incelemesi en yaygın tespit yöntemidir. Kripto para alımları genellikle banka havalesi veya kredi kartı ödemeleri yoluyla gerçekleştirildiğinden, eşin banka hesap dökümleri incelenerek kripto para borsalarına yapılan transferler tespit edilebilmektedir. Bu yöntem özellikle Binance, Paribu, BTCTurk gibi yerli ve yabancı borsalara yapılan ödemelerin belirlenmesinde etkilidir.
Kripto borsa hesapları analizi bir diğer önemli tespit yöntemidir. Mahkemeler, kripto para borsalarından hesap dökümleri talep ederek eşin dijital varlık portföyünü detaylı şekilde inceleyebilmektedir. Bu süreçte borsa kayıtları, işlem geçmişi ve mevcut bakiyeler değerlendirilmektedir.
Blokzincir kayıtları incelemesi en teknik ancak en güvenilir tespit yöntemidir. Blokzincir teknolojisinin şeffaf yapısı sayesinde tüm transferler kalıcı olarak kayıt altında tutulmaktadır. Teknik uzmanlar bu kayıtları analiz ederek dijital cüzdanları ve transfer işlemlerini tespit edebilmektedir.
E-posta kayıtları, telefon mesajları ve dijital cihazlardaki uygulamalar da delil olarak kullanılabilmektedir. Kripto para borsalarından gelen bildirim e-postaları, mobil uygulamalar ve tarayıcı geçmişi gibi dijital izler, varlığın ispatında destekleyici rol oynamaktadır.
Değerleme Süreci
Kripto paraların değerlemesi, geleneksel malvarlığı unsurlarından farklı zorluklar içermektedir. Piyasa değerinin sürekli değişkenlik göstermesi bu sürecin en önemli zorluğudur.
Mahkemeler edinilmiş mal rejiminde karara en yakın tarihteki değeri esas alma eğilimindedir. Ancak kripto paraların volatil yapısı nedeniyle bu yaklaşım tartışmalı sonuçlar doğurabilmektedir. Bu durumda tarafların talepleri ve somut olayın özelliklerine göre değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Bilirkişi incelemesi değerleme sürecinin ayrılmaz parçasıdır. Kripto varlıkların teknik yapısı ve piyasa dinamikleri nedeniyle uzman görüşü alınması zorunlu hale gelmektedir. Bilirkişiler, farklı borsalardaki fiyat ortalamaları, işlem hacmi ve piyasa derinliği gibi faktörleri değerlendirerek objektif bir değer tespiti yapmaktadır.
Kripto varlıkların birden fazla borsada ve cüzdanda saklanması değerleme sürecini karmaşık hale getirmektedir. Her platformdaki bakiyenin ayrı ayrı tespit edilmesi ve toplam portföy değerinin hesaplanması gerekmektedir. Bu süreçte mahkemeler uzman raporlarıyla sorunu çözmeye çalışmaktadır.
TMK m.229 kapsamında mal kaçırma durumunda eklenecek değer talebi yapılabilmektedir. Eşin kripto varlıklarını gizlemesi veya başka cüzdanlara transfer etmesi halinde, bu varlıkların mal rejimi tasfiyesinde dikkate alınması için eklenecek değer davası açılabilmektedir. Bu durumda kripto varlıkların varlığının ve değerinin ispatı daha da kritik hale gelmektedir.
Miras Hukukunda Kripto Paralar ve NFT'ler
Dijital varlıkların yaygınlaşmasıyla birlikte miras hukuku alanında yeni sorular ortaya çıkmaktadır. Kripto paralar ve NFT'ler gibi dijital varlıkların miras yoluyla intikali, Türk hukuk sisteminde önemli bir gündem maddesi haline gelmiştir. Bu dijital varlıkların terekeye dahil edilmesi, mirasçılar tarafından devralınması ve yönetilmesi konularında hem hukuki hem de teknik zorluklar bulunmaktadır.
Terekeye Dahil Edilme
TMK madde 599 uyarınca miras bırakanın ölümüyle birlikte tüm malvarlığı mirasçılara geçmektedir. Bu genel ilke kripto paralar ve NFT'ler için de geçerlidir. Ekonomik değere sahip olan bu dijital varlıklar, malvarlığı unsuru olarak terekeye dahil edilmektedir.
Kripto varlıkların terekeye dahil edilmesi sürecinde karşılaşılan temel sorunlar şunlardır:
- Varlığın tespiti: Kripto paraların ve NFT'lerin varlığının belirlenmesi
- Değerinin hesaplanması: Piyasa değerindeki dalgalanmalar nedeniyle değerleme zorluğu
- Hukuki statünün netleştirilmesi: Dijital varlıkların hukuki niteliğindeki belirsizlikler
Antalya Bölge Adliyesi 6. Hukuk Dairesi'nin 13.11.2020 tarihli K.2020/1149, E.2020/905 sayılı kararı bu konuda önemli bir içtihat oluşturmuştur:
Antalya Bölge Adliyesi 6. Hukuk Dairesi tarafından 13.11.2020 tarihinde K.2020/1149, E.2020/905 numaralı kararında verilmiştir. Mirasçı ölen eşinin Apple marka telefonundaki verilere erişmek için sulh hukuk mahkemesinde terekenin tespiti davası açmıştır ve dava reddedilmiştir. Davacı istinaf yoluna gitmiştir. İstinaf mahkemesi dijital mirası "soyut malvarlığı değerlerinin mirasçılara intikal etmesi, mirasa konusu olması" şeklinde tanımlamıştır. İstinaf bu konuda kanun boşluğu olduğunu belirterek TMK m. 599 gereğince telefondaki dijital varlıkların mirasçıya intikal etmesi gerektiği yönünde karar vermiştir.
Bu karar, dijital varlıkların "soyut malvarlığı değerleri" olarak nitelendirilmesi ve TMK madde 599 kapsamında mirasçılara intikal etmesi gerektiği yönünde önemli bir hukuki dayanak oluşturmaktadır.
Gelir İdaresi Başkanlığı'nın özelgesi de Bitcoin'in mirasçılara intikalinin mümkün olduğunu belirtmekte ve bu varlıkların vergisel açıdan da miras kapsamında değerlendirildiğini göstermektedir.
Teknik Erişim Sorunu
Kripto varlıkların miras yoluyla devrinde en kritik sorun teknik erişim meselesidir. Blokzincir teknolojisinin yapısı gereği, bu varlıklara erişim için özel anahtar (private key) bilgisine sahip olmak zorunludur.
Teknik erişim konusunda karşılaşılan başlıca sorunlar:
- Özel anahtarın kaybolması: Miras bırakan kişinin özel anahtarını paylaşmamış olması durumunda varlıklara erişim imkansız hale gelmektedir
- Çoklu imza sistemleri: Bazı cüzdanlar çoklu imza gerektirdiğinden, tüm anahtarlara erişim sağlanması gerekmektedir
- Donanım cüzdanları: Fiziksel cihazlarda saklanan kripto varlıklara erişim için hem cihaza hem de PIN koduna ihtiyaç duyulmaktadır
- Borsa hesapları: Merkezi borsalarda tutulan varlıklar için kullanıcı adı, şifre ve iki faktörlü doğrulama bilgileri gereklidir
Bu teknik zorluklar nedeniyle, milyarlarca dolarlık kripto varlığın erişilemez durumda olduğu tahmin edilmektedir. Blokzincir yapısının geri döndürülemez özelliği, kayıp anahtarların kurtarılmasını teknik olarak imkansız kılmaktadır.
Dijital Miras Planlaması
Kripto varlıkların güvenli bir şekilde mirasçılara aktarılabilmesi için dijital miras planlaması büyük önem taşımaktadır. Bu planlama süreci hem hukuki hem de teknik önlemler içermelidir.
Dijital miras planlamasının temel unsurları:
- Varlık envanteri: Sahip olunan tüm kripto varlıkların, NFT'lerin ve dijital cüzdanların detaylı listesinin çıkarılması
- Erişim bilgilerinin güvenli saklanması: Özel anahtarlar, şifreler ve kurtarma kodlarının güvenli yöntemlerle muhafaza edilmesi
- Vasiyetname düzenlemesi: Dijital varlıkların açıkça belirtildiği hukuki geçerli vasiyetname hazırlanması
- Güvenilir kişi atanması: Teknik bilgiye sahip güvenilir bir kişinin dijital varlık yöneticisi olarak belirlenmesi
Önerilen güvenlik önlemleri:
- Özel anahtarların çoklu yedekleme yöntemiyle saklanması
- Shamir's Secret Sharing gibi kriptografik yöntemlerle anahtarların parçalara bölünmesi
- Noterde muhafaza edilen kapalı zarflarda erişim bilgilerinin saklanması
- Dijital miras yönetim hizmetlerinden faydalanılması
NFT'ler için özel dikkat edilmesi gereken hususlar:
- NFT'lerin hangi blokzincir ağında bulunduğunun belirtilmesi
- Sanat eserlerinin telif hakları durumunun açıklanması
- Platform bağımlı NFT'ler için ilgili platformların erişim bilgilerinin paylaşılması
- Koleksiyon değeri taşıyan NFT'lerin özel değerlendirme gerektirmesi
Dijital miras planlaması yapılırken, mevzuattaki değişikliklerin takip edilmesi ve planların düzenli olarak güncellenmesi gerekmektedir. Kripto varlık alanındaki hızlı teknolojik gelişmeler ve düzenleyici değişiklikler, miras planlarının sürekli revize edilmesini zorunlu kılmaktadır.
İcra ve Haciz Hukuku Açısından Kripto Varlıklar
Kripto varlıkların icra ve haciz hukuku açısından değerlendirilmesi, bu dijital varlıkların malvarlığı değeri taşıması nedeniyle büyük önem arz etmektedir. Türk hukuk sisteminde kripto paraların haczi mümkün olmakla birlikte, bu süreç geleneksel varlıklara göre farklı zorluklar içermektedir.
Haciz Uygulaması
İcra ve İflas Kanunu'nun 85. maddesi uyarınca, borçlunun mal, hak ve alacaklarından borcu karşılayacak kadarının haczedileceği düzenlenmiştir. Bu genel hüküm kripto varlıklar için de geçerlidir. Kripto paralar, ekonomik değere sahip malvarlığı unsurları olarak kabul edildiğinden, haczedilemeyecek malvarlıkları arasında sayılmamaktadır.
Kripto varlıkların haczi uygulamada genellikle şu yöntemlerle gerçekleştirilmektedir:
- Kripto borsa hesaplarına haciz: Borçlunun Binance, Paribu, BTCTurk gibi merkezi borsalardaki hesaplarına haciz konulması
- Banka hesaplarındaki kripto alım satım kayıtlarının tespiti: Banka hareketlerinden kripto para alımlarının belirlenmesi
- Dijital cüzdan adreslerinin tespit edilmesi: Blokzincir analizi yoluyla borçluya ait cüzdan adreslerinin bulunması
Haciz işleminin etkinliği büyük ölçüde kripto varlıkların merkezi platformlarda tutulup tutulmadığına bağlıdır. Merkezi borsalarda tutulan kripto paralar, geleneksel banka hesapları gibi haciz altına alınabilirken, kişisel cüzdanlarda tutulan varlıkların haczi teknik olarak çok daha zordur.
Mal Beyanı Yükümlülüğü
İcra ve İflas Kanunu'nun 74. maddesi uyarınca borçlu, malvarlığı hakkında doğru ve eksiksiz beyanda bulunmakla yükümlüdür. Bu yükümlülük kripto varlıklar için de geçerlidir. Borçlunun sahip olduğu kripto paraları, NFT'leri ve diğer dijital varlıkları mal beyanında belirtmesi gerekmektedir.
Mal beyanında bulunmayan borçlu hakkında İİK'nın 76. maddesi gereğince tazyik hapsi uygulanabilir. Yanlış beyanda bulunan borçlu ise 338. madde kapsamında cezai yaptırımlarla karşılaşabilir. Bu durum kripto varlık sahipleri için özel bir risk oluşturmaktadır çünkü:
- Kripto varlıkların değeri sürekli değişmektedir
- Birden fazla borsada ve cüzdanda varlık bulunabilir
- Unutulan veya erişilemeyen cüzdanlar olabilir
- Teknik bilgi eksikliği nedeniyle eksik beyan yapılabilir
Tespit Zorlukları
Kripto varlıkların tespiti, geleneksel malvarlığı unsurlarına göre çok daha karmaşık bir süreçtir. Bu zorlukların başlıcaları şunlardır:
Teknik Karmaşıklık: Blokzincir teknolojisinin karmaşık yapısı, kripto varlıkların tespiti için özel teknik bilgi gerektirmektedir. İcra müdürlükleri ve mahkemeler bu konuda bilirkişi desteği almak zorunda kalmaktadır.
Anonimlik ve Gizlilik: Kripto paraların pseudo-anonim yapısı, varlık sahiplerinin tespitini zorlaştırmaktadır. Özellikle privacy coin olarak adlandırılan gizlilik odaklı kripto paralar, tespit sürecini neredeyse imkansız hale getirebilmektedir.
Merkeziyetsiz Yapı: Kişisel cüzdanlarda tutulan kripto varlıklar, merkezi bir otoriteye bağlı olmadığından, geleneksel haciz yöntemleriyle ele geçirilememektedir. Bu durumda borçlunun gönüllü işbirliği kritik önem taşımaktadır.
Uluslararası Boyut: Kripto varlıklar sınır tanımayan bir yapıya sahiptir. Borçlunun yurt dışındaki borsalarda hesabı bulunması durumunda, uluslararası hukuki yardımlaşma süreçleri gerekebilmektedir.
Değer Oynaklığı: Kripto varlıkların değerinin sürekli değişmesi, haciz anından icra anına kadar geçen sürede önemli değer kayıpları yaşanmasına neden olabilmektedir.
İcra müdürlükleri bu zorlukları aşmak için giderek daha fazla teknoloji uzmanları ve blokzincir analiz şirketleri ile işbirliği yapmaktadır. Ayrıca, kripto borsa şirketlerinin MASAK yükümlülüğü altına girmesi, bu platformlardaki hesapların tespitini kolaylaştırmıştır.
Sonuç olarak, kripto varlıklar Türk hukuk sisteminde boşanma, miras ve icra hukuku açısından giderek daha önemli bir yer edinmektedir. Bu dijital varlıkların edinilmiş mal statüsünde değerlendirilmesi, terekeye dahil edilmesi ve haciz konusu yapılabilmesi hukuki olarak mümkün olmakla birlikte, teknik zorluklar ve düzenleyici belirsizlikler sürmektedir.
Kripto varlık sahiplerinin hukuki haklarını koruyabilmeleri için uzman hukuki destek almaları, dijital varlıklarını düzenli olarak belgelendirmeleri ve mevzuattaki gelişmeleri yakından takip etmeleri büyük önem taşımaktadır. Mahkemeler ve icra müdürlükleri de bu yeni teknolojiye uyum sağlamak için bilirkişi raporları ve teknik uzman desteği ile çalışmalarını sürdürmektedir.