Bilişim Suçları Nelerdir?

Bilişim Suçları Nelerdir?

Günümüzde teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte bilişim suçları da artmaktadır. Bu yazımızda bilişim suçlarının neler olduğunu, TCK'daki düzenlemeleri, bu suçların nasıl tespit edildiğini ve Yargıtay'ın konuya ilişkin önemli kararlarını inceleyeceğiz. Bilişim sistemine girmeden başlayarak, veri değiştirme, sistemleri engelleme ve bilişim yoluyla dolandırıcılık gibi çeşitli suç türlerini ele alacağız.

Bilişim Suçları ve Türk Ceza Kanunu'ndaki Düzenlemeler

Teknolojinin hızla gelişmesi ve dijital dünyanın hayatımızın her alanına nüfuz etmesiyle birlikte, bilişim sistemleri üzerinden işlenen suçlar da artış göstermiştir. Bilişim suçları, bilgisayar, tablet, cep telefonu gibi çağdaş iletişim araçları veya pos makinası gibi alışveriş araçları kullanılarak elektronik ortamda işlenen suçları ifade etmektedir. Bu suçlar, genellikle "siber suçlar" olarak da adlandırılmaktadır.

Türk Ceza Kanunu'nda bilişim suçları, doğrudan bilişim suçları ve dolaylı bilişim suçları olmak üzere iki ana kategoride ele alınmaktadır. Doğrudan bilişim suçları, TCK'nın 243-245. maddelerinde düzenlenmiş olup, bilişim sistemlerinin ve verilerinin korunmasına yönelik hükümler içermektedir. Dolaylı bilişim suçları ise, bilişim sistemlerinin araç olarak kullanıldığı diğer suçları kapsamaktadır.

Doğrudan Bilişim Suçları

Türk Ceza Kanunu'nda doğrudan bilişim suçları, TCK m.243-245 arasında düzenlenmiştir. Bu maddeler, bilişim sistemlerine yönelik saldırıları ve bu sistemlerin kötüye kullanılmasını cezalandırmaktadır.

TCK m.243, bilişim sistemine girme suçunu düzenlemektedir. Bu maddeye göre, bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren ve orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir. Bu suçun oluşabilmesi için, bilişim sistemine girişin hukuka aykırı olması ve failin sistemde kalmaya devam etmesi gerekmektedir. Eğer bu fiil nedeniyle sistemin içerdiği veriler yok olur veya değişirse, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

"Bilişim sistemine girmek", sistemdeki verilere fiziken veya uzaktan erişmek anlamına gelmektedir. Giriş yöntemleri arasında güvenlik açıklarından faydalanma, virüsler, truva atı veya solucanlar kullanma gibi yöntemler bulunabilir. Ancak, sadece e-posta göndermek "girme" kapsamında değerlendirilmemektedir.

TCK m.244, bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçunu düzenlemektedir. Bu maddenin ilk iki fıkrası, klasik mala zarar verme suçunun bilişim sistemleri özelinde düzenlenmiş özel şeklidir. Maddenin 3. fıkrası ise, bu suçun nitelikli halini düzenlemektedir. 4. fıkrada ise, bilişim sisteminin işleyişini engelleyerek, bozarak veya verileri değiştirerek haksız çıkar sağlama suçu (bileşik suç) düzenlenmiştir.

TCK m.245, banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçunu düzenlemektedir. Bu maddeye göre, başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

TCK m.245/a ise, yasak cihaz veya programlar suçunu düzenlemektedir. Bu madde, bilişim suçlarının işlenmesi amacıyla üretilen, uyarlanan, tedarik edilen, satılan, ithal edilen, dağıtılan, sevk veya nakledilen veya bulundurulan cihaz, program, şifre veya diğer güvenlik verilerini cezalandırmaktadır.

Dolaylı Bilişim Suçları

Dolaylı bilişim suçları, bilişim sistemlerinin araç olarak kullanıldığı diğer suçları kapsamaktadır. Bu suçlar, TCK'nın farklı maddelerinde düzenlenmiş olup, bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenen suçların nitelikli hallerini oluşturmaktadır.

Dolaylı bilişim suçları arasında en yaygın olanları şunlardır:

  • Bilgisayar ile Dolandırıcılık: TCK m.158/1-f'de düzenlenen, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenen nitelikli dolandırıcılık suçu.
  • E-posta Adresinin Çalınması: Başkasına ait e-posta adresinin ele geçirilmesi ve bu adres üzerinden işlenen suçlar.
  • Kişisel Bilgileri Çalmak: Bilişim sistemleri aracılığıyla kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi ve kullanılması.
  • Sahte Evrak Düzenleme: Bilişim sistemleri kullanılarak sahte belge düzenlenmesi veya var olan belgelerin değiştirilmesi.
  • Yetkisiz Dinleme: Bilişim sistemleri aracılığıyla kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden dinleme faaliyetleri.
  • Siber Savaşlar: Devletler veya gruplar arasında bilişim sistemleri üzerinden yürütülen saldırı ve savunma faaliyetleri.
  • Bilgisayar Sabotajları: Bilişim sistemlerine yönelik, sistemin işleyişini engellemeye veya bozmaya yönelik saldırılar.

Bilişim suçlarının tespiti ve ispatı için çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Bunlar arasında e-posta/GSM numarası tespiti, sosyal medya paylaşım bilgilerinin tespiti, HTS kayıtları ve IP adres analizi gibi yöntemler bulunmaktadır. Bilişim suçları, zamanında soruşturulduğunda ispatlanması nispeten kolay olan suçlardır.

Bilişim suçlarına ilişkin şikayet başvuruları, yazılı dilekçe, sözlü başvuru veya online başvuru yoluyla yapılabilmektedir. Başvurular, Cumhuriyet Savcılıklarına, kolluk kuvvetlerine, valiliklere veya konsolosluklara yapılabilir. Şikayet süresi, suçun işlendiği ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 6 aydır. Bilişim suçlarında zamanaşımı süreleri, en basit bilişim suçları için 8 yıl, 5-20 yıl arası hapis gerektiren suçlar için ise 15 yıldır.

Bilişim Sistemine Girme Suçu ve Yargıtay Kararları

Bilişim sistemine girme suçu, Türk Ceza Kanunu'nun 243. maddesinde düzenlenmiş olup, dijital dünyada en sık karşılaşılan bilişim suçlarından biridir. Bu suç, bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına hukuka aykırı olarak girilmesi ve orada kalmaya devam edilmesi durumunda oluşmaktadır. Suçun oluşması için failin sisteme girişinin "hukuka aykırı" olması gerekmektedir. Yani kişinin sisteme girmeye yetkisi yoksa veya yetkisi dışında bir erişim gerçekleştiriyorsa, bu suç oluşabilmektedir.

Bilişim Sistemine Girme Suçunun Unsurları

Bilişim sistemine girme suçunun oluşabilmesi için öncelikle ortada bir "bilişim sistemi" bulunmalıdır. Bilişim sistemi, verileri toplayıp depolayan, işleyen, ileten ve bu verilere erişim sağlayan her türlü teknolojik araç ve yazılımları kapsamaktadır. Bilgisayarlar, tabletler, akıllı telefonlar, sunucular ve hatta günümüzde akıllı ev sistemleri bile bilişim sistemi kapsamında değerlendirilebilir.

Suçun maddi unsuru, bu sistemlere hukuka aykırı olarak girmek ve sistemde kalmaya devam etmektir. Burada "girmek" ifadesi, sistemdeki verilere fiziken veya uzaktan erişim sağlamak anlamına gelmektedir. Giriş yöntemleri çeşitli olabilir: güvenlik açıklarından faydalanma, virüsler, truva atı, solucanlar kullanma gibi.

Manevi unsur açısından ise, bu suç kasten işlenebilen bir suçtur. Failin, bir bilişim sistemine girdiğini ve bu girişin hukuka aykırı olduğunu bilmesi ve istemesi gerekmektedir.

Yargıtay'ın Bilişim Sistemine Girme Suçuna İlişkin Emsal Kararları

Yargıtay'ın bilişim sistemine girme suçuna ilişkin verdiği kararlar, bu suçun unsurlarının ve ispatının nasıl değerlendirilmesi gerektiği konusunda önemli içtihatlar sunmaktadır.

Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin 2015/24705 sayılı kararında, rıza dışında sisteme giriş yapıldığına dair delil bulunmadığı durumda mahkumiyet kararı verilemeyeceği vurgulanmıştır. Bu kararda, şikayetçinin "şifrelerim zaten T…'da vardı, onun IP numarasından bağlantı yapılması normaldir" şeklindeki ifadesi karşısında, rıza dışında giriş yapıldığına dair yeterli delil bulunmadığından mahkumiyet kararının hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir. Bu karar, bilişim sistemine girme suçunda rıza unsurunun önemini ortaya koymaktadır.

Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin 2013/25428 sayılı kararı, bilişim suçlarında delillerin toplanması ve değerlendirilmesi konusunda kritik bir içtihat oluşturmaktadır. Bu kararda, bilgisayar üzerinde usulünce imaj alma ve hash değerlerinin tespit edilmemesi, IP numarasının sadece internet bağlantısını göstermesi ve "hack" programının varlığının tek başına müdahale edildiğini göstermemesi nedeniyle kesin delil olmadan hüküm kurulamayacağı belirtilmiştir. Bu karar, bilişim suçlarında dijital delillerin usulüne uygun toplanmasının ve teknik incelemenin önemini vurgulamaktadır.

Cep Telefonları ve Bilişim Sistemleri

Günümüzde akıllı telefonlar da birer bilişim sistemi olarak kabul edilmektedir. Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin 2015/14023 sayılı kararında, cep telefonlarında mobil işletim sistemleri (Android, iOS, Windows) bulunduğundan bilişim sistemine girme suçunun konusunu oluşturabileceği açıkça belirtilmiştir. Bu kararda, sahte mesaj iddiasında telefonların uzman bilirkişi tarafından incelenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu karar, teknolojinin gelişmesiyle birlikte bilişim sistemi kavramının genişlediğini ve akıllı telefonların da bilişim sistemi kapsamında değerlendirildiğini göstermektedir.

Bilişim Sistemine Girme Suçu ve Diğer Suçlarla İlişkisi

Bilişim sistemine girme suçu, çoğu zaman başka suçlarla birlikte işlenmektedir. Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin 2015/24755 sayılı kararında, Facebook şifrelerini kırarak hesabı kullanma ve elde edilen fotoğraflarla şantaj yapma eyleminde; bilişim sistemine girme, şantaj ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçları nedeniyle TCK uyarınca ayrı ayrı cezalandırma gerektiği belirtilmiştir. Bu karar, bilişim sistemine girme suçunun diğer suçlarla birlikte işlenebileceğini ve her bir suçun ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.

Bilişim Sistemine Girme Suçunun İspatı

Bilişim sistemine girme suçunun ispatı için yapılması gereken bazı teknik incelemeler bulunmaktadır:

  • E-posta adreslerinin kime ait olduğunun tespiti
  • IP numaralarının saptanması
  • İlgili internet sağlayıcısından bilgi alınması
  • Microsoft gibi servis sağlayıcılardan şifre değişikliği bilgilerinin istenmesi
  • Telekom kayıtlarının incelenmesi

Bu tür suçlarda, dijital delillerin usulüne uygun toplanması ve muhafaza edilmesi büyük önem taşımaktadır. Bilgisayar veya diğer dijital cihazların adli imajının alınması, hash değerlerinin tespit edilmesi ve uzman bilirkişiler tarafından incelenmesi gerekmektedir.

Bilişim sistemine girme suçu, teknolojinin gelişmesiyle birlikte giderek daha karmaşık hale gelmektedir. Yargıtay'ın bu konudaki içtihatları, suçun unsurlarının ve ispatının nasıl değerlendirilmesi gerektiği konusunda önemli yol göstericiler sunmaktadır. Bu kararlar, hem hukuk uygulayıcıları hem de vatandaşlar için bilişim sistemine girme suçunun kapsamını ve sınırlarını belirlemede yardımcı olmaktadır.

Bilişim Sistemini Engelleme, Bozma ve Verileri Değiştirme Suçları

Bilişim sistemlerinin hayatımızın her alanına nüfuz etmesiyle birlikte, bu sistemlere yönelik saldırılar ve müdahaleler de artış göstermiştir. Türk Ceza Kanunu'nun 244. maddesi, bilişim sistemlerine yönelik bu tür müdahaleleri suç olarak düzenlemiştir. Bu madde, bilişim sistemlerinin işleyişini engelleme, bozma ve sistemdeki verileri yok etme veya değiştirme eylemlerini kapsamaktadır.

TCK 244/1-2: Bilişim Sistemlerine Zarar Verme

TCK'nın 244. maddesinin 1. ve 2. fıkraları, klasik mala zarar verme suçunun bilişim sistemleri özelinde düzenlenmiş özel şekli olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu fıkralarda düzenlenen suçlar:

  • Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleme veya bozma
  • Bilişim sistemindeki verileri bozma, yok etme, değiştirme veya erişilmez kılma
  • Sisteme veri yerleştirme veya var olan verileri başka bir yere gönderme

eylemlerini kapsamaktadır.

Bu suçun oluşabilmesi için failin, bilişim sisteminin işleyişini engellemesi veya bozması ya da sistemdeki verilere müdahale etmesi gerekmektedir. Örneğin, bir şirketin bilgisayar sistemine virüs bulaştırarak sistemin çalışmasını engelleyen veya yavaşlatan kişi, bu suçu işlemiş olur.

Maddenin 1. fıkrasında düzenlenen suçun cezası bir yıldan beş yıla kadar hapis, 2. fıkrasında düzenlenen suçun cezası ise altı aydan üç yıla kadar hapis cezasıdır.

TCK 244/3: Nitelikli Hal

Maddenin 3. fıkrası, bilişim sistemini engelleme, bozma ve verileri değiştirme suçunun nitelikli halini düzenlemektedir. Buna göre, bu fiillerin banka veya kredi kurumlarına ya da kamu kurum veya kuruluşlarına ait bilişim sistemleri üzerinde gerçekleştirilmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılmaktadır.

Bu nitelikli halin getirilmesinin nedeni, banka, kredi kurumları ve kamu kurumlarının bilişim sistemlerinin toplum açısından taşıdığı önemdir. Bu sistemlere yönelik saldırılar, sadece ilgili kurumu değil, aynı zamanda bu kurumların hizmet verdiği geniş kitleleri de etkileyebilmektedir.

TCK 244/4: Haksız Çıkar Sağlama

TCK 244. maddenin 4. fıkrası, bilişim sisteminin işleyişini engelleyerek/bozarak veya verileri değiştirerek haksız çıkar sağlama suçunu düzenlemektedir. Bu fıkra, bir bileşik suç niteliğindedir ve failin, bilişim sistemine müdahale ederek kendisi veya başkası lehine haksız bir çıkar sağlaması durumunda uygulanır.

Bu suçun cezası iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası olarak belirlenmiştir. Ancak bu fıkra, "tali norm" niteliğinde düzenlenmiştir; yani başka bir suçu oluşturmaması halinde uygulanır.

Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin E:2021/6615, K:2024/1939 sayılı kararında belirtildiği üzere, bilgisayar oyunu karakterlerinin maddi değeri tespit edilmeden, TCK 244/4'teki suçun oluşup oluşmadığı araştırılmadan hüküm kurulması bozma nedenidir. Bu karar, haksız çıkar sağlama unsurunun varlığının tespitinin önemini vurgulamaktadır.

Yargıtay Kararları Işığında Değerlendirme

Yargıtay'ın konuya ilişkin kararları, bilişim sistemlerine müdahale suçlarının nasıl değerlendirilmesi gerektiğine ışık tutmaktadır. Örneğin, Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin 2017/6369 sayılı kararında, eczane şifresini ele geçirip bilişim sistemine giriş yaparak sahte veri yerleştirme eyleminin TCK 244/2 ve 3. maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu kararda, eylemin 4. fıkra kapsamında değerlendirilmesinin hukuka aykırı olduğu vurgulanmıştır.

Benzer şekilde, bilişim sistemlerine müdahale ederek haksız çıkar sağlama eylemlerinin, duruma göre nitelikli hırsızlık (TCK 142/2-e) veya nitelikli dolandırıcılık (TCK 158/1-f) suçları kapsamında değerlendirilebileceği de Yargıtay kararlarında belirtilmektedir.

Suçun Tespiti ve İspatı

Bilişim sistemlerine müdahale suçlarının tespiti ve ispatı, dijital delillerin toplanması ve analizi ile mümkündür. Bu kapsamda:

  • Bilişim sisteminin işleyişinin engellendiği veya bozulduğunun tespiti
  • Verilerin değiştirildiği, yok edildiği veya erişilmez kılındığının belirlenmesi
  • Sisteme veri yerleştirildiği veya var olan verilerin başka bir yere gönderildiğinin kanıtlanması

gibi hususlar, teknik incelemeler ve bilirkişi raporları ile ortaya konulabilir.

Bilişim sistemlerine müdahale suçları, teknolojinin gelişimiyle birlikte çeşitlenmekte ve karmaşıklaşmaktadır. Bu nedenle, hem yasal düzenlemelerin hem de yargı kararlarının teknolojik gelişmelere uyum sağlaması büyük önem taşımaktadır. TCK'nın 244. maddesi, bilişim sistemlerine yönelik müdahaleleri kapsamlı bir şekilde düzenleyerek, dijital dünyadaki hukuki güvenliği sağlamayı amaçlamaktadır.

Bilişim Sistemleri Aracılığıyla İşlenen Diğer Suçlar ve Tespit Yöntemleri

Bilişim teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte, klasik suç tipleri de dijital ortama taşınmış ve yeni boyutlar kazanmıştır. Türk Ceza Kanunu'nda doğrudan bilişim suçları dışında, bilişim sistemlerinin araç olarak kullanıldığı birçok suç tipi de düzenlenmiştir. Bu bölümde, özellikle nitelikli hırsızlık ve dolandırıcılık suçlarının bilişim sistemleri aracılığıyla işlenmesi durumlarını ve bu suçların tespit yöntemlerini inceleyeceğiz.

Nitelikli Hırsızlık ve Dolandırıcılık

Bilişim sistemleri kullanılarak işlenen suçlar arasında en yaygın olanlarından biri, nitelikli hırsızlık suçudur. TCK 142/2-e maddesi, bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenen hırsızlık eylemlerini nitelikli hırsızlık kapsamında değerlendirmektedir. Bu madde, özellikle internet bankacılığı üzerinden gerçekleştirilen yetkisiz para transferleri gibi eylemleri kapsamaktadır.

Yargıtay'ın bu konudaki içtihatları, bilişim suçları ile nitelikli hırsızlık arasındaki ayrımı netleştirmektedir. Yargıtay 2. Ceza Dairesi'nin 2017/5340 sayılı kararında, internet üzerinden banka hesaplarına girerek başka hesaplara para aktarma eyleminin, TCK 244 kapsamında bilişim suçu değil, TCK 142/2-e maddesine göre nitelikli hırsızlık suçunu oluşturduğu belirtilmiştir. Bu kararda, failin kastının veriyi değiştirmek değil, mal edinmek olduğu vurgulanmıştır.

Benzer şekilde, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun içtihatlarına göre, internet bankacılık şifresiyle hesaptan para çekilmesi durumunda, failin kastı veriyi değiştirmek değil mal edinmek olduğundan, eylem TCK 142/2-e maddesindeki nitelikli hırsızlık suçunu oluşturmaktadır.

Bilişim sistemleri aracılığıyla işlenen bir diğer önemli suç tipi ise nitelikli dolandırıcılıktır. TCK 158/1-e maddesi, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına işlenen dolandırıcılık eylemlerini nitelikli dolandırıcılık olarak düzenlemektedir. TCK 158/1-f maddesi ise bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenen dolandırıcılık eylemlerini kapsamaktadır.

Yargıtay 15. Ceza Dairesi'nin 2017/16515 sayılı kararında, hastane sistemine sahte hasta bilgileri girip doktor şifrelerini ele geçirerek pahalı kanser ilaçları reçete etme ve bunları yasal olmayan yollardan satma eyleminin, SGK'yı zarara uğratan nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu belirtilmiştir. Bu kararda, bilişim sisteminin araç olarak kullanıldığı ve kamu kurumunun zarara uğratıldığı vurgulanmıştır.

Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin 2021/10560 sayılı kararında da, sahte sigortalı gösterme olayında, kamu kurumu zararına bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılığa teşebbüs suçu (TCK 158/1-e,f, 35) yönünden Ağır Ceza Mahkemesi'nin görevli olduğu belirtilmiştir.

Dolandırıcılık suçunda hilenin varlığı önemlidir. Hile, nitelikli yalandır ve mağdurun denetleme olanağını ortadan kaldıracak şekilde ağır, yoğun ve ustaca olmalıdır. Basit yalan hileli hareket sayılmaz. Olayın özelliği ve mağdurun durumuna göre değerlendirme yapılmalıdır.

Bilişim Suçlarının Tespiti ve Yasal Süreçler

Bilişim suçlarının tespiti, geleneksel suçlara göre farklı yöntemler gerektirmektedir. Bu suçların ispatında dijital deliller büyük önem taşımaktadır. Bilişim suçlarının tespit edilmesinde kullanılan başlıca yöntemler şunlardır:

  • E-posta ve GSM numarası tespiti: Suçun işlendiği e-posta adreslerinin veya GSM numaralarının kime ait olduğunun belirlenmesi
  • IP adresi analizi: Suçun işlendiği bilgisayarın IP adresinin tespit edilmesi ve bu adresin hangi kullanıcıya ait olduğunun belirlenmesi
  • HTS (Historical Traffic Search) kayıtları: Telefon görüşme kayıtlarının incelenmesi
  • Sosyal medya paylaşım bilgilerinin tespiti: Sosyal medya platformlarından elde edilen verilerin analizi

Bilişim suçlarının soruşturulmasında, Microsoft Corporation gibi yazılım kuruluşlarından yardım alınabilmektedir. Şüphelinin bilgisayarına el konularak inceleme yapılması da önemli bir tespit yöntemidir. Ayrıca, tanık ifadeleri ve diğer deliller de soruşturma sürecinde kullanılabilmektedir.

Bilişim suçlarına karşı önleyici tedbirler de alınabilmektedir. Bunlar arasında içeriğin kaldırılması ve erişimin engellenmesi gibi tedbirler yer almaktadır. İçeriğin kaldırılması, mağdurun talebi üzerine gerçekleştirilebilir. Erişimin engellenmesi ise sadece ihlal edilen kısma yönelik olarak uygulanmalıdır.

Bilişim suçlarında yasal süreçler, TCK'nın genel hükümlerine tabidir. Zamanaşımı süresi, TCK'nın 66. maddesine göre en basit bilişim suçları için 8 yıldır. Daha ağır cezaları gerektiren suçlar için bu süre 15 yıla kadar çıkabilmektedir.

Bilişim suçlarında şikayet konusu da önemlidir. Bu suçlarda savcılık re'sen soruşturma yapabilmekte, şikayetten feragat dahi davayı düşürmemektedir. Şikayet başvurusu, yazılı dilekçe, sözlü başvuru veya online olarak yapılabilir. Başvurular Cumhuriyet Savcılıklarına, kolluk kuvvetlerine, valiliklere veya konsolosluklara yapılabilmektedir. Şikayet süresi, suçun işlendiği ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 6 aydır.

Bilişim suçlarında görevli mahkeme genellikle Asliye Ceza Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise suçun işlendiği yer mahkemesi veya mağdurun yerleşim yerindeki mahkemedir.

Bilişim suçları, zamanında soruşturulduğunda ispatlanması nispeten kolay olan suçlardır. Dijital deliller, ekran görüntüleri ve internet çıktıları gibi kanıtlar, bu suçların ispatında önemli rol oynamaktadır.

Sonuç olarak, bilişim sistemleri aracılığıyla işlenen suçlar, teknolojinin gelişmesiyle birlikte çeşitlenmekte ve yaygınlaşmaktadır. Bu suçlarla mücadelede, hem hukuki düzenlemelerin güncel tutulması hem de teknik tespit yöntemlerinin geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Yargıtay'ın içtihatları, bu suçların nitelendirilmesi ve cezalandırılması konusunda yol gösterici olmaktadır. Bilişim suçlarından korunmak için, TÜBİTAK Siber Güvenlik Enstitüsü gibi kurumların eğitim portallarından ve online eğitimlerinden yararlanılması, bireysel ve kurumsal düzeyde güvenlik önlemlerinin alınması önerilmektedir.

Yazar Görseli
Müellif

Av. Ali Haydar GÜLEÇ

Güleç Hukuk Bürosu'nda 9 yıldır yöneticilik ve avukatlık yapmaktadır.