
Metaverse'te Dijital Arsa Satışları
Dijital dönüşümün en çarpıcı örneklerinden biri olan metaverse teknolojisi, sanal evren içerisinde gerçek para ile dijital arsa satın alma imkanı sunmaktadır. Facebook'un Meta olarak yeniden markalaşması ile büyük ivme kazanan bu alan, Türkiye'de de yoğun ilgi görmektedir. Ancak mevcut hukuki düzenlemeler bu yeni teknolojiye henüz uyum sağlayamamış durumda. Kripto para ile yapılan ödemelerden dijital mülkiyet haklarına kadar birçok konuda yasal belirsizlikler bulunmaktadır. Bu makale, metaverse'te dijital arsa satışlarının hukuki boyutlarını detaylı şekilde incelemektedir.
Metaverse Kavramı ve Dijital Arsa Platformları
Metaverse Tanımı ve Özellikleri
Metaverse, Antik Yunancada "meta" (ötesi/sonrası) ve "universe" (evren) kelimelerinin birleşiminden oluşan bir kavram olarak, fiziksel dünya ile sanal evrenin bir arada bulunduğu dijital ekosistemi ifade etmektedir. Bu teknoloji, sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik ve internet teknolojilerini kapsayan kapsamlı bir sanal ortam sunmaktadır.
Neal Stephenson'ın 1992 yılında yayınladığı "Snow Crash" adlı bilim kurgu romanında ilk kez ortaya çıkan metaverse kavramı, günümüzde Meta CEO'su Mark Zuckerberg tarafından "fizikselleştirilmiş internet" olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımlama, kullanıcıları yalnızca izleyici olmaktan çıkararak deneyimin tam merkezine yerleştiren bir yaklaşımı benimser.
Metaverse'ün temel özellikleri arasında kalıcılık, senkronize ve canlılık, bireysel mevcudiyet hissi, tam işleyen ekonomi ve gerçek ile dijital dünyayı birlikte kapsama özellikları yer almaktadır. Kullanıcılar avatarlar aracılığıyla bu sanal evrende etkileşim kurabilir, alışveriş yapabilir, konserlere katılabilir ve iş toplantıları düzenleyebilir.
Teknolojik altyapı açısından metaverse, blok zincir teknolojisi, NFT'ler ve kripto para birimleri üzerine inşa edilmektedir. Bu teknolojiler, dijital varlıkların benzersizliğini ve mülkiyet haklarını garanti altına alırken, sanal ekonominin işleyişini sağlamaktadır.
Başlıca Dijital Arsa Platformları
Dijital arsa ticaretinin gerçekleştiği başlıca platformlar, farklı özellikler ve kapasiteler sunmaktadır. Bu platformlar arasında Decentraland, The Sandbox ve OVR öne çıkan isimler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Decentraland platformu, toplam 90.601 adet 16mx16m parsel ile sınırlı bir dijital arsa arzı sunmaktadır. Bu platform, kullanıcıların MANA coin kullanarak dijital arsalar satın alabildiği merkezi olmayan bir yapıya sahiptir. Platform üzerinde satılık parseller mavi renkle gösterilmekte ve "Buy" butonu ile satın alma işlemi gerçekleştirilebilmektedir.
The Sandbox platformu ise 166.464 adet 96x96 arazi ile daha geniş bir dijital arsa kapasitesi sunmaktadır. Bu platformda SAND coin kullanılarak işlemler gerçekleştirilmekte ve kullanıcılar satın aldıkları arazilere binalar, araçlar, oyunlar veya 3B nesneler gibi dijital varlıklar ekleyebilmektedir.
OVR platformu, gerçek dünya haritasını baz alarak oluşturulmuş özgün bir yaklaşım benimser. Bu platform, fiziksel dünyanın dijital kopyası üzerinde arsa satışı gerçekleştirmekte ve kendi altcoin para birimi olan OVR token'ı kullanmaktadır.
Diğer önemli platformlar arasında Axie Infinity, Bloktopia, Genesis City, Somnium Space, Cryptovoxels, Upland, Nifty Island ve MatrixWorld yer almaktadır. Bu platformların her biri kendine özgü özellikler ve ekonomik modeller sunmaktadır.
Türkiye'deki İlgi ve Fiyat Yapısı
Türkiye'de metaverse arsa yatırımına olan ilgi, geleneksel gayrimenkul yatırım kültürü, genç nüfus yapısı ve dijitalleşmeye olan yatkınlık nedeniyle oldukça yüksek seviyededir. Endeksa CEO'su Görkem Öğüt'ün değerlendirmelerine göre, bu faktörler Türk kullanıcıların dijital arsa yatırımlarına yönelmesinde etkili olmaktadır.
İstanbul bölgesinde metaverse arsa fiyatları konum bazında önemli farklılıklar göstermektedir. Boğaz ve Nişantaşı bölgelerinde 250 TL'den başlayan fiyatlar, İstiklal Caddesi'nde 400 TL, Ortaköy sahilinde ise 500 TL'ye kadar çıkabilmektedir. Bu fiyat yapısı, gerçek dünyadaki gayrimenkul değerlerinin dijital ortamdaki yansımalarını göstermektedir.
Ankara'da Çankaya, Yenimahalle, Mamak, Keçiören ilçeleri ve Kızılay çevresi popüler lokasyonlar olarak öne çıkarken, fiyatlar 4-12 OVR (120-360 TL) arasında değişmektedir. İzmir'de ise Karşıyaka, Konak, Çeşme ilçeleri ve Kordon çevresi talep gören bölgeler arasında yer almakta ve benzer fiyat aralıklarında işlem görmektedir.
Sahibinden gibi geleneksel gayrimenkul platformlarında bile dijital arsalar satışa çıkarılmakta ve bu arsaların fiyatları 2.5 milyon TL'ye kadar ulaşabilmektedir. Bu durum, dijital gayrimenkul piyasasının Türkiye'deki büyüklüğünü ve potansiyelini göstermektedir.
Değerleme uzmanı Baki Budakoğlu'na göre, dijital arsaların gerçek değeri kullanım potansiyeli ve alım gücüne sahip alıcıların varlığıyla oluşmaktadır. Ancak henüz regüle bir piyasa ve bilinçli alıcı-satıcı kitlesinin bulunmaması nedeniyle, geleneksel değerleme yöntemlerinin uygulanması zorlaşmaktadır.
Mevcut Hukuki Düzenlemeler ve Yasaklar
Metaverse platformlarında dijital arsa satışlarının hukuki çerçevesi, Türkiye'de mevcut düzenlemeler açısından ciddi belirsizlikler içermektedir. Bu belirsizliklerin temel nedeni, dijital varlıkların ve kripto paraların kullanımına yönelik getirilen yasaklayıcı düzenlemelerdir.
Kripto Varlık Yasakları
Türkiye'de metaverse arsa satışlarının en büyük hukuki engeli, 16 Nisan 2021 tarih ve 31456 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik" ile getirilmiştir. Bu düzenleme, dijital arsa platformlarının işleyiş mantığını doğrudan etkilemektedir.
Yönetmelik madde 3/2 hükmü, kripto varlıkların ödemelerde doğrudan veya dolaylı kullanımını kategorik olarak yasaklamaktadır. Bu yasak, metaverse platformlarında dijital arsa satın alma işlemlerini doğrudan etkilemektedir çünkü:
- Decentraland platformunda MANA coin ile yapılan ödemeler
- The Sandbox platformunda SAND coin kullanımı
- OVR platformunda OVR token ile gerçekleştirilen işlemler
- NFT tabanlı dijital tapuların kripto para ile alım-satımı
Bu tür tüm işlemler mevcut düzenleme kapsamında yasaklanmış durumdadır. Dijital arazi platformlarında ödemeler kripto varlıklarla yapıldığından, bu işlemler mevcut düzenlemelere aykırı nitelik taşımaktadır.
Merkez Bankası Düzenlemeleri
Kripto varlık yasaklarının hukuki dayanağı T.C. Merkez Bankası Kanunu ve 6493 sayılı Kanun'dan kaynaklanmaktadır. Bu düzenlemeler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın para politikası üzerindeki münhasır yetkisini koruma amacı taşımaktadır.
Merkez Bankası'nın bu yaklaşımının temel gerekçeleri şunlardır:
- Finansal istikrarın korunması: Kripto varlıkların volatil yapısının ekonomik istikrara zarar verebileceği endişesi
- Para politikası etkinliği: Merkez Bankası'nın para arzı kontrolünün korunması ihtiyacı
- Tüketici korunması: Kripto varlıkların spekülatif niteliğinden kaynaklanan risklerin önlenmesi
- Kara para aklamayla mücadele: Dijital varlıkların izlenebilirlik zorluklarından kaynaklanan endişeler
Bu düzenlemeler, metaverse ekonomisinin Türkiye'deki gelişimini önemli ölçüde sınırlandırmaktadır. Özellikle 2035 yılına kadar Türk ekonomisine 37,5 milyar dolar katkı sağlayabileceği öngörülen metaverse sektörünün bu potansiyeli, mevcut yasaklar nedeniyle gerçekleşememektedir.
Yaptırım Mekanizmaları
Kripto varlık yasaklarına aykırılık durumunda uygulanacak yaptırımlar 6493 sayılı Kanun kapsamında düzenlenmiştir. Yönetmelik'te aykırılık yaptırımı açıkça düzenlenmemiş olsa da, temel kanundaki yaptırımlar uygulanacaktır.
Bu yaptırımlar şu şekilde sıralanabilir:
- İdari para cezaları: Kripto varlık kullanımına aracılık eden kuruluşlara yönelik
- Faaliyet durdurma: Sürekli aykırılık halinde işletme faaliyetlerinin durdurulması
- Lisans iptali: Finansal hizmet sağlayıcılarının lisanslarının iptal edilmesi riski
- Cezai sorumluluk: Organize şekilde yapılan aykırılıkların ceza hukuku kapsamında değerlendirilmesi
2022 yılında hazırlanmakta olan Kripto Varlık Yasası yürürlüğe girmedikçe, sanal arazi satın alımına dayalı hukuki taleplerin Türk mahkemelerinde ileri sürülmesi mümkün değildir. Bu durum, metaverse yatırımcılarını hukuki korumadan mahrum bırakmaktadır.
Mevcut düzenlemeler, dijital ekonominin hızla gelişen dinamikleri ile uyumlu değildir. Metaverse arsa fiyatlarının 250 TL'den 2.5 milyon TL'ye kadar çıkabildiği bir ortamda, yatırımcıların hukuki güvenceden yoksun kalması ciddi bir sorun teşkil etmektedir.
Bu yasal belirsizlik ortamında, metaverse platformlarında dijital arsa satın alan Türk vatandaşları, hem idari yaptırımlarla karşılaşma riski taşımakta hem de hukuki korumadan mahrum kalmaktadır. Bu durum, dijital dönüşüm sürecinde Türkiye'nin rekabet gücünü olumsuz etkilemektedir.
Dijital Mülkiyet ve Hukuki Sorunlar
Metaverse teknolojisinin yaygınlaşması ile birlikte dijital mülkiyet kavramı, geleneksel hukuk sistemimizin karşılaştığı en karmaşık sorunlardan biri haline gelmiştir. Sanal evren platformlarında NFT tabanlı dijital tapularla gerçekleştirilen arsa alım-satımları, mevcut mülkiyet hukuku anlayışımızı köklü bir şekilde sorgulatmaktadır.
Mülkiyet Hakkının Niteliği
Türk hukuk sisteminde mülkiyet hakkı, TMK madde 683 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, temel olarak maddi varlıklar üzerinden şekillenmiştir. Ancak dijital varlıkların ekonomik değer kazanması ile birlikte bu geleneksel yaklaşım yetersiz kalmaya başlamıştır.
Metaverse'te satın alınan dijital arsalar, fiziksel bir karşılığı olmayan ancak ekonomik değeri bulunan varlıklardır. Bu durumda paylı mülkiyet ve elbirliği mülkiyeti düzenlemeleri çerçevesinde her malın tek mâliki bulunması esası ile çelişkili durumlar ortaya çıkmaktadır. Dijital varlıkların malvarlığı hakkı mı yoksa eşya hakkı mı olarak değerlendirilmesi gerektiği konusu, hukuk doktrininde henüz netlik kazanmamıştır.
Özellikle NFT tabanlı dijital tapuların hukuki niteliği konusunda belirsizlikler bulunmaktadır. Bu tapular, blok zincir teknolojisi üzerinde kayıtlı olan ve benzersizlik özelliği taşıyan dijital sertifikalardır. Ancak bu sertifikaların Türk hukuku açısından mülkiyet hakkı doğurup doğurmadığı tartışmalıdır.
Çoklu Platform Sorunu
Metaverse ekosisteminde karşılaşılan en ciddi hukuki sorunlardan biri, aynı coğrafi lokasyonun farklı platformlarda farklı kişilere satılabilmesi durumudur. OVR, SuperWorld ve Next Earth gibi gerçek dünyanın kopyasını sunan platformlar, aynı İstanbul Boğazı manzaralı arsayı birden fazla kişiye satabilmektedir.
Bu durum, TMK madde 683 ve devamı maddelerinde düzenlenen "her malın tek mâliki bulunması" esası ile doğrudan çelişmektedir. İki farklı platformdan aynı konumdaki arazileri alan kişilerin birbirlerine karşı hukuki talepte bulunup bulunamayacağı sorusu, mevcut hukuk sistemimizde net bir yanıtı bulunmayan kritik bir konudır.
Hukuki açıdan değerlendirildiğinde, iki ayrı mâlikin tek dijital varlık üzerinde malik olduğunun kabulü için dijital mülkiyet kavramının pozitif hukukta düzenlenmesi ve yeni formülasyonlar oluşturulması gerekmektedir. Aksi takdirde, fiziki dünyadaki karşılığı aynı olan iki ayrı platformdaki dijital varlıkların iki ayrı mâlikinin bulunması durumu, hukuk dünyasında ciddi kaosa yol açabilir.
NFT Tabanlı Tapular
NFT (Non-Fungible Token) tabanlı dijital tapular, metaverse'te mülkiyet haklarının temsil edildiği temel araçlardır. Bu tapular, blok zincir teknolojisi kullanılarak kriptografik yöntemlerle üretilen, benzersiz ve özel kripto jeton türü olarak tanımlanmaktadır.
TBK madde 77 ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız iktisap hükümleri, NFT tabanlı tapuların haksız yollarla el değiştirmesi durumlarında uygulanabilir niteliktedir. Özellikle sistemdeki güvenlik açıklarını kullanan üçüncü kişilerin bu tapuları kendi hesaplarına geçirmesi durumunda, mağdur olan tarafın haksız iktisap hükümlerine dayanarak talepte bulunması mümkündür.
Platform sorumluluğu açısından TBK madde 112'de düzenlenen ifa sorumluluğu hükümleri önem kazanmaktadır. Metaverse platformları, kullanıcılarına güvenli bir dijital ortam sunma yükümlülüğü altındadır. Gerekli güvenlik önlemlerini almayan platformların hem sözleşmeye aykırılık hem de tüketici hukuku açısından sorumluluğu doğabilir.
Uluslararası boyutta değerlendirildiğinde, MÖHUK madde 24 ve devamı maddelerinde düzenlenen uygulanacak hukuk seçimi kuralları kritik önem taşımaktadır. Çoğu metaverse platformunun yabancı ülkelerde kurulu olması nedeniyle, dijital mülkiyet uyuşmazlıklarında hangi ülke hukukunun uygulanacağı konusu belirsizlik yaratmaktadır.
Bu hukuki belirsizlikler, dijital ekonominin hızla büyümesi karşısında acil çözüm bekleyen sorunlar olarak karşımızda durmaktadır. Mevcut hukuk sistemimizin dijital varlıklara uyum sağlaması için kapsamlı yasal düzenlemelere ihtiyaç bulunmaktadır.
Ceza Hukuku Boyutu ve Suç Unsurları
Metaverse platformlarında gerçekleştirilen dijital arsa işlemleri, sadece medeni hukuk ve borçlar hukuku açısından değil, ceza hukuku boyutuyla da önemli sorunlar yaratmaktadır. Sanal evren ortamında yaşanan hukuksuz fiiller, geleneksel suç tiplerinin yeni teknolojik ortamlarda nasıl uygulanacağı konusunda önemli tartışmaları beraberinde getirmektedir.
Dolandırıcılık Suçları
Metaverse platformlarında en sık karşılaşılan suç türlerinin başında dolandırıcılık gelmektedir. TCK madde 157'de düzenlenen dolandırıcılık suçu, "hileli davranışlarla bir kimseyi aldatarak onun veya başkasının zararına olacak şekilde bir menfaat temin eden" kişileri cezalandırmaktadır.
Dijital arsa satışlarında dolandırıcılık suçu çeşitli şekillerde ortaya çıkabilmektedir:
- Sahte NFT satışları: Gerçekte var olmayan veya başkasına ait dijital arsaların NFT olarak satılması
- Platform manipülasyonu: Sistemdeki güvenlik açıklarını kullanarak başkalarının dijital varlıklarını ele geçirme
- Çoklu satış: Aynı dijital arsanın birden fazla kişiye satılması
- Yanıltıcı bilgilendirme: Arsanın konumu, büyüklüğü veya gelir potansiyeli hakkında yanlış bilgi verilmesi
Dolandırıcılık suçunun oluşması için hileli davranış, aldatma, mağdurun tasarrufta bulunması ve zarar unsurlarının bir arada bulunması gerekmektedir. Metaverse ortamında bu unsurların tespiti, geleneksel dolandırıcılık vakalarına göre daha karmaşık hale gelmektedir.
Bilişim Suçları
Dijital arsa işlemlerinin tamamen bilişim sistemleri üzerinden gerçekleşmesi, bu alandaki suçları bilişim suçları kategorisine sokmaktadır. TCK'nın 243. maddesinde düzenlenen "Bilişim sistemine girme" suçu, metaverse platformlarında sıkça karşılaşılan bir suç türüdür.
Bilişim suçlarının metaverse'teki görünümleri:
- Yetkisiz sistem erişimi: Başkalarının hesaplarına izinsiz giriş yaparak dijital varlıklarını çalma
- Veri manipülasyonu: Blok zincir kayıtlarını değiştirme girişimleri
- DDoS saldırıları: Platform hizmetlerini aksatarak kullanıcıları zarara uğratma
- Phishing saldırıları: Sahte platformlar kurarak kullanıcıların cüzdan bilgilerini çalma
TCK madde 244'te düzenlenen "Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme" suçu da metaverse platformlarında önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Özellikle NFT tabanlı tapuların değiştirilmesi veya yok edilmesi bu kapsamda değerlendirilebilmektedir.
Platform Güvenlik İhlalleri
Metaverse platformlarının güvenlik yükümlülükleri, hem hukuki hem de cezai sorumluluk açısından kritik öneme sahiptir. Platform işleticilerinin güvenlik önlemlerini ihmal etmesi durumunda, taksirli suç kapsamında sorumlulukları gündeme gelebilmektedir.
Platform güvenlik ihlallerinin başlıca türleri:
- Yetersiz kimlik doğrulama: Kullanıcı hesaplarının güvenliğinin sağlanmaması
- Zayıf şifreleme: Dijital varlıkların korunmasında yetersiz güvenlik protokolleri
- Güvenlik açıklarının kapatılmaması: Bilinen zafiyetlerin zamanında giderilmemesi
- Yedekleme eksiklikleri: Veri kaybına karşı yeterli önlem alınmaması
Platform işleticilerinin özen yükümlülüğü kapsamında, kullanıcıların dijital varlıklarını korumak için gerekli teknik ve idari tedbirleri alması gerekmektedir. Bu yükümlülüğün ihlali durumunda, TCK madde 85'te düzenlenen taksirle yaralama veya TCK madde 88'de düzenlenen taksirle ölüme sebebiyet verme suçları gündeme gelebilir.
Uluslararası boyut da göz ardı edilmemelidir. Metaverse platformlarının çoğunlukla yurtdışı merkezli olması, suçluların takibi ve delil toplama süreçlerini zorlaştırmaktadır. Bu durumda MÖHUK hükümleri ve uluslararası adli işbirliği mekanizmaları devreye girmektedir.
Metaverse teknolojisinin hızla gelişmesi ve yaygınlaşması ile birlikte, dijital arsa satışları konusundaki hukuki düzenlemelerin acilen güncellenmesi ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Mevcut yasal çerçeve, bu yeni teknolojinin getirdiği sorunlara tam anlamıyla cevap verememektedir. Kripto para yasakları, dijital mülkiyet haklarının belirsizliği, çoklu platform sorunları ve ceza hukuku boyutundaki boşluklar, hem yatırımcılar hem de platform işleticileri açısından önemli riskler yaratmaktadır.
Türk hukuk sisteminin bu yeni teknolojiye uyum sağlayabilmesi için, kapsamlı bir yasal düzenleme yapılması, dijital varlıkların hukuki statüsünün netleştirilmesi ve uluslararası standartlarla uyumlu bir çerçeve oluşturulması gerekmektedir. Aksi takdirde, metaverse ekonomisinin sunduğu fırsatlardan yararlanmak mümkün olmayacak, bu alanda yaşanan hukuki belirsizlikler hem bireysel mağduriyetlere hem de ekonomik kayıplara yol açmaya devam edecektir.