Boşanmada Kripto Paralar Paylaşılır mı?

Boşanmada Kripto Paralar Paylaşılır mı?

Boşanma sürecinde dijital varlıkların paylaşımı giderek daha karmaşık hale geliyor. Peki, evlilik sırasında yapılan kripto para yatırımları ne olacak? Türk hukukuna göre boşanmada kripto paralar paylaşılır mı? Eşinizin sizden gizlediği dijital varlıkları tespit etmek mümkün mü? Mal paylaşımında kripto paraların değeri nasıl hesaplanır? Yargıtay'ın bu konudaki güncel yaklaşımı nedir? Tüm bu soruların cevabını, hukuki dayanakları ve emsal mahkeme kararlarıyla birlikte bu yazımızda bulabilirsiniz.

Elbette, istediğiniz makale bölümünü aşağıda bulabilirsiniz.


Kripto Paraların Hukuki Niteliği ve Mal Rejimindeki Yeri

Kripto varlıkların hayatımıza hızla girmesi, hukuk sistemini de yeni ve karmaşık sorularla karşı karşıya bırakmıştır. Özellikle boşanma ve miras gibi mal varlığının paylaşımını gerektiren süreçlerde, kripto paraların hukuki statüsünün ne olduğu ve nasıl değerlendirileceği temel bir sorun olarak öne çıkmaktadır. Türk mevzuatı bu dijital varlıkları henüz net bir tanıma kavuşturmamış olsa da, yargı kararları ve doktrindeki görüşler, bu varlıkların mal rejimi tasfiyesi ve miras paylaşımındaki yerini yavaş yavaş şekillendirmektedir.

Bu varlıkların hukuki niteliğindeki belirsizlik, onların "para", "eşya" ya da "menkul kıymet" olup olmadığı tartışmalarından kaynaklanmaktadır. Bu sınıflandırma, uygulanacak hukuki rejimi doğrudan etkilemesi bakımından kritik öneme sahiptir.

Hukuki Statü Belirsizliği

Kripto varlıkların hukuki niteliği konusunda Türk hukukunda henüz bir fikir birliği bulunmamaktadır. Bu belirsizliğin temelinde, kripto varlıkların geleneksel mal varlığı kategorilerine tam olarak uymaması yatmaktadır.

  • Para Değildir: Bir varlığın hukuken "para" sayılabilmesi için devlet tarafından basılması, itibari bir değere sahip olması ve genel bir değişim aracı olarak kabul görmesi gerekir. Kripto varlıklar bu özelliklere sahip değildir. Nitekim, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından çıkarılan "Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik" ile kripto varlıkların mal ve hizmet alımında bir ödeme aracı olarak kullanılması açıkça yasaklanmıştır. Benzer şekilde, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) da yaptığı açıklamalarla, kripto varlıkların 6493 sayılı yasa kapsamında "elektronik para" olarak değerlendirilemeyeceğini belirtmiştir.

  • Eşya Niteliği Tartışmalıdır: Medeni Hukuk doktrininde "eşya" kavramı genellikle üzerinde fiziki hakimiyet kurulabilen, cismani varlıklar için kullanılır. Kripto paralar ise tamamen dijital ve soyut bir yapıya sahip olduklarından, geleneksel eşya tanımına uymamaktadır. Bu nedenle doktrindeki hakim görüş, kripto varlıkların eşya olarak nitelendirilemeyeceği yönündedir.

  • Menkul Kıymet Olup Olmadığı Belirsizdir: Kripto varlıkların menkul kıymet olup olmadığı konusu da tartışmalıdır. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) geçmişte yaptığı açıklamalarda kripto paraları menkul kıymet olarak görmediğini belirtmiş olsa da, yargı kararlarında farklı yaklaşımlar görülebilmektedir. Örneğin, bazı icra hukuku mahkemeleri, haciz işlemleri bağlamında kripto paraları menkul kıymet olarak değerlendirmiştir.

Bu hukuki statü belirsizliğine rağmen, yargı organları kripto varlık alım-satım işlemlerini görmezden gelmemektedir. Örneğin, İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/915 E. ve 2020/278 K. sayılı kararı, bir kripto para borsasından yapılan alım işlemini Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun (TKHK) kapsamında bir "tüketici işlemi" olarak kabul etmiştir. Bu karar, kripto varlıkların hukuki işlemlere konu olabilen ve ekonomik bir değer taşıyan mal varlığı unsurları olarak kabul edildiğini göstermesi açısından önemlidir.

Mal Rejimi ve Miras Hukukundaki Durumu

Kripto paraların hukuki niteliği ne olursa olsun, ekonomik bir değer taşıdıkları ve alınıp satılabilir oldukları tartışmasızdır. Bu nedenle, boşanma ve miras süreçlerinde bu dijital varlıklar da paylaşıma konu edilmektedir.

Boşanma davalarında, evlilik birliği içinde edinilen kripto paralar, Türk Medeni Kanunu'nun benimsediği yasal mal rejimi olan "edinilmiş mallara katılma rejimi" kapsamında edinilmiş mal kabul edilir. Yani, eşlerin evlilik süresince maaşları, kendi mal varlıklarının gelirleri veya diğer karşılığı verilerek elde ettikleri gelirlerle aldıkları kripto varlıklar, boşanma halinde tasfiyeye dahil edilir ve kural olarak eşler arasında eşit olarak paylaştırılır.

Miras hukuku açısından ise kripto varlıklar, "dijital miras" kavramı içinde değerlendirilir. Bir kişinin ölümüyle birlikte sahip olduğu tüm mal varlığı değerleri, borçları ve hakları mirasçılarına geçer. TMK m. 599 uyarınca mirasçılar, mirasbırakanın ölümüyle mirası bir bütün olarak kanun gereğince kazanırlar. Bu ilke, dijital varlıklar için de geçerlidir. Kripto paralar, sahibinin cüzdanında bulunan ve ekonomik değeri olan varlıklar olduğu için terekeye (mirasbırakanın mal varlığına) dahildir ve yasal veya atanmış mirasçılara intikal eder.

Bu konudaki en önemli emsal kararlardan biri, dijital miras kavramının temelini oluşturan Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nin 13.11.2020 tarihli, E.2020/905 ve K.2020/1149 sayılı kararıdır. Mahkeme bu kararında, kanunda boşluk olduğunu belirterek şu sonuca varmıştır:

Mahkeme, ölen kişinin akıllı telefonunda ve bulut hesaplarında bulunan fotoğraf, video, e-posta ve sosyal medya yazışmaları gibi dijital verilerin de terekenin bir parçası olduğunu ve TMK m. 599 gereğince mirasçılara intikal etmesi gerektiğine hükmetmiştir.

Bu karar, doğrudan kripto paralarla ilgili olmasa da, mahkemelerin dijital ve soyut varlıkları mirasın bir parçası olarak kabul ettiğini göstermesi bakımından bir dönüm noktasıdır. Karar, fiziki varlığı olmayan ancak ekonomik veya manevi bir değer taşıyan her türlü dijital unsurun, kripto paralar da dahil olmak üzere, miras yoluyla devredilebileceğine dair güçlü bir hukuki zemin oluşturmuştur. Dolayısıyla, bir kişinin vefatı halinde, sahip olduğu kripto varlıklar da yasal mirasçıları tarafından talep edilebilir.

Harika, anlaştık. İstekleriniz doğrultusunda, SEO uyumlu, profesyonel ve bilgilendirici bir makale bölümü hazırladım.


Boşanma Davasında Kripto Varlıkların Tespiti ve Paylaşımı

Dijitalleşen dünyada evlilik birliği içerisinde edinilen mal varlıkları da çeşitlenmiştir. Geleneksel yatırım araçlarının yanı sıra, kripto paralar gibi dijital varlıklar da artık boşanma davalarında mal paylaşımının önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Ancak bu varlıkların merkeziyetsiz ve takibi zor yapısı, mal rejimi tasfiyesi sürecinde bazı zorlukları da beraberinde getirmektedir. Türk hukuk sistemi, bu yeni duruma mevcut kanunları yorumlayarak çözümler üretmekte ve eşlerin hakkaniyetli bir paylaşıma ulaşmasını hedeflemektedir.

Edinilmiş Mal Olarak Kripto Paralar

Türk Medeni Kanunu'na göre, Türkiye'de yasal mal rejimi "Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi"dir. Bu rejim, evlilik birliği devam ederken eşlerin emeği veya edinilmiş mallarının geliriyle elde ettikleri tüm mal varlığı değerlerinin, boşanma durumunda eşit olarak paylaşılmasını öngörür. Bu kapsamda, evlilik süresince maaş, prim, ikramiye gibi gelirlerle veya mevcut birikimlerle satın alınan kripto varlıklar, hukuken edinilmiş mal statüsündedir ve tasfiyeye tabidir.

Bu noktada önemli olan, kripto varlığın hangi kaynakla satın alındığıdır:

  • Evlilik Birliği İçindeki Gelirlerle Alınan Varlıklar: Eşlerden birinin maaşıyla veya ortak birikimlerle aldığı Bitcoin, Ethereum veya diğer altcoinler, doğrudan edinilmiş mal kabul edilir ve diğer eşin bu varlıklar üzerinde yarı oranında katılma alacağı hakkı doğar.
  • Kişisel Mallarla Alınan Varlıklar: Eğer bir eş, evlilikten önce sahip olduğu parayla veya evlilik sırasında kendisine miras kalan ya da karşılıksız kazandırma yoluyla (bağışlama gibi) edindiği bir mal varlığıyla kripto para almışsa, bu varlık "kişisel mal" sayılır ve doğrudan paylaşıma dahil edilmez.
  • Değer Artış Payı Alacağı: Kripto varlıkların paylaşımında dikkat edilmesi gereken bir diğer kritik hukuki kavram ise Değer Artış Payı Alacağı'dır. Örneğin, eşlerden birinin evlilikten önce sahip olduğu (kişisel malı olan) bir kripto para cüzdanı olsun. Diğer eş, evlilik birliği içinde bu cüzdanın yönetilmesine, artırılmasına veya korunmasına katkıda bulunmuşsa (örneğin, ev giderlerini karşılayarak diğer eşin yatırım yapmasına olanak sağlamışsa), kişisel mal olan bu kripto varlıkların değerindeki artış üzerinden hak talep edebilir. Bu durum, özellikle yüksek getiri sağlayan kripto yatırımlarında önemli bir alacak hakkı doğurabilir.

Tespit ve İspat Yöntemleri

Boşanma davalarında en büyük zorluk, eşlerden birinin diğerinden gizlediği kripto varlıkların varlığını ispatlamaktır. Kripto paraların anonim yapısı, mal kaçırma amacıyla kullanılmalarına olanak tanısa da, hukuki ve teknik yöntemlerle bu varlıkların izini sürmek mümkündür. Mahkemeler, gizlenen dijital varlıkları ortaya çıkarmak için aşağıdaki yöntemlere başvurmaktadır:

  1. Banka Hareketlerinin İncelenmesi: Bu yöntem, en temel ve en etkili başlangıç noktasıdır. Kripto para alımları genellikle banka havalesi, EFT veya kredi kartı işlemleriyle yerli veya yabancı borsalara para aktarılarak yapılır. Davacı tarafın talebi üzerine mahkeme, ilgili bankalara müzekkere yazarak eşin evlilik süresindeki tüm hesap hareketlerinin dökümünü isteyebilir. Bu dökümlerde Binance, Paribu, BTCTurk gibi kripto para borsalarına yapılan para transferleri, varlık alımının en güçlü delilidir.

  2. Kripto Para Borsalarından Bilgi Talebi: Banka kayıtlarında bir borsaya para transferi tespit edildiğinde, mahkeme bu kez ilgili borsaya müzekkere yazarak eşe ait hesap bilgilerini, işlem geçmişini ve mevcut varlık dökümünü talep edebilir. Türkiye'de faaliyet gösteren borsalar, yasal yükümlülükleri gereği mahkeme kararlarına uymak zorundadır.

  3. Bilirkişi İncelemesi ve Blokzincir Analizi: Konu teknik bir boyut kazandığında, mahkemeler alanında uzman bir bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verir. Bilirkişi, borsa kayıtlarından elde edilen cüzdan adreslerini ve işlem kodlarını (TxID) kullanarak Blokzincir Analizi yapabilir. Blokzincir teknolojisi şeffaf bir kayıt defteri olduğu için, yapılan tüm transferler halka açık olarak görülebilir. Uzman bir bilirkişi, borsadan çıkan kripto varlıkların hangi cüzdanlara aktarıldığını takip ederek, eşin varlıklarını sakladığı soğuk cüzdanları (offline cüzdan) veya diğer kişisel cüzdanları tespit edebilir. Bu yöntem, mal kaçırma girişimlerini ortaya çıkarmada son derece etkilidir.

  4. Diğer Deliller: Yukarıdaki teknik yöntemlerin yanı sıra, eşin sosyal medya paylaşımları, e-postaları, mesajlaşma kayıtları veya tanık beyanları gibi diğer deliller de kripto varlıkların varlığını ispatlamak için kullanılabilir.

Sonuç olarak, kripto varlıkların boşanma davasında tespiti ve paylaşımı karmaşık görünse de, doğru hukuki strateji ve teknik delillerle mümkündür. Eşler, bu süreçte hak kaybı yaşamamak için delillerini eksiksiz bir şekilde toplamalı ve mahkemeye sunmalıdır.

Harika, bir önceki bölümde kripto varlıkların boşanma davasında nasıl tespit edileceğini ve paylaşıma nasıl konu edileceğini ele almıştık. Şimdi ise bu varlıkların kötüye kullanılarak mal kaçırma amacıyla nasıl kullanıldığını ve mağdur eşin hukuken hangi yollara başvurabileceğini detaylandıracağız.


Kripto Paralar Aracılığıyla Mal Kaçırma ve Hukuki Korunma Yolları

Kripto paraların merkeziyetsiz ve anonim doğası, ne yazık ki boşanma sürecindeki eşler için bir mal kaçırma aracına dönüşebilmektedir. Geleneksel mal varlığı unsurlarının (banka hesabı, gayrimenkul, araç vb.) takibi nispeten kolayken, dijital cüzdanlarda saklanan kripto varlıkların izini sürmek daha karmaşık bir süreç gerektirir. Ancak Türk hukuk sistemi, bu tür kötü niyetli girişimlere karşı koruma mekanizmaları sunmaktadır.

Boşanma sürecinde bir eşin, diğer eşin yasal hakkı olan katılma alacağını azaltmak amacıyla mal varlığını elden çıkarması veya gizlemesi, hukuka aykırı bir eylemdir. Bu durum, Türkiye'de yasal mal rejimi olarak kabul edilen Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi'nin temel mantığına aykırıdır. Bu rejim, evlilik birliği içinde emek karşılığı elde edilen tüm değerlerin boşanma halinde eşler arasında eşit olarak paylaşılmasını öngörür. Kripto paralar da bu kapsama dahil olduğundan, bu varlıkları gizlemek, yasal paylaşım ilkesini doğrudan ihlal etmek anlamına gelir.

Eşler, mal kaçırmak amacıyla genellikle şu yöntemlere başvurur:

  • Banka Hesaplarından Yüklü Nakit Çekimi: Banka hesabındaki parayı çekerek fiziki olarak saklamak veya bu parayla doğrudan kripto para alımı yapmak.
  • Borsalardan Soğuk Cüzdanlara Transfer: Kripto para borsalarındaki (Binance, Paribu, BTCTurk vb.) varlıkları, takibi çok daha zor olan ve internete bağlı olmayan Soğuk Cüzdan (Offline Digital Wallet) olarak bilinen kişisel dijital cüzdanlara aktarmak.
  • Üçüncü Kişiler Adına İşlem Yapmak: Güvenilir bir arkadaş veya aile üyesi adına kripto para hesabı açarak varlıkları bu hesap üzerinden yönetmek.

Bu gibi durumlarda, diğer eşin haklarını korumak için başvurabileceği son derece etkili hukuki yollar mevcuttur.

En Güçlü Hukuki Dayanak: Türk Medeni Kanunu Madde 229

Mal kaçırma girişimlerine karşı en önemli yasal güvence, Türk Medeni Kanunu'nun 229. maddesidir. Bu madde, boşanma davası sırasında mal paylaşımını adil bir şekilde sağlamak amacıyla kritik bir rol oynar.

TMK m. 229 hükmüne göre, bir eşin diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı bazı karşılıksız devirler ve işlemler, mal rejimi tasfiye edilirken sanki hala mevcutmuş gibi hesaba katılır. Kanun maddesi şu durumları kapsar:

  1. Eşlerden birinin, mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan yaptığı olağan dışı bağışlamalar.
  2. Bir eşin, mal rejimi süresince diğer eşin katılma alacağını azaltma kastıyla yaptığı devirler.

Bu hüküm, kripto paralarla yapılan mal kaçırma eylemlerine karşı doğrudan uygulanabilir. Örneğin, bir eşin banka hesabından yüklü miktarda para çekip bu parayla kripto para alması ve bunu gizlemesi durumunda, harcanan bu para "katılma alacağını azaltma kastıyla" yapılmış bir işlem olarak kabul edilebilir. Mahkeme, bu varlıkların izini süremese dahi, banka kayıtlarından çıkan ve akıbeti açıklanamayan bu meblağı, mal paylaşımı hesabına dahil edebilir. Yani, gizlenen kripto paraların kendisi bulunamasa bile, alımı için harcanan para mal varlığına eklenerek diğer eşin hakkı korunmuş olur.

Malvarlığını Koruma Altına Alma: İhtiyati Tedbir Kararı

Boşanma davası açıldığında veya açılmadan önce, mal kaçırma riskine karşı atılabilecek en önemli adımlardan biri İhtiyati Tedbir Kararı talep etmektir. Bu karar, dava sonuçlanana kadar mevcut mal varlığının korunmasını sağlayan geçici bir hukuki önlemdir.

Kripto varlıklar söz konusu olduğunda, mahkemeden aşağıdaki gibi tedbirler talep edilebilir:

  • Borsa Hesaplarına Bloke Konulması: Eşin kullandığı bilinen yerli veya yabancı kripto para borsalarındaki hesaplarına erişimin engellenmesi ve bu hesaplardaki varlıkların dondurulması.
  • Varlıkların Nakde Çevrilip Bloke Edilmesi: Kripto paraların piyasa değeri oldukça değişken olduğu için, mahkeme, tespit edilen kripto varlıkların satılarak Türk Lirası'na çevrilmesini ve elde edilen gelirin bir banka hesabında (yediemin hesabı) dava sonuna kadar bloke edilmesini kararlaştırabilir. Bu yöntem, hem mal kaçırma riskini ortadan kaldırır hem de piyasa dalgalanmalarından kaynaklanacak değer kaybını önler.

Bu tedbir kararının alınabilmesi için, eşin kripto varlıklara sahip olduğuna dair güçlü delillerin (banka dekontları, e-posta yazışmaları, ekran görüntüleri vb.) mahkemeye sunulması büyük önem taşır. Kısacası, kripto paraların getirdiği yeni zorluklara rağmen, Türk Medeni Kanunu ve usul hukuku, haklarını korumak isteyen eşe güçlü enstrümanlar sunmaktadır.

Elbette, istediğiniz makale bölümünü SEO kurallarına uygun, akıcı bir dille ve verdiğiniz talimatlar doğrultusunda aşağıda hazırladım.


Kripto Para Değerlemesi ve Güncel Yargıtay Yaklaşımı

Boşanma davalarında kripto varlıkların tespiti ve mal paylaşımına dahil edilmesi kadar önemli bir diğer konu da bu varlıkların nasıl değerleneceği ve yatırım yapma eyleminin kusur olarak kabul edilip edilmeyeceğidir. Kripto para piyasalarının doğası gereği oldukça değişken (volatil) olması, değerleme anının belirlenmesini kritik hale getirirken; bu varlıklara yatırım yapmanın evlilik birliğine etkileri de Yargıtay kararlarına konu olmaktadır.

Piyasa Değerinin Belirlenmesi

Kripto paraların en bilinen özelliği, değerlerinin anlık olarak, hatta saniyeler içinde dahi değişebilmesidir. Bu durum, mal rejimi tasfiyesi davalarında adil bir paylaşım için hangi tarihteki değerin esas alınacağı sorununu gündeme getirir. Bir kripto varlığın dava açıldığı tarihteki değeri ile kararın verildiği tarihteki değeri arasında devasa farklar olabilir.

Yargı uygulaması bu sorunu, diğer edinilmiş mallarda olduğu gibi standart bir ilkeyle çözmektedir. Türk Medeni Kanunu gereğince, mal rejimi tasfiyesine konu olan varlıkların değeri, tasfiye anı olan karara en yakın tarihteki değer üzerinden hesaplanır. Bu ilke, kripto paralar için de geçerlidir. Mahkeme, dosyayı karara bağlayacağı tarihe en yakın güncel piyasa değerlerini dikkate alarak hesaplama yapar.

Bu süreçte, özellikle birden fazla borsada veya cüzdanda dağınık halde bulunan varlıkların toplam değerini belirlemek teknik bilgi gerektirdiğinden, mahkemeler sıklıkla bilirkişi incelemesine başvurur. Bilirkişi, ilgili kripto varlıkların karar tarihine en yakın piyasa değerlerini raporlayarak mahkemenin adil bir hesaplama yapmasına yardımcı olur. Bu yöntem, piyasa dalgalanmalarından kaynaklanabilecek hak kayıplarını en aza indirmeyi hedefler.

Yatırımın Kusur Sayılıp Sayılmayacağı

Boşanma davalarında taraflar, sıkça eşlerinin evlilik birliği içinde elde edilen birikimleri riskli buldukları kripto paralara yatırmasını bir "kusur" olarak öne sürmektedir. Bu durumun ailenin ekonomik geleceğini tehlikeye attığı, sadakat ve özen yükümlülüğüne aykırı olduğu iddia edilebilir. Peki, bir eşin kripto para yatırımı yapması tek başına boşanmada kusur sayılır mı? Yargıtay, bu konuya ışık tutan önemli bir karar vermiştir.

Bu konudaki en güncel ve emsal niteliğindeki karar Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından verilmiştir:

T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ Esas No : 2024/2844 Karar No : 2024/9880 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A Y A R G I T A Y İ L Â M I

  1. Mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen “hayata kast ile kadını terke zorladığı” vakıasının ispatlanmadığı; “parasını kripto paraya bağlama” vakıasının ise kripto para, yatırım amacıyla yapılmasının günün ekonomik koşulları bağlamında uygulanagelen bir yatırım aracı olduğu, yalnızca kripto para almak” eyleminin kusur teşkil etmeyeceği, ispatlanmayan ve kusur olarak değerlendirilemeyecek vakıaların tarafa kusur olarak yüklenilmesinin mümkün olmadığı, bu kusurların çıkarılmasının gerektiği, belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlara göre boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin yine de tam kusurlu olduğuna karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden sonucu itibariyle doğru bulunan İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin düzeltilerek onanması 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereğidir.

KARAR Açıklanan sebeplerle; …

  1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının kusurun gerekçesinin yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtilen şekliyle değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA, … 12.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Bu karar, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin 2024/349 E., 2024/313 K. sayılı kararının temyizi üzerine verilmiştir. Yargıtay, bu kararıyla son derece net bir ilke ortaya koymuştur: Günümüz ekonomik şartlarında kripto paraların yaygın bir yatırım aracı haline geldiğini kabul ederek, bir eşin sadece bu alana yatırım yapmasının boşanma davasında tek başına kusur sayılamayacağına hükmetmiştir.

Ancak bu karar, her türlü kripto yatırımının masum görüleceği anlamına gelmemelidir. Eğer yapılan yatırım, ailenin ekonomik gücünü temelden sarsacak düzeydeyse, ortak yaşam için gerekli harcamaları engelleyecek boyuttaysa veya kumar benzeri bir savurganlık niteliğindeyse, durum farklı değerlendirilebilir. Türk Medeni Kanunu'nun "ailenin ekonomik varlığının korunması" başlıklı 199/1 maddesi ve "savurganlık" veya "malvarlığını kötü yönetme" gibi sebeplere dayanan 406. maddesi, bu tür aşırı ve sorumsuz yatırımların boşanmada kusur olarak değerlendirilmesine zemin hazırlayabilir. Dolayısıyla, her olayın kendi özel koşulları içinde değerlendirilmesi esastır.

Sonuç olarak, boşanma sürecinde kripto paralar, hukuki statüleri tam olarak netleşmemiş olsa da, mahkemeler tarafından malvarlığı değeri olarak kabul edilmektedir. Evlilik birliği içinde edinilen bu varlıklar, "edinilmiş mal" statüsünde olup eşler arasında eşit paylaşıma tabidir. Eşlerin bu varlıkları gizlemesi durumunda banka kayıtları, borsa yazışmaları ve bilirkişi incelemeleri gibi yöntemlerle tespit edilmesi mümkündür. Yargıtay'ın güncel yaklaşımı, makul düzeydeki kripto yatırımlarını kusur olarak görmese de, ailenin ekonomik bütünlüğünü tehlikeye atan sorumsuz harcamaların farklı değerlendirilebileceğini unutmamak gerekir. Bu karmaşık ve teknik süreçte hak kaybı yaşamamak için dijital varlıklar ve aile hukuku alanında uzman bir avukattan destek almak kritik öneme sahiptir.

Yazar Görseli
Müellif

Av. Ali Haydar GÜLEÇ

Güleç Hukuk Bürosu'nda 9 yıldır yöneticilik ve avukatlık yapmaktadır.