ChatGPT Üretimlerinin Telif Hak Durumu

ChatGPT Üretimlerinin Telif Hak Durumu

Yapay zeka teknolojilerinin hızla gelişmesiyle birlikte ChatGPT gibi araçların ürettiği içeriklerin telif hakkı durumu önemli bir hukuki mesele haline gelmiştir. Bu kapsamlı analiz, yapay zeka içeriklerinin sahiplik durumu, yasal riskleri ve farklı ülkelerdeki düzenlemeleri inceleyerek kullanıcılara rehberlik etmektedir.

ChatGPT İçeriklerinin Sahiplik Durumu ve OpenAI Politikaları

Yapay zeka teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla birlikte ChatGPT gibi araçların ürettiği içeriklerin sahiplik durumu, hem bireysel kullanıcılar hem de işletmeler için kritik bir hukuki mesele haline gelmiştir. OpenAI'nin bu konudaki resmi politikaları ve kullanım koşulları, yapay zeka içeriklerinin ticari ve kişisel kullanımında temel rehber niteliği taşımaktadır.

OpenAI Kullanım Koşulları

OpenAI'nin İçerik Politikası ve Kullanım Koşulları, ChatGPT kullanıcılarının ürettikleri içerikler üzerindeki haklarını net bir şekilde düzenlemektedir. OpenAI'nin resmi politikasına göre, ChatGPT tarafından oluşturulan içeriğin telif hakkı OpenAI'ye ait değildir ve kullanıcılar genellikle ürettikleri çıktıların sahibi konumundadır.

Bu düzenleme kapsamında kullanıcılar, ChatGPT ile ürettikleri metin ve görüntüler dahil olmak üzere tüm çıktıları yeniden kullanabilir, basabilir ve ticari amaçlarla satabilir. Ancak bu geniş kullanım hakkı, mevcut telif hakkı yasalarının geçerliliğini ortadan kaldırmamaktadır.

OpenAI'nin kullanım koşullarında yer alan dört temel politika şu şekildedir:

  • Yürürlükteki yasalara uyma zorunluluğu: Kullanıcılar, bulundukları ülkenin yasal düzenlemelerine uygun hareket etmelidir
  • Kendinize veya başkalarına zarar vermeme: Platform, zararlı içerik üretimi için kullanılamaz
  • Çıktıyı başkalarına zarar vermek için kullanmama: Üretilen içerikler, üçüncü kişilere zarar verecek şekilde kullanılamaz
  • Güvenlik önlemlerine saygı gösterme: Platformun güvenlik sistemlerini aşmaya yönelik girişimler yasaktır

İçerik Sahipliği

ChatGPT kullanıcılarının ürettikleri içeriklerin sahipliği konusu, geleneksel telif hakkı anlayışından farklı bir yaklaşım gerektirmektedir. OpenAI'nin açık politikası gereği, kullanıcılar ürettikleri tüm çıktıların sahibidir ve bu içerikleri istedikleri şekilde kullanabilirler.

Bu sahiplik hakkı, kullanıcılara geniş bir kullanım alanı sunmaktadır. Ticari amaçlı kullanım, yeniden düzenleme, başka platformlarda paylaşım ve satış gibi işlemler OpenAI tarafından desteklenmektedir. Ancak bu durum, üretilen içeriklerin tamamen özgün olduğu anlamına gelmemektedir.

ChatGPT'nin geniş veri setleri üzerinde eğitilmiş olması, üretilen içeriklerin mevcut telif hakkı korumalı eserlerle benzerlik gösterebileceği riskini beraberinde getirmektedir. Bu nedenle kullanıcılar, çıktıların korunan eserleri yakından taklit etmesi durumunda telif hakkı ihlali riski ile karşı karşıya kalabilirler.

Yasal Riskler

ChatGPT kullanımında karşılaşılabilecek başlıca yasal riskler, platformun teknik özellikleri ve eğitim verilerinin yapısından kaynaklanmaktadır. Yanlış bilgilendirme riski, yapay zekanın halüsinasyonlar göstererek yanlış bilgi üretebilme potansiyeli nedeniyle önemli bir sorundur.

Gizlilik ihlalleri konusu da kritik önem taşımaktadır. OpenAI'nin kullanım şartlarının 3. bölümüne göre, platforma girilen içerikler hizmet sağlamak amacıyla kullanılabilmektedir. Bu durum, hassas verilerin girilmesi halinde gizlilik ihlallerine yol açabilir.

Fikri mülkiyet hakları ihlali riski, ChatGPT'nin eğitim verilerinde telif hakkıyla korunan eserler bulunması nedeniyle ortaya çıkmaktadır. 2023 Şubat ayında The Wall Street Journal ve CNN gibi medya kuruluşları, makalelerinin izinsiz kullanılması nedeniyle OpenAI'ye karşı protesto eylemlerinde bulunmuşlardır.

Büyük şirketlerin ChatGPT kullanımına yaklaşımı, bu risklerin ciddiyetini göstermektedir. 2023 Mart ayında Samsung şirketi, ChatGPT kullanımını onayladıktan sonra yarı iletken bölümünde yaşanan bilgi sızıntısı nedeniyle şirket içi kullanımı yasaklamıştır. JP Morgan Chase, Bank of America, Citigroup, Wells Fargo ve Goldman Sachs gibi büyük finansal kuruluşlar da çalışanlarının ChatGPT kullanımını kısıtlamaktadır.

Bu riskler karşısında güvenli kullanım önerileri şunlardır:

  • Hassas ve gizli bilgilerin platforma girilmemesi
  • Üretilen içeriklerin insan kontrolünden geçirilmesi
  • Ticari kullanımda yasal danışmanlık alınması
  • Chatbot platformları aracılığıyla güvenli kullanım ortamının sağlanması

OpenAI'nin kullanım politikaları, yapay zeka teknolojisinin sorumlu kullanımını teşvik etmekle birlikte, kullanıcıların kendi yasal sorumluluklarını da göz önünde bulundurmaları gerekmektedir.

Uluslararası Telif Hakkı Düzenlemeleri ve İçtihatlar

Yapay zeka teknolojilerinin hızla yaygınlaşmasıyla birlikte, dünya genelinde telif hakkı düzenlemeleri ve mahkeme kararları bu yeni teknolojik gerçekliğe uyum sağlamaya çalışmaktadır. Farklı ülkelerin yapay zeka içeriklerine yaklaşımları, gelecekteki hukuki çerçevenin şekillenmesinde kritik rol oynamaktadır.

ABD Düzenlemeleri

Amerika Birleşik Devletleri, yapay zeka ve telif hakları konusunda en kapsamlı içtihada sahip ülkelerden biridir. Birleşik Devletler Telif Hakkı Ofisi (USCO), makineler tarafından oluşturulan içeriklerin telif hakkı korumasından yararlanamayacağını net bir şekilde belirtmektedir.

Thaler v. Perlmutter davası, bu alandaki en önemli emsal kararlardan biridir. 2018 yılında Dr. Stephen Thaler, "Yaratıcılık Makinesi" adlı yapay zeka sistemiyle üretilen "Cennete Son Giriş" isimli resmin tescili için ABD Telif Ofisine başvurmuştur. USCO, eserin insan ürünü olmadığı ve zihinsel hususiyet taşıyamayacağı gerekçesiyle başvuruyu reddetmiştir. Ağustos 2023'te bölge mahkemesi USCO kararını onamış, hakim yapay zeka kullanıcısının eser sahibi kabul edilmesi için ne kadar insan müdahalesinin gerektiğinin değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamıştır.

Kristina Kashtanova davası da ABD'deki yaklaşımı pekiştiren bir diğer önemli karardır. Bu davada, yapay zeka tarafından üretilen görüntülerin telif hakkı alamayacağına karar verilmiştir. Bu kararlar, ABD hukukunda insan yaratıcılığının telif hakkı koruması için temel şart olduğunu göstermektedir.

ABD'de ayrıca Raw Story Media, Inc. ve AlterNet Media, Inc. v. OpenAI, Inc. davası da dikkat çekicidir. ABD Güney New York Bölge Mahkemesi bu davayı reddetmiş, davacıların ChatGPT'nin telif haklarına sahip oldukları içerikleri doğrudan kopyalayarak sunduğuna dair somut kanıt sunamadığını ve zarar gördüklerini kanıtlayamadığını vurgulamıştır.

Avrupa Birliği Yaklaşımı

Avrupa Birliği, yapay zeka konusunda daha kapsamlı ve düzenleyici bir yaklaşım benimsemektedir. 13 Mart 2024 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Birliği Yapay Zeka Yasası (AI ACT), telif hakları kapsamını genişletmeyi hedeflemektedir.

AI Act'ın temel prensiplerine göre, bir eserin telif hakkı korumasından yararlanabilmesi için "kendi entelektüel yaratımı" olması ve yaratıcısının kişiliğini yansıtması gerekmektedir. Bu yaklaşım, Infopaq kararından esinlenerek geliştirilmiştir.

AI Act'ın Madde 53 (b ve c) hükümleri, yapay zekanın hesap verebilir şekilde geliştirilmesini sağlamayı hedeflerken, Madde 6 yüksek riskli yapay zeka sistemlerinin sınıflandırılması için kriterler öngörmektedir. Bu düzenlemeler, yapay zeka sistemlerinin şeffaflığını artırmayı ve telif hakkı sahiplerinin haklarını korumayı amaçlamaktadır.

Avrupa ve Birleşik Krallık, ticari olmayan amaçlarla metin ve veri madenciliğine izin vermektedir. Bu durum, yapay zeka sistemlerinin eğitim sürecinde telif hakkı korumalı eserlerin kullanılmasına belirli koşullar altında olanak tanımaktadır.

Önemli Mahkeme Kararları

Birleşik Krallık'ta 1988 Telif Hakkı, Tasarımlar ve Patentler Yasası, teorik olarak bilgisayar tarafından üretilen eserlerin telif hakkı ile korunabileceğini öne sürmektedir. Bu yaklaşım, diğer ülkelerden farklı olarak yapay zeka ürünlerine daha esnek bir çerçeve sunmaktadır.

Uluslararası mahkeme kararları, yapay zeka içeriklerinin telif hakkı durumunu değerlendirirken şu kriterleri göz önünde bulundurmaktadır:

  • İnsan yaratıcılığının derecesi ve müdahalesi
  • Eserin özgünlük düzeyi
  • Yaratıcı süreçteki insan katkısının ölçülebilirliği
  • Telif hakkı korumalı eserlerin kullanım şekli

The New York Times ve diğer haber ajansları tarafından OpenAI'ye karşı açılan davalar, yapay zeka sistemlerinin eğitim verilerinde telif hakkı korumalı içeriklerin kullanılmasının hukuki sonuçlarını sorgulamaktadır. Bu davalar, adil kullanım kavramının yapay zeka bağlamında nasıl yorumlanacağını belirleyecek önemli emsal kararlar yaratma potansiyeline sahiptir.

Uluslararası içtihatlar, yapay zeka teknolojilerinin telif hakları üzerindeki etkisinin karmaşık ve çok boyutlu olduğunu göstermektedir. Her ülkenin kendine özgü yaklaşımı, global bir standart oluşturma ihtiyacını ortaya koymakta ve gelecekteki düzenlemelerin şekillenmesinde kritik rol oynamaktadır.

Türk Hukukunda Yapay Zeka İçeriklerinin Durumu

Türk hukuk sistemi, yapay zeka teknolojilerinin hızla gelişmesiyle birlikte ortaya çıkan yeni hukuki sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. ChatGPT ve benzeri yapay zeka araçlarının ürettiği içeriklerin telif hakkı açısından değerlendirilmesi, mevcut yasal çerçeve içerisinde önemli belirsizlikler yaratmaktadır.

FSEK Kapsamında Değerlendirme

5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK), Türkiye'de telif haklarının temel düzenleyicisi konumundadır. Kanunun 1/B maddesi uyarınca eser, "sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musikî, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini" ifade etmektedir.

Bu tanımdan hareketle, bir ürünün eser sayılabilmesi için iki temel koşulun sağlanması gerekmektedir:

  • Sahibinin hususiyetini taşıması: Eserin yaratıcısının kişilik özelliklerini yansıtması
  • Yaratıcı nitelik: Özgün bir fikri emeğin ürünü olması

Yapay zeka sistemlerinin ürettiği içerikler açısından bu kriterler değerlendirildiğinde, temel sorun yapay zekanın kişilik sahibi olmaması ve yaratıcı faaliyet gösterememesidir. FSEK'in mevcut yapısı, eserlerin yalnızca gerçek kişiler tarafından meydana getirilebileceği anlayışına dayanmaktadır.

FSEK'in 1. ve 2/3 maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, bir eserin sahibinin onu meydana getiren kişi olduğu açıkça belirtilmektedir. Bu düzenleme, yapay zeka sistemlerinin eser sahibi olabilme imkanını ortadan kaldırmaktadır.

Yargıtay İçtihatları

Türk yargı organları, eser sahipliği konusunda net bir tutum sergilemektedir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 04.02.2015 tarihli 2014/16277E., 2015/1285K. sayılı kararı bu konuda emsal teşkil etmektedir:

5846 sayılı FSEK 1. ve 2/3 maddesi uyarınca bir eserin sahibi onu meydana getiren kişidir. Davacı TSE 132 sayılı Kanun ile kurulmuş ve tüzel kişiliği haiz bir kurum olduğundan, esasen yaratıcı faaliyeti olmayan tüzel kişi davacının eser sahibi olduğundan da söz edilemez. Davacı TSE, 5846 sayılı FSEK 10/son ve/veya 18. maddesi uyarınca dava konusu yayınlar üzerinde yasa gereği mali hakları kullanma hakkına sahiptir, ancak manevi hak sahipliğinden söz edilemez.

Bu karar, yaratıcı faaliyeti olmayan tüzel kişilerin bile eser sahibi olamayacağını açıkça ortaya koymaktadır. Yapay zeka sistemleri için bu durum daha da belirgindir, çünkü bu sistemler ne gerçek kişi ne de tüzel kişi statüsüne sahiptir.

Yargıtay'ın bu yaklaşımı, eser sahipliğinin mutlaka yaratıcı faaliyet gösteren gerçek kişilere ait olması gerektiği prensibini güçlendirmektedir. Bu içtihat, yapay zeka ürünlerinin FSEK kapsamında korunması konusunda önemli bir engel oluşturmaktadır.

Eser Sahipliği Kriterleri

Türk hukukunda eser sahipliği kriterleri, yapay zeka içerikleri açısından değerlendirildiğinde çeşitli sorunlar ortaya çıkmaktadır:

Yaratıcı Nitelik Sorunu: Yapay zeka sistemleri, mevcut verilere dayanarak içerik üretmektedir. Bu süreçte gerçek anlamda yaratıcı bir faaliyet gösterip göstermediği tartışmalıdır. Sistemin ürettiği içerik, eğitim verilerinin bir kombinasyonu olarak değerlendirilebilir.

Kişilik Yansıması: FSEK'in temel gereklerinden biri olan "sahibinin hususiyetini taşıma" kriteri, yapay zeka ürünleri için karşılanamaz. Yapay zekanın kişiliği bulunmadığından, ürettiği içerikte kişilik özelliklerinin yansıması söz konusu değildir.

Hak Ehliyeti Sorunu: Yapay zeka sistemlerinin hak ehliyeti bulunmamaktadır. Bu durum, telif hakkı ihlallerinden doğan sorumluluğun kime yöneltileceği konusunda belirsizlik yaratmaktadır.

Uluslararası Koruma: İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 27. maddesi telif haklarının korunmasını güvence altına almaktadır. Ancak bu koruma da "herkes" ifadesiyle gerçek kişileri kapsamaktadır.

Türk hukukunun mevcut durumu, yapay zeka ürünlerinin FSEK kapsamında eser olarak nitelendirilmesine ve telif hakkı korumasından yararlanmasına imkan tanımamaktadır. Bu durum, teknolojik gelişmelerin hukuki düzenlemelerden önde gittiğini göstermekte ve yakın gelecekte yasal düzenlemelere duyulan ihtiyacı ortaya koymaktadır.

Yapay zekanın geniş veri setlerine dayanması nedeniyle ürettiği içeriklerin üçüncü kişilerin telif haklarını ihlal etme riski de bulunmaktadır. Bu risk, özellikle ticari kullanımlarda dikkate alınması gereken önemli bir husustur.

Ticari Kullanım ve Pratik Riskler

ChatGPT ve benzeri yapay zeka araçlarının ticari kullanımı, işletmeler için hem büyük fırsatlar hem de ciddi riskler barındırmaktadır. OpenAI'nin kullanım koşullarına göre kullanıcılar ürettikleri içeriklerin sahibi olmakla birlikte, ticari uygulamalarda dikkat edilmesi gereken önemli hususlar bulunmaktadır.

Ticari Kullanım Alanları

Yapay zeka teknolojilerinin ticari kullanımı çeşitli sektörlerde yaygınlaşmaktadır. Metin oluşturma desteği, müşteri hizmetleri, yazılım geliştirme ve chatbot inşası gibi alanlarda ChatGPT'nin sunduğu imkanlar işletmelerin operasyonel verimliliğini önemli ölçüde artırmaktadır.

2023 Mayıs ayında Japonya'da Japon Avukat.com Chat Hukuki Danışmanlık hizmeti, ChatGPT kullanarak AI chat formatında deneme sunumu başlatmıştır. Bu uygulama, hukuki danışmanlık sektoründe yapay zekanın ticari kullanımının öncü örneklerinden biri olarak dikkat çekmektedir.

Ticari kullanımın temel avantajları arasında olağanüstü iş verimliliği artışı, insan kaynakları maliyetlerinin azaltılması ve destek sistemlerinin güçlenmesi yer almaktadır. ChatGPT 100'den fazla dilde destek sunabilmekte ve 24 saat 365 gün kesintisiz müşteri desteği sağlayabilmektedir.

Güvenlik Önlemleri

Ticari kullanımda en kritik konulardan biri veri güvenliği ve gizliliğin korunmasıdır. OpenAI kullanım şartlarının 3. bölümüne göre, girilen içerikler hizmet sağlamak için kullanılabilmektedir. Bu durum, kişisel ve gizli bilgilerin ChatGPT'ye girilmemesi gerektiğini ortaya koymaktadır.

2023 Mart ayında Samsung şirketi ChatGPT kullanımını onayladıktan sonra yarı iletken bölümünde ciddi bir bilgi sızıntısı yaşamış ve bunun üzerine şirket içi kullanımı yasaklamıştır. Bu olay, yapay zeka araçlarının ticari kullanımında güvenlik önlemlerinin ne kadar kritik olduğunu gözler önüne sermektedir.

İşletmelerin alması gereken temel güvenlik önlemleri şunlardır:

  • Hassas ticari bilgilerin ChatGPT'ye girilmemesi
  • Çalışanların yapay zeka kullanımı konusunda eğitilmesi
  • Üretilen içeriklerin insan kontrolünden geçirilmesi
  • Chatbot platformları aracılığıyla güvenli kullanım ortamlarının oluşturulması

Sektörel Uygulamalar

Finans sektöründe yapay zeka kullanımına yönelik dikkatli yaklaşımlar sergilenmektedir. JP Morgan Chase, Bank of America, Citigroup, Wells Fargo ve Goldman Sachs gibi büyük bankalar çalışanlarının ChatGPT kullanımını kısıtlamaktadır. Bu kısıtlamaların temel nedeni, finansal verilerin gizliliği ve düzenleyici gerekliliklerin karşılanması ihtiyacıdır.

Hukuk sektoründe ise yapay zeka kullanımı daha temkinli bir şekilde değerlendirilmektedir. Üretilen bilgilerin doğru olmayabileceği ve mutlaka insan kontrolünden geçmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Hukuki danışmanlık hizmetlerinde yapay zeka desteği alınırken, profesyonel sorumluluk ve müvekkil gizliliği ilkeleri göz önünde bulundurulmalıdır.

Teknoloji sektöründe ise yapay zeka araçları yazılım geliştirme, kod optimizasyonu ve teknik dokümantasyon hazırlama gibi alanlarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak fikri mülkiyet hakları ve telif hakkı ihlali riskleri bu sektörde de dikkatle değerlendirilmesi gereken konulardır.


ChatGPT ve yapay zeka teknolojilerinin telif hakkı durumu, günümüzde hızla gelişen ve karmaşık bir hukuki alan olarak karşımıza çıkmaktadır. OpenAI'nin kullanıcılara tanıdığı içerik sahipliği hakları, uluslararası telif hakkı düzenlemelerindeki belirsizlikler, Türk hukukundaki mevcut yasal çerçeve ve ticari kullanımdaki pratik riskler bir arada değerlendirildiğinde, bu alanda kapsamlı yasal düzenlemelere olan ihtiyaç açıkça ortaya çıkmaktadır.

Kullanıcıların ve işletmelerin yapay zeka araçlarını güvenli bir şekilde kullanabilmeleri için güncel yasal gelişmeleri takip etmeleri, güvenlik önlemlerini titizlikle uygulamaları ve gerektiğinde uzman hukuki danışmanlık almaları büyük önem taşımaktadır. Teknolojinin hızla ilerlemesi karşısında hukuki çerçevelerin de bu gelişmelere uyum sağlaması, hem içerik üreticilerinin haklarının korunması hem de yapay zeka teknolojilerinin toplumsal faydaya dönüştürülmesi açısından kritik bir gerekliliktir.

Yazar Görseli
Müellif

Av. Ali Haydar GÜLEÇ

Güleç Hukuk Bürosu'nda 9 yıldır yöneticilik ve avukatlık yapmaktadır.