
Angel Yatırımcı Sözleşmelerinde Gizli Maddeler
Startup ekosisteminin en kritik unsurlarından biri olan angel yatırımcı sözleşmeleri, girişimciler ve yatırımcılar arasındaki hukuki ilişkileri düzenleyen karmaşık anlaşmalardır. Bu sözleşmelerde yer alan gizli maddeler, tarafların haklarını korurken aynı zamanda yatırımın sürdürülebilirliğini sağlamaktadır. Gizlilik sözleşmelerinden pay sahipliği anlaşmalarına kadar uzanan geniş bir yelpazede düzenlenen bu sözleşmeler, Türk hukuk sistemi içerisinde özel bir konuma sahiptir.
Melek Yatırımcılığın Hukuki Çerçevesi ve Mevzuat Düzenlemeleri
Türk Hukukunda Melek Yatırımcılık
Melek yatırımcılık kavramı, Türk hukuk sisteminde nispeten yeni bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Girişimcilik ekosisteminin kritik bir bileşeni olan melek yatırımcılar, başlangıç aşamasındaki şirketlere hem finansal kaynak hem de deneyim aktarımı sağlayan özel yatırımcılardır. Bu yatırımcılar, geleneksel finansman kaynaklarına erişimi sınırlı olan start-up'lar için hayati önem taşıyan bir alternatif oluşturmaktadır.
Türk hukuk literatüründe melek yatırımcı kavramı, "kişisel varlıklarını ve/veya tecrübe ve birikimlerini başlangıç veya büyüme aşamasındaki şirketlere aktaran gerçek kişiler" olarak tanımlanmaktadır. Bu tanım, melek yatırımcılığın sadece finansal bir işlem olmadığını, aynı zamanda bilgi ve deneyim transferini de içeren kapsamlı bir süreç olduğunu ortaya koymaktadır.
Melek yatırımcılar ile girişimciler arasında kurulan hukuki ilişkiler, isimsiz sözleşmeler kapsamında değerlendirilmektedir. Bu durum, söz konusu sözleşmelerin mevzuatta özel olarak düzenlenmemiş olmasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla bu sözleşmelere Türk Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri uygulanmakta ve taraflar arasındaki ilişkiler büyük ölçüde sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesinde şekillenmektedir.
Mevzuat Değişiklikleri
Türkiye'de melek yatırımcılığın yasal çerçevesi, son on yılda önemli değişiklikler geçirmiştir. 4059 sayılı Finansal İstikrar ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun'un ek madde 5'inci hükmü ile 2012 yılında melek yatırımcılık ilk kez Türk mevzuatında yerini almıştır. Bu düzenleme, melek yatırımcılık faaliyetlerinin hukuki temelini oluşturmuş ve sektörün gelişimi için önemli bir adım teşkil etmiştir.
Ancak bu ilk düzenleme uzun ömürlü olmamıştır. 2018 yılında KHK-703/16 maddesi ile söz konusu hüküm yürürlükten kaldırılmıştır. Bu değişiklik, melek yatırımcılık alanında yasal belirsizliklerin artmasına ve sektör aktörlerinin hukuki güvence konusunda endişe duymasına neden olmuştur.
Mevzuat değişikliklerinin ardından, melek yatırımcılık faaliyetleri büyük ölçüde Bireysel Katılım Sermayesi Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmeye başlanmıştır. Bu yönetmelik, 2013 yılında yürürlüğe girmiş olup, günümüzde melek yatırımcılık alanındaki temel hukuki dayanak noktasını oluşturmaktadır.
Güncel Yasal Düzenlemeler
Hâlihazırda melek yatırımcılık faaliyetleri, Bireysel Katılım Sermayesi Hakkında Yönetmelik'in 3. maddesi uyarınca düzenlenmektedir. Bu madde kapsamında melek yatırımcılar, "bireysel katılım yatırımcısı" olarak isimlendirilmekte ve faaliyetlerinin çerçevesi belirlenmektedir.
Yönetmeliğin getirdiği en önemli yeniliklerden biri, melek yatırımcıların lisanslama sistemine tabi tutulmasıdır. 351 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun geçici 82'nci maddesinin 4'üncü fıkrası uyarınca, bireysel katılım yatırımcılarının vergi desteklerinden yararlanabilmeleri için Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan bireysel katılım yatırımcısı lisansı almış olmaları gerekmektedir.
Bu lisanslama sistemi, melek yatırımcılık faaliyetlerinin daha kontrollü ve düzenli bir şekilde yürütülmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Aynı zamanda, vergi teşvikleri yoluyla bu alanda faaliyet gösteren yatırımcıların desteklenmesi hedeflenmektedir.
Güncel yasal düzenlemeler çerçevesinde, melek yatırımcı ile girişimci arasında yapılan sözleşmeler TBK'nun 620'nci maddesi uyarınca adi ortaklığa ilişkin hükümlerin kıyasen uygulanması yoluyla değerlendirilmektedir. Bu durum, söz konusu sözleşmelerin hukuki niteliğinin belirlenmesinde önemli bir referans noktası oluşturmaktadır.
Ayrıca, Sermaye Piyasası Kanunu'nun 18'inci maddesi uyarınca Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı hükümleri de melek yatırımcılık faaliyetlerinde uygulama alanı bulmaktadır. Bu çok katmanlı hukuki yapı, melek yatırımcılık sözleşmelerinin karmaşık bir hukuki çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
Mevcut yasal düzenlemeler, melek yatırımcılık alanında sözleşme serbestisi ilkesinin geniş bir uygulama alanına sahip olduğunu göstermektedir. Bu durum, tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerini büyük ölçüde kendi iradeleri doğrultusunda belirleyebilmelerine imkan tanımaktadır.
Gizlilik Sözleşmelerinin Yapısı ve Temel Unsurları
Melek yatırımcı ile girişimci arasındaki ilişkilerin temelini oluşturan gizlilik sözleşmeleri, startup ekosisteminin en kritik hukuki araçlarından biridir. Bu sözleşmeler, ön görüşmeler sırasında paylaşılan hassas bilgilerin korunmasını sağlayarak, tarafların güvenli bir ortamda iş birliği yapabilmesine olanak tanır. Özellikle teknoloji tabanlı girişimlerde, fikri mülkiyet haklarının korunması açısından bu sözleşmelerin önemi daha da artmaktadır.
Gizli Bilgi Tanımı
Gizlilik sözleşmelerinin en temel unsuru, gizli bilgi tanımının kapsamlı ve net bir şekilde belirlenmesidir. Bu tanım, tarafların sözlü, yazılı, elektronik veya diğer araçlarla paylaştıkları tüm bilgi türlerini kapsayacak şekilde düzenlenmelidir. Gizli bilgi kapsamına giren unsurlar şunlardır:
- Finansal bilgiler: Gelir-gider tabloları, nakit akış projeksiyonları, bütçe planları
- Ticari bilgiler: İş planları, pazarlama stratejileri, müşteri listeleri, tedarikçi bilgileri
- Teknik bilgiler: Yazılım kodları, algoritmalar, tasarım belgeleri, patent başvuruları
- Hukuki bilgiler: Sözleşme taslakları, yasal görüşler, uyuşmazlık durumları
- Operasyonel bilgiler: İş süreçleri, organizasyon şemaları, insan kaynakları politikaları
Gizli bilgi tanımının yanı sıra, istisnaların da açıkça belirtilmesi gerekmektedir. Bu istisnalar arasında kamuoyu tarafından halihazırda bilinen bilgiler, kusursuz şekilde kamuoyuna mal olan bilgiler, önceden bilinen bilgiler ve yasal zorunluluklar gereği açıklanan bilgiler yer almaktadır. Bu istisnaların net bir şekilde tanımlanması, gelecekte yaşanabilecek uyuşmazlıkların önlenmesi açısından kritik önem taşımaktadır.
Sözleşme İhlali ve Cezai Şart
Gizlilik sözleşmelerinde caydırıcı tutardaki cezai şart düzenlemesi, sözleşmenin etkinliğini sağlayan temel unsurlardan biridir. Cezai şart, tespit edilmesi zor olan zararın makul bir kısmının karşılanmasını sağlayarak, tarafları sözleşme hükümlerine uygun davranmaya teşvik eder.
Cezai şart belirlenmesinde dikkate alınması gereken faktörler:
- Projenin değeri ve potansiyeli: Yüksek değerli projelerde cezai şart miktarı da buna paralel olarak artırılmalıdır
- Bilginin hassasiyet derecesi: Kritik ticari sırlar için daha yüksek cezai şart öngörülebilir
- Tarafların mali durumu: Cezai şartın caydırıcı olması için tarafların ödeme gücü dikkate alınmalıdır
- Piyasa koşulları: Sektörel standartlar ve benzer sözleşmelerdeki uygulamalar referans alınmalıdır
Sözleşme ihlali durumunda, maddi ve manevi tazminat talepleri de cezai şarta ek olarak gündeme gelebilir. Bu nedenle sözleşmede, cezai şartın tazminat talebini engelleyip engellemediği konusunda açık hüküm bulunması önerilmektedir.
Koruma Süresi ve Şartları
Gizli bilgilerin korunma süresi, gizlilik sözleşmelerinin en önemli unsurlarından biridir. Tipik olarak 5-10 yıl arasında belirlenen koruma süresi, projenin niteliğine ve bilginin hassasiyet derecesine göre değişiklik gösterebilir. Bu sürenin belirlenmesinde şu faktörler dikkate alınmalıdır:
- Teknolojik yaşam döngüsü: Hızla değişen teknoloji sektörlerinde daha kısa süreler tercih edilebilir
- Pazar dinamikleri: Rekabet yoğunluğu yüksek sektörlerde uzun süreli koruma gerekebilir
- Yatırım geri dönüş süresi: Melek yatırımcıların tipik olarak 7-10 yıllık yatırım ufku göz önünde bulundurulmalıdır
- Hukuki gereklilikler: İlgili mevzuatta öngörülen süreler dikkate alınmalıdır
Koruma şartları açısından, gizli bilgilerin fiziksel ve dijital güvenliği de sözleşmede detaylı olarak düzenlenmelidir. Bu kapsamda:
- Bilgilerin saklanma koşulları ve erişim yetkileri
- Dijital güvenlik önlemleri ve şifreleme gereklilikleri
- Çalışanların bilgilendirilmesi ve gizlilik taahhütleri
- Sözleşme sona erdiğinde bilgilerin iadesi veya imhası
Gizlilik sözleşmelerinde ayrıca, bilgilerin hangi koşullarda açıklanabileceği de belirtilmelidir. Yargılama faaliyeti kapsamında yazılan müzekkere neticesinde bilgi açıklama zorunluluğu gibi durumlar, sözleşmede istisna olarak düzenlenmelidir.
Melek yatırımcılığın küresel ölçekte büyümesi, bu tür sözleşmelerin önemini daha da artırmaktadır. 2020 yılında ABD'de 25,3 milyar dolarlık toplam melek yatırım hacmi ve 64.480 işletmenin melek fonu alması, bu alandaki dinamizmi göstermektedir. 334.680 aktif melek yatırımcının varlığı ise, gizlilik sözleşmelerinin standartlaşması ve profesyonelleşmesi ihtiyacını ortaya koymaktadır.
Sözleşme Türleri ve Hukuki Nitelikleri
Melek yatırımcı ile girişimci arasında yapılan sözleşmeler, Türk hukuk sisteminde özel bir konuma sahip olup, mevzuatta açık bir düzenlemeye tabi tutulmamıştır. Bu durum, söz konusu sözleşmelerin isimsiz sözleşmeler kapsamında değerlendirilmesini gerektirmekte ve uygulamada çeşitli sözleşme türlerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
İsimsiz Sözleşmeler Kapsamında Sınıflandırma
Melek yatırımcı ile girişimci arasında yapılan sözleşmeler, Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenen klasik sözleşme türlerinden farklı özellikler taşıması nedeniyle isimsiz sözleşmeler kategorisinde yer almaktadır. Bu sözleşmeler üç temel türde sınıflandırılabilir:
Sui generis (kendine özgü) sözleşmeler, kanunda düzenlenen sözleşmelerden tamamen bağımsız ve kendine özgü unsurlar içeren anlaşmalardır. Karma sözleşmeler, kanunda düzenlenen çeşitli sözleşmelerin kanunun öngörmediği şekilde bir araya gelmesiyle oluşur. Bileşik sözleşmeler ise kanunda düzenlenen birden fazla sözleşmenin mahiyetlerine halel gelmeksizin bir araya getirilerek oluşturulan sözleşmelerdir.
Bu sözleşmelere uygulanacak hukuki düzenlemeler konusunda TBK m.620 uyarınca adi ortaklığa ilişkin hükümler genel hüküm niteliği taşıdığından kıyasen uygulanabilmektedir. Ayrıca vekâlet sözleşmesinin boşluk doldurucu genel hüküm niteliği de göz önünde bulundurulmalıdır.
TBK m.26 uyarınca taraflar sözleşmenin konusunu belirlemede serbesttir. TBK m.12 ile düzenlenen şekil serbestliği ilkesi gereğince, bu sözleşmeler herhangi bir şekle bağlı değildir. Bireysel Katılım Sermayesi Hakkında Yönetmelik m.17 de bu serbestliği tekrarlamakta ve tarafların karşılıklı hak ve sorumluluklarını teminat altına almak üzere başka sözleşmeler yapabileceğini düzenlemektedir.
Gizlilik Sözleşmeleri
Gizlilik sözleşmeleri (Non-disclosure/Confidentiality Agreement), melek yatırımcı ile girişimci arasındaki ilişkinin en temel yapı taşlarından birini oluşturmaktadır. Bu sözleşmeler, ön görüşmeler sırasında paylaşılan gizli bilgilerin korunması ile ilgili karşılıklı hak ve yükümlülükleri düzenleyen anlaşmalardır.
Gizlilik sözleşmelerinde gizli bilgi tanımının kapsamlı ve net olarak belirlenmesi kritik önem taşımaktadır. Bu tanım, tarafların sözlü, yazılı, elektronik veya diğer araçlarla paylaştıkları finansal, hukuki, ticari bilgiler ile sözleşmeler, iş planları ve politikaları kapsayacak şekilde düzenlenmelidir.
Sözleşmede gizli bilgi tanımının istisnaları da açıkça belirtilmelidir:
- Kamuoyu tarafından halihazırda bilinen bilgiler
- Kusursuz şekilde kamuoyuna mal olan bilgiler
- Önceden bilinen bilgiler
- Yasal zorunluluklar gereği açıklanan bilgiler
Sözleşme ihlali durumunda uygulanacak caydırıcı tutardaki cezai şart düzenlemesi, tespit edilmesi zor olan zararın makul bir kısmının karşılanmasını sağlamaktadır. Gizli bilgilerin korunma süresi genellikle 5 ila 10 yıl arasında belirlenmekte ve sözleşme bitiminden sonra da koruma yükümlülüğü devam etmektedir.
Niyet Mektupları
Niyet mektupları (Termsheet/Letter of Intent), melek yatırımcının girişimciyle ortak olma niyetiyle imzaladığı, bağlayıcı özellik taşımayan ancak yatırım sözleşmesinin şekillenmesinde yardımcı olan sözleşmelerdir. Bu belgeler hukuki ağırlığı az olmakla birlikte, ticari yönden önemli hükümler içermektedir.
Niyet mektupları genellikle şu unsurları içermektedir:
- Yatırım miktarı ve koşulları
- Değerleme kriterleri
- Hisse oranları
- Yönetim hakları
- Çıkış stratejileri
Bu belgeler yasal bağlayıcılığı olmamakla birlikte, taraflar arasındaki müzakere sürecini hızlandırmakta ve ana sözleşmenin hazırlanmasında rehber niteliği taşımaktadır.
Pay Sahipliği Sözleşmeleri
Pay sahipliği sözleşmeleri (Shareholders Agreement), melek yatırımcı ile girişimci arasında sermaye ve fikrin bir araya getirilerek kâr, zarar ve karşılıklı sorumlulukların düzenlendiği en kapsamlı anlaşmalardır. Bu sözleşmeler şirket esas sözleşmesi ile birlikte düzenlenmekte ve tarafların hak ve yükümlülüklerini detaylı olarak belirlemektedir.
Pay sahipliği sözleşmelerinde düzenlenen temel konular şunlardır:
- Sermaye yapısı ve hisse dağılımı
- Yönetim hakları ve karar alma mekanizmaları
- Bilgi edinme hakkı ve raporlama yükümlülükleri
- Sadakat yükümlülüğü ve rekabet etmeme şartları
- Çıkış hakları ve değerleme kriterleri
Bu sözleşmeler rızai sözleşmeler olup, borç doğuran ve iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler niteliğindedir. Melek yatırımcının temel borcu girişimcinin fikrinin hayata geçmesine finansörlük etmek, girişimcinin borcu ise melek yatırımcının maddi ve manevi desteğini talep etmektir.
Yargı kararlarında da bu konuya ilişkin örnekler bulunmaktadır:
İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/445 say
Melek Yatırımcı Lisansı ve Yeterlilik Şartları
Türkiye'de melek yatırımcı olarak faaliyet gösterebilmek için Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan bireysel katılım yatırımcısı lisansı alınması zorunludur. Bu lisans sistemi, hem yatırımcıların hem de girişimcilerin korunmasını amaçlayarak belirli yeterlilik şartları getirmektedir. Bireysel Katılım Sermayesi Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenen bu sistem, iki farklı kategori altında melek yatırımcı adaylarını değerlendirmektedir.
Yüksek Gelire Sahip Yatırımcı Grubu
Yüksek Gelire Sahip Yatırımcı Grubu, mali güce dayalı yeterlilik kriterlerini benimseyen kategoridir. Bu gruba dahil olabilmek için adayların aşağıdaki şartlardan birini karşılaması gerekmektedir:
- Yıllık gayrisafi gelirin 200.000 TL üzerinde olması şartı, bu kategorinin temel kriteri olarak öne çıkmaktadır
- Kişisel servetin 1.000.000 TL'den fazla olması alternatif bir yeterlilik şartı olarak kabul edilmektedir
Bu mali eşikler, yatırımcının potansiyel kayıpları karşılayabilecek finansal güce sahip olduğunu göstermek amacıyla belirlenmiştir. Yüksek riskli yatırımlar olan melek yatırımcılık faaliyetlerinde, yatırımcının mali durumunun sağlamlığı hem kendi korunması hem de piyasa istikrarı açısından kritik öneme sahiptir.
Tecrübeli Yatırımcı Grubu
Tecrübeli Yatırımcı Grubu, mali güçten ziyade sektörel deneyim ve uzmanlığa odaklanan kategoridir. Bu gruba dahil olabilmek için çeşitli alternatif yollar bulunmaktadır:
Profesyonel deneyim kriterleri kapsamında:
- Girişim sermayesi şirketlerinde veya finansal kuruluşlarda en az 2 yıl üst düzey yöneticilik yapmış olmak
- Son 5 yıl içinde cirosu 25.000.000 TL üzerindeki şirkette 2 yıl üst düzey pozisyonda çalışmış olmak
Sektörel deneyim kriterleri ise şunları içermektedir:
- Türkiye'deki melek yatırımcı ağlarından birinde en az 1 yıl üyelik bulunması
- Halka açık olmayan en az 3 şirkette melek yatırımcı ortaklığı deneyimi
- Kuluçka merkezlerinde en az 2 yıl tecrübe sahibi olması
- Başlangıç aşamasındaki en az 3 şirkete her biri için minimum 20.000 TL sermaye desteği sağlamış olması
Bu kriterler, yatırımcının startup ekosistemi hakkında yeterli bilgi ve deneyime sahip olduğunu kanıtlamayı amaçlamaktadır.
Lisans Başvuru Süreci
Melek yatırımcı lisansı için başvuru süreci Hazine ve Maliye Bakanlığı nezdinde gerçekleştirilmektedir. Başvuru sahiplerinin yukarıda belirtilen kategorilerden birine uygun olduklarını belgelemeleri gerekmektedir.
Başvuru sürecinde gerekli belgeler arasında:
- Gelir beyannamesi veya gelir belgesi
- Servet durumunu gösteren belgeler
- Mesleki deneyimi kanıtlayan belgeler
- Eğitim durumunu gösteren belgeler
- Melek yatırımcı ağı üyelik belgeleri (varsa)
Lisans alımının avantajları şunlardır:
- 351 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun geçici 82'nci maddesinin 4'üncü fıkrası uyarınca vergi desteklerinden yararlanma imkanı
- Resmi melek yatırımcı statüsü kazanma
- Düzenli yatırım faaliyetlerinde bulunabilme yetkisi
Lisans sistemi, Türkiye'deki melek yatırımcılık ekosisteminin profesyonelleşmesini ve güvenilirliğini artırmayı hedeflemektedir. Bu sistem sayesinde hem yatırımcılar hem de girişimciler daha güvenli bir ortamda faaliyet gösterebilmektedir.
Sonuç olarak, angel yatırımcı sözleşmelerinde gizli maddeler ve melek yatırımcılık faaliyetleri, Türk hukuk sistemi içerisinde karmaşık ancak düzenlenebilir bir yapı arz etmektedir. Gizlilik sözleşmelerinden pay sahipliği anlaşmalarına kadar uzanan geniş sözleşme yelpazesi, isimsiz sözleşmeler kapsamında TBK hükümlerine tabi olmakta ve tarafların sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesinde şekillenmektedir.
Mevzuat açısından 2012'den bu yana yaşanan değişiklikler, günümüzde Bireysel Katılım Sermayesi Hakkında Yönetmelik ile sınırlı düzenleme alanı bırakmış olsa da, lisans sistemi ile profesyonelleşme adımları atılmaktadır. Startup ekosisteminin sürdürülebilir gelişimi için bu hukuki çerçevenin daha kapsamlı mevzuat düzenlemeleri ile desteklenmesi, hem yatırımcıların hem de girişimcilerin hak ve yükümlülüklerinin net bir şekilde belirlenmesi açısından kritik önem taşımaktadır.